Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ADIM ADIM İSTANBUL Turgay Tuna tunaturgay?yahoo.fr 10 KÜLTÜR PADOVALI SENT ANTUAN Beyoğlu’nun renklerine zenginlik katan eklektik yapılardan biri de şüphesiz Türkiye’nin en büyük Katolik kilisesi olarak bilinen Sent Antuan Katedrali’dir.Gotik mimarinin ülkemizdeki en güzel örneğini teşkil eden bu kilise, ayni zamanda Türkiye’deki hoşgörü felsefesinin en önemli odak noktalarından birini oluşturmaktadır. Beyoğlu gezintisine çıkmış, kapısının önünden geçen her milletten ve dinden binlerce insanın uğrak noktası haline gelmiştir. Çocukların, acizlerin koruyucusu olarak bilinen Sent Antuvan’ı hemen herkes “Padovalı” lakabı nedeniyle İtalyan kökenli bir aziz olarak bilir. Oysa, Portekizlidir. Lizbon’da dünyaya gelmiş, misyonerlik görevleri nedeniyle yaşamının büyük kısmı Fas’ın Marakeş kentinde geçmiş, yıllar sonra da İtalya’ya gelip Padova’ya yerleşmiş ve yaşamını burada noktalamıştır. 1900’lü yılların başları. O dönemin İstiklal Caddesi, ya da o zamanki adıyla Caddei Kebir üzerinde; bugünkü kilisenin olduğu yerde, Concordia adıyla maruf, kafeteryagazinotiyatro üçlüsünden oluşan bir kompleks varmış. O zamanların tabiriyle, “Tatlı Su Frenkleri” adı verilen Levantenlerin başını çektiği, ünlülerin de eğlence mekanı olan Concordia’yı ne zaman ki Rum bir bayan satın alıp, burada gizli saklı kumar oynatmaya başlamış, çok geçmeden hafiyeler tarafından enselenmiş, doğal olarak da Concordia’nın da sonu gelmiş. Aradan pek fazla zaman geçmeden, İstanbul’daki Katolik rahiplerin ilgisini çekmiş bu boş mekan. Vatikan’ın Osmanlı Devleti ile yaptığı yazışmalar sonunda büyük bir kilisenin yapımı için, 1906 yılının ağustos ayında, ilk kazma vurulmuş toprağa. Mimar, Türkiye aşığı bir İtalyan olan, uzun yıllar İstanbul’da kalmış Giulio Mongeri. Maddi yetersizliklerden dolayı, kilisenin yapımı ancak 1911 yılının sonunda bitirilebilmiş.15 Şubat 1912 tarihinde kilise ibadete açılmış. O günlerden bugünlere, bu huzur çatısı altında binlerce insan dualar okuyup dileklerde bulunmuşlar. Bunlar içinde yer alan en önemlilerinden biri de, sonradan Vatikan’da Papalık tahtına oturacak, İstanbullu Katoliklerin ruhani lideri, büyük Türk dostu Monsenyör Roncalli’nin, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Tanrı’nın İstanbul ve İstanbulluları koruması için yaptığı büyük ayin. Sent Antuan,aynı zamanda Türkiye’deki en büyük kilise orguna sahip olan katedral olarak ta bilinmektedir. Yrd. Doç. Şengül Aydıngün 002 yılında ülkemizde yaşanan ilginç sanat tartış2 malarından birisi, Antakya Müzesi’ndeki Roma dönemine ait talih tanrıçası Tykhe heykelinin bir kopyasının dönemin valisi tarafından Ürgenpaşa alanına dikilmek istemesiyle ortaya çıkmıştı. Bazı Antakyalıların ortaya attığı “Tykhe fahişe” haberleri halkı öfkelendirmiş, Tykhe heykelinin şehrin merkezine dikilmesi işi sarpa sarmıştı. Oysa Tyke; kader, şans, beklenmedik başarı, bereket getirirdi antik çağ toplumlarının inancında. Ozan ve sanatçılara en sık konu olan ölümsüzlerden biriydi. Elinde bir bereket boynuzu ya da gemi dümeniyle tasvir edilirdi. Diğer tanrıçalara göre, giyinik ve iffetli dururdu hep tasvirlerinde. Aslında Tykhe heykeli Hatay Müzesi’nin en önemli eseri değil. Müzeyi ünlü yapan antik çağlarda adı Antioch olan Antakya mozaikleri. Bu mozaikler müzeyi dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi yapıyor. Princeton Üniversite’sinin Antakya yakınlarında, Harbiye yolu üzerindeki Roma villalarında ortaya çıkardığı taban mozaikleri görenleri gerçekten çok etkiliyor. Milattan sonra 2. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar tarihlenebilen mozaikler yöredeki Roma ve Bizans yapılarından çıkarılmış. Özellikle Roma mozaik sanatının klasik dönemi olarak isimlendirilen 2 3. yüzyıllar Antoninus ve Severius dönemlerini kapsayan figürlü mozaikler müzede geniş bir yer kaplamakta. Bu mozaiklerde Psykhe, Eros, Satyros, Aphrodite, Baccus gibi mitolojik tanrıları resmedilmiş. Milattan sonra 4. yüzyılda Hıristiyanlığın Bizans’ta resmen tanınmasından sonra mitolojik konuların azaldığı, yerlerini daha çok mevsimleri, dini konuları içeren mozaikler almış. Para koleksiyonları Hatay Müzesi’nin kuruluşu bölgede geçen yüzyılda başlayan kazılara dayanıyor. İlk bilimsel kazı ve araştırmalara, 1932 yılında başlanmış ve çalışmalar üç ayrı grup tarafından sürdürülmüş. Hatay o yıllarda Suriye’ye bağlıydı. Bunlardan birinci grup Chicago Oriental İnstitue, ikinci grup British Museum, üçüncü grup ise Princeton Üniversitesi’ne ait bilim heyetleri. Çalışmalar so Şerif Yenen Şerif Yenen Tykhe’nin evinde mozaik müzesi