02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 SCB’nin dağılmasıyla içine düştüğü bunalımları Putin’le aşarak, toparlanma sürecine giren Rusya uluslararası arenaya geri döndü. Rusya’nın dış politikadaki hedeflerinden en belirgin olanı, çok kutuplu dünyanın nüfuz sahibi büyük devletlerinden biri olarak, SSCB’den ayrılan ülkeler üzerindeki etkinliğini sağlamlaştırmaktır. Bu ülkelerin sınırları, Rusya’nın yeniden yaratmaya çalıştığı nüfuz alanının çizgilerini belirler. Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi de bu politikanın aktif uygulamasıdır. Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, ülkesinin beş dış politika hedefini açıkladığı konuşmasında, uluslararası hukukun prensiplerinin temel alındığı, çok kutuplu bir dünya düzeni içinde barışçıl politikalar gütmeyi amaçladıkları vurgusunu yapmıştı. “Rusya, her nerede olursa olsun vatandaşlarının yaşamlarını korumaya devam edecek”, Medvedev’in, dış politika hedeflerinden biri olarak sarf ettiği bu cümle, Güney Osetya ve Abhazya’ya gerçekleştirdiği askeri müdahaleyi meşrulaştırma çabası olarak görülebilir. Rusya savaş öncesinde Güney Osetya ve Abhazya’da çok sayıda Rus pasaportu dağıtarak bu bölgelere müdahalenin temellerini hazırlamıştı. Son yıllarda, Rusya’nın Ukrayna’da da pasaport dağıtıyor olması, “Ukrayna’nın da toprak bütünlüğüne müdahale edecek mi?” sorusunu akıllara getiriyor. Rusya, Ukrayna’nın sınırlarını uzun zaman önce tanıdığını vurgulamasına rağmen, pasaport dağıtımı meselesi, Rusya’nın özellikle seçimler vasıtasıyla Ukrayna siyasetine müdahale ediyor olması, Rus azınlık faaliyetlerine ve örgütlenmelere destek vermesi gibi davranışlarıyla beraber düşündüğümüzde şüphe uyandırıyor. Gürcistan’a, NATO üyesi olsa da kışkırtma durumunda saldırabileceğini dile getiren Rusya’nın, en az Gürcistan kadar NATO üyesi olmak isteyen Ukrayna için ne gibi planları var? Gürcistan’ın Güney Osetya ve Abhazya’ya saldırısına “11 Eylül’ümüz” yorumunu yaparken, Kırım’da oluşabilecek herhangi bir karışıklık durumunda olaya Yuşçenko Ukrayna’nın “içişleri” anlayışıyla yaklaşabilecek midir? Kırım’la olan tarihi bağlarını öne sürerek bile müdahale nedenleri yaratabilecekken pasaport dağıtımı yapmakla işini sağlama aldığı izlenimi yaratarak şüphe uyandırmakta, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü hakkındaki söylemleriyle ters düşmektedir. Ukrayna’nın bağımsızlık kutlamalarının 17. yılında gönderilen mesajında da; "Rusya ve Ukrayna'nın asırlara dayanan, manevi, kültürel, tarihi bağlar, milli karakter ve örfadetlerin benzerliği ile iki kardeş halkın duyguları iki ülkeyi birleştiriyor. İki ülkenin en önemli amacı bu değerleri kaybetmemek olmalı" vurgusunu yapan Rusya, bir şekilde Ukrayna’ya özüne dönmesi yönünde uyarıda bulunmuş olmaktadır. S Kevser EROĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası Kiev’in üstünde Rus gölgesi Ukrayna’nın konumu, Moskova için Gürcistan’dan daha kritik… ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 29 Eylül 2008/222 Rusya’nın ‘çatışma sınırlarını’ Gürcistan’da göstermesi, Ukrayna’da da bazı siyasilerin içlerine derin bir korku düşürdü. Coğrafi konumu nedeniyle Gürcistan’dan daha kritik bir öneme sahip olan Ukrayna’nın Moskova’ya karşı kozları oldukça sınırlı. RUSYA’NIN KOZLARI Ukrayna, jeopolitik konumunun sağladığı ENERJİ KOZU avantajla, petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarını Avrupa’ya ulaştıran hatların üzerinde bulunmaktadır. Kırım’daki Rus donanmasını barındıran limanıyla Rusya’nın Karadeniz’deki etkinlik alanını genişleten Ukrayna, Rusya için vazgeçilmez bir stratejik üs konumundadır. Bunun da ötesinde, Rusya’nın kendisinden uzaklaşmayı isteyen Ukrayna’ya karşı ciddi kozları bulunmaktadır. Siyasi ve ekonomik yapısının zayıf ve kırılgan olması nedeniyle, Moskova yönetiminin Ukrayna üzerinde SSCB’den kalma ciddi bir etkisi olduğu Timoşenko söylenebilir. Tarihinden gelen bu avantajla Rusya, Ukrayna’nın her adımını kontrol altında tutabilmek için politikalarına yön verebileceği yönetimler yaratmayı amaçlamıştır. Bu nedenle de, seçim dönemlerinde Rus çıkarlarına uygun davranacak adaylara her türlü desteği sağlamaktadır. Rusya’nın desteğini alarak 2007 yılında Başbakan olan Yanukoviç ile Batı odaklı politikalarıyla bilinen Cumhurbaşkanı Yuşçenko arasında oluşan siyasi kriz parlamentoyu neredeyse işlemez hale getirmişti. Rusya, Ukrayna siyasetindeki etki alanını genişletmeyi amaçlarken, ülke ard arda gelen erken seçimlerle çalkalanmakta, istikrarsızlık ülkenin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Rusya gibi bir ülkenin yanı başlarındaki varlığı bile politikacıları zaman zaman ideallerinden ödün vermeye zorlamaktadır. Örneğin, RusGürcü savaşında Rusya karşıtlığıyla bilinen Turuncu Devrim’in liderlerinden Başbakan Timoşenko, Rusya’ya karşı gerekli pozisyonu almadığı gerekçesiyle devrimin diğer lideri Yuşçenko tarafından sert bir dille eleştirilmişti. Muhalefetin desteğiyle cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlayan yasanın parlamentodan çıkması bardağı taşıran son damla olmuş; Yuşçenko’nun partisi Bizim Ukrayna, koalisyondan çekildiğini açıklamıştır. Rusya, Turuncu Devrim liderlerinin bile arasına girecek kadar etkili bir duruş yaratmaktadır. Görülen o ki, son krizle birlikte Rusya bir kez daha beklediği fırsatı elde etmiştir. Dünyanın en büyük doğalgaz ihracatçısı olan Rusya, yaptırım gücünün büyük bölümünü buradan alıyor. Yani Ukrayna’nın doğalgaz ihtiyacının yüzde 75’ini Rusya’dan alıyor olması, ülkedeki Rus baskısının bir diğer nedeni. Ülke çok kez fiyat anlaşmazlığı ve benzeri sorunlar üzerine gazın kesilmesiyle karşı karşıya kaldı. Bunun nedeninin sadece ekonomik olduğunu düşünmek mümkün değil. Kesintiler, aynı zamanda enerjinin koz olarak kullanılmasıdır. Nitekim enerji konusunda Rusya’ya olan bağımlılığı, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha ılımlı olduğu dönemlerde "ahbap fiyatı"ndan satın aldığı gaz için 2006 yılında dünya piyasalarındaki fiyattan ödeme yapmaya mecbur bırakmıştır. Anlaşmazlık, Rusya’nın Ukrayna’ya ve oradan da Avrupa’ya giden gaz vanasını kapaması ile sonuçlanmıştı. Düşündürücü olan, krizin tam da kışın tam ortasında Ukrayna’nın parlamento seçimleri öncesine denk gelmesidir. Seçimlerden Rusya’nın desteklediği adayın galip çıkması da, enerji konusunda tek enerji tedarikçisi olmasının Rusya’ya tanıdığı tartışmasız yaptırım gücünü bir kez daha ortaya koymuştur. Aslında, gazını Avrupa’ya dağıtabilmek için Rusya’nın da Ukrayna’ya ihtiyacı var. Çünkü Rusya, Avrupa’ya sattığı gazın yüzde 74’ünü Ukrayna toprakları üzerinden taşıyor. Yani özünde çift taraflı olan bu bağımlılığa rağmen Ukrayna bunu kendi lehine kullanamamaktadır. Zaten, Rusya’nın Baltık Denizi’nden Ukrayna ve Baltık ülkelerini devre
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle