Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Onlar yarışıyor biz kaybediyoruz Malum, kriz televizyon sektörünü de vurdu. Diziler maliyetli olunca bu kez her bir kanalda amacı belirsiz adı ‘yarışma’ olan programlar birbirini izlemeye başladı. Önce yemeğe gittiler, sonra işin içine aşk kattılar, olmadı komşuya gittiler, ortaya bir de 50 sahte sarışın koydular. O da yetmedi işin içine bağırış, çağırış, hakaret, aşağılama, kavga eklediler. İnsanların negatif egolarını tatmin eden bu programları bize ‘yarışma’ diye seyrettirdiler. Program yapımcıları “seyirci rahatlamak istiyor” diye kendisini savunuyor. Öyle mi gerçekten? Yoksa biz röntgenlemeyi, başka hayatları izlemeyi, dedikoduyu ya da komplekslerimizi ekran karşısında meşrulaştırmayı mı seviyoruz? ZUHAL AYTOLUN / ŞİRİN GÜVEN / SİNEM DÖNMEZ Oyuncu dünyaya hassas bakmalı İlk sinema filmiyle Altın Portakal’ı alınca epey tartışma yaratmıştı Beste Bereket. Konservatuvardayken idealist bir öğrenciymiş o da herkes gibi. Dizilerde rol alan oyuncuları aşağılar ve asla böyle bir döngüye girmeyeceğini düşünürmüş. Ta ki gerçeklerle yüzleşinceye kadar. Ama o yine de duyarlılığını yitirmeyen oyunculardan olmayı seçmiş. “Gazze’de yaşanan kıyımı, Afrika’daki açlığı, ekonomik kriz bahanesiyle işten atılan işçileri gördükçe tüm kişisel sorunlar bir anda anlamsızlaşıyor. Belki duyarlı olmak çözüm getirmiyor ancak oyuncuların sosyal sorunlara karşı hassas olmaları şart” diyor. SAYFA 6 ALPER TURGUT 7 Ne zafer ne cesaret 17 yaşında İsrail ordusunda asker olan Ari Folman, İsrail ordusunun işgal ettiği Filistin sığınmacı kampları Sabra ve Şatila’da 16 Eylül 1982’de Hıristiyan Falanjist milislerin giriştiği katliamlara tanık oldu. Bu kanlı cinayetlerin sonunda çocuk, kadın, yaşlı 3500 Filistinli yaşamını yitirdi. Bu acımasız saldırıların tanığı Ari Folman’ın yaşadıkları ‘Beşir’le Vals’ adlı politik animasyonla beyazperdede. 7 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ PARASIZ ÖZEL EK YIL: 3 SAYI: 141 Kalıpların dışında bir yapımcı Finans sektöründe önemli bir noktadayken bir gün her şeyi geride bıraktı. “Benim ne vücudum ne de ruhum satılık” dedi ve istediği şeyleri yapmak için kalıpların dışına çıktı Hakan Karahan. Şimdi de yapımcı olarak zamansız mekansız bir hikâyeyi filme aktarıyor. Hasan Ali Toptaş’ın ‘Gölgesizler’ini “kitap ve sinemaya aşkı için” seyirciyle paylaşıyor. Sırada pek çok edebiyat eseri bekliyor... ASLI SELÇUK 8 Batı’nın tavuğu Amazonlar’ı bitiriyor Yıllardan beri gelişmiş ülkelerin soya, mobilya, kâğıt, yem sanayisinde kullanılmak için yok edilen Amazonlar’a bu kez Batı’nın tavuk şirketleri dadandı. Ağaçlar kesildi, doğanın dengesi bozuldu. Biyolojik denge, ormanla dost yaşayan yerlilerin geleneksel tarım ve yaşam kültürleri hiçe sayıldı. Fotoğraf: VEDAT ARIK 3 METE KIZIK 2 BESTE BEREKET C MY B C MY B