25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14gezi8/9 14/10/05 13:46 Page 1 (1,1) 8 Dünyanın belli başlı uygarlıklarının yaşadığı bir açık hava müzesi: Başkent Tahran; seramiğin ve halının kenti Kaşan, bir zamanlar “dünyanın yarısı” Isfahan; şiirin, güllerin ve bülbüllerin cenneti Şiraz; Yezd ve Zerdüştlerin ateş tapınakları; Persepolis, İran’ın en kutsal kenti Meşhed; ortaçağın kerpiç evleri, köyleri; bahçeler, vahalar, çöller; şal, halı, kilim, tespih, çömlek, seramik, minyatür, ahşap kakma, mine, telkari, hat, galamkar sanatları; Marco Polo’nun, Tavernier’nin yolları; Azadi çayhaneleri, Azeri kahveleri; Animizm, Mitraizm, Mazdeizm, Zerdüştçülük, Manişeizm, Parsilik, Musevilik, Hıristiyanlık, İslamiyet, Şiilik; Hafız, Sadi, Firdevsi, Ömer Hayyam. Yazı ve fotoğraflar ASYA ASYA 9 çesi’ni görebilirsiniz. Yezd’den sonra gidilecek yer tabii ki şiir ve gül kenti Şiraz olur. Şiraz’ın “şiirsel kent” olarak tanımlanmasının en büyük nedeni Hafız ve Sadi gibi iki büyük şairin bu kentten çıkmasıdır. Şiraz’a gittiğinizde Hafız’ın türbesi, Sadi’nin türbesi, İrem Bahçesi (Cennet Bahçesi), Nasırel Mülk Camisi ve Vekil Camisi’ni mutlaka görmenizi tavsiye ederiz. YezdŞiraz yolu üzerinde de Pasargad’da Kuroş (Cyrus) mezarını, eski saray kalıntılarını, Nakşi Rüstem’de dört kral mezarı ile harika kaya kabartmalarını ve ateş tapınağı olduğu varsayılan bir kübik yapıyı ve Nakşi Recep kabartmalarını gezmeniz gerekir. Ama bu yol üzerinde esas İran gezisinin incisi, Ahameniş Hanedanı’nın tören merkezi ve daha önemlisi Ahameniş sanatı ve mimarisinin en güzel örneklerinden biri Mervdeşt platosunun doğu ucunda oldukça geniş, sulak ve bereketli topraklarda 450 metreye 300 metre büyüklüğündeki bir platonun üzerinde kurulu Persepolis (Tahtı Cemşid) yer alır. İran’ın tarihi hakkında elde edilen önemli kaynaklara göre kraliyet binaları, tören salonları, hazine, depolar ve ahırlardan oluşan bu saray topluluğunun yapımına İsa’dan önce 515’lerde başlanmış, yaklaşık 150 yıl içinde tamamlanmış. Faruk Pekin afızın kabri olan bahçede bir gül varH mış/ Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle/ Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış/ Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle. Yahya Kemal’in bu söyleriyle hayal ederdik İran’ı. Resmi adı İran İslam Cumhuriyeti olan ülke, tarih boyunca Ortadoğu’nun önde gelen bir devleti olarak bölgedeki siyasi gelişmelerde önemli rol oynadı. Arap dünyasıyla yakın ilişkiye girmesine karşın bağımsız kültürel ve siyasal kimliğini korudu. Stratejik konumu ve geniş kaynaklarıyla günümüzde de bölge siyasetinde önemli rol oynuyor. 1 milyon 648 bin kilometrekarelik toprağa ve yaklaşık 70 milyon nüfusa sahip. Halkın yüzde 89’u Şii Müslüman, yüzde 10’u Sünni Müslüman, diğerleri Zerdüşti, Musevi, Hıristiyan. Halkın yaklaşık yarısı Fars, dörtte biri Azeri kökenli. İran’da değişik şivelerle birlikte Farsça, Azerice, Kürtçe, Arapça, Türkçe, Beluci ve Lor dilleri konuşuluyor. Kişi başı geliri 6 bin 800 dolar. Tabii ki ihracatının dörtte üçünden fazlasını petrol oluşturuyor. Ülkenin cumhurbaşkanı Hüccetül İslam Seyid Muhammed Ha KÜLTÜRLER MOZAİĞİ: İRAN temi, dini lideri ise Ayetullah Seyid Ali Hamaney. Ahameniş İmparatorluğu İran platosunda insan varlığına ilişkin bulguların geçmişi alt paleolitik çağa yaklaşık 100 bin yıl öncesine değin iner. İran’ın yazılı tarihe geçişi ise bir Pers hanedanı olan Ahamenişlerin kurduğu imparatorlukla başlar. Çok geniş bir alana yayılan ve birçok değişik halkı kapsayan Ahameniş İmparatorluğu, İran’ın Yakındoğu’da bağımsız bir siyasal kimlik kazanmasında önemli bir dönüm noktası sayılır. Türklerin Anadolu’ya gelişinden önceki serüvenini, Selçukluları, İslamiyet’i, daha da önemlisi üç büyük tek tanrılı dine çok önemli katkılarda bulunan Zerdüşt dinini algılamada İran’a gitmek “olmazsa olmaz” bir koşul. Tahran ve Kum Yaklaşık 10 milyon nüfuslu Tahran’ın her yönüyle tek başına İran’ı temsil edebilmesi mümkün değil. Ama tüm İran’ın en güzel müzeleri de orada. Bunlardan en önemlisi olan İran Ulusal (Arkeoloji) Müzesi, İran’ı algılamada bir köşe taşı, İran gezilerinin de “highlight”ı. Tahran’da ayrıca çok güzel saraylar, parklar, camiler, medreseler, kiliseler ve de çarşılar var. Tahran’ın hemen yanı başındaki en eski yerleşim yeri Rey’i gezdikten sonra Kum’a (Gom) geçebiliriz. Kum, sekizinci imam Hazreti. Rıza’nın türbesinin bulunduğu Meşhed’den sonra İran’ın en kutsal ikinci mekanı. İran Devrimi’nden sonra yönetimde olan tüm dini kadroların yetiştiği yer olan Kum’a sekizinci imam Hazreti Rıza’nın kız kardeşi olan Masume’nin türbesi damgasını vurur. Bu türbeye kadınlar ancak kara çarşaflar (çador) ile girebilir. Kum kentinden sonra geçeceğiniz Kaşan kenti cami ve medreselerinin yanı sıra buz evi, Borucerdi Evi’nin bezemeleri ve rüzgar kuleleri, eski surları ve Fin bahçeleri ile ünlü. Kum kentinden çıktıktan bir süre sonra ziyaret edebileceğiniz eski Zerdüşt köyü Abyaneh, UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde. Hala ayakta duran tarihi mimari dokusu ve halkının ilginç giysileri ile son derece ilgi çekici. Eski başkent İsfahan Artık İsfahan (Esfehan) için yola çıkabiliriz. Pierre Loti, İsfahan Seyahatnamesi’nde “Kim benimle beraber İsfahan’a gül mevsimini görmeğe gelmek isterse... karşısında Alp dağlarının en yüksek tepeleri kadar yalçın, renksiz tuhaf çiçeklerle ve kısa otlarla kaplı sonsuz ovalar bulmaya hazırlansın” diye yazar. 2 bin 500 yıllık eski başkent İsfahan dünyanın en büyük meydanlarından birine ve son derece güzel köprülere sahiptir. İran el sanatlarının en güzel örneklerini sergileyen çarşılarla çevrili Nakşi Cihan ya da İmam Meydanı’na üç yapı damgasını vurur. Başlı başına bir sanat eseri olan 30 metre yüksekliğindeki anıtsal giriş kapısı ile İslam dünyasının mimari şaheseri kabul edilen İmam (Şah) Camisi; 48 metre yüksekliğinde ve altı katlı Safevi döne minin hükümet binası olan 17. yüzyıl yapısı Ali Gapu Sarayı ve çini panoları ile ünlü Şeyh Lütfullah Camisi. İsfahan’da ayrıca Selçuklu döneminin sadeliğinden Safevi döneminin “barok” özelliklerine kadar İran kutsal mimarisinin tüm evrelerini görebileceğiniz Cuma Camisi; İslam tarihçilerine göre döneminin en ünlü ve en etkin ateş tapınağı olan Zerdüşt Ateş Tapınağı; mimari tarzının sadeliği, süslemelerinin yanı sıra blok mermerleri, tonoz işçiliği ve hayvan motiflerinin betimlendiği çinileri ile dikkati çeken Haşt Beheşt Sarayı, 17. yüzyılda Şah I. Abbas’ın kabul sarayı olarak yapılmış Çehel Sütun (40 Sütunlu Saray), ve Şehristan diğer görülecek yerler arasında. İsfahan’dan sonra Marco Polo’nun “soylu kenti”, UNESCO’ya göre dünyanın en eski mimarlık eserlerine sahip ikinci kenti olan Zerdüşt dini merkezi Yezd’e gidip orada “kanat” diye adlandırılan yer altı su sistemini, Seyyid Rükneddin ve Emir Çakmag külliyelerini, Ateş Tapınağı ve Sessizlik Kuleleri’ni, Cuma Camisi’ni, Devlet Abad Bah Depremin yıktığı Bam İran’dan bahsederken 2003 yılındaki depremde tamamen yıkılan Bam’ın kerpiç kalesi ve surlarını unutmamak gerekir. Bam kenti İran çöllerinden getirilen kırmızı tuğlalardan yapılmış kalesi ile ünlü terkedilmiş bir açık hava müzesi idi. Kent merkezi dıştan içe doğru üç sıra surla korunuyordu. En dıştaki ana sur 12 metre yüksekliğinde ve 3 metre genişliğinde idi. Duvarın içinde evler, atölyeler, dükkanlar, bir kervansaray ve ana cami bulunmaktaydı. İkinci sıra surun içinde kışla ahırlar, bürokratların ve askerlerin evleri bulunmaktaydı. Üçüncü sıra sur ise iç kaleyi ve valilik binasını korumaktaydı. İran’da ayrıca Kerman’ı, Mahan’ı, Hamadan’ı, Meşhed’i (Firdevsi ve Ömer Hayyam türbeleri) Kermanşah’ı, Susa’yı, Gazvin’i gezebilirsiniz. Bu geziler sırasında diğer ilginç yerler ise çarşılar, lokantalar, nargile kahveleri, parklar ve havuzlar. fest@festtravel.com.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle