Katalog

4 21 KASIM 2009 CUMARTESİ Şehir böcekleri iş Aseton sahnede! 2005 yılından beri birçok festival ve mekanda canlı performans sergileyerek alternatif müzikseverlerin beğenisini kazanan Aseton, konser maratonuna hız kesmeden devam ediyor. Müzikotek’in yapımcılığında yeni albüm çalışmalarına başlayan grup, 30 Kasım Pazartesi akşamı Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde dinleyicilerle buluşacak. Gitarda Melis Soysal, basta Cemre Kabaş ve vokalde Selin Yılmaz’dan oluşan Aseton, 2008 yılında ‘MTV TTNET’ müzik yarışmasında ‘Sen’ adlı şarkısıyla birinci olmuştu. Kent kültürü dergisi Urban Bug yeniden yayınlanmaya başladı. Tabii Urban Bug imzalı pek çok etkinlik de kapıda. Üstelik bu kez kapalı yayın televizyonu ve internet de var. Amaç yozlaşmış kent kültürünü ‘iyi’leştirmek. Bir de yalnızlaşmış bireyleri birleştirmek... Şehir böcekleri tekrar toplanıyor! Ne demek istedi bu şimdi demeyin hiç, Urban Bug’ın tekrar yayın hayatına başladığını ŞİRİN duyuruyorum tüm kentlilere... GÜVEN Kent kültürü dergisi Urban Bug yayınlanmaya başladı, haliyle Urban Bug etkinlikleri de birbiri ardına dizilmeye başladı. İlki için bu akşam Jay Jay Johanson 360 İstanbul’da olacak. Seb Fontaine, Marc Vedo, DJ Fattish, Kıvanç K. ve DJ Filth de cabası... Etkinliği duyunca hemen Urban Bug’ın kurucusu Can Tayfun ile konuştuk. Niye 2004’te Urban Bug’ı kapattıklarından tutun da, sonra tekrar açmaya nasıl karar verdiklerine kadar her şeyi sorduk. Öğrendik ki, kent kültürü elden gidiyor diye harekete geçmiş bizim ‘Urban Bug’cılar. Kötüler çoğaldı, kent yaşamı yozlaştı demişler ve kent kültürüne iyi anlamda katkı sağlayabilmek için tekrar çıkmışlar yola... Kentlerde küreselleşmeyle bireyselleşmiş ve yalnızlaşmış bireyleri birleştirebilmek için... Urban Bug olarak 20012004 yılları arasında üç buçuk milyon kişiye hizmet verdik. Resmen network yapma amacımızın dışına çıkıp etkinlik yapar olmuşuz. 300 etkinlik dile kolay! Hatta etkinlik yaptığımız mekanlar baktı Urban Bug’ın partileri çok doluyor, hemen fiyatları arttırdılar. O yüzden kendi mekanlarımız olmaya başladı yavaş yavaş. 10 etkinlik için para vereceğimize bir kere de mekanın kendisi için verelim dedik. başında! Black Lips Türkiye’de Bu yıl yayınlanan son albümleri ‘200 Million Thousand’ ve çıkış şarkıları ‘Short Fuse’ ile dikkatleri yeniden üzerine çeken dünyaca ünlü ‘psychedelic rock’ grubu Black Lips çıktıkları dünya turnesi kapsamında Türkiye’ye de gelecekler. Black Lips, ‘blues’, ‘rock’, ‘country’ ve ‘punk’ türlerini bir araya getiren tarzıyla Spin ve Rolling Stone gibi yayınlar tarafndan övgüyle karşılanıyor.Black Lips, bu akşam saat 23.00’de Babylon’da müzikseverlerle buluşacak. (0216 556 98 00, biletler35 TL) ‘Kötüler’ çoğaldı Sonra 2004’te dergiyi kapattınız, etkinlikleri de durdurdunuz. Bu kadar tutmuşken neden bıraktınız? Canımız çıktı çünkü, tadımız kaçtı. Çok yorulduk. En son kadro 220 kişiydi. Gece uyuyamaz hale gelmiştim. Aynı hafta sonu farklı şehirlerde 5 etkinlik yapabilir hale gelmiştik, yani iş bizi aşmıştı. Sonuçta biz gece kulüpçü değiliz, ‘event maker’ değiliz. Biz bu değiliz, bunu istemiyoruz dedik ve bırakmaya karar verdik. Biz eğlenmeyi, görmeyi, gezmeyi, seyahat etmeyi seven insanlarız sadece. Ben borsayı, diğer ortağım otelleri yoğun ve sevimsiz iş yaşamından kaçmak için bıraktık zaten. Bizim tek istediğimiz network kurup, dergimizi çıkaralım, arada da insanları bir araya getireceğimiz etkinlikler yapalım diyorduk. Şimdi tekrar başladınız kent kültürünü canlandırmaya... Evet çünkü ‘kötüler’ çoğaldı. Biz arsız, uğursuz, tecavüzcü matah hale geldiği için ortaya çıktık tekrar. Ortaya çıkışımız kendiliğinden oldu, biraz tepki gibi yani. Kent hayatı yozlaştı çünkü. Amacımız iyileştirmek, kent kültürüne iyi anlamda katkı sağlamak. Bizi birbirimizden kopardılar çünkü. Küreselleşme dediğimiz o acayip şey bizi birbirimizden ayırdı. İnsanlar birbirine güvenmemeye balşadı. Biz iyi enerjiyle, doğru şekilde yapılan şeylerin iyi sonuç verdiğine inanıyoruz. Bizim amacımız kopmuş o ‘network’ü birleştirmek. Eskiden bir yerde otururken yan masayla şakalaşabilirdik. Şimdi onu yapamıyoruz, herif kalkar ne der diye. Ya da asansöre binince kimse birbirine “Merhaba” demiyor artık. Sohbet kalmadı. Amacımız insanları bir araya getirmek. İyi insanlarız 2001’de Urban Bug’ı kurmaya nasıl karar verdiniz? Ben sosyal bir adam olmayı seviyorum. Yani Beyoğlu’nda üç bin yer varsa, herhalde bin tanesinin sahibini tanıyorumdur. Gezerim, sinemaya giderim, okurum. Kenti, kültürü severim... Kötü insanlar değiliz yani. Urban Bug’ın kuruluş hedefi ‘networking’ aslında. Yani tanıdık, bildik insanları birleştirmek, buluşturmak. Çevreyi genişletmek... İyi insanlar olduğumuzu düşünüyoruz, birçok insanı da yanımıza çekmeye çalışıyoruz, bunu da network ile sağlayabiliriz. İlk nasıl başladı Urban Bug etkinlikleri? Benim doğumgünümde bir ofis partisi yaptık. Garip bir şekilde kendi kendine büyüdü parti ve 100 kişi geldi. Sonra herkes “Çok güzel, çok keyifli oldu. Önümüzdeki ay bir daha yapalım” dedi. Kapalı partiler yapıyorduk o zaman. İmzayla giriyordunuz yani. Her ayın ilk Perşembe’si parti yapar olduk birden. İkincisine üç yüz, üçüncüsüne beş yüz kişi geldi. Hatta bizim ofisin yeri bizden sonra kulüp bile oldu. Sonuçta bizim kitle büyüdükçe sponsorlar bizi ‘event maker’ haline getirmeye çalıştılar. Sonuçta böylece başladı. Dansa hazır mısınız? Hayranları ve müzik çevrelerinde ‘Dans Müziğinin Türk Kahramanı’ olarak gösterilen Bedük, 27 Kasım Cuma akşamı Indigo’da Nissan Qashqai etkinlikleri kapsamında sahneye çıkacak. Merakla beklenen yeni albümünü Şubat ayında yayınlayacak olan Bedük, müzik hayatına atıldığı günden beri listelerin üst sıralarında yer aldı. Bedük, bu konserinde yeni albümünden parçaları ilk defa seslendirecek. Gece Bedük’ten sonra Fattish sahneye çıkacak. (www.yeninissanqashqai.com) Bölünmüş insanları birleştireceğiz Bu kez ne farklı olacak? Çok keskin bir çizgiyle başladık. İyi insanlarla çalışıp, iyi işler yapacağız dedik. Eskiden ağırlıklı olarak elektronik müzik etkinlikleri yapıyorduk. Bu kez her tarz etkinlik yapacağız. Ayrıca bu kez dergi ve etkinliklerden başka yeniliklerimiz de var. Mesela bir kapalı televizyon yayını. 30 noktada müzik, magazin, eğlence ve sinema gibi içeriği olan bir yayın olacak. Ayrıca internet sitemiz de açıldı. Şehir rehberi bölümümüz var. Cep telefonunuzdan “Taksim’deyim. Şuraya nasıl giderim dediğinizde” hemen yanıt alabileceksiniz. Ya da bir programımız olacak onun sayesinde Taksim’de bir kafede otururken diğer ‘Urban Bug’cıları bulabileceksiniz. Aslında maalesef internet kullananlar biraz asosyal. Bizse interneti sadece bir araç olarak kullanan sosyal insanları bir araya getirmeye çalışıyoruz. Sonuçta amacımız insanları internet başında oturtmak değil. Siz hareket halindeyken internet size destek olsun istiyoruz. Bir kulüp yapmayı planlıyorsunuz yani siz aslında. Evet bir Urban Bug kulübü... ‘Corner’ dediğimiz mekanları yapabilmek için yer bakıyoruz zaten. Aynı kulüpten insanların zaman geçirebileceği bir yer gibi... Özgür Aydın sahnede Akbank Sanat, piyano günleri kapsamında gerçekleşecek son konsere dünyanın en önemli yarışmalarından biri sayılan ‘ARD Münih Uluslararası Piyano Yarışması’nı kazanarak yurt dışına açılan Türk piyanist Özgür Aydın’ı konuk ediyor. Aydın, kendine özgü yorumuyla 24 Kasım Salı akşamı saat 20.00’de Akbank Sanat sahnesinde sevenleriyle buluşacak. Piyano eğitimine Ankara Devlet Konservatuarı’nda Prof. Semra Kartal ile başlayan Aydın, British Council bursiyeri olarak Londra Kraliyet Müzik Koleji’nde üç yıl boyunca İngiliz piyanist Peter Katin ile çalıştı. (0 212 252 35 0001, biletler 5 ve 10 TL) Spotify, müzik endüstrisini kurtarır mı? İnternet çağında MP3 dönemi yaşıyoruz. Ben, hâlâ CD’lere fiziksel olarak sahip olup arşivlemeyi sevsem de, şu bir gerçek ki, CD formatı öldü. Artık insanlar albüm değil, ZÜLAL tek tek şarkı alıyor; daha da KALKANDELEN kötüsü, almıyor yasa dışı sitelerden indiriyor... Bu durumda Radiohead, Rush gibi kimi gruplar da bir daha albüm yapmayacaklarını, sadece şarkı yayınlayacaklarını açıklıyor... Yasa dışı paylaşım sitelerinden yediği darbeyle çöküşün eşiğine gelen müzik endüstrisini ne kurtatır? Bizde bu soruna çare olabilecek etkili bir yöntem henüz bulunamadı, ama dünya bugünlerde Spotify’ı konuşuyor. iTunes’un kullanıma sunulduğu 2003’ten bu yana gündeme gelen en devrimci sistem olarak nitelenen Spotify, geçen yıl Martin Lorentzon ve Daniel Ek adlı iki İsveçli tarafından başlatıldı. Ancak Spotify’ın iki modeli de (bedava ve ücretli) şu anda İngiltere ve Kuzey Avrupa’da erişilebilir durumda olmasına karşın, henüz telif hakları sorunu çözülemediğinden Amerika’da görüşmeler sürüyor. sirin.guven?gmail.com BİRİLERİ Spotify, iTunes’u öldürür mü? “Yasal Napster” olarak tanımlanan Spotify, yayın hakları konusundaki engelleri aşarsa, iTunes’un sonunu getirecek gibi gözüküyor. Çünkü iTunes’da CD fiyatına alıyorsunuz müziği. Oysa milyonlarca şarkının yer aldığı Spotify, ayda bir CD fiyatına binlerce şarkı dinleme olanağı sunuyor. Sistemde parçaların kopyalanmasını ve paylaşımını engelleyen özellikler var; ancak kullanıcının istediğinde istediği şarkıya yüksek bit oranlarında ulaşabilmesi çok önemli. Böylece, cihazların belleğinde şarkı taşınmasına ve yasa dışı MP3 indirilmesine de gerek kalmıyor. Ülkemizde de bugüne kadar aylık üyelik üzerinden çalışan müzik siteleri denendi ama pek başarılı olmadı. Spotify ise, kullanıcılara mobil kullanımda kolaylıklar sunduğu için tercih ediliyor. Sistemin şu anda Avrupa’da sekiz milyon abonesinin bulunduğu bildiriliyor. 3G uygulamasının başlamasıyla, Spotify, gerçekten korsana karşı bir çare olabilir... Ama şunu da belirtmek gerekir ki; bu sistemde bağımsızlara ve büyük plak şirketlerine farklı muamele söz konusu. Bağımsızlara ön ödeme yapılmıyor, stream başına sabit bir ödeme belirlenmiyor, sadece belli bir reklam geliri söz konusu oluyor. Ayrıca herhangi bir plak şirketiyle anlaşması olmayanlara sistemde yer verilmiyor. Dinleyici açısından en kötü yanı bu kanımca... Sonuç olarak, bütün bu yenilikler, müziğin geleceğini çok etkileyecek. Çünkü eskiden, bir albüm satıldıktan sonra dinlenmese bile, bu plak şirketlerini ilgilendirmiyordu. Oysa Spotify gibi bir sistemde artık önemli olan, şarkının ne kadar dinlendiği... Asıl rekabet şimdi başlıyor! www.zulalkalkandelen.com zulal@yahoo.com Neden tuttu? Bu sistemin arkasındaki düşünce şu: 20. yüzyıl satış mantığı değişti. Artık insanların önce parasını alıp sonra satış yapamazsınız. Çünkü ilk önce aldıkları hizmeti ya da ürünü denemeleri gerek. Bu nedenle, müziği internette stream formatında bedava dinlemelerine olanak sağlanmalı. Bu stratejinin Spotify modelinde başarıyla uygulandığı görülüyor. Yapılan bir araştırmaya göre, bu sistemi kullanananların yüzde 80’i mobil modele yöneliyor. Artık hemen herkesin cep telefonu var ve çoğu kişi, ücretli de olsa, Spotify’ı cep telefonunda kullanmayı tercih ediyor. Tüketicinin bu eğilimini iyi saptayan Spotify, sadece iPhone için değil, Android ve BlackBerry için de uygulamalar geliştirmiş. Yani tek bir yere bağlanmadan, herkesle çalışıyorlar. Spotify’ın Avrupa’da başarılı olmasını sağlayan en önemli neden, plak şirketleri ile yayın hakları konusunda anlaşma sağlanması. Büyük plak şirketlerinin bu sistemden hoşlanmasının nedeni ise, Spotify hisselerinin yüzde 18’ini daha önceden satın almış olmaları... Sistem Nasıl Çalışıyor? Bilgisayar ve mobil cihazlarda müzik dinlenmesine olanak sağlayan sistem kısaca şöyle çalışıyor: İnternetten bedava Spotify uygulamasını bilgisayarınıza yüklüyorsunuz. İki tür üyelik var ve ikisi de sadece yüklenen uygulama ile birlikte çalışıyor: 1 Sistemi bilgisayarınızda kullanacaksanız stream (WiFi ya da 3G üzerinden internet yayını) ücretsiz ve sınırsız. Ancak şarkı aralarına reklam alınıyor. 2 Eğer Spotify’ı cep telefonunuzda (3G’li olması gerek) kullanmak istiyorsanız, ayda yaklaşık 10 euro verip Premium uygulamasına abone oluyorsunuz. Üyelik ücretini ödemeyi keserseniz, sistem kullanılamıyor; ama tekrar ödemeye başlarsanız, şarkılar aynen telefonunuza geri geliyor. Ayrıca, Premium üyeliğe geçenler, Spotify’ı internete bağlanmadan da bilgisayarda ve cep telefonunda kullanabiliyor. Offline mode denilen bu durumda, 3333 şarkı dinlenilebiliyor. RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com C MY B C MY B