Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KKTC 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr BİR OTEL BİR FOTOĞRAF Gece dıştan bakınca güzel bir konaklama tesisi görünümünde. Konakladık. Ancak! Ertesi sabah, gözlerime inanamadım. Bunca tesis, otel, tatil köyü gezdim, böylesini görmedim. Üstelik Türkiye’nin en turistik bölgelerinin birinde. Üstelik bilmeden değil, tümüyle bilinçle... Yer Pamukkale’nin dibi, Karahayıt. Karahayıt, Türkiye’nin önemli termal merkezlerinden... 1970’li yıllarda bir köy. Önce pansiyonculuk başlıyor. 1980’li yıllarda turizm teşvikleri bölgeyi canlandırıyor. 1985 yılında pansiyon sayısı on, turizm işletme belgeli otel sayısı bir. Bugün sayılar artmış. Turizm belgeli işletme sayısı on iki. Böylesine bir yoğunluk söz konusu. Geleceği parlak. Kırmızı termal suyun bir çok hastalığa iyi geldiği belirtiliyor. Romatizma, böbrek taşı, çeşitli mide ve bağırsak hastalıklarına, bel ve boyun fıtığı rahatsızlıklarına iyi geldiği vurgulanıyor. Oteller Avrupa Kaplıcalar Birliği’ne üye. Özellikle kuzey ülkelerinden ilgi büyük. Doğal çamur havuzlarından günde beş bin kişi yararlanıyor...Dönelim asıl meselemize, bir geceliğine konakladığımız bu otellerin birinde, gözlerimize inanamadığımız konuya. Otelin giriş bölümünde, koridorlarında ve en önemlisi yemek salonunda bir fotoğraf asılı. Otelin değişik bölümlerime 50x70’lik çerçevelere yerleştirilmiş fotoğraf çok önemli. Sudan’da BM kampı yakınında Kevin Carter’ın 1994 yılında çektiği Pulitzer ödüllü bir fotoğrafta, açlıktan iki büklüm olmuş, neredeyse ölüme yaklaşan Afrikalı bir çocuğun dört beş metre gerisinde, bir akbaba bekliyor. Açlığın, acımasızlığın, sefaletin, sömürünün, ölümün fotoğrafı... Gerçeği sergiliyor. İnsanı, insan olduğundan utandıran bir fotoğraf kısaca. Fotoğrafın altına şunlar yazılmış:... Bu fotoğraf 1994’te Sudan’daki kıtlık sırasında çekildi. Ve fotoğrafçı Kevin Carter’e Pulitzer ödülünü kazandırdı. Çocuk, emekleyerek bir kilometre ötedeki BM yemek kampına gitmeye çalışıyor. Arkasındaki akbaba, çocuğun ölmesini bekliyor. Kevin Carter üç ay sonra depresyona giriyor ve intihar ediyor. Ve dünya hala dönüyor. Ve biz kendimizi, iyimizi, aşımızı beğenmiyoruz. Şükretmiyoruz. Ve insafsızca israf ediyoruz. Yarın bizi nasıl bir hayatın beklediğinden emin miyiz?” Şimdi soruyorum: Siz tatil yaptığınız, tedavi olmaya geldiğiniz, dört bir yanı bu fotoğrafla çerçeveli bir tesiste konaklayabilir misiniz? Bu fotoğraf bakıp, yemeğinizi yiyebilir misiniz. Boğazınızdan lokmalar geçebilir mi? Efendim, işletmeci bakmış “her şey dahil” sisteminde yiyecekler çok israf ediliyor, çare yok, bu fotoğrafı asarak sorunu çözmeye çalışmış. Otelden dışarı kendimi nasıl attım, bilemezsiniz... yerleri özetlemek istiyoruz. Adada yetişen kuş türleri hakkında bilgileri Arkeloji ve Doğa Müzesi’nde gördükten sonra, hemen yanı başındaki St. Mamas’ı görebilirsiniz. Soli harabelerini gezerken kendinizi Aspendos’un küçük bir örneğini geziyormuş gibi hissedebilirsiniz. Kral mezarları, St. Barnabas Arkeloji ve İkon Müzesi’ni de barındıran Gazi Mağusa’daki Salamis Harebeleri halen ayakta kalan bölümleriyle görülmeye değer. İzmir Efes’tekinin bir kopyası gibi ?