Katalog

4 KAPAK E EG DEN İZİ Ozan Yayman ntik Keramos kentinin güA nümüzdeki temsilcileri Ören’de yaşıyor. Mitolojide çömlekçilik sanatını kurucusu olarak bilinen Keramos’un adını taşıyan yerleşim, bugün modern görünümüyle konuklarını ağırlıyor, belleklerde yer ediniyor. Gökova Körfezi’nin ortasında yer alan Ören eşsiz doğası, birbirinden bakir koyları, nezih insanları ve Akdeniz folkloruyla cezbetmeye devam ediyor. Bundan daha çok uzun yıllar önce; Gökova Körfezi’nin keşfedilmediği yıllar... Halikarnas Balıkçısı’nın, Gökova’dan, yoldaşlarıyla birlikte serin sulara demir aldığı dönemler. Gökova Körfezi’nde, edebiyatın, felsefenin, sanatın ve yaşamın kaynağı daha pek çok unsurun tartışıldığı mekanlar arasına adını yazdıran Ören geçmişin mirasını yaşatıyor. “Roma’yı gör de öl derler. Gökova’yı gör de daha çok yaşa” diyen Halikarnas Balıkçısı’nın söylemini ilke edinen Örenliler, zenginliklerini ve değerlerini daha geniş kitlelerle Gökova’nın orta yeri MİLAS ÖREN paylaşmak için yönlerini turizm olgusuna çevirdiler. Uzun yıllardan bu yana ülkenin değişik yerleşimlerinden konuklar ağırlayan Ören, antik dönemden gelen zenginliğine Akdeniz kimliği ve yakın tarihimizdeki Gökova Körfezi’nin, kültür ağırlıklı “mavi yolculuk” olgusunu ekleyerek, günden güne ivme alıyor. Ören’den söz edilecekse başlara yazılacak pek çok olgu var. Ancak biz koylarından söze başlamak isteriz. Sonuçta ‘balıkçı ve arkadaşları’nın mavi yolculuk güzergahlarından birisiyle karşı karşıyayız. Şimdiki zamandan koparılmış mekanlardasınız. El değmemiş bakir koyları kaplayan asırlık çam ağaçları. Gözün alabildiğine uzanan yeşil bir doku. Üstelik denizin hemen bitişiğinde. Bazı ağaçlar var ki, dalları denizin yüzünü okşuyor. Turkuvaz maviye çalan denizine, ormanlık alandan yansıyan yeşilin karışımıyla ortaya çıkan rengarenk, görülmeye değer. Üstelik bu renk cümbüşü günün her saatinde değişiyor. Koylarda, güneş daha tepeye çıkmadan farklı, öğle saatinde değişik akşam kavuşma anında daha bir başka renk karışımı içinde bulu yorsunuz kendinizi. Koylarda sizin gibi şanslı olan fazla değil birkaç tekne ile gelenler arasında, ıssız koylarda, serin sularda olmak ayrıcalıklı bir tatilin hissini vermeyecek ise ne duyumsatabilir ki? Koylar arasında Akbük Koyu’nun ayrı bir yeri var. Fazla ayak oynamasın diye midir nedir bilinmez, kara yolu ulaşımı engellerle dolu. O nedenle Ören’den kalkan ve Gökova’nın en başlıca koylarını dolaşan tekneler ile buraya ulaşmanız tavsiye olunur. Turkuvaz, serin ve olabildiğince dingin bir suda yüzmenin ayrıcalığını burada doyasıya yaşayabilirsiniz. Akbük Koyu’na ulaşmadan önce sizi denizin kıyısında bir “Deniz Kızı” karşılayacak. Bronzdan yapılmış bu heykel, ıssızlığın ortasında bir başına duruyor. Gelen geçeni kıskandırmak için midir nedir, bilinmez. Koylara yapılan geziler arasında güzergahlardan birisi de mutlaka Sedir Adası olmalı. Ada sahillerindeki kumun dünyada bir eşi benzeri daha yok. Kum bu nedenle koruma altına alınmış durumda. Sedir Adası’nda, denize girenlerin duş almadan adadan ayrılmasına izin verilmiyor. Nedeni ise kıy ?