02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yakın, uydu devletler kurmak isteyen Rusya, İngiltere, Almanya, Avusturya, Macaristan ve hatta Fransa gibi zamanın emperyalist ülkelerinin hala bu emellerine uygun şekilde ortalığı karıştırmaları gerçeği bugünkü sıkıntıların kaynağını bir ölçüde açıklayabilir. YOK OLAN TÜRK VARLIĞI Bütün bu gerçeklerin yanı sıra, en önemli Balkan gerçeği ise, çeşitli emperyalist güçleri arkasına alan, yine çeşitli etnik ve dini gruba mensup Balkan toplumlarının, Türklere ve Balkanlar’daki Türk kültürüne, varlığına, eserlerine hayat hakkı tanımamalarıdır. 1820’lerde Mora’da Osmanlı’ya isyan eden Yunanlılar bu gün orada tek Türk bırakmamışlardır. Teselya ve Epir’de de aynı şekilde Türkler ölmekle göç etmek arasında tercih yapmak durumunda bırakılmışlardır. Balkan ülkelerinin yukarıda değindiğimiz "Büyük olma" ihtirası, Yunanlıları, Mora’dan öteye, Adalar’a ve hatta Anadolu’ya yayılmaya itmiştir. Yine bu bağlamda üzerinde durulması gereken bir husus da, Yunanistan’da azınlıkların tümüne çeşitli şekillerde uygulanan baskıların özellikle arkalarında Türkiye ve Makedonya gibi sınır devleti olan etnik gruplarda kendini yoğunlaşarak göstermekte olduğudur. Bugün de Yunanistan’ın milli politikası başta Türkler olmak üzere bütün azınlık gruplarını önce pasifize etme sonra tamamen ortadan kaldırma temeline dayanmaktadır. Batı Trakya Türklerine uygulanan baskılar, temelde "Türk" kelimesinin kullanılmaması esasına dayanmaktadır. Türklerin aralarındaki Makedonyada Türk seçmenler oy kullanıyor. bütünlük, sosyal dayanışma ve kültürel temel her vesile ile bozulmak istenmekte, Türkler, Türkiye veya diğer ülkelere göçe zorlanmaktadır. Özellikle 1998’e kadar geçerli olan Vatandaşlık Yasası’nın 19. maddesi ile Yunan asıllı olamayan etnik azınlıkların çoğunun ve bu bağlamda 60 bin Batı Trakya Türkü’nün vatandaşlığına son verilmiştir. Eğer bu uygulama olmamış olsaydı bugün Batı Trakya’da 350.000 kadar Türk yaşıyor olacaktı. eczanesi bulunmamakta, Türklere eczane açma izni verilmemektedir. Dr. Sadık Ahmet ve Ahmet Faikoğlu ile Yunan parlamentosuna girmeyi başaran Türklerin önüne yüzde 3’lük bir ülke barajı konulmuş ve toplam nüfusu 150.000 kadar olan soydaşlarımızın seçilmek için 200.000 oy alması zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca Türk toplumu sürekli polis takibi, baskısı, hak ve özgürlüklerinin dile getirilmesinde kısıtlamalara maruz bırakılmaktadır. Kamusal alanda Türklerin iş C S TRATEJİ 19 Trakya dışında, bugünkü Selanik civarında bir zamanlar var olan yüzlerce Türkmen köyünden bugün bir eser yoksa bunun temellerini, 19921995’de Sırpların Bosna’daki Müslümanlara uyguladığı soykırımın 1911’lerde Yunanistan’daki Türklere uygulayan Yunanlılar da aramak gerekir. Esasen Sırplarla Yunanlıların çok iyi anlaşmaları, Türk düşmanlığında yüzde yüz aynı çizgide olmaları ve Yunanlıların, Sırpların Bosna soykırımına tavır almamalarının nedenlerini de bu geçmişteki zalimliklerinde aramak gerekir. Balkanlarda büyük güçlerin BALKANLARDAN KIBRIS’A eski Osmanlı topraklarında uygulanmış etkisiyle günümüzde yaşa olanTürklere mezalim örnekleri çoktur. Rusların 1852’den Kırım Tatarları’na, yine 18771895’lerde nan gelişmeler geçmişin iz sonra Kafkas Türklerine uygulamış oldukları mezalim, 187778 OsmanlıRus Savaşından lerini taşıyor. Osmanlı’dan Bulgaristan’da sonra sistematik bir şekilde uygulanan soykırım ve sonucunda 350 bin civarında Türk’ün sonra bölgede bağımsızlıkla bunun katledilmiş olması, 900 binden fazla Türk’ün göçe eski Yugoslavya’daki Sancak rını kazanan ülkelerin, ‘bü zorlanması, vilayetindeki Türk’lerin 19. yüzyılda Rusların Sırp ve Karadağlılar tarafından işkence ve yük’ devlet idealleri birbiriyle teşvikiyle etnik ayrımcılıkla göçe zorlanması unutulmaması Balkan gerçekleridir. çatışıyor. Balkanlarda birbi gereken Bugün de, Makedonya’da Türkler, özellikle eğitim milli kimlik açısından baskı altında tutulmakta, riyle çatışma içindeki bütün ve çatışan Makedon ve Arnavut milliyetçiler arasında bir oluş savaşı vermektedirler. toplumların ortak hedefinde var Yine, Kosova’da yaşayan Türkler de benzer baskılar altında, milli kültür ve dillerini korumaya ise Türk varlığı bulunuyor. çalışmaktadırlar. 1930’larda ve 1956–60 yıllarında arazileri ellerinden alınan Türkler kitle halinde göçe zorlanmışlardır. Geçmişten bu yana insani değerleri ön planda tuttuğunu her fırsatta dile getiren Avrupa ülkelerinin hemen 200–300 kilometre ötesinde süregelen ve özellikle Türkleri ve Müslümanları hedef alan bu gelişmeler sonucu bugün, Üsküp, Kosova, Niş, Dobruca gibi eski Osmanlı topraklarında hemen hiç Türk kalmamış veya çok az düzeye inmiştir. Batı Trakya’da Türklük lafını bile ağzına almak istemeyen ve "Müslüman Yunanlılar" diye Türklere kimlik yakıştıran Yunanlılar da üyesi bulundukları AB kararlarını hiçe sayarak bildiklerini okumaktadırlar. Kıbrıs, Irak, Ege ve İstanbul üzerinde düşmanlarımızın oyunlarına karşı var olduğu ileri sürülen kırmızı çizgilerimiz beyazlaşmışken, bu beyaz çizgilerin zaman zaman yeşeren sözde ve anlamsız "TürkYunan" dostluk gösterileriyle hangi tavizkar noktalara çekileceği de dikkatle üzerinde durulması gereken hususlardır. Özellikle Yunanistan’da Türklere uygulanan sistematik baskılar, sırf Türk kökenli olduğu için Yunan vatandaşlığından çıkarılan Batı Trakyalı Türklerin durumu ve Atina’da tek bir Türk camisinin ayakta olmadığı da, İstanbul’da papaz okulları ve ekümenlik konusunda olumlu görüş bildiren yöneticilerimizin akıllarından çıkarmaması gereken gerçeklerdir. Geçmişte Mora’da, Girit’te, Batı Trakya’da, Kıbrıs’ta, Ege Adaları’nda yaşananlar özellikle dostluk türküleri söyleyen, Yunanlılarla kol kola Sirtaki yapan siyasilerimiz ve "maydınlarımız", (mandacı aydınlarımızca) hiç unutulmaması gereken hususlardır. LOZAN UYGULANMIYOR Yine 1990’da çıkarılan yasa ile Türklerin kendi dini liderleri olan Müftülerini seçmeleri engellenmiştir. Yeni camilerin inşasına izin verilmediği gibi eskilerin tamiratı bile engellenmiş, müftülük gibi makamlara Yunan Hükümeti’nin atadığı kişiler oturtulmuştur. Ayrıca Lozan Anlaşmasına göre teminat altına alınmış Türk Vakıfları’nın yönetimi Lozan hükümlerine aykırı olarak, Yunan Yönetimi’nin atadığı kendi devlet memurlarının katı ve haksız anlayışına teslim edilmiştir. Türklerin maruz kaldığı en büyük haksızlıklardan biri de Türk okullarının gelişmesine izin verilmeyerek Türk çocuklarının, Türk toplumunun eğitim haklarının engellenmesidir. Yine, Türkiye’de, Türk vatandaşı olmayanlara bile toprak satışı yapılırken Yunan vatandaşı olan Batı Trakya Türklerinin taşınmaz mal edinmeleri yıllarca yasaklanmış ya da alınması çok zor olan özel izinlere tabi tutulmuştur. Bugün Batı Trakya’da hiç bir Türk edinmesi olanaksızdır. Türkiye’de bütün üniversite mezunlarına, etnik kökenlerine bakılmaksızın verilmiş olan yedek subaylık hakkı Yunanistan’da Türklere verilmemektedir. Türklerin askerlik hizmetlerini de en ağır koşullarda, ellerine silah verilmeden yapmaları sistemin bir gereğidir. Kendilerini "Türk" olarak tanımlayan soydaşlarımızın kurdukları "Türk Öğretmenler Birliği", "İskeçe Türk Birliği Teşkilatı" gibi derneklerin "Türk" kelimesini kullanmaları yasaklanmış, Türkçe’de ısrar eden soydaşlarımız hapse atılmış, mallarını kaybetmiş ve vatandaşlıktan çıkarılmıştır. Yunanistan, Türkler üzerinde uyguladığı sistematik eğitim ve asimilasyon politikaları ile Türklerin milli kimliklerini kaybettirmeyi amaçlamaktadır. Ekonomik özgürlükleri de buna paralel olarak kısıtlanan Türkler gün geçtikçe fakir düşmekte ve ancak çiftçilik yapabilmektedirler. Batı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle