22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİ 7 Yaprak Dökümü’nün dillere destan gelini Ferhunde’yi oynayan Deniz Çakır, güldürmeyi özlediğini söylüyor. Bir komedide rol almak isteyen Çakır, Perran Kutman’la birlikte oynamanın düşlerini kuruyor. Deniz Çakır yazı yazan, fotoğraf çeken, flamenko dansı da yapan çok yönlü bir oyuncu. Düşüncelerini, duygularını, yazılarını ve karelerini herkesle paylaşmak istediği için bir de BERİL internet sitesi açtı. “Kadın İsterse” canlandırdığı Alev karakteri ile ZAMAN dizisinde dizi oyunculuğuna başlayan Deniz Çakır, “Yaprak Dökümü”ndeki rolüyle konuşulmaya devam ediyor. Oyunculuğunu iki sezon oynadığı Afife Jale En İyi Tiyatro Ödülü sahibi “Uyarca” adlı oyundaki rolüyle beslediğini söyleyen Çakır, bu sezon da üçüncü sezonuna girecek diziyle beraber tiyatro oyunculuğunu da sürdürmeyi istiyor. Hep şanslı projeler içinde yer aldığını belirten Çakır sonraki projeler için seçici davrandığını, içini titreten işlerde yer almaya devam edeceğini söylüyor. Artık kendini hakkında çıkan magazin haberlerine üzmeyen, popüler kültüre takılmadan yol alan Deniz Çakır ile konuştuk. Ferhunde karakteri ne tür tepkiler alıyor? ‘Saçını başını yolsak şunun’ diyenler oluyor mu? Bunun gibi tepkiler var. Bir yandan diziyi bütün olarak izleyen, daha genel bakıp karakterlerin insani yanlarını anlayabilen, bilinçli seyirciler de var. Ferhunde’yi haklı bulmasalar bile ‘anlayabiliyorum o kadını’ ya da ‘yürü Ferhunde kim tutar seni’ diyebiliyorlar. Ama genelde Ferhunde’ye kızıyorlar; çünkü kızılacak şeyler yapıyor. İnsan iyilik de kötülük de yapsa bunun nedenleri vardır. İnsanın içinde ikisi eşit bence. Kimi iyi kimi kötü yanlarını ortaya çıkartıyor. Bu biraz da şartlarla ilgili. Ferhunde başka şartlarda melek gibi bir kadın olurdu. TV’de sanat yapmaya çalışmak saçmalık KİLİT KARAKTER Ferhunde’nin daha çok dayak ve sevişme sahneleriyle gündeme gelmesi sizi rahatsız ediyor mu? Genç bir oyuncu olduğum için tabii ki beni rahatsız ediyor. Dayak sahnesinin inandırıcı olması için uğraştık, sonuçta bu bir kurmaca, bu bir masal. Ne orada bana dayak atan gerçekten hıncını çıkartıyor ne de öpüşme sahnesinde gerçek bir aşk yaşanıyor. İnsanların inanıp bu kadar üstüne gitmeleri bir taraftan iyi, ama daha önemli şeyler var anlatmaya çalıştığımız. Bu haberlere artık gülüp geçmeye çalışıyorum. Daha önemli konular var hayata dair; insanlar neler yaşıyor... Artık hayatım içinde bunlara üzülme lüksünü tanımıyorum kendime. Kitapta ön planda olmayan Ferhunde karakterine, dizide daha geniş yer verilmesini karakterin aldığı reyting yüzünden mi? Dizide, bütün karakterlere daha geniş yer verildi. İki sezondur dolu dolu devam eden dizi, üçüncü sezonuna girecek; bu da nedenlerinden biri. Başlangıçta oyuncu bir şeyler yaratmaya çalışır, senarist de bir şeyler yazmaya. Zamanla, ikisi doğal olarak paslaşırlar. Senarist, oyuncunun neyi nasıl oynadığını anladığı an onun üstüne gider; böylece bir sonraki sahneyi oyuncu da etkilemiş olur. Oynadığımız iki sezonda da bütün karakterlere geniş yer verildi, ama bazıları kilit karakterler. Yaprak Dökümü bir drama. Ağlamayı çok seviyoruz ama durağan ağlamalar yerine arada aksiyon olsun isteniyor. Ferhunde de bunu iyi beceriyor galiba, o yüzden kilit karakterlerden birisi. Ferhunde karakterinin size öğrettikleri oldu mu? Ferhunde bana çok şey öğretti. Gencim ve hayat tecrübem Ferhunde’ninki kadar fazla değil. Bir karakteri canlı ve çok boyutlu hale getirmeniz için çalışmanız gerekiyor. Ferhunde’yi oynarken, yaptıklarına ‘gerçek’ nedenler bulmam gerekti. Gerçek nedenler bulunca da, o insanın ruh halini anlamış oluyorsunuz. Oyuncu, canlandırdığı karakterin yaşadıklarından kendi yaşamışçasına birçok şey öğreniyor. Dizideki bebek aldırma sahnesini örnek vereyim... O an ona inanmam ve Ferhunde’nin nasıl hissettiğini anlamam için çok düşünmem gerekti. Düşünmek bile öğretmeye yetti. Nasıl bir duygu olduğunu anlamam için yaşamam gerekmiyormuş. Bunun gibi çok dersler verdi bana hayata dair Ferhunde... ‘ İnsanların arşivlerine koyabileceği gerçekten iyi bir filmde yer almak istiyorum. Komedi oynamak istiyorum. Kendimi hep komediye yatkın buldum. Özledim tiyatroyu ve güldürmeyi... Günümüz komedyenleri sadece tip yaratıyorlar. Artiz Mektebi’ni, Devekuşu Kabare’yi binlerce kez izlesem de yine gülüyorum. Çünkü oralardaki tüm karakterlerin altı dolu. Perran Kutman’ı izlediğimde bende yarattığı ince mizah duygusunu yaratabilmeyi isterim. Perran Kutman çok beğendiğim bir oyuncu. İnşallah bir gün beraber bir filmde oynama zevkine de ulaşırım. ’ Yine de şanslıyım Tiyatro mezunusunuz. Tiyatroya devam etmeyi düşünüyor musunuz? İki sezon Devlet Tiyatrosu’nda ‘Uyarca’ adlı oyunda rol aldım. Bu sezon oynayamadım ama oyun devam etti. Bir oyuncu bence bir yandan tiyatroya devam etmeli. Tiyatro, oyuncuyu besleyerek manevi anlamda çoğaltıyor, hele ki bunun eğitimini aldıysanız. Oynamadığınız zaman da köreliyorsunuz. İstediğiniz kadar dizi çevirin uzun zaman sonra sahneye çıktığınızda zorlanabilirsiniz. O yüzden sahne pratiğinizin olması gerekiyor. Ayrıca tiyatroda hergün başka seyircilere oynuyorsunuz, bu bana keyif veriyor... Televizyon sizi manevi açıdan tatmin etmiyor mu ? Televizyon popüler kültürün bir makinesi, onun içinde sanat yapmaya çalışmak büyük saçmalık. Dizide oynayarak sanat yapmıyoruz, büyük manevi tatminler de yaşamıyoruz. Oyunculuk ancak manevi tatmin yaşadığın zaman seni bir adım öteye götürebilecek bir meslek. Her şeye rağmen çok şanslıyım. Çünkü tiyatro ciddiyetinde bir işte, tiyatro düzeyinde bir ekiple çalışıyorum. Gerçekten o heyecanla okuyorum her seferinde senaryoyu. Ama televizyon size hep böyle olanaklar sunmuyor. Kendini kandırıp beklenti içine girmemek lazım. Bugün Ferhunde diye ölüp bitenler yarın adını bile hatırlamayacak. Ferhunde zaten gerçekte var olmayan biri. Bir sonraki karakterde başka birine bürüneceğim ve o başka birine insanlar inanmaya başlayacaklar. Önemli olan popüler kültüre takılmamak. Anladığım kadarıyla sizde popüler kültüre kapılıp gitme isteği yok... Popüler kültürü reddetmek de büyük saçmalık olur. Çünkü ben bu kültüre iş yapıyorum, ama kendimi de ona malzeme yapmıyorum. En temiz tarafından içindeyim. Ama popüler kültürün renklerinden biri değilim. İnsanlar belki diziden dolayı öyle düşünebilirler ama olmak istediğim yer orası değil. İstediğim noktaya varmak için zamana ihtiyacım var. Yaptığımız işlerle kendinizi kanıtlıyorsunuz çünkü. Bundan on sene sonra bir daha röportaj yaparsak bunu kanıtlamış olurum. Boyun fıtığı kadınları tehdit ediyor Kadınların en önemli uğrak yerlerinden biri de kuaförler. Kuaförde saç, oturur vaziyette baş geriye doğru yatırılarak yıkanıyor. Özellikle boya sonrası yıkama işlemi uzun sürüyor ve bu pozisyonda uzun süre kalınabiliyor. Bu durum boyun fıtığının en önemli nedeni. Florance N. Hastaneleri Nöroşirurji Bölüm Koordinatörü Prof. Cengiz Kuday, “Ense adaleleri zayıf olduğu için kadınlarda boyun fıtığı daha çok görülüyor. Cengiz Kuday. Kadınlar kuaförde başlarını geriye doğru yatırıyor. Boynun kontrolsüz bir şekilde geriye yatırılması boyun fıtığına neden oluyor” diyor. Boynun vücudun en hareketli bölgelerinden biri olduğunu belirten Prof. Kuday, fıtık olasılığının yüksek olduğunu kaydediyor: “Kuaförde başın geriye doğru yatırılması, ya da arabaların ani fren yapması ile başın ileri gidip geri gelmesi. Spor aktivitesi sırasında da olabilir. Bunların başında ise voleybol ve basketbol oynamak geliyor. Denize balıklama atlamak da nedenlerden biri. Yani pek çok nedeni var. Böyle ani olabildiği gibi zamanla yavaş yavaş oluşan boyun fıtıkları da var. Televizyon seyrederken koltukta uyuyakalmak ve boynun bir tarafa kontrolsüz düşmesi, ters yatış pozisyonu gibi.” Prof. Kuday, ellili yaşlardan sonra boyun fıtığı olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor. Boyunda 7 omurga bulunduğunu ifade eden Prof. Kuday, fıtığın bu omurgalara yakınlığına göre bulgu verdiğini kaydediyor. Prof. Kuday boyun fıtığının en önemli bulgularını şöyle sıralıyor: “Parmaklarda ya da kolda ağrı ya da hissizlik ve his değişikliği. Omuzda, kürek kemiğinin arkasında ağrı.” Prof. Kuday, boyun fıtığı omurganın ortasına doğru baskı yaptığında tehlikeli olduğunu vurguluyor. “Omurganın kendisine etki ettiği için hasta tuhaf bir şekilde der ki, ben boynumu öne eğdiğim zaman el ve bacaklarımda birden bire elektriklenme oluyor, bu çok riskli bir durumdur.Fıtık omurgaya ortadan baskı yapıyorsa, hastanın hemen ameliyat edilmesi gerekir. Çünkü uzun zaman omurgaya ortadan baskı varsa biraz önce anlattığımız miyopatiye neden olur ve geriye dönüşü olmayan bozukluk başlar. Miyopatide de hastalar kollarını kaldıramaz, yürüyemez hale gelebilir.” Prof. Kuday, boyun fıtığının altın teşhis metodunun Mr ile görüntüleme olduğunu ifade ediyor. HER FITIK AMELİYAT EDİLMEZ Boyun fıtıklarının yüzde 6070’nin fizik tedavi ve ilaçla iyileştiğini belirten Prof. Kuday, “Ağrılar dayanılmazsa hale gelmişse, adale gücünde azalma varsa, his kaybı varsa bunlar ameliyat endikasyonudur” diyor. Bazen hastaların ameliyat olmazsan felç olursun diye korkutulduğunu belirten Prof. Kuday, travmaya ve kazaya bağlı fıtıklar dışında böyle bir şeyin olamayacağını ifade ediyor. Bazen ameliyat sonrası komplikasyonlar olabileceğine dikkat çeken Prof. Kuday, ağrının devam etmesi halinde tekrar ameliyat yapılmasının gerekebileceğini vurguluyor. Kuaförlerde kullanılan saç yıkama tekneleri yüzünden boyun fıtığı olabilirsiniz. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle