Katalog

8 MALDİV ADALARI MALDİV ADALARI 9 Cennetin mavi adaları Maldivler Zeynep Oral ıllardır ukalalık eder dururdum. Kış ayY larında başka iklimlere, başka coğrafyalara gidip denize girenlere kızardım! Ülkemiz, yeryüzünün en güzel kıyılarına sahipken; uzun süren deniz mevsimlerinde Akdeniz ve Ege’nin tadına doyulmazken ; denize girmek için seyahat edilir miydi! Bana göre, iş dışında olsa olsa kültürel veya sanatsal bir olay için ve farklı toplumları tanımak için yolculuk yapılırdı… Sonra günün birinde (öleceğimi sanıp da ölmeyince, doktorum da güneş önerince) kendime işsiz güçsüz, salt sıcak havalar, güneş ve deniz tatili armağan ettim! İnternete girip Şubat ayında en sıcak yöreyi bulmak güç olmadı: Maldiv Adaları’na gidecektim. Arama motoruna “Maldiv adaları” yazmamla önüme sayısız seçenek çıktı. Yolculuğu kendim düzenlemeye kalkarsam üç beş misli daha masraflı olacağını biliyordum. Seçenekleri inceledim. Daha önce adını bile duymadığım “TatilWeb” adresinde karar kıldım. (İlan vermeyip, internetten iş görüyorlar) O andan sonra onların önermeleri ve benim tercihlerimi buluşturup bir program yaptık. Her keseye daha doğrusu çok farklı keselere göre, farklı birikimlere, farklı tercihlere göre sayısız seçenek sunuyorlar…Emirates Hava Yollarıyla Dubai aktarmalı iki kez dörder saat yolculuktan sonra, Hint Okyanusu’nda Hindistan’ın güneyinde Sri Lanka’nın yaklaşık 700 kilometre güneybatısında yer alan Maldiv adalarındasınız! Doğanın cümbüşü Maldive adalarındasınız ve gözlerinize inanamıyorsunuz! Çünkü cennettesiniz. Yani, sanki cennettesiniz! Olsa olsa cennet böyle bir şey olabilir diyorsunuz! Mavinin , yeşilin ve turkuazın her tonunda bir deniz... Üzeri tropik bitki örtüsüyle rengarenk çiçekler, görkemli muz ağaçları, envai çeşit palmiye, begonvilya ve orkidelerle kaplı minicik adacıklar… Bembeyaz mercan kumundan oluşmuş kıyılar… Sanki ipek, sanki dantel ! Denizin altı bir cümbüş, üstü başka bir cümbüş! Tüple dalanlar ya da şnorkel gezgincileri için suyun altı rengarenk bir masal dünyası. Sanki çiçek açmış mercanlar arasında yüzüyorsunuz. Sanki balıklarla el ele , kucak kucağa yüzüyorsunuz! Ama gelin “sanki”leri, “gibi”leri bırakıp daha nesnel bakmaya çalışalım olduğumuz ye re: Burası Hint Okyanusunda bir adalar devleti. Sri Lanka’nın 600 kilometre güney batısında. Veee 1192 adadan oluşan bir devlet! ( Rivayet o ki, ada sayısı çok daha fazla , ama başa çıkabilmek için bu sayıda karar kılmışlar) Bu minicik adacıkların yalnız 200’ünde insan yaşıyor. Başkent Male bir ada. Havaalanı, bir başka ada. Falanca otel bir adada , filanca otel öteki adada… Turizme açılan her adada genellikle bir otel var. Tepe yok, dağ yok, yüksek yapı yok… Guinness rekorlar kitabına göre yeryüzünün en alçak ülkesi. En yüksek ada denizden iki metre yükseklikte. Gözün gördüğü en yüksek şey muz ya da hindistancevizi ağacı! Ama aslında burası yeryüzünün en dağlık bölgesi! Ama gelin görün ki, o dağlar, Hint okyanusunun altında kalmış! Yani Maldiv sakinleri (toplam nufus 250 bin civarında) çoktan yanmış sönmüş volkanik sıradağların tepelerinde yaşıyor! Minicik adalar deyip duruyorum: Eni ya da boyu 8 kilometreyi aşan ada yok! Maldiv Adalarının olağanüstü doğasının nedeni bin yıllar boyunca oluşan mercan adaları, mercan atolleri… Mercan dediğimiz planktonlarla beslenen polipler. ( Sanılanın aksine bitki değil, hayvan.) Koloniler halinde yaşıyor. Milyonlarcası üst üste yığılıyor. Salgıladıkları kireçli iskeletlere, kemikleşmiş yapılara, yenileri ekleniyor. Kalkerden meydana gelen kabuk kütlesi, sürgün şeklinde büyüyor. Bu büyüme sırasında sadece kütlenin yüzeyindeki mercanlar canlı olarak kalıyor, içi ölüyor. Bu yığılmaya , kalkerleşmeye ve su yüzeyine çıkmasına mercan resifleri deniyor… Okyanusa açık olanlar daha çok beslenip ; daha çok büyüyor… Volkanik alanda daha hızlı gelişen ve yayılan mercan resifleri binlerce yılın gel gitleri ve yığılmalarıyla, kuruyup parçalanmalarla , toprağa , kara parçalarına dönüşüyor. Ancak o kara parçasının çökmesiyle, ortası lagün denilen sığ denizlere ve çevresini çember gibi saran minik adalardan oluşan Mercan Atollerine yerini bırakıyor. Günümüzde küresel ısınma ve buzulların erimesi Maldiv Adaları için büyük tehlike. Yüzlerce bin yılda oluşan bu adalara kimi bilim adamı 50 yıl biçiyor, kimi 100 yıl . Sonra… Sonra sular altında kalacağı söyleniyor… Denetimli turizm En baştan söyleyeyim: Sırt çantamı yakalayıp, o ada senin bu ada benim dolaşırım diyorsanız; bilinmeyeni, serüveni seven bir gezginseniz, vazgeçin, unutun Maldiv Adalarını! Ülkeye girişiniz, çıkışınız, kesin tarihler ve kalacağınız otel belli olmadan vize alamıyorsunuz. Turist sayısı sınırlı tutuluyor. Adalar arası trafik pek yok… Yerinizi hangi otelde ayırttınızsa, o adaya bağlı kalıyorsunuz. Bir adadan ötekine ancak turistik turlarla gidip gelebiliyorsunuz. Öyle bizim kıyılarımızdaki gibi manyak gibi giden deniz araçları yok. Teknelerin suyu kirletmesi söz konusu değil! Başıboşluk yok! Sıkı denetim var! Bütün bu denetimin asıl nedeni doğayı korumak! Bu muhteşem doğayı, kitle turizminin ve vahşi kapitalizmin sakıncalarından korumak… Ama aynı zamanda halkı yüzde yüz Müslüman olan Maldiv Adaları’nın yerli halkının “ahlak ve namusunu korumak için” de kimi önlemler var. Örneğin ülkeye içki sokmak yasak. Ama otelinizde dilediğiniz gibi, otelden satın alıp içebilirsiniz. . Bütün bu önlemlerin adaların ömrünü uzatacağı düşünülüyor. Gençliğimde dünyayı çok dolaşırken en çok Katmandu’da korkmuştum! Hiç dönmek istemeyebilirim, hep orada kalabilirim diye! Doğrusu şimdi de Maldiv Adaları’na ilişkin bir “korkum”, bir endişem var: O kadar güzeldi ki, ya alışır da , her kış gitmek istersem diye kara kara düşünmüyor değilim doğrusu!