Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 KÜBA KÜBA 9 Yaşamın donduğu yer, Trinidad Yazı ve fotoğraflar: Timur Özkan rinidad’ın doğal güzellikleri çok zengindi, rüzT garları yakalayan ve Karayipler’e bakan bir tepenin iki yanına kurulmuştu, arkasındaki yeşil Topes de Collentes dağları göğe yükseliyordu. Adı Küba yönetiminin tepkisine neden olan “Mie Moto Fidel” (Benim Sadık Motorum) kitabında İngiliz gezi yazarı C. Paker böyle anlatıyor Trinidad’ı. Burası başkent Havana’ya 370 kilometre yaklaşık dört saatlik uzaklıktaki bir 18. yüzyıl kenti. Unesco’nun koruma altına aldığı Trinidad, taş sokakları, tek katlı ve yüksek tavanlı evleriyle karakteristik bir mimari yapıya sahip. Sömürgecilik yıllarından kalan bu evlerin 350 kadarına pansiyon izni verilerek turizme açılmış. İzin uygulaması o kadar katı ki, sadece dört yatağı olan bir ev, bir ek yatak koymaya izni olmadığı için beş kişilik grubumuzu kabul etmiyor ve iki ayrı eve yerleşmek zorunda kalıyoruz. Neyse ki her iki ev sahibemiz de konuksever ve güler yüzlü. Aynı nedenle kahvaltımızı bile birlikte veremedikleri için defalarca özür diliyorlar. On bir milyonluk Küba’nın her yerinde olduğu gibi burada da yabancılar ilgi odağı, en masum ilgilenme şekli memleketimizi sormak, daha sonra ev veya restoran ayarlamayı teklif ediyorlar, o da olmazsa rom veya puro satmaya çalışıyor, bir başkası bı rakmak isteyeceğimiz herhangi bir eşyamızın olup olmadığını soruyor veya cep telefonumuza müşteri oluyor. Trinidad, 26 Şubat 4 Mart tarihleri arasında 17. Uluslararası Kitap Fuarı’na ev sahipliği yaptı. Belediye binasının yanındaki sinema salonuna ve buraya açılan sokaklara kitap stantları kuruldu, öğrenciler fuarı gezmeye götürüldü, bir örnek giysileri içinde siyahbeyazmelez öğrenciler ilginç görüntüler oluşturuyordu. İspanyolların 15. yüzyılda çalışmaya getirdikleri Afrika kölelerle karışmasından oluşan demografisinin kavgasız gürültüsüz bir arada yaşaması sosyalizmin başarısı kabul ediliyor. Ancak artık herkesin kabul ettiği bir gerçek olan; sosyalist yönetimin eğitimde, sağlıkta gösterdiği başarı bugün halkı tatmin etmiyor. İşte biraz da bu nedenle turizm, haklı ek gelir kaynağı olarak giderek önem kazanıyor. Yılda gelen iki milyon nüfus ülkede bazı çifte standartlar yaratıyor. Örneğin, sadece yabancılara açık turistik bölgelere Kübalılar giremiyor. Küba parası pezo’da bir başka çifte standart örneği. Halkın kullandığı Pezo ile turistler için bastırılan konvertible pezo birlikte tedavülde. Yabancı para konusunda da ilginç bir çifte standart var, Amerikan doları için yüzde 10 komisyon uygulanırken, euro kendi kurundan pezoya çevrilebiliyor. Turistik broşürlerde bu fark, Amerikan ambargosuna bir tepki olarak açıklanıyor. Küba’ya özgü bir başka standart ise üç zezoluk banknotlar. Bir buçuk ve on gibi alıştığımız banknotlar arasında üçlükleri önce yadırgıyoruz ama çabuk alışıyoruz. Üç pezonun halkın kullandığı versiyonunun ön yüzünde tanıdık bir resim var. Küba deyince akla gelen ilk isim olan Che, belki idealist kişiliğinden ve erken ölümünden, belki de turistik bir obje olarak bugün bile Küba’ya hizmet ediyor olmasından çok sevilmeye devam ediyor. Küba’nın her tarafında olduğu gibi burada da Che posterleri, yazıları her yerde karşımıza çıkıyor. Yaşamın donduğu yerler vardır, Trinidad’ta böyle bir yer, 70 bin nüfus yaşıyor. Tur grupları otobüslerle günübirlik getirilip götürülüyor, bu nedenle akşamları yabancı az, adı hostel olmakla birlikte daha çok pansiyon sayılabilecek evlerde yer bulmak zor değil. Trinidad’a gelmek için Havana’da otobüs seferleri var, gelmişken etrafı gezmek için araba kiralamak mümkün, Venezuala vermeye başladığından beri akaryakıt sıkıntısı bitmiş, benzin fiyatı bir dolardan biraz fazla, yani Türkiye’nin yarısı kadar. En yakın sahil Ancon’da, Trinidad’tan buraya otobüs seferleri var. Karayip denizinde dalış ve yüzme keyfinden sonra, Ancon dönüşü, Trinidad’ın hediyelik eşya pazarı gezilebilir. Zengin el işi çeşitleri arasında maskeler , çeşitli takılar, oyuncaklar ön plana çıkıyor. Küba’da anı eşyası veya hediyelik seçerken puro ve rom haricinde eski Amerikan arabala rının ahşap maketleri de çok ilgi görüyor. Küba, dünyadaki az sayıdaki sosyalist ülkeden birisi olarak turist çekmeye devam ediyor, turlar genellikle Havana ve Veredora’ya düzenleniyor. Gerçek Küba’yı görmek isteyenler Trinidad’a da zaman ayırmalı. Pek çoğu orijinal halinde durmakla birlikte bir kısmı restore edilen kolonyal evlerde kalmak, dar sokaklarında yorulana kadar yürüdükten sonra mohito içerek ve çok nitelikli müzisyenlerden oluşan gruplardan müzik dinleyerek yorgunluk atmak için Trinidad ideal bir yer olarak önerilebilir. ozkantimur@yahoo.com