Katalog

Hayatın İçinden balesi Süreyya Operası’nda Trajik bir konuyu mizahi dille anlatıyorlar ELİF BEREKETLİ Para ve güç sahibi olmayı her türlü insani değerin üzerinde tutan iki zengin ailenin borçlualacaklı ilişkisindeki çıkmazı... Taraflar kendi çocuklarını birbirleriyle zorla evlendirmeyi planlayarak bu işbirliğinin kendi menfaatlerine olacağını ve soruna çözüm getireceğini zannederler, ancak işler planladıkları gibi gitmez... Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası bir süredir koreografisini Nil Berkan’ın yaptığı ‘Hayatın İçinden’ adlı baleyi sahneliyor. Müziğini Erhan Seçkin’in bestelediği, librettosunu Nil Berkan’ın yazdığı bale, ailelerinin çıkarı için zorla evlendirilen iki gencin öyküsünü anlatırken para hırsı ve bencilliğin nasıl her türlü insani değerin önüne geçtiğini sergiliyor. Berkan, yaklaşımını “Bu tür konular genellikle trajik bir biçimde ele alınır, ama ben esprili bir biçem kullanmayı seçtim. Çünkü beden diliyle anlatımda temel tekniklere güldürücü öğeler katmak, bu doğrultuda özgün jest ve tavırlar üretmek, içerikte ve kurguda mizahi bir yaklaşım benimsemek beni hep heyecanlandırmıştır” diye açıklıyor. Dekorlarını Behçet Malikler’in, kostümlerini Gizem Betil’in, ışıklarını Ahmet Defne’nin ve seslendirmesini Zafer Algöz’ün yaptığı ‘Hayatın İçinden’in kulağa dramatik gibi gelen bu izleği, oyun ilerdikçe beklenmedik bir biçimde romantik komediye dönüşüveriyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Bale Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisansını 1979’da tamamlayan Nil Berkan, İDOB’da ‘Kuğu Gölü’, ‘Giselle’, ‘Don Kişot’, ‘Uyuyan Güzel’ gibi pek çok balede başrolde dans ettikten sonra 199091 mevsiminde ‘Kadın’ adlı ilk koreografisini yapmış. 199394 mevsiminde yaptığı ‘Düşler balesi’ ile Kültür Bakanlığı’nın en başarılı koreograf ödülünü alan Berkan, sonraki yıllarda çok sayıda opera ve balede özgün koreografiler yaratmış. Berkan’ın son çalışması ‘Hayatın İçinden’ ise İstanbul Devlet Opera ve Balesi repertuarında sahnelenmek üzere hayata geçirilmiş ve ilk gösterimi 29 Mayıs’ta Kadıköy Süreyya Operası’nda yapılmış. 7 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ 5 Öğrenciler öğretmen oldu Atacan Eğitim Kurumları’nda başlatılan yeni bir uygulamayla öğrenciler öğretmenlik yapıyor. Toplum karşısında özgüvenli davranabilmek ve bildiklerini başkalarına aktarabilme becerisini sağlamak amaçlı uygulamada, öğrenciler, önce konular seçtiler ve sunumlar hazırladılar. “Dinleyici öğrenci’’ olarak da yönetim kurulu üyeleri, genel müdür, müdürler, bölüm başkanları ve öğretmenler, sıralarda yerlerini aldılar. “Öğretmen’’ öğrenciler, yönetici ve öğretmenlerini karşılarında bulunca biraz heyecanlansalar da sunumlarını başarıyla gerçekleştirdiler. Okulun Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretmeni Günay Ökmen: “Keşke bu güzel uygulamayı tüm öğrenciler üzerinde gerçekleştirsek de öğrencilerimiz toplum karşısında nasıl davranacaklarını, topluma nasıl hitap edeceklerini ve tahammül güçlerini nereye kadar kullanabileceklerini yaşayarak görebilseler’’ dedi. ALEV’de okuma gecesi Özel ALEV İlköğretim Okulu’nun 4. sınıfında, en çok kitap okuyan 21 öğrenci, unutamayacakları bir kütüphane macerası yaşadı. Öğrencilere kitap sevgisi kazandırmak ve öğrencilere kütüphaneyi benimsetmek amacıyla düzenlenen Okuma Gecesi’nde öğrenciler, yazar Gülsüm Cengiz’in “Lamba Şişesi Nasıl Ampul Oldu?” adlı Almanca– Türkçe yazılmış kitabını okudular. Yazar Cengiz, okumanın ardından, öğrencilerle kitap üzerine söyleşi yaptı ve kitabın Almanca bölümünden seçilen sözcüklerle bilgi yarışması gerçekleştirildi. Öğrenciler, daha sonra cam boyadılar, yarışmalar yaptılar ve fenerlerle okulu gezdiler. Daha sonra kütüphanede uyku tulumlarına giren öğrenciler, gecenin geç saatlerine kadar kitap okudular. ESPİRİLİ BEDEN KULLANIMI Tasarıya 20072008 mevsiminde, Berkan’ın mizah içeren önceki balelerini takip eden dönemin baş koreografı Selçuk Borak’ın Berkan’ı yeni bir komik yapıt sahneleme konusunda görevlendirmesinin üzerine hayat verilmiş. Berkan, konuyu oluştururken “Günlük yaşamda gerek medya yolu ile gerekse kişisel gözlemlerimizden sürekli tanık olduğumuz en popüler gündem maddelerinden etkilendiğini” söylüyor. “Baleyi mizahi bir üslupla sahneleyeceğim için dansçı seçiminde öncelikle bedenini ve ifadelerini esprili bir şekilde kullanabilen, rol karakterlerine kendi mizahi yorumunu katabilen dansçılarla çalismaya özen gösterdim” diyor koreograf: “Konu gereği geniş bir kadroya ihtiyacım olduğu için en kıdemli dansçılarımızın birikimi ve deneyimi ile topluluğa yeni katılmış en genç dansçılarımızın yüksek enerjisi başarımızın sırrı oldu.” ‘Hayatın İçinden’ ve mart ayı boyunca Süreyya Operası’nda. Tüm çocuklar spor yapmalı. Çünkü spor, çocuğun kendi yeteneklerinden haberdar olmasına ve onları başkalarının yetenekleriyle karşılaştırabilmesine fırsat verir. Spor, çocuğun ve gencin bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimine yardımcı olur. Spor yapan çocuğun özgüveni ve yaşama sevinci artar. Sporun çocukluk çağında karşılaşılan davranış bozukluklarının giderilmesinde tedavi edici işlevi vardır. Ayrıca spor, çocuğun toplumsallaşmasına da katkı sağlar. Uçan muhabirler seçimleri izliyor Ülkemizde oylarına hep dikiş kurslarıyla, sokakta dağıtılan çiçeklerle talip olunan kadınların toplumsal görünürlüğüyle ilgili ciddi endişeleri var kadın derneği Uçan Süpürge’nin. İşte bu yüzden yaklaşan seçimleri, derneğin genel koordinatörü Selen Doğan’ın sözleriyle “literatüre ‘arka sayfa güzeli’ni ekleyen, ‘üçüncü sayfa’larda kadınları ikincilleştirip mağduriyetleri ikiye katlayan ana akım medya’dan takip etmeyi reddetmekle kalmıyor, adeta bir cinsiyet eşitliği dersine dönüştürüyorlar. Yaklaşık 6 yıl önce kurduğu ‘Yerel Kadın Muhabirler Ağı’nı 2009 yılında daha da güçlendirmek isteyen ve bu amaçla “Yerel Kadın Muhabirler Ağı2” tasarısını hayata geçiren dernek, yaklaşan yerel seçimleri 10 kentte (Eskişehir, Bursa, Zonguldak, Kayseri, Gaziantep, Hatay, Adana, İzmir, Muğla ve Mersin) belirleyeceği kadın muhabirlerle takip ediyor. ‘Yerel yönetimlerin kadın politikaları var mı’, ‘seçim yatırımlarında ve propagandalarında kadınları ne kadar düşünüyorlar’, ‘kadın adayların önündeki engeller neler’, ‘kadın örgütleri yerel yönetimlerden ne bekliyor’ gibi sorulara yanıt arayan bu tasarıyla, kadın benliğini “artık” kamusal alandaki varlığını erkeklerin insafına terk etmeyecek! Doğan, “Bir üst geçitten inerken aşağıdaki meraklı kalabalığın bacaklarımıza bakmasını engelleyecek yegane şeyin, cins bilinci olan bir belediyenin doğru düzgün bir üst geçit yapması olduğunu başka türlü anlatamayız” diyor. Selen Doğan bu girişimin bir habercilik olmadığını çünkü muhabirlerinin taraf olduğunu anlatıyor: “Bizim muhabirlerimiz taraftır; çünkü biz, gerek Uçan Süpürge ekibinin gerekse yerel kadın muhabirlerimizin ürettiği haberlerde kadından yana taraf olmayı bir öncelik olarak belirleriz. Haberciliğin objektif olamayacağını, zaten da olamadığını düşünenlerdenim. Yerel Kadın Muhabirler Ağı’nın alternatif olma özelliğine bir vurgudur taraflılığı. Ve bu, sanılanın aksine, ‘siyaseten taraf olma’ halidir bana kalırsa. Çünkü kadın konusu, son derece politik bir konudur. Türkiye’de taraflılık parti politikaları üzerinden tarif edilen bir şey; siyasi duruşumuz farklı olabilir, oy verdiğimiz parti, yakın bulduğumuz ideolojiler farklı olabilir, ama kadın konusu bütün bunların üstündedir. Dolayısıyla, taraf olmakta bir sakınca görmüyorum.” Başvurular için sitedeki (www.ucansupurge.org) formu doldurup [email protected] adresine şubat ayının ilk haftasına kadar göndermek yeterli. Uçan Süpürge, diğer kentlerden başvurulara da açık. Yaşadığı kentteki kadın gündemini izleyip haberleştirebilecek, başta kadın örgütleri ve yerel yönetimler olmak üzere kurum ve kişilere iletişim kanalları açık. Bir Uçan Süpürge muhabiri olmanız için yaşama, olaylara ve durumlara toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden bakabilen, dilini bu doğrultuda oluşturmuş veya dönüştürmüş bir kadın olmanız yeterli! Spor yapan çocuğun özgüveni artar Çocuğunuzu kaç yaşında olursa olsun, kendi tercih ettiği ve seveceği bir spor dalına yönlendirmelisiniz. Sporu sevmek ve yaşam boyu sürdürmek ancak böyle mümkün olabilir. FİGEN Annebabalar, “önemli olan performans çabadır” ATALAY düşüncesiyle değil hareket etmeli ve çocuğun kaybettiği maçın skorunu hiç önemsemeden, onu her zaman gösterdiği çaba nedeniyle takdir etmeliler. Bilfen Çamlıca İlköğretim Okulu Beden Eğitimi öğretmenleri, çocukların, profesyonel anlamda sporcu olmak amacı yoksa her yaşta spora başlayabileceklerini ve her spor dalını deneyebileceklerini söylüyorlar. Ancak sporcu olarak yetişecekse, belli sporların altyapı çalışmaları daha küçük yaşlarda başlamalı. Spora, küçük yaşlarda başlamanın sayısız yararına dikkat çeken öğretmenler, hangi yaşta hangi sporun yapılabileceğini şöyle anlattılar: geçebilmeyi sağlar ve kaybetmekazanma olgusunu geliştirir. 34 yaşlarında başlamaktadır. Temelinde bale ve jimnastik eğitimi olmaktadır. Buz pateni çocuklarda denge, koordinasyon, esneklik sağlamaktadır. Aynı zamanda kendine güven duygusunu ve kendini motive etme duygusunu geliştirmektedir. 3 yaşında başlamaktadır. En erken başlayan spor dallarından biridir. Ekstra bir materyal kullanmadan sadece kendi vücut ağırlıklarıyla yapılan spor branşı olduğundan kas gelişimini etkilemektedir. Yüzerken tüm kaslar çalıştığından tüm vücutta bulunan kas grupları eşit olarak gelişir. 89 yaşlarında başlamaktadır. Küçük toplar ve alçak potalarda oynanmaktadır. Çocuklara oyunla öğretip sevdirmek ve eğlenmelerini sağlamak amacıyla grupla birlikte hareket edebilmeyi, yardımlaşmayı, paylaşmayı grup içinde kendini ifade etmeyi, takım ruhunu ve kaybetmeyikazanmayı, başkalarının haklarına saygı gösterebilmeyi öğretir. Aynı zamanda motor becerilerinin gelişmesi, kemikkas kuvvetinin güçlenmesi, elgöz koordinasyonun gelişmesini sağlar. 56 yaşlarında başlamaktadır. Bireysel bir spor olmasının yanında küçük gruplarda an fazla 56 kişilik ekiplerle çalışma yapılmaktadır. Çocuklar tenis oynayarak kendine güvenini, algılamasında çabukluk, motor becerilerinde, zihinsel ve duygusal gelişiminde, disiplin anlayışını, rekabet ruhunu, sorumluluk duygusunu, olumsuz şartlara ? BUZ PATENİ karşı göğüs gerebilmesini, nezaket ve saygıyı aynı zamanda çocuğun sosyalleşmesini sağlamaktadır. ? YÜZME ? BASKETBOL ? SENKRONİZE YÜZME (SU BALESİ) 56 yaşlarında temel yüzme ve bale eğitimi almış çocukların 8 yaşında temel senkronize yüzme figürleri ile başlaması doğrudur. Çocuğun müzik kulağı (ritim duygusu), kassal dengesi ile kassal gerginliği sporcu seçiminde önemli unsurdur. Takım sunumlarında grup ile müzik senkronizasyonu, omurilik kaslarını, kas koordinasyonu, sosyalleşmesini ve birlikte hareket edebilme yetilerinin geliştiği senkronize yüzme sakatlık riski az olan bir branştır. Su ortamında yapılması ve dayanıklılığın en yüksek seviyede olmasından ruhsal dengeyi, zorluklarla başa çıkabilme özgüvenini de sporcularına veren bir spor dalıdır. ? BALE 7 yaşında başlamaktadır. Çocuklarda fiziksel yeterliliği, kalça, sırt, bel açıklığı, ayak yapısının uygun oluşmasını, müzik kulağının gelişmesini, düzgün postür, koordinasyon sağlamakta, aynı zamanda disiplini de geliştirmektedir. Çocukların müzikle beraber uyum içinde hareket edebilmelerini sağlamaktadır. 6 yaşında başlatılabilir. Liderlik yeteneklerini, zekayı geliştirmektedir. Çocukların sorumluluk sahibi olmasına katkıda bulunur. Problem çözme yeteneğini geliştirir, analitik düşünmeye katkısı vardır.Taşların bir arada kullanılmasını sağlayarak koordinasyon yeteneklerini ve çocukların turnuvalarla sosyalleşmelerini de geliştirir. ? FUTBOL 78 yaşlarında başlamaktadır. Her yaştan çocuk için yararlı bir spor dalıdır. Aerobik kapasiteyi geliştirir, çocuklar arasında işbirliğine olanak sağlar, sosyal becerilerin ve çocuklarda takım ruhunun kazanılmasında etkilidir. Aynı zamanda çocuklar arasında dostluk ve arkadaşlığın kazanılmasını sağlamaktadır. Normal yaş grubu 1011 yaştır. 78 yaş grubunda oyunla beraber öğretilmektedir. Çocuklar 1011 yaşa geldiğinde temeli almaya başlar, küçük ve hafif toplarla 2 metre boyunda file kullanılmaktadır. Voleybol oynayan bir çocukta, arkadaşlarıyla birlikte hareket edebilmeyi, motor becerilerini ve elgöz koordinasyonunu geliştirmeyi, çabuk düşünüp çabuk karar verebilme ve uygulamaya ? VOLEYBOL ? SATRANÇ ? TENİS figenatalay?yahoo.com C MY B C MY B