19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

l + Özpetek New York Modern Sanatlar Müzesi'nde Dünyanın önde gelen modern sanatlar müzesi MoMA, Ferzan Özpetek Filmleri Toplu Gösterimi düzenliyor. Özpetek, MoMA tarafından çağdaş sinemanın en başarılı yönetmenlerinden biri olarak değerlendiriliyor. MoMA film departmanı İtalyan Film Festivali 29 Kasım'da başlayan ve 7 Aralık'a dek sürecek Roma'nın en eski film festivali sayılan MedFilm Festival, İstanbul İtalyan Kültür Merkezi ve İstanbul Modern'de 1. İstanbul İtalyan Film Festivali'ni gerçekleştiriyor. Festival kapsamında, Türkiye'de gösterime girmemiş 2007 ve 2008 yapımı on adet uzunmetrajlı film ile sayısı 35'e ulaşan kısametrajlı film ve belgesel seçkisi orjinal dillerinde Türkçe ve Å 5 İİ; 9""se küratörü .Jytte Jensen, Özpetek için, “Filmlerinde başarılı bir şekilde toplumun değişik sıkıntılarına dikkat çekerken, hikâye anlatıcılığının en kaliteli örneklerini yaratan İngilizce altyazılı olarak seyirci ile buluşuyor. Her sene tekrarlanan bir festival olma arzusu taşıyan ve Özpetek sineması, sıklıkla 1950”lerin sofistike melodram geleneğini yansıtıyor. Filmlerinin konuları, sıradan gözüken insanların önceden bilmedikleri arzularına ve baştan aşağı İtalyan Sinemasına adanan bu etkinlik İtalyan sinemasının Türkiye'deki tanıtımı yaygınlaştırıp, iki ülkenin sinema emekçileri arasında işbirliği ve iletişim ortamı yaratmayı hedefliyor. hayatın sonsuz olasılıklarına değiniyor. Özpetek böylece, çok kültürlülüğü kapsayan, çok boyutlu filmlere imza atıyor” diyor. Özpetek”in filmleri 14 Aralık”a dek gösterilecek. Tarihin konuları mıyız yoksa nesneleri mi? “Bir yaşlı adam kendi yaşlarındaki bir adamla konuşuyormuş. Görüyorsun 20. yüzyılın bitimini lıeyecanla kutluyoruz. Peki ne yaptık dersin. Birkaç sigara tüttürdük, birkaç sarsıntı yaşadık. Yine de sanırım hiçbir şey görmedik ve algılamadık” anekdotunu anlattıktan sonra Yunanlı sonunda kavuşur, Spiros”sa yeni bir yaşam kıırmuştur ama onlar tekrar birleşeceklerdir. Sonunda Eleni ve Spiros, Berlin”de ?lm yönetmeni oğulları Elias”ın yanında bir araya gelirler. Birlikte çıktıkları ilk yolculuklarıdır bu. Kasım l989”da Berlin Duvan yıkılır, Soğuk Savaş bitmiş yeni bir dönem başlamıştır. Asiı SELÇUK usta Theo Angelopoulos, The Weaping Meadow (Ağlayan Çayır/2003), The Dust of Time (Zamanın Külleri/2008), The Return”den (Dönüş) oluşan Zamanın Külleri'nde Angelopoulos çağın büyük öyküsünün içine küçük bir öykü, bir aşk üçgeni öyküsünü sokar. Ona göre aşk öyküsü yüzyılın çalkantılarından, savrulmalarından daha güçlüdür. Alabildiğine gergin bir politik zamanda bireysel öykü öndedir: “Sürekli politik iletiler vermeye çalışırken bireysel bir öykünün ne denli etkileyici olduğunu unuttuk. Kendimizi tarihin konuları olarak algıladık. Şimdiyse tarihin konuları mıyız yoksa nesneleri miyiz merak ediyorum doğrusu” diyen sinemacı W* F" geçmişteki ve şimdiki ` ¬ı ` zamandaki duygularını gittikçe yitirdiğine değiniyor: “Geçmiş nedir, gerçek nerede başlar? Zamanın Külleri”nde geçmişle gelecek iç içe. Batı felsefesinde şimdi ve gelecek ayrı olgulardır, Doğu”da ise zaman bir bütündür. Tarih bize çeşitli