Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 İZMİR / BUCA İZMİR’İN BÜYÜYEN YÜZÜ BUCA Buca Gölet Cumhuriyet Ege Bürosu D aracık sokakları, bahçesindeki havuzlarda kırmızı balıkların yüzdüğü, hanımeli, yasemin sümbül kokularının bütün beldeyi kapladığı, güler yüzlü insanların yaşadığı Buca’yı, daha çağdaş, daha büyük bir kent olma yolunda önemli adımlar attığı günümüzde yeni kuşaklara anlatmak, geçmiş zamanın izini sürmek gibi. Günümüzdeki nüfusu 500 bine yaklaşan Buca’nın henüz nahiye olduğu dönemde, yerleşimin yerlisi Levantenlerle çeşitli yerlerden göç edenlerin oluşturduğu dönemi yansıtan anılar, bir anlamda özünde cennet kavramının da nakşedildiği yaşamın kendisidir. Kıymetini bizden daha iyi bilenler bir zamanlar Buca’ya “cennet” adı nı takmışlar. Ezan sesiyle çan sesinin örtüştüğü bir sevgi ve inanç birlikteliği dünyanın kaç yerinde görülebilir ki? İstanbul’un Ortaköy Meydanı’ndaki dini hoşgörü ortamı ne ise Buca’nın da özünde o hoşgörü saklıdır. Bucalıların fazlasıyla övündüğü olgu, tarihsel süreçten gelen farklılıkların bir arada yaşayabilme geleneğidir. Buca’da yaşamak ayrı bir şans vurgusunu yapan eskiler günümüzün yerleşim sakinlerinin de, bu olanağı doyasıya soluduğunu aktarırlar. İlçenin eskileri günümüzün Buca’sını övseler, sahiplenseler de geçmiş dönemlerden söz açıldığında mağrurlukları bir başka olur. “O yıllar güzel yıllardı” diye söze başlarlar. “Yoksulduk ama mutluyduk” diye devam eder ler. Eski yılların sakinleri Buca’dan söz açtıklarında ilk olarak “Bir de çok sevdiğimiz trenimiz vardı. 5.18 treni. Bu tren Buca’nın bereketi, nafakası demekti. Ekmek parası kazanmak için İzmir’e gidecekler için bu tren köprü vazifesi görürdü. Makinist, sabah götürdüğü Bucalılar’ı akşam getirdiğinde düdüğünü uzun uzun çalar ailelere, sevdiklerini getirdiğine dair müjde verirdi” derler. 5.18 treninin günümüzde çalışmadığını dile getiren ilçe sakinleri, “keşke eskisi gibi olsa da, 5.18 treninin keyfini bugünkü kuşaklarda yaşasaydı” demekten geri kalmıyorlar. Buca’da şimdilerde 5.18 treni yok ancak tren istasyonunda binlerce genç günün hemen her saati bir kenti soluyor. Levantenlerin İzmir’e mirası konaklar, iki katlı, bahçeli evler bu mekanların bulunduğu ve her bir bahçeden çiçeklerin sarktığı yollar Buca’nın günümüzdeki yüzü. Buca’nın bir de asırlar boyu eskimeyecek bir yüzü var ki, değil İzmir’in, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın üzerine titremesi gereken nitelikte. İzmir’’in çok kültürlü döneminde Levantenlerin yoğun olarak yaşadığı Buca’nın, zamana yenilmemiş ve yıllar yılı direnebilmiş mekanları İzmir’de görülmesi gereken başlıca yerler arasında bulunuyor. İlk sahiplerinden bugüne iki, üç kuşak el değiştiren yapılar da olsa, konaklar ve mütevazı evler kim tarafından sahiplenilirse gözbebeği gibi bakılıyor. Buca’da dikkat çeken bir başka unsur da, geçmişin değerleri çoğunluğu gençlerden oluşan bir kitle tarafında korunuyor olması. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ilçe sınırları içerisindeki kampüslerinde eğitim alan binlerce genç tarihi doku içerisinde yaşamın ritmini yansıtıyor. Buca adı batı dillerinde Boudja, Budjia, Bougieh, Borja olarak kullanılmakla beraber en çok Boudja kullanılmıştır. Buca adı ilk kez 1688 yı Sevgi yolu