02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Arş. Gör. Umut KEDİKLİ A.Ü. SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü kinci Dünya Savaşı öncesinde Sırp–Hırvat–Sloven Krallığı’nın egemenliği altında bulunan ve savaş sonrası kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nde de Sırp Federe Cumhuriyeti toprakları içerisinde özerk bölge olan Kosova bölgesi, günümüze kadar bulunduğu coğrafyada bir istikrarsızlık kaynağı olmuştur. Hem Sırpların hem de Arnavutların Kosova üzerindeki talepleri, çatışma ve gerginliklerin artarak tırmanmasına ve sonunda uluslararası toplumun soruna müdahil olması ve NATO’nun askeri güç kullanımı sonucunu ortaya çıkarmıştır. NATO müdahalesinin yapıldığı 1999 yılından günümüze kadar Kosova’nın gelecekteki statüsü üzerine önemli tartışmalar yaşanmıştır. NATO’nun Yugoslavya’ya kuvvet kullanmasını salt Kosova’da yaşanan etnik temizliği önleme kapsamında değerlendirmek yapılacak analizin bir takım olgulardan yoksun kalmasına neden olacaktır. Zira Kosova müdahalesi hem NATO’nun, Soğuk Savaş sonrası strateji değişikliğinin açıklanmasına ve hem de ABD’nin GüneyDoğu Avrupa’nın istikrar ve güvenliğinin sağlanmasına neden önem verdiğinin yorumlanmasına ilişkin yansımaları bulunmaktadır. Bu süreçte Kosova’nın bağımsızlık ilanı ve sonrasında yaşanacak gelişmeler bize, tekrar bir bölgesel istikrarsızlık dönemine mi yoksa istikrarın pekişeceği bir döneme mi gireceğimizi gösterecektir. Büyük güçlerin Balkanlardaki hesaplaşması… C S TRATEJİ KOSOVA’NIN STATÜSÜ Yugoslavya, 1946 anayasasına göre 6 Federe cumhuriyetten meydana gelmekteydi. Sırbistan ise Kosova ve Voyvodina Özerk Bölgesi’nin oluşturulmasıyla diğer cumhuriyetlerde olmayan şekilde üçe bölünmüştü.(7) Kosova bölgesine, ilerde federasyondan ayrılarak Arnavutluk ile birleşmesinden korkulduğu için cumhuriyet statüsü verilmemişti.(8) Ancak zamanla yapılan anayasa değişiklikleriyle Kosova’nın yetkileri arttırıldı. Kosova’nın yerel yetkileri güçlendirildikçe de buna karşı kendi cumhuriyetlerinin gevşekleştirildiğini düşünen Sırpların tepkisi de artmaya ve Sırp milliyetçiliği de yükselişe geçmeye başladı. Sırp milliyetçiliğinin somutlaşması ise, 1985 tarihinde Sırp Bilimler Akademisi’nde bir grup bilim adamı tarafından hazırlanan memorandum ile olmuştur. 1974 tarihinde kabul edilen anayasa, Yugoslavya dağılıncaya kadar yürürlükte kalmış ve Kosova’ya, federasyon bayrağının yanında kendi bayrağını çekmek ve Sırbistan’ın Kosova’yla ilgili alacağı kararları veto edebilmek gibi geniş yetkiler tanımıştır. Böylece Kosova’nın, cumhuriyetlerin sahip olduğu ayrılma hakkı hariç diğer cumhuriyetlerle neredeyse aynı haklara sahip olduğu söylenebilir. Bundan sonra da Kosova’da geçmişin tersine yoğun bir Arnavutlaştırma politikası izlenmeye başlamıştır.(9) İ Kosova ayrılıkçılığı tetikleyebilir Sırplar ve Arnavutlar, Kosova’yı ulusal kimliklerinin oluşması açısından önemli sayıyor. Ortaçağ Sırp Krallığı’nın kurulduğu yer olan Kosova’da önemli dini yapılar yer alıyor. Arnavutlar ise ulusal uyanışlarının sembolü olan Prizren Birliği’nin bu bölgede kurulduğunu savunuyor. Ekonomik açıdan önemi ise; kurşun, çinko, nikel, magnezit, krom ve kömür gibi doğal kaynaklara sahip olmasından kaynaklanmaktadır.(4) 1918 yılında, SırpHırvatSloven Krallığı’nın kurulmasıyla, Kosova bu yeni devlet içinde yer almıştır. Kosova’daki yoğun Arnavut nüfusunu eritmek ve bölgeyi Sırplaştırmak için iki savaş arası dönemde yoğun Sırplaştırma politikası uygulanmıştır.(5) İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Tito, Arnavutların önemli lideri olan Enver Hoca’ya, Almanlara karşı birlikte mücadele etmelerine karşılık eğer isterlerse Kosovalı Arnavutların, Arnavutluk ile birleşebileceğine dair söz vermiştir. Ancak savaştan sonra Yugoslavya Komünist Partisi, Kosova’nın ayrılmasına karşı çıkmış ve Kosova, kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Devleti sınırları içinde kalmıştır.(6) MİLOSEVİÇ SONRASI KOSOVA’NIN ÖNEMİ 10.816 kilometrekarelik bir alana sahip olan Kosova tarihin her döneminde, Arnavutlar ve Sırplar için tarihsel, stratejik, siyasal, ekonomik ve kültürel açıdan büyük öneme sahip olmuştur. Her iki millette Kosova’yı kendi ulusal kimliğinin oluşmasında önemli bir coğrafya olarak gördüklerinden şiddete varan ölçüde egemenliğini elde etmek için mücadele içerisine girmiştir.(1) Sırplar açısından, ortaçağ Sırp krallığının ana yurdu olan ve Sırp kimliğinin şekillenmesinde de önemli bir etkisi olan büyük dini yapılar Kosova’da bulunurken, Sırp Ortodoks Kilisesi’nin Patrikhanesi de 1219 yılında Kosova’da kurulmuştur. Arnavutlar Taçi, kutlamalarda... açısından ise önemi, Arnavut ulusal uyanışının ifadesi olan Prizren Birliği’nin 1878 tarihinde kurulduğu coğrafya olmasıdır. Ayrıca İllirler ırkından geldiklerine inan Arnavutlar, Balkanlar’daki ilk yerleşim yerlerinden biri olması dolayısıyla Kosova’yı kendi tarihsel alanları olarak görmektedir.(2) Stratejik açıdan değerlendirildiğinde, coğrafi konum itibariyle doğal bir geçiş yolu olarak kuzey–güney doğrultusunda Sırbistan ve Arnavutluk arasında, doğu–batı güzergâhında da Makedonya ve Bosna arasında önemli ulaşım güzergâhı ve ticaret yolları üzerinde bulunmaktadır.(3) İşte bu ortamda 4 Mayıs 1980’de Tito’nun ölümünden sonra Miloseviç’in Sırpların milliyetçi hassasiyetlerini kullanarak yükselmesi ve iktidarı ele geçirmesi şaşırtıcı değildir. Mayıs 1986 tarihinde Miloseviç, Sırbistan Komünist partisinin başına geçmiş ve özerk bölgeler üzerinde Sırbistan’ın egemenliğini yeniden kurmak, 1974 anayasasını kaldırmak ve Yugoslavya’yı Sırbistan’ın egemenliği altında yeniden birleştirmek gibi bir ideolojiyi benimsemiştir.(10) Miloseviç, Mart 1989 tarihinde Kosova’nın özerkliğini kaldırmıştır. Miloseviç’in Kosova sorunundaki tutumu, diğer cumhuriyetleri Yugoslavya devleti içinde bir arada yaşamanın mümkün olmayacağı düşüncelerini paylaşmaya itmiş ve bu cumhuriyetler, Sırbistan’ın tahakkümcü milliyetçiliğine karşı ayrılıkçı milliyetçiliği körüklemeye başlamışlardır. Özerkliğin kaldırılması kararına, Kosovalı Arnavutlardan büyük tepki gelmiştir. Temmuz ayında, kapalı tutulan Kosova Meclisi’nin önünde toplanan Arnavut meclis üyeleri, "Yugoslav federasyonu çerçevesinde eşit ve bağımsız bir bütün" ilan eden kararı kabul etmiştir.(11) Eylül 1990 tarihinde de Kosova milletvekillerinin büyük çoğunluğu, Kaçanak’da gizli bir toplantıyla Kosova’yı cumhuriyet olarak ilan edip, kendi anayasalarını kabul etmişlerdir. 1991 yılının Eylül ayında da Kosovalı Arnavutlar, bölgede bir referandum yapmayı başarmış ve nüfusun yüzde 99’u, Kosova’nın bağımsızlığı yönünde oy kullanmıştır. Mayıs 1992
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle