28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KÜLTÜR 11 deniyle tanrılar katında ona da yer ayrılmış. Mısır’ın ilk pramidi İmhotep Müzesi, Sakkara’da yer alan dünyaca ünlü basamaklı piramidin hemen yakınında ören yerine girişte, bilet gişelerinin arkasında yer alıyor. İmhotep, Zoser piramidini yaparken eski mısır yazılarında kutsal olan üçgenden ve firavunu sonsuzluğa daha rahat ulaştırması için merdivenden yararlanmış. Aslında piramit, basamaklı olmasının yanında Mısır’ın ilk piramidi olması açısından da dünya sanat tarihinde çok önemli. Müze girişinde Zoser’in piramidinin bulunduğu kompleksin maketinin bulunduğu küçük bir konferans salonunda ziyaretçilere video gösterisi yapılıyor. Ana salonda mimari elemanlar bulunuyor. Diğer salonlarda ise yalnızca basamaklı piramit buluntuları değil, Sakkara’nın çevresinde inşa edilmiş Unas’ın, Teti’nin, Qar’ın ve diğer kralların irili ufaklı pek çok piramidinden de eserler sergileniyor. Piramitlerin içlerindeki zengin mezar odalarındaki İsis, Horus, Osiris, Ptah, Anubis gibi antik Mısır’ın ünlü tanrı ve tanrıçalarının, ahşap, bronz ve taştan heykelleri, kabartmaları göz alıyor. Kabartmalar daha çok günlük yaşama ait sahneleri içeriyor. Süs eşyaları, kap kacaklar, silahlar, aletler de Eski Krallık dönemi Mısır’ının günlük yaşamı hakkında epeyce bilgi veriyor. İmhotep’in geç dönemde yapılmış bronz heykeli, 30. sülaleden kalma bir mumya, müzenin en gözde eserleri arasında. Çıkışa doğru yaklaşıldığında, bölgede son yıllarda yapılan kazılarda ele geçen yeni buluntuların sergilendiği salon ile ömrünü buradaki kazılarda geçirmiş arkeolog JeanPhilippe Lauer (19022001) anısına düzenlenen özel bölüm ve kütüphanesi yer alıyor. Müzede gösterişli tanrı ve tanrıça heykellerinden başka, görselliği daha zayıf ancak dikkat çekilmesi gereken bölümlerde ise kanımca tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat’tan yüzyıllar önce modern tıbbı kullanarak hastalarını iyileştiren İmhotep’in tedavi odasında ele geçen cerrahi tıp aletleri, ölümden sonraki dirilişte öteki dünyada yemek için içi tıka basa doldurulmuş alabastar kavanozlar, ördek ve kuş biçimli kaplar sıralanıyor. Açlıktan kaburgaları çıkmış Mısırlı kölelerin gerçekçi anlatımlarını konu alan kabartma ve ana salonda hemen girişte sağda sergilenen en eski mimari parçalardan kobra dizisi de büyük ilgi çekiyor. FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi?lutfiozgunaydın.com ÜSKÜDAR’DA AKŞAM Bu kadar yöreden söz ettim. İstanbul’a dönmezsem haksızlık olur, bu soylu ve güzel kente. Gün batımında, Üsküdar bir başkadır. Deniz en koyu mavisini sunar önce, sonra sararır, gün batarken yanar tutuşur. Ufukta, İstanbul’un ünlü silueti vardır. Akşam Kız Kulesi bir başkadır. Gökyüzü laciverde kesince, ışıklar iner, denize. Gün batımına yakın başlayan görsel şölen karanlık çökene dek sürer. Gezmek önce yakın çevre ile başlamalı. İstanbul’da yaşayanlar, bir akşamüstü mutlaka Üsküdar’a gidip İstanbul siluetini izlemeli. Akşamın yürek yakan görsel zenginliğine ortak olmalı. Fotoğrafçılar da artık İstanbul’un görsel zenginliklerini, akşam şölenlerini bir kitapta toplamalı. Fotoğraf sanatçılarının büyük çoğunluğu İstanbul’da yaşıyor. Ne var ki, İstanbul’un yeterince fotoğrafı yok. İstanbul’un panorama fotoğraflarının var olduğu bir kitap yok. İstanbul akşamları güzel, ufuk çizgisinde eşsiz tarihi yapıtlar, gül kurusu rengiyle deniz, lacivert gökyüzü, başka hiçbir yerde bu kadar etkilemiyor insanı. (Dijital makine, İSO 800 objektif 18 mm Program çekim.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle