17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

figenatalay?yahoo.com Faks: 0 212 343 72 64 3 MAYIS 2008 CUMARTESİ 5 Çanakkale’deki minik kelebekler Erken çocukluk eğitiminin önemi artık herkes tarafından kabul edilmiş durumda. Evde uygun ortam sağlanan ve okul öncesi eğitim alan çocuklar, ilköğretime başlamadan önce okumayı da söküyor, yabancı dil de öğrenmeye başlıyor, matematik de. Bu olanaklara sahip 56 yaşındaki çocuklarının, hiçbir eğitim ortamı sağlanmamış 78 yaşındaki FİGEN çocuklardan okumayazma, kendini ifade etme, matematik ATALAY kavramları gibi konularda ne kadar ileride olduğunu gözlemleyen annebabalar mutlaka olmuştur. Bunun çoğu zaman zekâyla hiçbir ilgisi yok ama eşitsizliği körükleyen, adil olmayan bir durum olduğu kesin. Annebabaların bu konudaki bilinç düzeyini bir tarafa bırakırsak, çocuğa çok küçük yaşlardan itibaren kitaplar, ansiklopediler, dergiler almak, müzelere, tiyatrolara, konserlere götürmek ve iyi bir okul öncesi kuruma göndermek, sosyoekonomik düzeyi düşük aileler için pek mümkün görünmüyor. matematik etkinliklerinde yardımcıtamamlayıcı bir program olarak kullanılmaktadır. Programın temel hedefi çocukların ‘yaparak yaşayarak ve keşfederek’ daha iyi öğrendiklerini göstermektir. Programdaki aktiviteler, öğrencileri prensip ve kavramları öğrenmeden önce, deney yapma ve tecrübe kazanmaya yönelterek çocuklara çeşitli öğrenme fırsatları sunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, çocukların yaşadıkları çevrede her zaman karşılaştıkları kelebekleri kullanarak çocuklara; kavramları, fen ve matematiğin tabiatını, buluş yoluyla öğrenme, işbirlikçi öğrenme ve problem çözme becerilerini kazanmaları için rehberlik etmektir.” Kelebekler Projesi, sınıfa büyük boyutlarda kelebek posterleri asılmasıyla başlamış. Bu posterler, sınıfa gelen çocukların çok ilgisini çekmiş. Kelebekler hakkında sohbet edilmiş. Eğitmenler, çocuklara, kelebek, kelebeklerin yaşam biçimleri, kelebeklerin oluşum evreleriyle ilgili sorular sorarak çocukların ilgisini konuya çekmiş. Çocuklarla yapılan bu incelemeler sonucunda kelebekler ve diğer canlılarının yaşamları ile ilgili benzerlik ve farklılıklar tartışılmış. Bu şekilde çocuklarla kelebek projesi çalışmasına ilk adım atılmış. Projenin daha sonraki aşamalarında, okul bahçesindeki kelebekler gözlemlenmiş, kağıt rulolardan kelebekler yapılmış, “kelebekler’’ şarkısı eşliğinde kelebek şeklinde dans edilmiş, oyunlar oynanmış, “tırtılın macerası” izlenmiş ve draması gerçekleştirilmiş. Projenin tüm aşamaları tamamlandıktan sonra yapılan değerlendirmede, bu projenin çocukların zihinsel ve duygusal gelişimleri, sosyal becerileri üzerinde olumlu etkileri olduğu saptanmış. KEŞFEDEREK ÖĞRENMEK Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde bu soruna bir çözüm bulunmuş. Burada açılan “Prof. Dr. Suzan Erbaş Çok Amaçlı Erken Çocukluk Eğitimi Sınıfı”nda, sosyo ekonomik düzeyi düşük 17 ailenin 46 yaş arasındaki çocuklarına eğitim veriliyor. Dersler, Eğitim Fakültesi’nde görev yapan bir grup öğretim elemanı ve Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı‘nda öğrenim gören bir grup gönüllü öğrenci rehberliğinde gerçekleştiriliyor. Aile seminerlerine de yakında başlanacak. Çocuklara, “Kelebekler Projesi” gibi farklı erken çocukluk eğitimi modelleri de uygulanıyor. İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Ebru Aktan Kerem, bu projeyi anlatmaya “Erken çocukluk döneminde çocuk, doğal bir bilim insanıdır’’ diyerek başlıyor. Çocukların fen öğrenirken sosyal yaşamla ilgili de birçok şey öğrendiklerini vurgulayan Kerem, şöyle devam ediyor: “Fen; çocukların, matematik ve teknoloji için gerekli beceri ve kavramları kazanmalarında yardımcı olmaktadır. Ayrıca, çocukların dünyayı keşfetmeleri ve merak duygularını geliştirmeleri için de desteklemektedir. Erken çocukluk döneminde de uygulanmakta olan Fen ve Matematikte Büyük Araştırmalar, fen ve Küba Çocuk Tiyatrosu İstanbul’da Devlet Tiyatrosu’nun 4. Uluslararası “Küçük Hanımlar Küçük Beyler Çocuk Tiyatrosu Festivali” kapsamında İstanbul’a gelen Küba Çocuk Tiyatrosu Kumpanyası La Colmenita (Küçük Arı Kovanı) oyuncuları, bugün Beyoğlu Ses Tiyatrosu’nda, yarın da Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde özel gösteriler sahneleyecek. 5 çocuk ile 7 yetişkin sanatçıdan oluşan Küçük Arı Kovanı oyuncuları, Ses Tiyatrosu’nda “Beatles Yorumuyla Kül Kedisi” ve “Andersen’den Masallar” adlı oyunları sergileyecekler. Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde ise “Küba’da çocuklar için sanat ve kültür nasıl üretiliyor? Kübalı çocuklar kültür ve sanatla nasıl temas ediyorlar?” başlıklı sunum, Topluluk üyeleri ile sohbet, Tiyatro, Perküsyon ve Dans Atölyeleri gerçekleştirilecek, “Viva Cuba’’ adlı film gösterilecek, “La Colmenita’dan İspanyolca Nazım Hikmet Şiirleri Resitali’’ ve Küba Şarkıları Konseri verilecek. Gösterimler ücretsiz ve izlemek isteyen herkese açık. Kuklalar çocukları bekliyor Yüzyıl Işıl Okulları, 11. Kukla Festivali kapsamında iki sözsüz kukla gösterisini konuk ediyor. Dünyanın en önemli kukla gruplarından biri olan Rus Teatre Tak Grubu, bugün Çehov’un kısa öykülerinden yola çıkarak hazırladığı sözsüz gösterisi “Kashtanka”yla seyirci karşısında olacak. Fransız L’Hippocampte Theatre oyuncuları ise “Mirabai” adlı ipli kukla gösterisini yarın sunacaklar. Hindistan’ın ve Hint kuklasının bütün renklerini ve kokusunu taşıyan bu gösteriye, Hint ezgileri eşlik edecek. Göstelire, Yüzyıl Işıl Okulları, Bahçeköy Kampusu’nda gerçekleştirilecek. Barış İstiyoruz oyunu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Esenler Melek Erman Köni Eğitim ve Kültür Merkezi Tiyatro grubu çocukları, 9 Mayıs Cuma Günü , Esenler Belediyesi Salonu’nda annelerini, “Barış İstiyoruz” oyunuyla selamlayacaklar. Küçük sanatçılar, oyunlarına, Cumhuriyet Gazetesi okuru yaşıtlarını davet ediyorlar. Yanıklarda hasta çok merkez az Yanık vakalarına toplumun neredeyse her kesimi maruz kalabiliyor. Yanıklar genellikle dikkatsizlik sonucu ortaya çıkıyor. Evde işyerinde ya da trafikte bu tür yaralanma şekliyle karşılaşılabliyor. Sanayi de yanık vakalarının sık rastlandığı yerler arasında. Sıcak sıvılar, buhar kazanları ve sıcak kaynaklar yanıklara neden olan unsurlar arasında. Türkiye yanık vakalarının sık karşılaşıldığı ülkeler arasında. Ülkemizde özellikle bebekler ve çocuklar dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu yanığa çok sık maruz kalıyor. Ve son günlerde yanık vakalarındaki artış gözleniyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, ciddi yanıkların doğru ve zamanında tedavi edilmemesi halinde kimi zaman ölümlere bile neden olabildiğini belirtiyor: “Özel bölgeler yandığı zaman, yüzümüz, gözümüz, göz kapağımız ellerimiz küçük de olsa, bunların yanıklarında hem estetik hem de fonksiyonel problemler gelişebilir. Ciddi olmayan çok küçük ve yüzeyel yanıklar da olabilir. Hatta birçok insanın hekime başvurmadan dahi kendi bildiği yöntemlerle bu yanıkları tedavi etmesi mümkündür. Ancak yanık öyle bir yaralanma ki; küçüğünün ve yüzeyel olanının fazla ve kalıcı bir zararı olmamasına rağmen büyük yanıklar ağır sekel (işlev ve doku bozukluğu) bırakmasının yanı sıra ölümcül olabiliyor. Çocuklarda yanık vücut yüzeyinin yüzde 10’unu geçtiği zaman, erişkinlerde de yüzde 1520 gibi rakamları bulduğu zaman hayati tehlike başlıyor.” Hayati tehlikesi bulunan yanık yaralanmalı insanların hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerektiğini belirten Prof. Çetinkale, yanık tedavisinin özel ilgi ve bakım gerektirdiğinin altını çiziyor: “Hayati tehlikesi olan yani yukarıdaki rakamlara erişen yanık alanı olan insanların mutlaka hastaneye yatırılarak tedavi edilmeleri lazım.Yanık tedavisi özel ilgi ve bakım gerektiren bir tedavi. Her yerde her zaman uygulanmakla birlikte kalıcı tedavisinin bu işin uzmanları tarafından yapılması lazım. Gelişmiş ülkelerde yanık tedavisi yanık merkezi adı verilen, sadece yanık hastalar için dizayn edilmiş, bu konu ile ilgili özel olarak yetişmiş personelin yanısıra çeşitli araç ve gerecin bulunduğu, dışardan giriş çıkışların kontrol altına alındığı ünitelerdir. Gelişmiş ülkelerde bunlar var. Ve yanık hastalar böyle tedavi ediliyor.” Türkiye’de yanık hastaların tedavi edilebildiği çeşitli yanık merkezleri olduğunu belirten Prof. Çetinkale, ancak bunların yeterli olmadığını belirtiyor. “İstanbul’da yeni böyle bir merkez yapılıyor. Kartal Devlet hastanesinin hemen yanında. Diğer hastanelerin de yanıklı hastalar içinde ayrılmış servisleri var. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yanık hastalar için ayrılmış bir servisimiz var. Tabii bu gelişmiş ülkelerdeki benzerleri ile aynı standartta olmamakla birlikte sadece burada yanık hastalar yatırılmaktadır. 10 tane yatağımız var. Cerrahpaşa’nın tümünü bir yanık merkezi yapsak ülke geneline yetmeyebilir. Dünyadaki benzeri merkezlerde genellikle 10 ila 20 yatak olur. Çünkü içinde çalışacağı personelin oranının yoğun bakımı ancak bu kadar bir yoğunluk kaldırır” diyen Prof. Çetinkale’nin yanıkla ilgili önerileri şöyle: ? Yanık bölgelere “soğuk uygulama” büyük önem taşıyor. Ancak buzlu su ya da buz kullanılmaması gerekiyor. Çünkü buz sıcak yaralanmasından sonra bir de soğuk yaralanmasına yol açıyor. Buzdolabındaki su ya da musluk suyu bu tip durumlarda kullanılabilir. Ve bu uygulamanın ilk dakikalarda yapılması büyük önem taşıyor. ? Mutfakta kullanılan streç filmler yanık bölgesine sarılarak soğuk uygulama yapılabilir. Bu çok faydalı bir uygulama. ? Yaklaşık 15 dakikalık soğuk uygulamanın ardından da eğer elimizde varsa yanık için kullanılan bir pomat sürmek gerekir. ? Yanık yarasına yoğurt, diş macunu ve yağ sürülmesi toplumda yanlış bilinen uygulamalardır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle