Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman yhacisuleyman@yahoo.tr Turizm Uzmanı 12 MEKSİKA KÜRESEL ISINMA Günlük sorunlarımızdan dolayı dünyanın çok önemle üzerinde durduğu bazı konuları zaman zaman gözden kaçırıyor veya başka bir zaman ilgileniriz diye bir kenara koyuyoruz. Belki de dünyanın baş aktörleri böyle davranmamızı istiyorlar ve kendi sorunlarımızla oyalanmamızı sağlarken onlar da kendi çıkarlarına yönelik kısa ve uzun vadeli planlarını adım adım gerçekleştiriyorlar. Geçen hafta bir toplantıda açıklandı. Avrupa’da yıllık enerji ihtiyacı her yıl yüzde bir artarken, bizde yüzde sekiz artıyor, hatta Antalya gibi turistik merkezlerde bu oran yıllık yüzde 27’lere kadar çıkıyor. Antalya’nın bu ihtiyacı yalnızca turistlerin artışından kaynaklanmamaktadır. Büyüyen bir ülkeyiz kuşkusuz, ancak göç sorununu çözememiş daha doğrusu böyle bir sorunun varlığını kabullenmek istemezmiş gibi bir davranış sergilediğimizden, göç sorunu ile ortaya çıkan dengesizliklerin enerji ve su kaynaklarının kullanımı ile ilgili sorunları da beraberinde getirdiğini görmezlikten gelmekteyiz. Oysa dünyanın ileri ülkeleri, gezegenimizin önümüzdeki yıllar için elinde kalan enerji ve su kaynakları ile ilgili öngörüler hazırlamakta, bu kaynakları ele geçirmek için savaş dahil hertürlü yönteme başvurmaktadırlar. Enerji ve su kaynaklarının en büyük tehdidi ise küresel ısınma. Türk turizminin de en büyük tehdidi küresel ısınma. Dünya turizm endüstrisinde küresel ısınma ile ilgili öngörüler tartışılırken, kazanacaklar ve kaybedecekler listesi de belli. Türkiye küresel ısınmadan dolayı kaybedecekler listesinin başlarında yerini alıyor. Öngörüler, küresel ısınmadan dolayı yaz aylarındaki aşırı sıcaklığın ve kuraklığın özellikle bazı turizm ülkelerinde turist sayısını ve turizm gelirlerini önemli ölçülerde azaltacağı yönünde bilgi vermektedir. Kaybedecekler listesinde bizimle birlikte İspanya’nın güneyi, Yunanistan ve İtalya’nın güneyi, Tunus, Fas, Tayland, Malezya ve Avustralya bulunuyor. Küresel ısınma nedeniyle özellikle su kaynaklarının daha ekonomik kullanılması gerektiğinden belki de bu destinasyonlarda içme ve kullanma suyu deniz suyundan elde edilmesi gerekecektir. Bundan oluşacak maliyet artışları bu bölgelerdeki tesislerin fiyatlarına yansımak zorunda kalacağından uluslararası rekabette bu bölgeler pahalı kalabilecektir. İspanya, Yunanistan ve İtalya bizim gibi öncelikle denizgüneşkum üçlemesini pazarlayan ülkelerdir. Bu nedenle ana sezon dediğimiz yaz aylarında, bu turizm merkezleri, özellikle okul tatillerinin de bu aylarda olması nedeniyle,”çocuklu aile” turist profiline hitap etmektedirler. Doğal olarak çocuklarının sağlığını ön planda tutacak olan bu kesim için aşırı sıcak iklimler ve turizm merkezleri tatil tercihleri içinde olmayacaktır. Bazı kesimler tarafından, küresel ısınmanın ilkbahar, sonbahar ve kış aylarını sıcaklık bakımından, denizgüneşkum tatil motifini, olumlu yönde etkileyebileceği düşüncesi dile getirilse de, bunun yalnızca bir “iyimser yaklaşım”dan öteye gitmeyecek bir düşünce olduğu anlaşılmaktadır. Ülkemizin enerji ve su kaynaklarının iyi bir şekilde yönetilmesi gerekliliği kuşkusuz turizmden çok daha önemli bir nedene dayanmaktadır, ancak ülkemiz ekonomisine yılda 20 milyar dolar sağlayan turizm gelirlerinden de mahrum olmayacak şekilde düzenlemeler ve politikalar üretmek gerekliliği bugünden düşünmek zorundayız, parasız kalınca da bir şey yürümüyor… Mayalardan kalan Chichen Itza Yazı ve fotoğraflar: Bülent Demirdurak eksika’nın Yucatan BölM gesi’nde, Merida’ya yaklaşık iki yüz, oteller şehri Cancun’a üç yüz kilometre mesafede dünyanın en ilginç Maya şehirlerinden biri olan Chichen Itza bulunur. Cozumel Adası’na gelen gemilerden ve Cancun’daki yüzlerce otelden buraya her gün binlerce turist gelir. Bu binlerce turistin saatler süren yolculuğunun ödülü de bugünlerde dünyanın yeni yedi harikasından biri seçilmesini beklediğim Chichen Itza kentidir. Chichen Itza’nın en önemli yapılarından bir tanesi El Castillo veya Kukulkan Piramidi’dir. Onuncu yüzyıla tarihlenen bu piramit kesinlikle dünyanın en harika ve en gizemli yapılarından bir tanesidir. Yılın belirli günlerinde burada akıllara zarar gölge ve ışık oyunları oluşur. Bu inanılmaz günlerde basamakların köşelerinde oluşan gölgeler ortaya müthiş bir tablo çıkartır. Bütün Maya yapılarında olduğu gibi burada da her taş yerine matematiksel hesaplar ve takvimdeki günler hesaplanarak konulmuş. Piramidin her yüzü bir mevsimi simgeler. Piramidin en alt basamaklarında toprağa yakın yerlerde yılan başları ile basamaklar sona erer. Altmış metre köşeleri olan tabanın üzerinde duran El Castillo’nun yüksekliği yirmi dört metredir. Dört köşesinin her birinde doksan bir basamak bulunur. Basamakların toplam sayısına bir de en yukarıdaki platformda olduğu bilinen tapınağı ekleyince elde edilen sayı üç yüz altmış beş olur ve bu da bir yılın gün sayısına eşittir. Piramidin üstündeki tapınakta, savaşçı Chacmool’ün heykeli bulunuyormuş. Her yıl 21 Mart ve 22 Eylül tarihlerinde yani yılın gece