28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com 12 ANTALYA’DAN NOBEL VE TURİZM Türk turizmi için geçen hafta iki önemli gelişme yaşandı. Biri Fransız Meclisinin kararı, ikincisi Orhan Pamuk’un aldığı Nobel Edebiyat Ödülü. Her iki kararın da turizmle pek ilgisi yokmuş gibi durmasına karşın, ki biri politik biri sanat alanında olmakla birlikte, Türk turizmi ile çok yakından ilgilidir. Şimdiki Fransızları çok iyi tanımam, ama tarihteki Fransızlardan bizim gençlik dönemlerimizin çok etkilendiğini söyleyebilirim. Fransız Devrimini ezilenlerin ve düşünce özgürlüğünün zaferi olarak algılamıştık, sağsol kavramının bu devrimle ortaya çıktığını öğrenmiştik, 2. Dünya Savaşı sırasında Fransız direnişçilerinin Nazi zulmüne ve işgaline karşı verdikleri mücadeleyi okumuştuk, filmlerini izlemiştik, duygusal olarak onların yanındaydık. Bir de “ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözü herhalde akıllardan hiçbir zaman çıkmayacak bir anı olarak kalmıştır dünya gençliğinin belleğinde. Orhan Pamuk’u tanımam, hiçbir kitabını okumadım. Osmanlı ve Türk tarihini okuldakinden farklı olarak yeni yeni okumaya başladım, ama yine de mikrofon uzatıldığında tarih hakkında yalnızca tarihçilerin konuşması gerektiğine inanırım, çünkü insan her alanda yeterli bilgi ve yeteneğe sahip olamayabilir. Edebiyat alanında büyük bir yetenek olduğunu, yaptığı çalışmalar ile Nobel Edebiyat Ödülünü almayı başaran Orhan Pamuk ile gurur duyuyorum. 1896 yılında yaşamını yitiren ve adına 1900 yılında bir vakıf kurulan, ödüle ismi konulan Alfred Nobel’i de tanıma imkanımız zaten yoktu. Şimdi bu üç isim, Orhan Pamuk, Nobel ve Fransa; Türk turizmine ne getirir ne götürür ona bakalım. Fransız Meclisinin gündemindeki “soykırım tasarısı” yalnızca onların gündeminde kalmadı ne yazık ki, bütün Avrupa Birliği ülkelerindeki medya, bu haberleri sayfalarına ve ekranlarına taşıdı. Konudan hiçbir şekilde en küçük bilgisi dahi olmayan okuyucu ve izleyicilerin kafalarında kalan tek özet: Türkler ve öldürmek. Yani Avrupa’daki Türkiye imajı bir kez daha darbe almış oldu. Türk turizmi bu imaj darbelerine alışık olmakla birlikte bu darbelerin yarattığı tahribatı düzeltmek için elinde yeterince örgütlenmiş güç ve kaynak bulunmamaktadır. Kaynak deyince çoğumuzun aklına maddi kaynaklar gelmektedir. Oysa ki ülkesel veya ulusal imajların iyileştirilmesi çok uzun süreçlere bağlıdır ve maddeselden çok insan kaynağına dayanır. İşte tam burada daha nice Orhan Pamuk’lara gereksinim duymaktayız ülke olarak. Türk imajını, kendi dallarında uluslararası başarılı çalışmalara imza atarak yukarıya çekecek insanlarımıza gereksinimi var Türk turizminin. Uluslararası arenada Türk kelimesi ile başarı kelimesini o kadar az görüyor olduk ki insanın özlemi bir kat daha artıyor. Oysa ki tanıtımın en etkili ve paraya dayanmadığı için en ucuz olanı budur. Bazı nedenlerden dolayı gölgelenmiş olsa da bu başarı, yine de teşekkürler Orhan Pamuk, Türk turizmine büyük bir katkıda bulundunuz. Otellerde sessizlik! Gürsu Kunt uristik tesis T işletmecileri, müzik meslek birliklerinin istediği telif ücretinin yüksekliğinden şikayetçi. Turizmcilerin iddiası, sadece Belek bölgesindeki otellerin yıllık telif ücretinin 1 milyon doları bulduğu yönünde. İşletmeciler, uygulamanın bu haliyle devam etmesi durumunda, otellerde müziğin susacağını söylüyor. Türkiye Musiki Sanat Eserleri Birliği (MESAM), Müzik Eserleri Sahipleri Grubu (MSG), Müzik Yorumcuları Birliği (MÜYOBİR), Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği (MÜYAP), Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) olmak üzere her bir müzik meslek birliğine ayrı ayrı telif veren turistik tesis işletmecileri, önümüzdeki dönemde yeni müzik birliklerin kurulup, onlara da telif vermek zorunda kalacakları endişesi taşıyor. Devam eden uygulama gereği, beş yıldızlı bir otelde, oda başına verilen müzik telifi 67 dolar. 350 odalı, beş yıldızlı bir tesisin odalarda, restoranlarda, havuz başında, lobide çalınan müzik için yılda 400 bin dolar telif vermesi gerekiyor. Mevcut yasanın serbest sözleşme mantığı içerdiğini belirten Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Osman Ayık, daha önce olduğu gibi herkesin kullandığı kadar ödeme yapması gerektiğini söyledi. Uygulamada olan sistemle, toplanan paranın eser sahiplerine nasıl dağıtıldığının da belli olmadığını söyleyen Ayık, “Ayrıca müzik meslek birliği sayısı da belli değil. Bugün 5, yarın 10, ondan sonra 15 olacağını kimse garanti edemiyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle