16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KASTAMONU 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr BİR GÜZELİ KAYBEDERKEN Beşparmakların eteğinde, zeytin ormanının arasından kıvrıla kıvrıla giden asfaltın kenarında, olağanüstü bir güzelliktir Bafa. Bazen güzellik başa bela. Göz bebeği gibi özenle korumak gerekirken, hay aksi, bir çöp gelir ya da pislik, can sıkar... Bu güzeller güzeli Bafa’nın başına gelenler öyle, böyle değil. Işıklarını olağanüstü yansıttığından Bafa’yı yurt seçen Ay Tanrıçası Selene’yle çoban Endymion’un öyküsünü bilirsiniz. Selene, ölümlü genç çobana aşık olunca, Endymion´u sonsuza kadar uyutması için babası Zeus’a yalvarır. İzin çıkar... Selene tatlı bir sesle Endymion’un kulağına fısıldar: “Her gece, ışığımla geleceğim sana...” Endymion da genç ve yakışıklı kalmak uğruna teklifi kabullenince, ebedi uykuya yatar. Artık kimseler göremez onu... Genç çoban, Bafa’nın derinliklerindeki sonsuz uykusunu sürdürmekte ve her ay ışığında Selene’yi beklemektedir. Bafa ne yapsın? Hem kollarında büyük bir sevdanın tanığı, hem de bu kürek mahkumiyetinin hapishanesi... ??? Ginolu Gümüş Balık Festivali her yıl temmuz ayının üçüncü Cuma günü başlayarak beş günlük programlarla yapılıyor. Dünya turunuz, Karadeniz’i görmeden Çatalzeytin Ginolu Gümüş Balık Festivali’ni izlemeden bitmez. Güzellik, sevgi ile, kültür sanatla kaynaşır, Gümüş Balık Festivali’nde. Ulaşımkonaklama: Öğretmenevi (0.366. 516 16 38), Çınar Otel (0.366. 516 10 10), Tığlı Pansiyon (0.366. 516 22 75), Yalı Otel (0.366. 516 18 86), Murat Pansiyon (0.366. 516 21 07). Pırpıt Kafe Aşevi (0.366. 516 22 66), Yalı Restoran (0.366. 516 18 88), Eftelya Restoran (0.366. 516 10 48), Zeytin Restoran (0.366. 516 22 57). Çatalzeytin, Kastamonu il merkezine 100, Ankara’ya 240 kilometre. Kastamonu’yu 100 kilometre geçtikten sonra Devrekani yolu üzerinden Çatalzeytin’e varıyorsunuz. Kastamonu Otogarı’ndan her saat Çatalzeytin otobüsleri kalkıyor.(0.366. 516 11 41) Derken, yakın tarihte bir gelişme var ki, güçlü bir direniş olmasa kendisi tutsaktır bu kez bir ağaya. 60’lı yılların sonu. Padişah tapusuna dayanan ağa “Bafa’yı kimse benden alamaz, kimse bu sulara giremez, balık avlayamaz” der. Köylüler isyan eder, direnir. Korucular davranır, silah, ateş ve kan... Köylüler ölür, yaralanır. Yıl 1973, Ecevit dönemi... “Toprak işleyenin su kullananındır” ya, kamulaştırılır. Böylece Bafa’nın ağaya tutsaklığı biter, bereketi insanlığın olur... ??? Milas’a memlekete, Bodrum’a işe ve geziye giderken durmadan geçmediğimiz, ara sıra sularını kulaçladığımız, balıklarını, zeytinyağını tattığımız Bafa, son yıllarda yine dertli. Yine başında büyük bir bela. 65 kilometrekareydi, son beş yılda, on kilometrekare küçüldü. Kirleniyor Bafa, tükeniyor pislikten, kirlilikten. Kokuyor, balıkları ölüyor, karaya vuruyor. Flamingoları da yok artık... Yıllar önce Menderes’ten gelen suyunu kestiler. Yumurtlamak için okyanus ötesinden, Meksika açıklarından yola çıkan yılan balıkları, böylece ulaşamaz oldu ana kucağına. Sonra, aç kapa, aç kapa... Bu arada nehrin zehirli suları doldu göle. Tarım ilaçları da üstüne üstüne. DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ise “balık ölümlerini abartmayın” diyor. Güzeller güzeli Bafa, can çekişiyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle