Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞANLIURFA 21 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr YAKAMOZUN İÇİNDE... Siz bu fotoğrafa dikkatli değil, biraz derin bakın. Akşamın sarhoş saatlerindeki olağanüstü renklerde benim yaptığım gibi düşler kurun, öneririm.. Uçuk, kaçık, ulaşılmaz ve imkansız olabilir, sorun değil… Geçmişteki unutamadığınız bir yolculuğunuzu düşünün örneğin… Düşsel bir yolculuk kurun ya da sevdiğiniz, bildiğiniz, bilmediğiniz bir kıyı kasabasına doğru… Bir insanı düşleyin… Mümkünse deniz kıyısında olsun… Bana göre İzmir’in en şahsiyetli anakent ilçesindeki balıkçı barınağında size anlatmaya çalıştığım bu manzarayı yakalamadan önce, zaten ben, itiraf edeyim, uçuk kaçık bir haldeydim. Çünkü… Güzelbahçe sırtlarında, çeşme yarımadasına hâkim bir Yörük köyünde, olağanüstü hissetmişim kendimi. Adı Payamlı. Orman içinde, yaşlı çam ağaçları, yüz yıllık meşeler ve üzüm bağları. onlar güneşin yaktığı anılarını zülüfleriyle süsleyip Harran kültür evinde turistleri ağırlıyorlar. Harran’da bazı aileler evlerini turizme açmış. Bunlardan biri de Ali Kızıl. Ali Kızıl evini Harran kültürüne göre düzenlemiş. On çocuğundan beşi kız. Kızları ile beraber Haran kültürünü tanıtmaya çalışıyor. Harran evlerini görmeye gelenleri yöresel kıyafetleri ile karşılayan kızları, yörenin kültürü ile gelen misafirleri ağırlıyor. Birkaç konik evi birbirine bağlamış on çocuğu, torunları, gelinleriyle hizmet veriyor Ali Kızıl. Konik evler bir avluda buluşuyor. Avluda; buğday dibeği, ayran teknesi gibi kültürel detaylar bulunuyor. Küçük ahşap tabureler sinilerin çevresinde toplanmış. Evlere gelen turistler avluda kısa bir mola verip ince belli süslü çay bardakla rında çaylarını içiyorlar… İkram güler yüz ve heyecanla yapılıyor. Evin gelini çay ocağına çevrilmiş bir yerde çayları hazırlıyor, yirmi yaşında ikinci çocuğuna sekiz aylık hamile. Ali Kızıl’ın eşi Halime Hanım, evde bir organizatör gibi çalışıyor. Anadolu değişim ve gelişimi her zaman kucakladı ve coğrafyasında büyüttü. Bir zamanlar ilimle aydınlanan Harran toprakları şimdilerle turizmle gelişip hareketleneceğe benziyor. On dakika uzaklıkta şehir sıcaktan bulanıyordu, burası tam bir imbat. Sol yanım Sığacık, sağ yanım Urla, içmeler ve İzmir Körfezi… Bir deryanın zirvesinde mavi, yeşil, sarı ve toprak… Bu olağanüstü coğrafyaya tanıklığım, sağ olsun dostlar sayesinde… On dakikada aşağıya indim. Akşam ve karşımda, ikinci limandaki balıkçı barınağı… Renklerin böylesi büyüsünü hangi sanatçı, hangi tuvale döktürür, imkansız!.. Burası, bazılarına olağanüstü bir dinginlik ve huzur verebilir, benim gibi bazılarını ise kışkırtır belki. Hele de bir “med cezir” senfonisi yazılmışsa sizin için, üstelik. Solo bir gitarın arka fonunda yoğun bir duyarlılık ve derin sözcükler duyarsınız. Ve bakar mısınız: “Dalgalar kıyıda vuruyor kendine/ Yakamozun içinde ben/ Hayata yorgun bakan gözler gece yanan fener gibi...” Her şey usul usul ilerliyor. Pasaport’taki dalgın gözlerle uzaklara bakan ve hikayelerini ele vermeyen o adam, yine burada. Yine gizemli, yine bilinmez denizin ötesini seyrediyor... Yolculuklarımız sürüyor, karşılaşmak an meselesi...