02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 C S TRATEJİ Dünyanın dikkatleri üzerinde, enerji gereksinmesine çözüm arıyor... Çin, Ortadoğu’ya yöneliyor Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak Doğu Pasifik Araştırmaları Masası [email protected] ENERJİ TALEBİ VE ORTADOĞU ABD Enerji Bakanlığı gelecek 20 yıl içinde Çin’in petrol ithalatının yüzde 960 artacağı tahmininde bulunuyor. Uluslararası Enerji Ajansı ise, bugün 1.9 milyon varil olan günlük ithalatın 2030 yılında 10 milyon varile çıkacağını tahmin ediyor. Çinli enerji uzmanları Çin’in ekonomik kalkınmasının sürdürülebilir olması için hükümete, enerjiyi depolamayı ve enerji güvenliğinin milli strateji konumuna getirilmesi gerektiğini iletiyorlar. Uzmanlar petrol üretim merkezlerinin ülke içinde olması, uluslararası petrol pazarına açılmak, petrol tüketiminin kısıtlanması, petrol stokunun yapılması, petrol teminini uzun ve istikrarlı bir şekilde devam ettirerek siyasi, ekonomik ve toplumsal güvenliğin sağlanması gerektiğinin üzerinde ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle Çin uzun vadede istikrarlı bir şekilde petrol ithal edebileceği en ideal bölge olan Ortadoğu’ya dikkatlerini yöneltiyor. ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI Çin, ancak 1992’de tanıdığı İsrail ile 70’li yıllardan beri askeri işbirliğini sürdürüyor. Bunun yanında İsrail’in Filistin’i işgaline karşı tutumunu her fırsatta açıklıyor. Ancak çok yönlü yeni dış politikası ile Çin 1992’de İsrail’le diplomatik ilişkiler kurdu. İsrail ile yapılan Erken Uyarı Hava Radarı sistemi anlaşması ABD’yi rahatsız ediyor. ABD, olası bir savaşta Tayvan Hava Kuvvetleri’nin imhasının kolaylaşacağı gerekçesiyle işbirliğine tepki gösteriyor. Çin’in, Filistin’e BM daimi üyesi olarak destek vermesi Arap ülkelerince memnuniyetle, İsrail tarafından tepkiyle karşılanıyor. İsrail’in çıkarları açısından tepkili olduğu diğer konu ise Çin’in Arap ülkelerine füze ve füze teknolojisi satması. Çin’in Ortadoğu’ya bakışının unsurları şu şekilde sıralanabilir: Çin, Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerini geliştirir, özellikle birbirini tamamlayan potansiyeli olan ekonomik ve ticari ilişkilere önem verir; Ortadoğu’nun barış ve istikrar içinde olması dünya barışı ve kalkınmasında itici rol oynar; Çin, Ortadoğu barış sürecine aktif destek vermekle birlikte bunun bölge halkının ortak arzusu olduğuna ve temel çıkarlarına uyum sağladığına inanır; Çin, Ortadoğu barış sürecinin gelişmesinin bölge güvenliğinin teminatı olduğuna inanır; Çin, BM ve Madrid Görüşmeleri’nde olduğu gibi toprak karşılığı barış prensibine destek verir; Çin’e göre Ortadoğu’nun istikrarsızlığının ana kaynağı Filistin sorunudur. Çin’in Ortadoğu uzmanlarından Prof. Yang Guang’a göre Ortadoğu’nun Çin için önemi giderek artıyor. Çin, enerji kaynakları açısından bu bölgeye bağımlıdır. Bu bölgenin yerini alabilecek üretime sahip başka bir bölge henüz yoktur. Çin’in GSYH artışındaki enerji yoğunluğu, gelişmiş ülkelerden çok daha fazladır. Ayrıca, Çin petrodolarları geri çevirmeye giderek daha fazla gereksinim duyuyor. Petrol ihraç eden ülkelerin hepsi karşısında Çin’in dış ticaret açığı bulunuyor. Bu paraları geri çevirmek için ya mal ve hizmetlerin ihraç edilmesi ya da petrodolarların Çin’de doğrudan yatırıma dönüştürülebilmesinin gerektiğini savunan Çinli uzmanlar fırsatların da bu yönde gelişmekte olduğuna inanıyor. Örneğin, petrol işleme alanında, Çin’in rafinerilerini geliştirmesi gerekiyor. Arap ülkeleri bu yaklaşıma ilgi duyuyorlar. Çünkü onların da uluslararası uyuma yönelik bir strateji D ünya Ekonomi Forumu Başkanı Klaus Schwab, Davoz Toplantıları öncesinde basına verdiği demeçte, Çin ve Hindistan ekonomilerinin son yıllarda kaydettiği hızlı büyüme sayesinde dünyanın ekonomi merkezinin doğuya kaymaya başladığını belirtti. Forumda, Çin’de uygulanan reformun Çin’in dışa açılma politikasının, ülkenin ekonomik canlılığını azami derecede harekete geçirdiği görüşü dillendiriliyor. 25 yıl içinde Çin ortalama yüzde 9.45’lik yıllık büyüme oranını hep korudu. Bununla birlikte Hindistan ekonomisi de 1991 yılından bu yana ortalama yüzde 6.1’lik hızla büyüdü, önümüzdeki birkaç yıl içinde yüzde 8’in üzerinde büyüyeceği tahmin ediliyor. Davos toplantılarında da dile getirildiği gibi Çin’in büyümesi, küresel ekonomik dengeleri en çok enerji boyutuyla ilgilendiriyor. Yazımızda Çin’in bu konudaki açılımları irdelenecek. Çin’de gelir düzeyinin yükselmesiyle birlikte bisikletlerin yerini yavaş yavaş otomobiller alıyor. Çin ve Hindistan’ın kalkınmalarındaki hız nedeniyle dünyanın ekonomik merkezinin doğuya kaydığı yorumları yapılıyor. Tükettiği enerjinin önemli bölümünü ithal eden Pekin, 1990’lı yıllardan bu yana Ortadoğulu devletlerle anlaşmalar imzalıyor. Yeni Suudi kralı da ilk dış gezisini Çin’e gerçekleştirdi. önemle duruyorlar. 1993 yılından beri Çin, petrol ihtiyacının yüzde 20’sini ithal ediyor ve bunun yüzde 65’ini Ortadoğu’dan sağlıyor. Çin Milli Petrol Kimyasal Endüstri Kurumu, 1999 yılından bu yana petrol üretiminin 160 milyon ton dolaylarında olduğunu açıkladı. Buna karşılık Çin’in petrol ihtiyacı her yıl yüzde 4 oranında artıyor, şu an için de 200 milyon tona ulaşmış durumda. Eğer böyle sürerse 2010 yılında Çin’in petrol ithalatının, petrol tüketiminin yüzde 50’sine
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle