02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nejat ESLEN Emekli Tuğgeneral İçeriği, alanı ve uygulaması çerçevesinde… C S TRATEJİ 7 yoksulluk ve yetersiz beslenme, göçler, su sıkıntısı ve koruyucu sağlık sorunları, doğal afetler, ekonomik ve finansal krizler, enerji güvenliği küresel, bölgesel ölçekte veya ülke ölçeğinde refahı ve barışı engelleyen stratejik sorunlar olarak değerlendiriliyor. Konvansiyonel tehditlere, kitle imha silahlarına, teröre karşı alınacak tedbirler ile birlikte, eğer ülke için potansiyel bir tehdit oluşturuyorsa belirtilen bu sorunlara karşı alınacak tedbirlerin bir büyük strateji (ulusal güvenlik stratejisi) içinde bütünleştirilmesi ve her sorun için hazırlanacak ayrıntılı güvenlik stratejilerinin büyük strateji ile yönlendirilmesi önem kazanıyor. Ülkenin askeri, ekonomik, politik, diplomatik ve psikolojik gücü büyük stratejinin güç unsurlarını oluştururken, günümüzde sivil toplum örgütleri de büyük stratejinin etkin bir güç unsuruna dönüşüyor. Günümüzde büyük stratejinin görev alanı, genişleyen tüm güvenlik sorunlarına karşı çareler geliştirilmesini; ülkenin güvenlik ve refah çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için tedbirler planlanmasını kapsıyor. C arl von Clausewitz’in "çarpışmaların, savaşın amacına ulaşmak için kullanılması’’ şeklinde tanımladığı strateji kavramının günümüzdeki anlamı çok farklı ve stratejinin ilgi sahası çok daha geniş bir alanı kapsıyor. STRATEJİNİN ALANI Enerjinin giderek artan önemi, küresel enerji talebindeki artış, enerji kaynaklarını ve yollarını kontrol mücadelesi; küresel ısınmanın potansiyel etkileri ve ortaya çıkarabileceği jeopolitik sorunlar; giderek kuruyan veya kirlenen su kaynakları, küresel ısınma etkisi ile suyun değerinin giderek artacak olması; küresel demografideki dengesizlikler, giderek artan dünya nüfusun ortaya çıkardığı demografik sorunlar; küresel yoksulluk ve gelir dağılımındaki adaletsizlik; nanoteknoloji, bioteknoloji, iletişim ve genetik teknolojilerindeki hızlı gelişmeler; küreselleşme ve küreselleşen ekonomiler, yükselen ekonomiler, küresel ekonominin ağırlık merkezinin Atlantik’ten Pasifik’e kayması; sivil toplum örgütleri, çok uluslu şirketler, uluslararası ve askeri örgütler gibi devlet dışı aktörlerin yükselen gücü; gelişmekte olan ülkelerdeki yönetim sorunları; savaşın değişen doğası; küresel üstünlüğünü sürdürme gayretleri içindeki ABD ile birlikte yükselen jeopolitik güçler Çin, Rusya, Hindistan’ın giderek artan etkinliği; giderek çok kutuplu bir görünüm almaya başlayan jeopolitik düzen, öncelikle stratejik kaynaklara erişim için yapılan güç mücadeleleri, Batı ile radikal İslam arasında giderek şiddetlenen medeniyetler çatışması ve jeopolitik belirsizlikler yeni yüzyılı şekillendiren etkenleri oluştururken stratejik sorunların boyutlarını ve doğasını da değiştiriyor ve bütün bu sorunlar günümüzde güvenliğin ve stratejinin ilgi sahasına giriyor. Soğuk Savaş sonrası dönemin tek küresel hegemonik gücü ABD, küresel üstünlüğünü sürdürmeyi amaçlıyor. Küresel üstünlüğünü sürdürmesi ABD’nin enerji ve mineral gibi stratejik kaynaklara, küresel pazarlara, açık denizlere ve uzaya kesintisiz erişimine; kendisini dengeleyebilecek veya engelleyebilecek küresel ve bölgesel güçlerin oluşmasını önlemeye bağlı. Soğuk Savaş döneminin sona ermesi ile birlikte enerji zengini Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya’dan oluşan jeopolitik güç boşlukları henüz doldurulamadı ve bu coğrafyalar küresel güç mücadelelerinin ağırlık merkezini oluşturuyor. ABD’nin güç hesabı yapmadan, yeterli güç hazırlamadan, gücünü artıracak koalisyonları ve ortaklıkları oluşturmadan ve askeri gücünü savaşın değişen doğasına göre yeniden yapılandırmadan başlattığı Afganistan ve Irak’taki jeostratejik hamleleri başarılı olamadı ve jeopolitik güç boşlukları doldurulamadı, dengeler oluşamadı. Güvenliğin boyutları artışı ve sahip olduğu doğal kaynakları iyi değerlendirerek istikrarlı bir şekilde ekonomisini güçlendiriyor, askeri gücünü de yeniden yapılandırarak Avrasya coğrafyasında, küresel etkinliği olan bir kıtasal güce dönüşüyor. Avrasya’nın yükselen diğer gücü Hindistan’ın yükselmesi de enerji güvenliğine bağlı ve Hindistan taraf olacağı blok lehine jeopolitik dengeleri değiştirme özelliği ile önem kazanıyor. Artık Soğuk Savaş sonrasındaki tek kutuplu jeopolitik düzenin yerini çok kutuplu düzene bırakmaya başladığını söylemek mümkün. Yeni düzende, tek küresel güç ABD ile birlikte, Çin, Rusya, Hindistan ve belki de AB gibi büyük güçlerin rol almasını beklemek gerek. Tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de coğrafya ile ilişkili amaçlar için sürdürülen güç mücadeleleri önem kazanıyor; bu nedenle de coğrafya ile ilgili çıkarlar için coğrafi gerçeklere Günümüzde strateji kavramı klasik anlamının ötesinde bir içeriğe sahip. Strateji’nin alanı, küresel ısınma, küresel enerji gereksinmeleri, nanoteknoloji, gen teknolojisi gibi AKILLI GÜÇ KONSEPTİ sorunların aşılması için büyük stratejiyi alanları ve bunların mücadele içinde Mevcut planlayanların gerektiğinde sert gücü (askeri güç), gerektiğinde de yumuşak gücü (askeri kullanımını da kapsıyor. olmayan güç), en önemlisi de sert gücü ihmal göre politika geliştirme ve uygulama sanatı anlamına gelen jeopolitik ile strateji kavramı iç içe geçmiş bulunuyor; coğrafi gerçeklere göre strateji geliştirme ve uygulama; coğrafi çıkarları, stratejik planlama ile yönetme, avantajlı coğrafi dengeleri kurma anlamına gelen jeostrateji kavramı ise jeopolitik ile strateji arasındaki arakesiti oluşturuyor. Bu nedenle de devlet yönetiminde, küresel veya bölgesel ölçekteki güç mücadeleleri içinde çıkarları korumak ve geliştirmek için jeopolitik nosyon oluşturmak, jeopolitik vizyon geliştirmek ve jeostratejik planlama yapmak kaçınılmaz oluyor. İçinde bulunduğumuz ortamda, konvansiyonel tehditlerin yanı sıra sivil çatışmalar, iklim değişikliği, HIV/AIDS sıtma gibi bulaşıcı hastalıklar, eğitim sorunları, gelişmemiş ülkelerdeki yönetim sorunları, ÇOK KUTUPLU DÜZEN Ekonomik büyümesini ısrarla ve istikrarlı bir şekilde sürdüren Çin, ekonomik etkinliği ile küresel güç konumuna yükseldi; modernize edilen askeri gücü ise Çin’i Doğu Asya’da bölgesel bir güç haline getirdi; Çin’in büyümesini sürdürmesi enerji güvenliğine bağlı. Bu gerçek, enerji kaynaklarının ve yollarının kontrolü mücadelesinde Çin’i, ABD çıkarları karşısında doğal bir rakibe dönüştürüyor. Rusya ise enerji fiyatlarındaki etmeyen, ancak yumuşak gücün kullanılmasına öncelik veren, sert güç ile yumuşak gücün birlikte kullanılmasını öne çıkaran "akıllı güç’’ konseptini uygulaması giderek önem kazanıyor. Günümüzde, stratejinin temel prensipleri değişmese de savaşın doğası ve askeri stratejinin mahiyeti de değişiyor. Etnik çatışmalar, din kaynaklı şiddet, doğal afetler, bölgesel krizler ve kitle imha silahlarının yayılması da askeri stratejinin ilgi alanına giriyor. Askeri strateji günümüzde, geleneksel tehditlerle birlikte gayri nizami, katastrofik ve yıkıcı tehditlere karşı da tedbirler geliştirmekten sorumlu oluyor. Devletler arasında konvansiyonel savaş olasılığının azaldığı yeni güvenlik ortamında, devletler ile terör örgütleri, gerilla grupları gibi devlet dışı organize gruplar arasındaki asimetrik, düşük şiddetli çatışma olasılığının artması, savaşın değişen doğasının en önemli özelliğini oluşturuyor. Devletlerle devlet dışı aktörler arasında cereyan eden gayri nizami savaşlarda, ilgi alanındaki insan toplulukları üzerinde meşruiyet ve nüfuz sağlamak amaçlanıyor ve bu tür savaşlar çoğunlukla uzun zaman sürelerini kapsıyor. Konvansiyonel yöntemler de kullanılsa gayri nizami savaşlarda dolaylı asimetrik yöntemler tercih ediliyor. Gayri nizami savaşta hasmın gücünü, nüfuzunu ve iradesini aşındırarak politik amaçlara ulaşmak esas alınıyor. Düşük şiddetli, cephesi olmayan gayri nizami savaşlarda zaman ve mekan kavramları yeni boyutlar kazanırken ve halk ile iç içe geçmiş düşmanın tanımlanması zorlaşırken, eğitim sistemleri, uygulanan organizasyonlar ve çatışma yöntemleri de değişiyor; mücadele farklı teknolojileri ve silah sistemlerini gerektiriyor. Gayri nizami savaş, düşük şiddetli çatışma ile aynı anlama geliyor; ayaklanma, ayaklanmaya karşı koyma, terör ve terörle mücadele, konvansiyonel olmayan savaş, istikrar harekatı, psikolojik harekat gayri nizami savaş kapsamına giren faaliyetleri oluşturuyor. Konvansiyonel savaşların aksine asimetrik gayri nizami savaşlarda zaferin tanımlanması da zorlaşıyor. Gayri nizami savaşta, politik amaçlar ile birlikte kamu oyunun ve bölge halkının tutumu önem kazanırken, askeri gayretlerin politikdiplomatik, ekonomik ve psikolojik tedbirlerle de bütünleştirilmesi gerekiyor. Gayri nizami asimetrik savaşlarda başarı için mücadele bölgesindeki halkının ve kamu oyunun desteğini sağlamak, organize gruplara dıştan ve içten sağlanan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle