19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 TEMMUZ 2009 CUMARTESİ 7 İnsanları anlayamadan gideceğim bu dünyadan İnsanlığın hallerini anlayabilmek ve anlatabilmek istiyorum” diyor Güler Kazmacı. Yaşamı boyunca insanları anlamaya çalışmış. Bir sorgulamaya girmeden, işaret etmeden, yargılamadan evli erkeklerle birlikte olan kadınların öykülerini anlatıyor. Kazmacı, kitabıyla ilgili sorduğumuz “Neden” sorusunu “Bence hayatın provası yok. Geriye dönüp düzeltme şansımız da yok. O yüzden başkalarının yaşadıklarından da öğreneceğimiz çok şey var” diye yanıtlıyor. Zar attım, ölüm geldi Erkeğin “el değmemiş kadın” psikozu birçok insanın yaşamını karartıyor. Kızlık zarı ameliyatları her ne kadar etik dışı olsa da, tünelin ucunda ölüm göründüğünde kaçınılmaz hale geliyor. Bu ameliyatların hayli pahalı oluşu da genç kadınların en büyük handikaplarından. Kadınların kendi yaşamını kendisinin belirlemesine engel olan konuların başında kızlık zarı geliyor. Gerdek gecesinde erkeğin kan görme ihtirası, biyolojik ve duygusal gereksiminlerine kulak vermiş kadınlar için bir METE handikap oluşturuyor. Çözüm, operasyonda. zarının dikilmesi Türkiye’de olduğu KIZIK Kızlık gibi Almanya’da da sorun. Uğruna töre cinayetleri işlenen bu zar, ikinci ve üçüncü kuşak kadınlarda sorun oluşturmaya devam ediyor. Berlin Kadınlar İçin İnsan Hakları Derneği, Berlin Aile Derneği ve Aile Planlama Derneği son yıllarda özellikle göçmen kadınlar arasında şikayet ve sorun olma grafiği yükselen “kızlık zarı” konusunda girişimde bulunmaya karar verdi. Derneklerine bu yönde başvuran çok sayıdaki göçmen kadının yardım ve danışma istemleri karşısında birşeyler yapabilmek için harekete geçen bu kurumlar, kızlık zarıyla ilgili geniş bir bilgilendirme kampanyası hazırlıyorlar. Bu kurumlardan oluşan ortak çalışma gurubu, kızların ve kadınların cinsel yaşam bilincine sahip çıkmasını desteklemeye, sorunun okullarda cinsel bilgiler dersine konu edilmesine çalışmaya ve bireysel psikososyal destek sağlamaya başladı. “Aslında neden hayatım boyunca hep evli ya da birine evli gibi bağlı olan erkekleri seçtiğim ve onların eşinden ayrılmalarını adeta yaşama amacı gibi hırs edindiğim konusunda hiçbir zaman kendimle konuşmamıştım” diyor Nevin takma ZUHAL kadın. Babasına aşık, hem de AYTOLUN adındaki takıntılı boyutta. “Eğer babam sapkın bir adam olsaydı ve benimle ensest bir ilişki kursaydı, ya da en azından bir takım cinsel oyunlara girişseydi, herhalde hiç itiraz etmezdim” diyecek kadar hastalıklı bir boyutta duyguları ve düşünceleri. Nevin, Güler Kazmacı’nın son kitabındaki karakterlerden yalnızca biri. Belki de babası gibi birini arıyor. Yalnızca evli erkeklerle beraber oluyor. Sevgilisi eşinden ayrılırsa o da izini kaybettiriyor. ‘Evli Erkek, Neden’, “Ben asla bekar adam sevmem” diyen kadınların iç dünyalarına eğiliyor, “sadece” evli erkeklerle beraber olan kadınların hikâyelerini aktarıyor. Dinlediği 24 hikâyeden ilginç bulduğu üçünü konu eden Kazmacı, kitabında yalnızca kadınları değil, erkekleri de anlatıyor aslında. Bir sorgulamaya girmeden, işaret etmeden, ailelerine, anne baba ilişkilerine iniyor. Ne kadar büyük psikolojik sorunlar yaşadıklarını, nasıl bir ruhsal kıskaç içerisinde olduklarını görüyorsunuz okurken. Neden böyle bir kitap yazdığını soruyoruz. Victor Hugo’nun “Her insanda insanlığın her hali vardır” sözünü hatırlatıyor Kazmacı, “İnsanlığın hallerini anlayabilmek ve anlatabilmek istiyorum” diyor. İnsanlık halleri Kitabı okurken hep ‘Neden, neden?’ diye sordum. Neydi sizi bu kitabı yazmaya iten? 17 yaşımdan bu yana kadın meselesiyle ilgileniyorum. Devrimci gençlik yıllarımızda kadın eğitiminden sorumlu gruptaydım. Kadınlara gidip kadın erkek ilişkilerini, tarihsel durumu, anaerkil toplumu, ilkel komünal toplumdaki kadın erkek duruşlarını anlatırdım. Bana göre kadın erkek ilişkileri her zaman dünyadaki ilişkilerin merkezini oluşturuyor. Bu yalnızca eş ya da sevgili olma hali değil. Anaoğul, babakız, iki arkadaş ya da iş ilişkilerinde de var. Saplantılar, ön yargılar, özlemler, hastalıklar ve iki cinsin de yaşama bakışları tüm ilişkiyi etkiliyor. Hepimizin az ya da çok arızası var. İnsanlar iyidirkötüdür, aydınlıktırkaranlıktır, doğruduryanlıştır demiyorum. Racon kesmeyi sevmiyorum. Sadece kadın erkek üzerinden insanlık hallerini anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Kadın erkek ilişkilerinde her türlü acı çekilerek yıpranılarak düşe kalka, bazen hayatını dağıtarak bazen ruhunu parçalayarak hep acılarla öğreniliyor. Bence hayatın provası yok. Geriye dönüp düzeltme şansımız da yok. O yüzden başkalarının yaşadıklarından da öğreneceğimiz çok şey var. Seneler senesi psikoloji okudum. Benim anlamaya merakım var. Ama korkarım anlayamadan da gideceğim bu dünyadan. Peki neden evli erkekleri tercih eden kadınların hikayesi? Evli kadın isteyen erkekleri gözlemleyebildiğim kadarıyla kayda değer bulmadım. Onların altından büyük psikolojik sorunlar çıkmadı. Çok ilginç bulmadım. Yalnızca evli erkekleri tercih eden kadınları yazdım çünkü bunların insanlara faydalı olacağına inanıyorum. İnsanların önceliklerini, bunların nelerden kaynaklandığını, çocukluk yıllarından ve anne babaya karşı hissettiklerinden dolayı olduğunu bilirlerse hayatlarına daha güzel yön verebilirler. Tıp etiği açısından da sorun Son yıllarda doktorlar arasında tartışma konusu olan kızlık zarı dikme konusunda tıp etiği açısından da değerlendirmeler yapılıyor. Zürih Üniversitesi Etiksel Biyolojik Tıp Enstitüsü başkanı Dr. Verina Wild başkanlığındaki çalışma gurubu konuyu inceliyor. Tartışmalar bir yandan kızlık zarı dikimini tıp etiği açısından yüksek dereceli sorun olarak ederken diğer yandan da bazı durumlarda müdahalenin kaçınılmaz olduğu yönünde. Çünkü bu operasyonu talep edenin, ameliyatın yapılmaması durumunda tehlikeyle karşılaşması ve yaşayacağı psikolojik sorunlar dikkate alınıyor. Konunun en çetrefilli yanı kızlık zarının yeniden yaratılması. Bu durumun bireyin kendi özgür isteğiyle değil, diğer kişi ve sosyal etmenlerin dayatması sonucunda ortaya çıkması da söz konusu. Ayrıca bu müdahalenin tıbben yararlı olmayan bir durum olduğu da diğer önemli bir nokta. Wild “Üstelik bu durum cinsiyet eşitsizliğini körükleyici bir durum. İlkesel olarak reddedilmeli. Ancak bireyin psikososyal durumunun derinlemesine incelenmesi sonucunda yaşamsal bir tehlike ve kadının psiko sosyal yaşamında olumlu bir etki yaratacak bir durum varsa bu operasyon anlayışla karşılanabilir” diyor. Racon kesmem, yargılamam Hikâyelerde farkındalık var işin tuhafı. Sizce neden empati kurulamıyor? İlk hikâyedeki kadın çok farkındaydı. “Karı olmak çile çekmektir” diyor. Kişiliği artık öyle şekillenmiş. Bazen farkında olmak çözmeye yetmeyebiliyor. Mesela ben de babamla ilgili sorunlarımın farkındayım ama hâla bu konuda yenik düşüyorum. Babam dışarıda şeker gibi bir adamdı. Evde ise kavgacı, sert ve sevgisizdi. Bu yapısı beni hayatım boyunca etkiledi. Kavgacı adamlardan kaçtım, sevgi gösterenlere de fazlasıyla inandım. Çok hata yaptım. Rin Tin Tin gibi ‘Bu kovboy beni seviyor galiba’ diyerek adamın peşinden giderdim. Buna da babamdan göremediğim sevgisizlik sebep oldu. Farkındalık kontrol etmeye yardımcı oluyor ama çözmeye yetmiyor bazen. Amacım insanlara göstermek. Ufak bir pencere açabiliyorsam amacıma ulaşabilirim. Kitap yalnızca kadınları değil, erkekleri de anlatıyor. Her ikisine de bir bakış var. Hak verdiğiniz, yakın hissettiğiniz oldu mu hiç? Kimseye haklısın ya da haksızsın deme haddini kendimde bulmuyorum. İnsanlık değerleri adına belirgin bir yanlış varsa söylerim. Ama hepimiz o kadar farklı insanlarız ki. Arayışlarımız, mutluluklarımız, acılarımız... Açıkça iki yüzlü yaşadığını söyleyen kadına bile doğrusun ya da yanlışsın diyemem. Yargılayamam kimseyi. Hiçbir kitabımda da böyle bir racon kesmiyorum. ‘Sağlık güvencesi kapsamına alınsın’ Berlin Pro Familia kurumunda 20 yıldan beri cinsel pedagog olarak çalışan Nursel Aktaş ikinci, üçüncü kuşak göçmen Türk kızlarının sadece yüzde 16’sının annelerinden regl, korunma yöntemleri ve cinsel bilgiler aldığını belirterek “Türk kızları Alman kızlarıyla karşılaştırıldıklarında, kadın ve erkek anatomisi ve cinsellik hakkında belirgin bir şekilde daha az bilgiye sahip ve kendi bedenlerini daha az tanıyor” diyor. Kızlık zarı sorunuyla Berlin’deki danışma merkezlerine başvuran göçmen kökenli kadınların sayısı 600. Bu durum Alman doktorlar arasında yeni bir sektör oluşturmaya başladı. Yapılan ameliyatların ücretinin 330 avrodan başlayıp 3 bin avroya kadar çıktığı belirtiliyor. Kızlık zarı dikiminin çok pahalı oluşu, sağlık güvencesi kapsamında olmayışı, ailelerinden ve çevresinden gizli olarak yaptırmak isteyen genç kadınların en büyük handikapı. Bremen’den tanıdığım dördüncü kuşak Türk gençlerinin talebi şöyle: “İş ve araba kazalarında, yaralanmalarda nasıl ki sosyal sağlık sistemi devreye giriyor, bu konu da devlet sağlık güvencesi kapsamında olmalıdır.” [email protected] Evli bir adama sırılsıklam âşık olmuştum Arayıştan bahsettiniz. Temelde her insan mutluluğu aramaz mı? Bu hikayelerdeki kadınlar mutlu mu peki? İlki olmasa da diğer iki kadın mutlu olduğunu söylüyor. Kendiyle barışık, bilinçli ve hayatlarından memnunlar. ‘50 yaşından sonra evleneceğim’ diyor. Eğer gerçekten mutlularsa benim söyleyecek bir şeyim yok. Çünkü kimisi de hırslanmayı, yenişmeyi, didişmeyi sever. Bunlar biterse ilişkiyi de bitirir. Nasıl mutlu olacaksa o yöne gitmeye çalışıyorlar genelde. Evet, sadece durumu ortaya koyuyorsunuz. Peki gözlemleriniz sonucunda bir yanıta ulaşabildiniz mi? İddialı lafları hiçbir zaman sevemedim. Benim harcım değil. Konuştuğum kadınlardan en ilginçlerini konu ettim. Dünyayı ve insanları anlamaya çalıştım ama sanırım anlayamayacağım. İnsanın kendisine bile şaştığı bir durum bu. İnsan kendisini bile tam anlayamazken başkasını anlaması o kadar zor ki. Peki siz hiç kendinizi böyle bir durumun ortasında buldunuz mu? Ben de yaşadım. Evli olduğunu bilerek bir adama çok aşık olmuştum. Her kadının hayatına girebilir. Sadece bekar değil, evli bir kadının hayatına da bir erkek girebilir. O yüzden önsözde yürek diyarlarının yasaları, kuralları yok diyorum. Hiç elinde olmadan, istemediğin halde kapılabilir insan. Ama bu bir tane olur, anlatabiliyor muyum. Sevgi arayışı Ne yaptınız? Ben halledemedim. Çok aşık olmuştum ama bir ilişkiyi götüremedim. İşin ahlaki yanı başka birşey. Herkes kendi bakışıyla yorumlayabilir. İkiyüzlülüğü affedemem hayatta. Ve ben kendimi ikiyüzlü hissettim karısını hiç tanımadığım halde. İkiyüzlülük sindi o ilişkiye. Aşkından gebersem de bıraktım kısa sürede. Aylarca da süründüm aşkımdan. Ne telefonunu açtım, ne karşısına çıktım. Siz de çok fazla hayal kırıklığı yaşadınız mı? Benim de çok yıprandığım oldu. Tam sevildiğime, sevdiğime inandığım an yanılıyorum. Çok seviyor sanıyorum ama bakıyorum ki paramı kullanıyor. Neler yaşadım, neler gördüm. Ama yine de hep sevgi arayışında oldum, hep de inanmaya açıktım. Kimseyi bir önceki deneyimimden dolayı sorumlu tutmadım. İnsan yaşadığı olumsuzluklardan bir kabuk örüyor kendine, set çekiyor. Siz de pek öyle olmamış. Şimdi öyle olmaya başladı. Olgunlaştıkça, acılarla büyüyorsun ya. İnsanlar mutluluklarla değil acılarla büyür. Eskiden küçük bir kız çocuğu gibiydim. Çok çabuk inanıyor ve güveniyordum. Kendim gibi görüyordum. Şimdi daha temkinli olmayı öğrendim. Çektiğim bu acılar olmasaydı parayı da insanları da bilemezdim. Bu acılarla öğrendim. Peki yine kadın erkek üzerine mi yazmaya devam edeceksiniz? Yeni projeniz nedir? İki roman projem var aslında. Ama öncesinde Beyoğlu kadınlarını anlatacağım. Yıllardır Beyoğlu’ndayım ve tanınan biri de olduğum için kadınlar hep yanıma gelip hikâyelerini anlatmaya başlıyor. Fakat o kadar ilginç kadınlar tanıdım, o kadar ilginç hikayeler dinledim ki... İşte onların hikâyelerini toparlayarak kitaplaştırmak istiyorum. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle