02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Strateji 20 Ekim 2008/225 ST R A T E J İ c 15 UZAYIN SİLAHLANMASI Uzaktan algılama, haberleşme, seyrüsefer, meteoroloji, güdüm sistemleri, füze savunması gibi konularda uzayın kullanımı artmakta ve hava hakimiyeti ötesinde uzay hakimiyeti de önem kazanmaktadır. İnsansız hava araçları uçakların görevlerini yapmakta, insansız araçlar (robotlar) kara ve deniz platformlarında da geliştirilmektedir. Uzay çalışmalarına yapılan yıllık küresel 50 milyar dolar harcamanın 38 milyar doları sadece ABD tarafından yapılmaktadır. ABD’nin rakipleri Çin ve Rusya olmakla birlikte, AB de uzun dönemli bir uzay kabiliyeti geliştirmeyi hedeflemektedir. Çin ve Hindistan uzay yatırımlarını artırmaktadır. Malezya, Tayland, Çek Cumhuriyeti, Kolombiya gibi ülkeler de kendi uzay ajanslarını kurmuşlardır. 20072016 yılları arasında uzaya 960 uydu gönderilecek olup, özellikle haberleşme (ses ve video) uydusuna yönelik talepler ön plandadır. 2007 Ocak ayında Çin’in test ettiği antiuydu silahı ABD tarafından tehdit olarak algılandı ve bu da uzayın silahlanması tehlikesini ortaya çıkardı. İçinde bulunduğumuz yüzyıl; niteliğin niceliğe tercih edildiği, savaşın bilgisayarlaştığı, ticari teknolojilerin savunma için rolünün arttığı bir dönemdir. Teknolojik üstünlükleri olan, uygun silah ve araçlarla donatılmış, sistemler dahilinde entegre olmuş, iyi eğitilmiş ordular devrindeyiz. Soğuk Savaş sonrası Batılıların silah teknolojisine verdiği önem Körfez Savaşı’ndan başlayarak savaş sanatında esaslı değişimlere yol açmaktadır. Bununla birlikte bütün bu değişiklikler için henüz tam bir konsept tanımlaması yapılamadı. ABD Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Amiral William Owens ‘sistemlerin sistemi’ tanımlamasını getirdi. Uzunmenzilli isabetli silah sistemlerini yoğun istihbarat, gözetleme ve keşif vasıtalarına entegre ederek ve bilgiyi işlemek ve dağıtmak için gelişmiş kabiliyetler kullanarak ABD’nin düşmanı yeryüzünün 200 mil altına da girse bulacağı ve yok edeceğine inanılmaktadır. Bununla beraber 1999’da Kosova’ya yapılan harekat Sırplar üzerinde bu beklentileri teyit edemedi. Bu beklentilerin test yeri ise ancak Çin gibi ABD ile rekabet edebilecek bir güç projeksiyonu karşısında olabilecektir. teknolojinin öneminin artacağı değerlendirilmektedir. Bunlar; bilişim teknolojisi, biyoteknoloji, alternatif enerji teknolojileri ve uzay teknolojisidir. Yeni yüzyılda artık komuta hiyerarşisi değil ‘ağ’ kurgusu öne çıkmıştır. Emir komutanın halkalarından bir tanesinde meydana gelecek sorunun etkisini en aza indirmek için, askeri sistemde görev alacak oluşumların, birbirlerine bir ağ dahilinde bağlanması öngörülmektedir. ABD’de bilgisayarı tek tek her askerin eline vermek ve şahsi teçhizatına yerleştirmek, kara savaşları açısından son elli yıl içinde, belki de sanayi devriminden bu yana kaydedilen en önemli gelişmedir. Küresel hedef bulma sistemi, lazer tarayıcılar, dijital iletişim, yerleşik bilgisayarlar gibi insan hatasını büyük ölçüde azaltan teknoloji sayesinde, görmeden bir hedefi topla ateş altına almak; sekiz dakikadan üç dakikaya inmiştir. 2000’li yıllarda askeri teknolojide ortaya çıkacak olan önemli gelişmeler mikro elektronikten istifade edilerek özellikle hedef tespit cihazlarında, bilgi işlem ve yönlendirilmiş enerji alanında olacaktır. Bu gelişmelerin sonucunda, askeri doktrinler ve kuvvet yapılarında önemli değişiklikler meydana gelecektir. Gelecekteki kuvvet yapısının hedefi; gücü çok daha artacak olan bilgiye hakim olmak, kontrol etmek ve bilgi savaşını kazanmak olacaktır. Bilgi teknolojilerinin kullanımı ile dost ve düşmanın ne zaman, nerede, ne yaptıkları her seviyede görülebilir hale geldiğinden cephe savaşı tarihe karışmış, savaşlar zamana, mekan ve kullanılan vasıtalar bakımından çok boyutlu hale gelmiştir. Elektromanyetik dalgaların haberleşme yanında radar, sonar, lazer, GPS, INS gibi teknolojiler içinde kullanılması ile keşif ve algılama donanımlarında devrimsel gelişmeler olmuş, güdümlü silahlar (füzeler) ve harp başlıkları ortaya çıkmıştır. Transistor, mikroelektronik, bilgisayar, filmoptik kablolar, süper iletkenler gibi buluşlar elektronik teknolojisinin gelişmesini özellikle uydu haberleşmesi ve görüntü istihbaratına önemli katkılar sağlamıştır. Algılama ve uzaktan vurma teknolojisindeki gelişme ile birlikte sivil zayiatı azaltacak şekilde nokta hedeflerine akıllı mühimmat kullanımı artmıştır. Körfez Savaşı’nda akıllı mühimmat kullanımı yüzde 10 iken, Kosova harekatında yüzde 30, Afganistan ve Irak’ta ise yüzde 7080’lere çıkmıştır. Irak ve Balkanlardaki savaşlar gelişmiş Batılı ülkelere tamamen profesyonel bir orduya geçiş yanında dünya gücü olma yönünde aşağıdaki kabiliyetlere sahip olmayı dikte etti; istihbarat, güç projeksiyonu, stratejik taşıma kabiliyeti ve C4ISR (Komuta, Kontrol, Haberleşme, Bilgisayar, istihbarat, Gözetleme, Keşif). Uzayın silahlanması tartışılıyor Birinci Dünya Savaşı kimyagerler, İkinci Dünya Savaşı fizikçilerin savaşı olarak kabul edilir. 2010 sonrasında biyoteknoloji uzmanlarının öne çıkacağı, uzayın silahlanmasının ve daha karmaşık sistemlerin gündeme geleceği savunuluyor. tür virüslerin biyolojik bir silah olarak kullanılma potansiyeli de vardır ve tüm ülkeler bunlara karşı hazırlıklı olmak için bir strateji ve gerekli diğer tedbirleri (gözetim, tespit, tedavi vb.) geliştirmek zorundadır. Biyosavunma; biyoterörizme (insan, hayvan veya bitkilere karşı toksin veya diğer zehirli maddelerin terör amaçlı kullanılması) karşı gerekli tedbirlerin geliştirilmesidir. Bioyakıt alanında ise mısırdan ethanol üretimi bu alandaki ilk dikkate değer çalışmadır. Üretim ABD’de petrol pazarının yüzde 5’ine yaklaşan bir miktara ulaşmıştır. Klonlama; basit olarak bir gen, hücre veya organizmanın benzerlerini üretmek anlamındadır. Ahlaki tartışmaların yaşandığı bu alandaki çalışmalar henüz verimli inek ve süt üretiminin artırılmasına yönelmiş olsa da ileri de başka konseptler de ortaya çıkabilir. Enerji sadece insanların hayatını kolaylaştırmak için değil sanayi üsleri, ulusal güvenlik ve savunma, teknolojik gelişmeler için de önemlidir. Dünya genelinde nükleer reaktörler ile enerji sorununa çözüm bulunmaya çalışılırken ABD tarım ürünlerinden yakıt üretme (Etanol) peşindedir. Öte yandan ‘füzyon enerjisi’ ile ilgili çalışmalar daha ucuz, temiz ve bol bir enerji kaynağı için umut vermektedir. Fransa’da bulunan ve ABD, Japonya, Çin, AB, Rusya, Hindistan ve Güney Kore tarafından kurulan Uluslararası Termonükleer Deney Reaktörü (ITER) tarafından yapılan füzyon enerjisi ile ilgili çalışmalar hidrojen çekirdeği içindeki ışığı (tritium ve deuterium) birleştirerek büyük miktarda enerji üretmeyi hedeflemektedir. Petrol ve petrokimya ürünlerindeki gelişmeler yanında çelik, alüminyum alaşımlarının yerini kompozit, titanyum, plastik vb. yeni malzemelerin alması ile savaş platformlarının menzili arttı, daha hafif ve daha fazla silah taşıyabilir hale getirdi. Nükleer, biyolojik, kimyasal ve radyolojik silahların tahrip güçleri, atma vasıta ve menzilleri gelişti. Çin, gönderdiği uydularla uzay araştırmalarına yatırım yapıyor... BİYOTEKNOLOJİNİN KULLANIMI Birinci Dünya Savaşı; kimyagerlerin, İkinci Dünya Savaşı; fizikçilerindi. Üçüncü Dünya Savaşı ise biyoteknoloji uzmanlarının savaşı olacaktır. Biyoteknoloji, çeşitli canlı türlerine kimya, fizik, mühendislik vb. diğer bilimlerin tatbik edilmesi ile ortaya çıkmaktadır. Biyoteknoloji dokuz alanda uygulanmaktadır; kişiselleştirilmiş tıp, evrensel bulaşıcılar, aşılar, biyonano teknoloji, biyokalkan, biyosavunma, ziraat, biyoyakıtlar ve klonlama. Kuş gribi (H5N1) gibi evrensel bulaşıcı virüsler önemli bir tehdit olarak önümüzdedir. Bu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle