Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Müzik dünyasında Spotify dönemi Yasadışı paylaşım sitelerinden yediği darbeyle çöküşün eşiğine gelen müzik endüstrisini ne kurtarır? Bizde bu soruna çare olabilecek etkili bir yöntem henüz bulunamadı, ama dünya bugünlerde Spotify’ı konuşuyor. iTunes’un kullanıma sunulduğu 2003’ten bu yana gündeme gelen en devrimci sistem olarak nitelenen Spotify, geçen yıl Martin Lorentzon ve Daniel Ek adlı iki İsveçli tarafından başlatıldı. ZÜLAL KALKANDELEN 4 Öne çıkmayı sevmiyorum Azra Akın, Orhan Kemal’in 72. Koğuş‘uyla ilk kez tiyatro sahnesinde. Artık, kendini oyuncu olarak tanımlıyor Akın, bundan sonraki planlarını da bunun üzerine kuruyor. “Oyunculukta farklı tecrübeler yaşamak istiyorum. Korkum yok. Yani illa kendimi güvenli ve rahat hissedeceğim roller olsun demiyorum. Kendimi zorlamak istiyorum” diyor. Tiyatro sahnesi ise onun kişiliğine çok uygun. Çünkü, bireyselleşmeyi, sivrilerek öne çıkmayı sevmiyor. O, kolektif çalışmadan ve yaşamdan yana. 21 KASIM 2009 CUMARTESİ ŞİRİN GÜVEN 10. Sayfada Yedisini toplasan bir adam etmiyor Masal anlatıcısı Ezop, namı diğer Ezel Akay bu kez de Hürmüz’ü çekip çıkarıyor tozlu raflardan. Yönetmen, “Hürmüz’ün yedi kocası var ama yedisini toplasanız bir adam etmiyorlar. Hürmüz, yalnızca seçmek istiyor. Sadi Bey’de Gripten kaçayım derken... Toplumsal obsesyona yol açan domuz gribi, bir yandan da kendi pazarını yarattı. El yıkama jelleri, sabunlar, mendiller, maskeler, bitki çayları, bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar... Hastalık bu, elbette dikkati elden bırakmamak, önlem almak gerek. Ancak yeni pazara bu kadar hizmet etmek hangi noktaya kadar mantıklı? Uygulanan bu yöntemlerde aşırıya kaçılması, domuz gribinden korunayım derken başka hastalıklara da yol açabilir mi? Sinemaya dair ne varsa Yeni nesil ebeveynler Çocukken izlediği bir filmin ardından sinemanın büyüsüne kapılmış. Tutkusunun peşinden gitmesi ise biraz zaman almış. Neredeyse yarım asır sonra, harita teknisyenliğinden emekliliğinin ardından gerçek aşkına kavuşmuş Sadi Çilingir. Namı diğer Sadibey.com; sinema severler ve sinema yazarlarının yakından tanıdığı ismiyle. Ona göre sinema “ibadet gibi”. Sinema sektörü ise “vefasız”. Tek vefalı olanlar ise sinema yazarları. Çilingir tek tutkusunu bakın nasıl anlatıyor: “Kimi stadyuma gider kimi kahvehaneye, ben ise sinemaya âşığım. Maç seyretmekten keyif almam, sorsan Fenerbahçeliyim ama bir tek futbolcusunu sayamam. Kahvehane ortamını da zaten sevmem. Sinema bir çeşit ibadet gibi, temaşa durumu bu... Sinemada cemaat gibisiniz. Yanınızda ağlayan varsa siz de ağlayabilirsiniz, diğerlerinin kahkahasına katılabilirsiniz.” 8 FİGEN ATALAY ZUHAL AYTOLUN 2 5 ALPER TURGUT 3. Sayfada 4 C MY B C MY B ŞEHİR BÖCEKLERİ TOPLANIYOR