17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Doç. Dr. Seriye SEZEN TODAİE Öğretim Üyesi [email protected] in Komünist Partisinin (ÇKP) 17. Ulusal Kongresi Ekim ayında yapıldı. Kongrede 73 milyon Parti üyesini 2235 delege temsil etti(1) . Beş yılda bir yapılan ÇKP kongreleri, hem partinin, dolayısıyla ülke liderlerinin hem de ülke siyasalarının belirlendiği yer olması açısından önemlidir. Partinin en üst organı olan Kongre, beş yıl süreyle kendisi adına karar alacak 204 kişiden oluşan 17. Merkez Komitesini; Merkez Komitesi de genel sekreterini, Politbüro üyeleri ile Politbüro Daimi Komitesi üyelerini seçti. Böylece, Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHC) beş yıllık geleceğini belirleyecek kadro oluşturuldu. Kongrede, 16. Merkez Komitesi adına Devlet Başkanı ve Merkez Komitesi Genel Sekreteri Hu Jiantao tarafından sunulan rapor onaylandı. Partinin eylem programı olarak kabul edilen bu rapor, ÇHC’nin gelecek beş yılda izleyeceği siyasaların çerçevesini çizmektedir. Hu Jiantao’nun demokrasi sözcüğünü 60 kezden fazla kullandığı raporda öne çıkan başlıklar şöyledir: "kalkınmaya bilimsel yaklaşım", "sürdürülebilir büyüme ve daha fazla demokrasi", "reformların ve dışa açılmanın devamı", "yenilikçilikinnovasyon", "yolsuzluğa sıfır hoşgörü", "artan gelir eşitsizliğini düzeltme", "yöneticilik görevlerinde komünist olmayanlara daha fazla yer verilmesi",(2) "parti içi demokrasinin arttırılması", "çevrenin korunması", "enerji tasarrufu."(3) ÇKP’nin 17. kongresinde çarpıcı dönüşümler… C S TRATEJİ örgütlerini, bilimsel kalkınma yaklaşımını uygulamakla görevlendirmektedir. Kavramın, Partinin ideolojik kaynaklarından MarksizmLeninizm, Mao Zedong Düşüncesi, Deng Xiaoping Kuramı ve Üç Temsilci düşüncesiyle (son iki kavram yenilikçi kuramlar olarak adlandırılmaktadır) aynı önem çizgisinde olduğu vurgulanmaktadır. Bilimsel kalkınma, Çin’in bugünkü yapısında niteliksel bir değişimi öngörmektedir: "Çin ucuz işgücüne, mali ve doğal kaynaklara dayanan bir toplumdan iyi eğitilmiş işgücüne, bilim ve teknolojinin geliştiği bir topluma; hızlı ve yüksek kaliteye ve enerji tasarrufuna dayanan bir kalkınma kipine geçmelidir."(5) Bu yaklaşım çerçevesinde, ÇKP, kentsel ve kırsal kalkınma, ekonomik ve sosyal kalkınma, ulusal kalkınma ve dışa açılma arasında ve insan ile doğa arasındaki ilişkilerde denge kurmakla görevlendirilmektedir. "Ekonomik kalkınma" hedefinin "bilimsel kalkınma"ya taşınması, ÇKP’nin, olumsuz sonuçlarını ikinci plana atarak, "her ne pahasına kalkınma" hedefinin "birincil tek hedef" olmaktan çıkmaya başladığının göstergesidir. "Her koşulda kalkınma", ülkede iki farklı Çin yaratmıştır. Bir yanda ekonomisi hızla büyüyen, yabancı yatırımlar için çekici, özel sektörün giderek güçlendiği, küresel ekonomiye eklemlenen; ama diğer yanda, kır ile kentler ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının giderek açıldığı, yoksulluğun derinleştiği, yolsuzluğun yaygınlaştığı, zenginleşmenin yükselen değer haline geldiği Çin. Görünen odur ki, ÇKP liderleri "ekonomik kalkınma"yı temel alan siyasanın sınırlarına gelindiğinin ve yeni bir siyasa temelinin yaratılması gerektiğinin farkındadırlar. "Ne olursan ol gel": Tüzük, Partiye, kamusal ekonomiyi geliştirme görevinin yanı sıra özel sektörü destekleme, teşvik etme ve gelişmesine rehberlik etme görevi vermektedir. Bu düzenleme, ÇKP’nin reform sürecinde izlediği stratejinin yeni bir aşamasıdır. ÇKP, reformun başlangıç aşamasında, Parti üyelerinin "özel girişimciler kulübü"nün ilk üyeleri olmalarını teşvik ederek, reformlara Parti içinden gelebilecek dirençleri kırmıştır. İkinci aşamada, liberal siyasaların yarattığı kapitalist sınıfın, iktidarı için tehlike oluşturmaması amacıyla, Parti üyeliğini bu kesimlere açmıştır. Jiang Zemin’in 2000’li yılların başında ortaya attığı "üç temsilci" kavramı, işadamlarının parti üyeliklerini meşrulaştırmıştır. Halen, parti üyesi işadamlarının toplam sayısı yaklaşık 3 milyondur.(6) Yeni düzenleme ile ÇKP, özel sektörün güçlendirilmesi, teşvik edilmesi görevini de üstlenerek, giderek güçlenen bu kesimin sorunlarının dile getirileceği ve çözüleceği adres olarak kendisini göstermektedir. Aslında yukarıdaki düzenleme ÇKP’nin dışa açılma sürecinde izlediği stratejinin bir adım daha ileriye taşınmasıdır. Fakat Partiye verilen bir başka yeni görev daha vardır ki, ÇKP’nin kendisini farklı sosyal katmanlara açma projesinin sınırlarının, Partinin kabullerinin nereye dayandığını göstermektedir. Yeni düzenlemeye göre ÇKP, dindar kişileri, ekonomik ve toplumsal kalkınmaya katkı yapmak üzere bir araya getirecektir.(7) Bu tarihsel açılım ile ÇKP, ekonominin güçlendirilmesi için yalnızca kapitalistlere değil aynı zamanda dindarlara da kapılarını açmaktadır. "Sermaye"nin renginin önemini tümden yitirdiğini çağrıştıran bu adım ile ÇKP’nin, yeni düzen içinde giderek yeşeren toplumsal Ç Çin evrimini sürdürüyor Çin Komünist Partisi (ÇKP), son kongresinde dikkat çeken kararlar aldı. Bizzat ÇKP üyelerinin özel girişimde öncü olmaları, partiye dindar kesimlerin kabulü gibi… Kalkınmaya yeni bir yaklaşım da getirildi: ‘Bilimsel kalkınma’. ilerleyeceği parametreleri ve nihayet ÇKP’nin bu düzen içinde gücünü ve meşruiyetini nasıl koruduğunu görmek açısından, Tüzükteki başlıca değişiklikleri incelemekte yarar vardır. TÜZÜKTEKİ DEĞİŞİKLİKLER Kalkınmaya bilimsel yaklaşım: Mao sonrası dönemde, ÇKP varlığını ve iktidarını korumakla birlikte bugünkü ÇKP eski ÇKP değildir. İdeolojiye, değerlere dayalı, işçi ve çiftçilerin tabanını oluşturduğu bir partiden, meşruiyet zeminini "ekonomik kalkınmaya" dayandırmış, yeni ekonomik düzenin zenginleştirdiği işadamlarının giderek daha fazla temsil edildiği bir yapıya doğru evrilmektedir. Bu haliyle, komünist bir parti olmaktan çok "ekonomik kalkınma partisi" veya "sosyal demokrat parti" olduğu literatürde tartışılmaktadır.(4) ÇKP’nin dışa açılma sürecinde rehber ilke olarak kabul ettiği "ekonomik kalkınma" kavramı, 2000’li yıllarda yerini, "kalkınmaya bilimsel yaklaşım", kısaca "bilimsel kalkınma"ya bırakmıştır. İlk kez 2003 yılında Devlet Başkanı Hu Jintao tarafından kullanılan bu kavram, son değişiklik ile Parti Tüzüğüne girmiştir. Tüzük, Parti üyeleri ile tüm parti ÇOK PARTİLİ YAŞAM YOK ÇHC’nin son otuz yıldır devam eden, merkezi planlamadan "sosyalist piyasa ekonomisi"ne geçiş siyasalarının kaynağı, yönlendiricisi Parti Kongreleridir. 1990’ların başında, ülkenin "sosyalist piyasa ekonomisi" uygulayacağının resmen ilan edilmesinin ardından yapılan kongreler, "Çin ne kadar daha Komünist Parti ile yönetilecek" sorusunun yanıtının bulunabileceği beklentisi ile yakından izlenmektedir. Bu soruya, Devlet Başkanı Hu’nun yanıtı, Çin’in gündeminde "Batı tarzı çok partili bir siyasal Jintao.. yaşam" olmadığıdır. 17. Kongrenin özelliği, Parti Tüzüğünde kapsamlı değişikliklerin yapılmış olmasıdır. 1982 yılında 12. Parti Kongresinde kabul edilen Tüzükte bugüne kadar 50 değişikliğin yapıldığı dikkate alındığında, bu değişiklik dışa açılma sürecinin olağan işlemleri olarak görülebilir. Ancak son değişiklik, Tüzüğe ilk kez "din" kavramının girmiş olması nedeniyle tarihsel niteliktedir ve ÇKP’nin liberalleşmeye tahammülünün yeni sınırlarını göstermesi açısından önemlidir. Son yıllarda küreselleşme döneminin yeni süper gücü olmaya aday gösterilen ÇHC’nin, komünist rejimpiyasa ekonomisi ikiliği üzerine kurulu düzenini nasıl sağladığını, bu düzeninin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle