Katalog

KAPAK 5 Pelikan pansiyonu seçtik. Biraz daha ileri de bulunan Karia pansiyonunda çok güzel göl manzarası var. Her pansiyonda yatacak yer ile birlikte kahvaltı ve akşam yemekleri de bulunuyor. Fiyatlar çok uygun. Kahvaltı tam bir paşa kahvaltısı. Daha önceki yıllarda hayran kaldığım Van’da yaptığım kahvaltıyı aratmayacak güzellikte. Buradaki fark ise Ege’nin nefis zeytin ve zeytinyağının olması. Akşam yemekleri de Ege’mizin zeytinyağlıları ile başlıyor. Gölde bulunan levrek, sazan, kızılkanat ya da Bodrum’dan gelen deniz balıkları devam ediyor. Parmaklarınızı yememeğe özen göstermenizi öneririz. Bafa Gölü ve çevresi, özellikle, fotoğrafçıların, arkeologların ve yürüyüş yapmak isteyenlerin tercih ettikleri bir yer. Fotoğraf çekmek için sabah saatlerinin ışık açısından daha uygun olduğunu öğrendiğimizde, sabah 6’da uyanıp yollara düşüyoruz. Sabahın bu erken saatinde yavaş yavaş her evden hemen hemen 34 inek ve eşek ya da at köyün biraz uzağında olan otlağa gitmek için çıkıyor. İnek sahipleri genelde eşeklerin üzerinde. Zeytincilik ve hayvancılıkla uğraşan halk engebeli olan arazide gölü çevreleyen Beş Parmak Dağları’ndan zeytin ve odun taşımak için ulaşım aracı olarak eşek ve atı kullanıyorlar. Bizde onlarla hem fotoğraf çekip hem de sohbet ederek göl kıyısından yolumuza devam ediyoruz. Ulusal Park olan Bafa Gölü, bu sene yağmur yağmadığı için 8090 santimetre çekilmiş. Su çekilmesinden ve aşırı sıcaktan yeteri kadar oksijen kalmayan gölde küçük canlılar ölmüş. Göl kıyısına birikince de biraz gölde koku yapmış. Kaya Pansiyon’un sahibi Muammer Çakır ise; “20 Temmuz’dan 20 Eylül’e kadar, bu koku normal. Her zaman yaşadığımız bir şey bu. Sadece bu yıl çok yerde yaşanan yağışın olmaması bizde de yaşandı” diye anlatıyor. Gözümüz göl kıyısında bizden bir hayli uzak da olan kuşlara takılıyor. Onların flamingo olduklarını öğreniyoruz. Yakalayabilirsek onları da çekmek istiyoruz. Ama yaklaştığımızda ayak seslerimizi duyunca uçmak üzere hareketleniyorlar. Köylüler hayvanları ile otlağa doğru gidince onları