22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KÜLTÜR 13 layarak çağlar arasında kesintisiz Orta çağa kadar geliyordu. Ve de artık dünya müzelerinde en çok önem verdiğimiz ölçütlerden birine, yani “temiz müze” kriterlerine uyuyordu. İçindeki eserlerin tamamı bölgenin kendi buluntularındandı. İftiharla çalınıp getirilmiş hiçbir eseri yok gibiydi. İber Yarım Adası Anadolu’ya pek çok açıdan çok benziyor. Dolayısıyla tarih öncesi gelişimi de paralel gitmiş olmalıydı. Sergilerdeki eski ölü gömme teknikleri, kap, kaçaklar yurdumuzda tanımlayamadığımız bir müzeyi geziyormuş hissini veriyordu. Ardından Akdeniz bölgesinin ilk evrensel kültürleri olan Eski Yunan ve Roma bölümlerine geldik. Stil birliği daha da arttı. Aynı tür kaplar, aynı tür desenler birbiri ardı sıra dizilmişti. Örneğin güzel bir kadın büstündeki saç stilinin ayısını İstanbul Müzesi’nde görmek mümkün. Aph rodisias heykel okulunun saç modeli ile yapılmıştı. İnsan bu benzerlikleri görünce o dönemde bazı sanatçıların kentten kente dolaşarak sanatlarını icra ettiklerini yada bazı önemli heykeltıraşlara çok uzaklardan siparişler geldiğini düşünmeden edemiyor. Ancak bizim Anadolu’da olmayan, sanki ana tanrıça kültürüne ters bir gelişme gibi çok fazla sayıda erkek heykelciği yada insan şekilli kabı vardı. Roma cam kapları da çok güzel ışıklandırılmış ve sergilenmişti. Müzenin yeni yapılmış bölümlerindeki hem mimariye hem de sergilemeye hayran kaldık. Müzeyi gezmeye doyamamıştık. Bir başka sefer tekrar gelmek üzere deyip kendimizi yeniden Barselona’nın canlı sokaklarına attık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle