Katalog

4 KAPAK Karadeniz kıyısındaki Samsun, uluslararası etkinlikleri ile yıl boyu Akdeniz kıyılarını aratmayan bir canlılığa sahip. Bir ulusun makus kaderini değiştiren kent SAMSUN Cemil Ciğerim nadolu ve Anadolu A insanın kaderinin değiştiği kent, her noktasında, umudun ve zaferin izlerini taşıyor. Devrilmiş koca imparatorluktan Türkiye Cumhuriyeti’ne açılan yolun ilk durağı olan Samsun; tarihi, turizmi, geleneksel kültürü ile gidip görülmesi, yaşanması gereken bir kent. Tarihte Amisos olarak bilinen Samsun’da ilk yerleşim tarih öncesi dönemlere kadar uzanıyor. Gaskarlarla başlayan yerleşim, zamanla özelliklerinden dolayı büyük medeniyetlerin vazgeçemediği bir merkez haline getirmiş Samsun’u. Kimler gelip geçmemiş ki bu topraklardan. Kaynaklara baktığımızda şehrin çok defa el değiştirdiğini görüyoruz. Şehrin en parlak dönemini Pontus Kralı VI. Mithridaten zamanında yaşadığı anlatılıyor. Bu dönemde şehir; tapınaklar, saraylar, evlerle süslenmiş. Limanı ve tersanesinin yanı sıra şehrin etrafında önemli zeytinliklerin de var olduğu biliniyor. Daha sonra şehri hakimiyetine alan Pers imparatoru Darius’un İsa’dan önceki 5. yüzyılda yerini beğenmeyerek şehrin üç kilometre batısındaki Toramantepe’de yeniden bir şehir kuruyor. 1869 yılında büyük bir yangın geçiren kentin hemen hemen tamamı yanarak kül olmuş. Bu yöre daha sonraları “Kara Samsun” adıyla anılıyormuş. Şehir zengin bir ticaret merkezi olduğundan kısa bir zamanda kalkınıp refaha kavuşmuş. Bugün Samsun’da kurtuluşun izlerini, şehirleşmenin ışıltılarını görmek mümkün. İlk adım I. Dünya Savaşı’ndan sonra vatanın düşmanlar tarafından parçalanmasıyla, her zaman olduğu gibi tarih, ağır ancak daha kutsal bir yük yüklemiş şehrin sırtına. Parçalanan ve düşmanlar tarafından istila