Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ergen figenatalay?yahoo.com Faks: 0 212 343 72 64 9 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİ olmak da zor annesi olmak da Uygunsuz tutum ve alışkanlıkların başlama dönemi en çok ergenliktedir. Ergen, bir gruba ait olabilmek için her şeyi göze alabilir. Özellikle ailesiyle uygun ilişki kuramamış ve sorunları olan ergenler, bu dönemde kolayca yanlış yollara sapabilirler. Dokuz yaşındaki kızım, geçenlerde ona bir davranışı için kızdığımda, “Ben ön ergenlik yaşıyorum, bana anlayış göstermelisin” dedi. Çok şaşırdım ve ne diyeceğimi FİGEN bilemedim. 1112 ATALAY yaşlarında başlayan ergenlik yaklaşıyor diye de kaygı duydum. Ergenliği hiç sorunsuz da atlatabiliriz belki ama en iyisi, ergenlik başlamadan bu konuda iyice bilgilenip ortaya çıkabilecek sorunlar karşısında hazırlıklı olmak, çocuklarımızın bu dönemde yaşayacakları değişiklikleri öğrenmek ve nasıl davranmamız gerektiğini bilmek. Aileler ve ergenler için “Ergen Ruh Sağlığı” adlı bir kitap yazan Prof. Dr. Bengi Semerci, Latince “gelişen” anlamına gelen ergenliğin nasıl başladığını ve ne kadar sürdüğünü şöyle anlatıyor: “Ergenlik, genellikle hızlı fiziksel değişimlerle başlar, psikososyal olgunlaşma ile sürer. Başlama yaşı gibi bitiş zamanı da bireye, ülkeye, sosyal çevreye göre değişimler gösterebilir. Buna karşın genellikle 1112 yaşlarında başladığı ve 20’li yaşlarda sona ermesi gerektiği kabul edilmektedir. Ergenlik dönemi uzun bir dönem olduğu için 1214 yaş arası erken ergenlik, 1417 arası orta dönem ve daha sonrası da geç dönem olarak değerlendirilebilir. İlk dönemde ergenin çocuk bedeni büyük bir hızla değişime uğrar. Bu dönem bedensel değişimlerin önde olduğu dönemdir. Bedendeki bu hızlı değişim ergen için zordur. Bu değişime uymaya çalışan ergen sürekli bedeniyle ilgilenmeye başlar. Kısauzun, şişmanzayıf olmak, sivilceler gibi bedenine ilişkin herşey önemli hale gelir. Zamanını aynanın karşısında geçirmek ailelerle en önemli çatışma konularının başında gelmeye başlar. Bedenin bu denli önemli olması yeme bozukluklarının en sık başladığı dönem olmasına neden olur. Orta dönemde gencin yaşamında ailesinden daha ön plana geçen şey arkadaşlardır. Bu dönemde arkadaşları tarafından kabul görmek genç için en önemli şeydir. Bir gruba ait olabilmek için herşeyi göze alabilir. Uygunsuz tutum ve alışkanlıkların başlama dönemi en çok bu dönemdir. Özellikle ailesiyle uygun ilişki kuramamış ve sorunları olan ergenler, bu dönemde kolayca yanlış yollara sapabilir. Bu dönem aynı zamanda, yaşam felsefesini, sosyal değerlerini, dini ve ahlaki yönelimlerini keşfetmeye ve geliştirmeye çalıştığı dönemdir. Bu gelişimler için akran desteği önemlidir. Değerlerinin açık hale gelebilmesi için birbirlerine ayna görevi görürler. Buna karşın, öz saygı kazanmaları annebaba bağlılığı ile ilişkilidir. Bu dönemde okulların toplumsal projeler ve sorumluluk ortamı hazırlaması ergenin gelişimini olumlu etkiler. Toplum hizmeti projelerinde çalışan ergenler daha olgun kimlikler geliştirir. Son dönem gencin kimliğini tamamladığı dönemdir. Bireysel kimliğinin yanı sıra sosyal ve mesleki kimliğin de oluştuğu dönemdir. Bu dönemde artık genç sosyal durumunu belirlemiş ve mesleğini seçmiş olacaktır.” ! 5 KAVAK YELLERİ ESMİYOR Prof. Dr. Bengi Semerci, ergenlerin, yetişkinlerin kolayca kaçınabildiği durumlarda cesur davranmalarını kolayca yargıladığımızı, onları düşüncesizlikle, yaşamı tanımamakla, sorumsuzlukla suçladığımızı söylüyor. Oysa son araştırmalar bunu basit bir “başında kavak yelleri esme dönemi” olmadığını gösteriyor.. Çünkü ergen beyninin karar vermeden sorumlu bölümleri, görevleri yerine getirirken erişkinden farklı çalışıyor. Ergenlerin karar verme ve davranış kontrol sürecinde görev yapan beyin bölgeleri ciddi fiziksel değişimlerden geçiyor. Bu gelişim sırasında ergenlerin riskli davranışları hem onlar, hem aileleri hem de toplum için sorun yaratıyor. Gelişim süreci devam edince, ergen beyni işlevsel olarak erişkin beyni ile aynı oluyor. Yalnız kalma isteğine saygı duyun Ergenin yalnız kalma isteğine, kendi başına olma isteğine saygı duymak gerekir. Onunla tamamen kopmak ne kadar yanlışsa, devamlı sizinle olmasını, hep yanınızda oturmasını istemek o kadar yanlış ve tartışma nedenidir. Aileler eve gelen misafirlere çocuklarının büyüdüğünü göstermek, onlarla övünmek isterler. Bu nedenle, misafirin yanına gelmesi için ergeni zorlarlar. Oysa ergen için orada olmak, herkesin soru sorması, konuşmalara katılmadan düzenli oturmak rahatsız bir durumdur. Bunlarla başetmenin yolu, ailelerin ergenin kendine ait bir özel alan ihtiyacı olduğunu anlamasıdır. Onun kendi bedeni ve cinselliği ile ne kadar ilgili olduğunu hatırlayarak mahremiyetine saygı göstermesi, duygusal yaşamlarını tümüyle öğrenmeye çalışmamasıdır. Buna rağmen ergenler sıklıkla yalnız kalmak istediklerini söylese de onlarla konuşmayı sürdürüp ve ihtiyaçları olduğu düşünüldüğünde yardım önermek doğru olur. Ama kabul etmediklerinde zorlamayıp kendisinin çözmesi için izin verilmelidir ANLAŞMANIN TEMELLERİ ? Önemli olan konuyu seçmek: Sınır koyulması gerekir. Ama bunun anlamı ergenin, her denileni yaptırması değildir. ? Sınırlamalar kabul edilebilir ve geçerli olmalıdır. ? Önemsiz konularda tartışmadan kaçınmak gerekir. ? Aşırı derecede ısrarcı ve baskıcı olmamak gerekir. ? Düşünceleri değiştirmekten korkmamak gerekir. ? Anne babanın olanaklar ölçüsünde benzer davranmaları gerekir. Farklı düşündüklerinde bunu kendi aralarında görüşmelidirler. ? Diğer eşe karşı, ergenle işbirliği yapmak sorun yaratabilir. Sizin için kabalık, ona göre şaka Prof. Semerci, bu dönemde ailelerin kabalıktan, düşüncesizlikten ve isyankarlıktan yakındıklarını, ergenin ise, ailesinin kendine çocuk gibi davranmasından, adaletsiz olmasından, devamlı müdahale etmesinden ve mahremiyetine saygısızlığından şikayetçi olduklarını vurguluyor ve şöyle devam ediyor: “Ailenin ‘isyankarlık’ diye nitelediği davranışlar, çoğunlukla doğal gelişiminin bir göstergesidir. Bazı düşünürlerin ‘normal delilik’ diye adlandırdığı ergenlik döneminde gösterilen bu asilik, ergenin farklı ve ayrı bir kimlik geliştirebilme ihtiyacının sonucudur. Çoğunlukla da anne babalarının istemediği bir davranış olduğunu düşündükleri için, ergeni bile zaman zaman rahatsız eden isyankar tutumlar gösterirler. Bu aileleri rahatsız etmekle birlikte, diğer yandan bu tür davranışları hiç göstermeyen ergen, farklı bir birey olma çabasına girmemiş demektir. Bu ise onun gelişimi için sorundur. İsyankâr tavırla başetmenin birinci kuralı ailenin, ergenin kendisine karşı çıkma nedeninin onu reddetmek olmadığını kabul etmesidir. Ergenin tavırlarına olabildiğince hoşgörü göstermek, fazla yüzleştirme yapmamak ve nasıl davranmanız gerektiğine biraz sakin karar verebilmek aile için rahatlatıcı olur. Erişkin yargılarından biri ‘ergenler kabadır’ kanısıdır. Bu yargının gerçekçi olduğu söylenebilir. Önemli olan ergenin kabalığının ardında yatan nedenleri anlayabilmektir. Erişkinlerin kabalık olarak değerlendirdikleri konuşma ve davranışların bir çoğu ergenler için normal şakalardır. Özellikle ergenliğin başlangıcında, arkadaşların etksi ile bu tür saldırgan konuşmalar ve davranışlar olabilir. Bunun nedeni daha çok düşüncesizliktir. Ayrıca utangaç ve sosyal açıdan henüz beceriksiz olmaları bu davranışlara neden olur. Gergin, mutsuz bir ergen kısa ve ters yanıtlar verir. Bu erişkinler tarafından kabalık olarak değerlendirilir. Oysa onlar hislerini anlatamadıkları ya da anlatmak istemedikleri için ters yanıt verirler. Ergenlerin en çok kabalaştıkları zaman, erişkinler tarafından engellendiklerini düşündükleri zamandır. Haksızlığa uğradığını, istediğini anlatamadığını ya da dinlenilmediğini düşünen ergen kabalaşır. Ebeveynleri en çok kızdıran ise ergenlerin öfkeli olmalarıdır. Hele bu sıklaşmış ve sürekli bir davranış haline gelmişse, ailenin başetmesi zorlaşır. Yine de olduğunca sakin olmaya, bağırmamaya ve bu tarzın sizde uyandırdığı rahatsızlığı anlatmaya çalışmak gerekir. Çünkü genellikle ergen sizi ne kadar rahatsız ettiğini, öfkesi nedeniyle, o sırada değerlendirememektedir.” Sakin olun Prof. Bengi Semerci’nin aile ve ergen arasında sağlıklı iletişim olabilmesi için ergenlere önerileri şunlar. “Ailenizle en sık tartıştığınız konuların bir listesini yapın. Sonra bu listedeki konularda, ailenizin daha farklı davranmasını sağlamak için neleri değiştirebileceğinizi anlamaya çalışın. Çünkü onların değişiklik yapmalarını istiyorsanız, önce sorunun ne olduğunu anlamak gerekir. Anne babanızı eleştirmek, davranışlarına kızarak değişik tepkiler vermek yerine, bu şekilde davrandıklarında neler hissettiğinizi onlara anlatmak daha iyi sonuçlar verebilir. Özellikle bir konuyu seçin. Aynı anda birçok konuyu çözmeye çalışmak, ya da genel eleştiriler getirerek ‘hep böyle yapıyorsunuz’ şeklinde konuşmak sorunu çözmez. Çok öfkeliyseniz, o an da konuşmayıp kendinize zaman tanıyın. Hemen konuşmanız gerekiyorsa, nefes alıp vererek sakinleşmeye ve içinizden ona kadar saymaya çalışın. Yoksa biraz daha uzun zaman tanıyp daha sonra konuşun. Bu zamanı sorunu bir arkadaşınızla paylaşarak değerlendirebilirsiniz. Paylaşmak yaralı olur, muhtemelen arkadaşınızın da benzer sorunu vardır. Tartışma sırasında kendinizi kötü hissederseniz ağlamaktan çekinmeyin. Ağlamak duygunuzu göstermektir. Hem kendinizi iyi hissetmenizi, hem de onların mutsuzluğunu anlamanızı sağlar.” C MY B C MY B ? KONSERLER: Sinema, tiyatro gibi etkinlikler konusunda kaygılanmayan aileler, söz konusu konserler olduğunda duraksar. Özellikle rock ve metal konserlerinin ahlaksız, çılgın ve madde kullanılan yerler olduğu inanışı aileler arasında yaygındır. Çoğu konser iyi organize edilmiş ve denetimlidir. Alkol ya da başka madde kullanımları olabilir. Önemli olan belli yaştan sonra ergeni oradan uzak tutmak değil, bu tür durumlarla kendisinin baş edebileceği öğretiyi ona kazandırmaktır. Saati uygun olmak, kimlerle gittiğini bilmek koşulu ile denetimli izin verilebilir. ? TELEFON KULLANIMI: Telefonla konuşma düşkünlüğü ergenle aile arasındaki en önemli tartışma konularındandır. Öncelikle cep telefonu alınma zamanı iyi belirlenmelidir. 1415 yaşdan önce alınması sakıncalıdır. Alındıktan sonra da faturalar, ergenin harçlığından yapılmalıdır. ? PARTİLER: Evde parti vermek ya da verilenlere gitmek için izin almak sorun yaratır. Öncelikle 16 yaşına değin evde parti izni olmayabilir. Yaş günleri yapılan ve aile gözetiminde, erişkinlerle olan partiler bunun dışındadır. 16 yaş altında arkadaş toplantılarında, annebabalar evde olmalıdır. Bu yaştan sonra çağrılsanız bile, hazırlık yapıp dışarda olmanız daha iyi olur. Ama mutlaka eve dönmeniz ve yenileniiçileni kontrol etmeniz gerekir. Katılımcı sayısını kısıtlamak, müzik sesini denetlemek ve komşuları uyarmak gerekebilir. İzin alanları