02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ST R A T E J İ c Batı’nın Yeni Türkiye Politikası Erol MANİSALI hukuka aykırılık tespitinde bulunmasının bir değişiklik yaratmayacağını bilen Sırbistan, ABD’nin Kosova projesinin geri çevrilemez olduğunun da farkında. UAD’nin davayı kabul etmesi durumunda Sırbistan, davanın sonuçlanmasına dek yani ikiüç yıl daha Kosova’nın BM üyeliğini ertelemiş sayılacaksa da Rusya ve Çin’in varlığı zaten bunun için yeterli gerekçe yaratıyordu. Aslında Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığının UAD’ye götürülmesiyle hiç değilse yeni tanıma kararlarının önüne geçebileceğini hesaplıyordu. Sırbistan, diplomatik baskı altında kalan ülkeler için Mahkeme kararını beklemek gibi geçerli sayılabilecek bir gerekçe yaratmış olsa da bunun AB ve NATO kapısında bekleyen ülkeler için yeterli olmayacağı anlaşıldı. Şimdi UAD’de hukuka uygunluğu görüşülecek bir konu olmasına rağmen tanımaların devam etmesi üstelik yeni tanımaların Sırbistan’la iyi ilişkiler içerisinde bulunan ve aslında Kosova’nın bağımsızlığından pek de hazzetmeyen ve tehdit olarak algılayan iki ülke olan Makedonya ve Karadağ’dan gelmesi Sırbistan’da ciddi bir hayal kırıklığı yarattı. Priştine’nin tek taraflı bağımsızlık kararını ilan etmesinden önce de belliydi. Batı’nın Kosova projesini kabul etmenin bu iki ülkenin Batı ile aynı tarafta yer alabilmesinin öncelikli koşullarından olduğu tartışılmaz bir gerçek. Asıl dikkat çekici olan ise NATO ve AB hedefli Karadağ ve Makedonya’nın Kosova ile diplomatik ilişkiler başlatma konusundaki aylara yayılmış kararsızlıklarını sonuçlandırmadaki zamanlamadır. Tanımalar, Sırbistan'ın UAD’den Kosova'nın 17 Şubat'taki tek taraflı bağımsızlık ilanının yasallığı hakkında görüş istenmesi talebinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki oylamayla 8 Ekim’de kabul edilmesini izleyen 24 saat içinde geldi. BM Genel Kurulu’nda gerçekleştirilen oylamada Sırbistan’ın talebini reddeden ABD’nin yanında Arnavutluk’tan başka sadece Marshall Adaları, Mikronezya, Nauru ve Palau gibi isimleri bile pek bilinmeyen dört ülkenin yer alması, Kosova’nın bağımsızlığını tanıyacak yeni ülkeleri gerekli kılmış olmalı. Böylece Kosova projesinin başladığı gibi devam edeceği mesajı verilmiş oldu. Ancak yapılan oylamada 77 ülkenin temsilcisi lehte oy verirken 74 temsilcinin çekimser kalması, Kosova’nın bağımsızlığının uluslararası hukukta yarattığı dönüşümden duyulan endişeyi de sergiler nitelikteydi. Sırbistan, Kosova için son derece önemli olan iki komşu devletin tanıma kararını engelleyememişse de Balkan ülkelerine yayılmış Sırplar üzerindeki etkinliğini sürdürüyor. İşin aslı mücadele de bu şekilde verilecek gibi görünüyor. Nitekim Sırbistan’ın Kosova’nın bağımsızlığını kabullenememesinden ziyade Kosova’nın kuzeyinde yaşayan ve hala daha Belgrad’ı başkent kabul eden Sırpların Kosova’nın bağımsızlık ilanını tanımaması sorunun en önemli boyutu. Balkan ülkelerine dağılmış diğer Sırp topluluklar da en az Sırbistan kadar Kosova’nın bağımsızlık ilanını genel bir istikrarsızlık sebebi sayıyorlar. BosnaHersek bünyesindeki Sırp Cumhuriyeti’nin birlikten ayrılma talebini sürekli diri tutması bir yana devletin AB ve NATO hedefinde ilerlemesini engelleyici bir politika yürütmesi ve aynı şekilde Kosova’nın bağımsızlığının tanınmasını engellemesi istikrarsızlık ortamına en iyi örneği oluşturuyor. Karadağ hükümetinin Kosova’yı tanıma kararını protesto etmek üzere başkent Podgoriça’da toplanan 10 bin göstericinin şiddete varan eylemleri de aynı şekilde Kosova’nın bir sorun olmayı sürdürdüğünün göstergesi. Karadağlıların Sırplardan farklı bir etnik grup mu yoksa Sırp milletinin bir kolu mu oldukları konusunda hiçbir zaman bir uzlaşı sağlanamayan ve nüfusun yaklaşık üçte birinin kendini Sırp olarak tanımladığı Karadağ’da eylemlerin bu noktada durması güç. Görülüyor ki uluslararası toplumun Balkanlar’daki sorunlara çözüm üretme yolu olarak “yeni devletler oluşturma” yaklaşımı, yeni sürdürülebilir sorunlar yaratmaktan başka bir işe yaramıyor. Kosova sorun olmayı sürdürüyor. Karadağ ve Makedonya’nın Kosova’yı tanıması Balkanları yeniden hareketlendirdi. Karadağ Sırplarının gösterileri şiddet boyutuna kaydı. Bosna Sırplarının ayrılık iddiaları, yeni ‘sürdürülebilir sorunların’ diri tutulduğunun kanıtı… ‘Sürdürülebilir sorun’ Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası [email protected] Balkanlarda Kosova etkisi sürüyor… B ağımsızlık yolunu formüle eden Ahtisaari Planı’nın tasarımcısı Finli Diplomat Martti Ahtisaari’ye 2008 Nobel Barış Ödülü’nü getiren Kosova, gerçekten de büyülü bir geçiş noktası gibi. Ahtisaari’ye 1 milyon 400 bin dolar para ödülü de kazandıran Kosova, tamamlanması gereken bir ödev olarak Makedonya ve Karadağ kadar Sırbistan’ın da AB ve NATO üyeliği nedeniyle önünde duruyor. Kosova’nın tek taraflı bağımsızlık ilanının üzerinden geçen 8 ayda, Karadağ ve ardından Makedonya’dan gelen tanıma kararlarıyla Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ülke sayısı 50’ye ulaştı. Ancak Kosova sorunu bir aritmetik toplama işlemi olmadığından Sırbistan Kosova’yı fiili denetim sağlayamadığı toprak parçası olarak görmekten vazgeçmediği müddetçe Balkan coğrafyasında bağımsızlık konusu sorun oluşturmaya devam edecek. Kosova’yı kendi denetimine almış olan AB de “artçı” sorunu, Sırbistan’ın AB üyeliğini örtülü biçimde Kosova’nın durumunu kabullenmesine bağlayarak çözme niyetinde. İşin aslı, Sırbistan’ın geleceği için Batı ile entegrasyonu şart gören demokratların iktidardaki ağırlığının artması da geçiş sürecinin nispeten kolay olacağının habercisi. Kosova Sırpları ile ilişkilerini yoğun biçimde sürdürmesini bir tarafa bırakırsak Sırbistan’ın Kosova’nın ayrılışına tepkisini, Kosova’yı tanıyan ülkelerle ilişkilerini bir süreliğine durdurmak ya da bu konuda Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) görüşüne başvurmak gibi hukuki ve diplomatik girişimlerden ibaret tutması ve askeri yöntemleri söz konusu dahi etmemesi bunun göstergelerinden. Sırp hükümeti açısından öncelikli olanın “Kosova konusunda elinden geleni yaptığı”na ve bu meseleyi ciddiye aldığına ilişkin genel bir yargı yaratmak olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle de Sırbistan’ın Kosova’nın tek taraflı bağımsızlık kararının hukuka uygunluğu hakkında UAD’den görüş alınması yönündeki talebi BM Genel Kurulu’nda reddedilseydi bile Sırbistan açısından başarılı bir girişim olarak anılacaktı. Kosova’yı tanıma kararı almış olan ülkelerin tutumunda UAD’nin KOSOVA ŞARTI Sırbistan’dakini izleyen dönemde aynı şiddette bir Arnavut sorunu yaşayan ve Kosova’nın bağımsızlığını “Büyük Arnavutluk” hayali çerçevesinde topraklarının bölünmesi olarak algılayan Makedonya’nın tanıma kararı da, 2006’daki bağımsızlık referandumunda yüzde 45’i Sırbistan’dan ayrılma fikrine karşı çıkan Karadağ’ın tanıma kararı da ilginç birer gelişme. Gerçi Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler arasında yer almasalar da Karadağ ve Makedonya’nın Kosova’yı mutlaka tanıyacak ülkeler arasında olacakları Ahtisaari
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle