Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 KÜLTÜR Kennedy Uzay Merkezi Nuyan Yiğit BD’ de Florida’nın kuA zeydoğu kıyısına artık “Uzay Sahili” deniyor. Bunun nedeni de Kennedy Uzay Merkezi’nin burada oluşu. Bu merkezin içinde uzaya gönderilen boy boy roketlerin, uzaya gidip gelen mekiklerin bulunduğu bir park var. Bunun dışında bir de müze var. Bu müzenin içinde astronotların gerçekte kullandıkları giysiler, içinde günlerce yaşadıkları kapsüller görülüyor. Bu kapsüllerden bazılarının içine de girip çıkmak mümkün, eğer klostorofobi gibi bir hastalığınız yoksa. Otomobilden sonraki Amerikan tutkusu, muhakkak ki sinemadır. Kennedy Uzay Merkezi’nde bir “IMAX” sineması var. 180 derece, çepeçevre yerden tavana devasa ekranda seyrediyorsunuz filmleri. Dünyadan uzaya ve aya gidiyor, iniyor, çıkıp dolaşıyor, gene kap sülle dünyaya sizi getirecek mekiğe atlayıp dönüyorsunuz. Sinema çıkışında bile insanın toprağı öpesi geliyor. Çeşitli fotoğraflarda kapsül içinde yanan astronotları, havada patlayıp bir akrep resmini çizercesine dağılarak yanan roketleri tüyleriniz ürpererek seyrediyorsunuz. Uzay tutkusu sizi eğer iyice sarmış ise ve uzaya bir roketin fırlatılışını seyretmek istiyorsa nız, bu da mümkün. İnternete giriyor, yeni bir uzay yolculuğunun yapılacağı tarihi öğreniyor ve fırlatılışı izlemek istediğinizi yazı işe bildirip bilet tahsisini talep ediyorsunuz. Kura ile kazananlar belli oluyor ve siz de kazanmış iseniz adresinize davetiye geliyor. Gidip tribünde yerinizi alıyor ve roketin tozu dumana katarak göğü delip gidişini ağzı açık seyre diyorsunuz. O roketin içinde olmayı sakın hayal etmeyin, huzurunuz kaçar. O olayı seyre giderken uzaktan ilk gördüğünüz yapıt kutu gibi bir bina oluyor. Yaklaştıkça o bina büyüyor, büyüyor, büyüyor. İçine elli katlı bir apartmanın girebileceği boyuta geliyor. Uzaktan gördüğünüz kutu gibi binanın o olduğuna kendiniz bile inanamıyorsunuz. Uzay merkezini gezmek bedava değil. Giriş bileti parası, sinema ücreti, tur bedeli bir yana, o hediyelik eşya dükkanları yok mu, işte o felaket. Hele çocuklarınız var ise, battınız demektir. Uzay yolculuğunun çıkışgiriş kapısı olan Cape Kennedy’den Batı yönüne döndüğünde hemen Orlando’ya varıyor insan. Sadece portakal çiçeklerinin tatlı kokuları ile renkli meyvelerin olmasını sessizce bekleyip adeta pinekleyen bir kent, hatta bir yöre, bir fare efsanesinin gelişi ile çıldırmış durumda bugün.