biçemlerde gelir, tarihi bilmedikçe günümüzü de anlayamayız.” üçlemesinde20. yüzyılı anlatırken 21. yüzyıla da değiniyor: “Uçlememdeki zaman yolculuğu boyunca karmaşık 20. yüzyılın bende bıraktığı silinmez, sarsıcı etkilerine değiniyorum. Yirminci yüzyıldan geriye neler kaldı, siyasal, tarihi, sosyal olaylar insanları nasıl değiştirdi... Bir kadınla bir erkeğin, . zaman zaman birleşip zaman zaman ayrı düşen bir çiftin ilişkisini, onların serüvenini izleyerek yüzyılımızın portresini çiziyorum.” BİR YOL FİLMİ 191949 yıllarını Eleni adlı bir kadının gözünden anlatan Angelopoulos, Ağlayan Çayır İnsanlık tarihini .. ¬ Z 2 ..,l adlı traj edisini Thebai Efsaneler Zinciri Döngüsü”nden, Sophokles”in Antigone ve Oidipus”undan, Aiskhylos”un Thebai”ye Karşı Yediler”den alıntılar yaparak bir yol ?lmi, sonuncu bölüm Dönüş”se fantastik bir üç kadının bakış açısından anlatmayı amaçlamış. Bu üç MİNİMALİS' ANLATIM Zamanın Külleri”ni Rusya, Sibirya, Kazakistan, if' xil JA ı' dj İ ['.f'ı`ı ıiii ı fr 'Sti İ' İİ" ' ım ¬ lp( If »L fvz' fî( ;' ~\. ./,çığ ı l '. . ' İ Å rj . QR JŸİİ Â . z;f oluşturmuş. Üçlemenin ikinci bölümü Zamanın Külleri Almanya, Yunanistan ve İtalya”da çeken Theo Angelopoulos bu uzun yolculukları sırasında herşeyin “Yolculuk benim tek yuvam. Yolculuğa çıkmazsam kendimi bir tutuklu gibi duyumsarım.” Filminde hiçbir karakterle özdeşleşmediğini tüm karakterlerin onun yüzleri olduğunu açıklıyor. f"¬ '" 1^;'}.* zıhjı İ A.R.O.G, bir milyon yıl öncesine dair bir kahkaha tufanı... Abuk sabuk ve hayli estetik... ı\ ı,*l (,v, 'er ı?.` U İ ı. , bilim kurgu olacak. Üçlemesinde yönetmen 20. yüzyılı belirlendiğini vurguluyor: değişik kadın (Alexandra Aidini, Irene Jacob) tek bir kadın kişilikte yoğunlaşıyor. altında, bir milyon yıl öncesine demir atmış ve saçı sakalı birbirine karışmış, hırpani ve güler yüzlü Sırtına sevdiğinin dövmesini yapan uslanmaz bir âşık, Brezilya Ulusal Futbol Takımı”nı aratmayan topçular, kahırdan rakıyı icat eden eski bir kaleci, topuklu ayakkabı giyen A.R.O.G karakterleri karşılamıştı. Çoğu genç ?güranların hararetli koşuşturmaları ve set ekibinin gözle görülür iş bilirliği, bu ?lmin takdire şayan bir emeğin olacağını adeta İlk gösterimi 49. Selanik Uluslararası Film Festivali”nde yapılan Zamanın Külleri, birbirlerinden Üçlemesinin son bölümü Dönüş”ü siyahbeyaz çekmek, amatörlerle çalışmak istediğini belirten Angelopoulos gittikçe minimalist bir anlatıma doğru yöneldiğini, ayrılan Eleni”yle (İrene Jacob) Spiros”un (Michel Piccoli) Lenin”in öldüğü gün 3 Mart 1953”te Taşkent”te bir tramvayda karşılaşmalarıyla başlıyor 1971 ”e dek uzanıyor. AlF'EFl TURGUT alperturgut.blogcu.com dinozorlarla yaşıt güzel bir kadın ve dahası... Cem Yılmaz adlı müj deliyordu. Örneğin kahramanımız Halıcı Arif ” in yontma taş devrinde karşılaştığı, atalarımıza tekabül eden maymunlar, Arjantinli bir sürekli aynı konuları anlatacağını irdeliyor: “İnsanlığın serüveni başlangıcından bugüne dek hep aynı, lıiç değişmedi. Ben epik kavramlarla soluk alıp veriyorum. Yunanistan”ın bilinmeyen yönü, tutkular, melankoli, hüzün, sürgün, sığınmacılık, kökler, ataların toprağı ilgimin odak noktaları. Aşkın, tutkunun, hüznün, melankolinin devinimi ve onu kapsayan dünya...” Rus gizli polisince yakalanan sevgililer sürgüne gönderilirler. Eleni, Sibirya toplama kampında Jacob Levi (Bruno Ganz) ile bir gönül ilişkisi yaşar ama fenomene koşulsuz gülebilenler için bu ?lm bulunmaz bir nimet. Bizden söylemesi... ekip tarafından yaratıldı. Film için Afyon dışında Ülke sinemasına seyirci patlaması (4 milyon 1711) yaşatan ve gişede paraya para demeyen 2004 tarihli, abes ve pek de kayda değmez uzay serüveni G.O.R.A”nın ardından şöyle a?li bir devam ?lmi kaçınılmazdı. Ancak Sezar”ın hakkını Sezar”a verelim, A.R.O.G, sele?nden daha oturaklı ve tumturaklı bir yapım. Sonuçta; Türkiye°nin tartışmasız en komik adamı, ünlü şovmen Cem Yılmaz, taş devri masalı Antalya ve İstanbul”a da set kuruldu. Tarihin ilk futbol müsabakası (hem de gece maçı), İstanbul Ömerli”deki bir taş ocağında çekildi. Tüm çağların en amansız canavarı korkunç görünümlü TRex ile Spiros”un yüreğindeki yeri değişmezdir. Eleni için geriye dönüş yoktur yaz gısı onu başka bir yere sürükleyecektir. Eleni, oğlu Elias”a (Willem Dafoe) dev boyutlu PreHistorik Arı”ya ise ?lmin bonusu diyebiliriz. A.R.O.G”un müzikleri Jingle House tarafından hazırlandı, şarkıcı oyuncular Özkan Uğur ve Nil Karaibrahimgil de müziklere katkı sağladılar. A.R.O.G ile beyazperdeye sıkı bir dönüş yapmasını bilmiş. Ustelik devasa sponsorları yedeğine alan A.R.O.G”un efektleri de Hollywood yapımlarına taş çıkartacak denli muhteşem. Fida AROG LAR, AROGANLAR”A KARŞI... Üstün yeteneklerle donatılmış uyanık halıcı Arif Işık bilmeyen varsa diye söyleyelim, uzaylılarca kaçırıldığı Gora gezegeninde maceradan maceraya koşmuş ve görür görmez âşık olduğu uzaylı dilber Film ile CMYLMZ Fikirsanat ortaklığında kotarılan ?lmin senaryosu elbette Cem Yılmaz”a ait. “Hokkabaz” adlı yapımda birlikte çalışan Ali Taner Baltacı ve Cem Yılmaz yine ortaklaşa Ceku”yu da yanına alarak dünyaya dönmüştür. Arif tekrar işinin başındadır, karısı Cekıı ise insan olmayı intemet sayesinde öğrenmektedir. Dahası bebek de kamera arkasına geçmişler. Filmin başrollerinde Cem Yılmaz ile Ozan Güven, Ozkan Uğur, Nil Karaibrahimgil, Zafer Algöz, Ozge Ozberk, Hasan Kaçan ve Muhittin Korkmaz var. bekleyen çiftin mutluluğu ise ne yazık ki dış mihraklarca baltalanacaktır. Çünkü hain ve hırslı komutan Logar ve onun sağ kolu uzaylı pigme Tihulu peşlerine düşmüşlerdir. Hikâye bu ya, kurnaz Fenerbahçe”nin efsanevi futbolcusu “Şeytan” lakaplı Rıdvan Dilmen ise meşhur bir kadroya sahip yapımın konuk oyuncusu... Sinemaseverlerin aylardır beklediği A.R.O.G, geçinen esnaf Arif, evire çevire dövmeyi arzuladığı can düşmanı Logar'ın tatlı diline kanar ve onu evine davet eder. Ari? Ceku”yu alıp Gora”nın hükümdarı olmayı amaçlayan bu hilebaz adamın ekmeğine yağ sürmüştür. Kahramanımız kendisini önce iptidai zaman makinesinde ardından da yontma taş devrinde bulur. Dinozorlar çağında ilk teması maymunlarla kııran Ari? gelişme gösteremedikleri Türkiye”de 400, Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre, Avusturya, Danimarka, İngiltere ve Fransa'da ise 160 kopya ile dün vizyona girdi. A.R.O.G, sinemadan, futbola çeşitli komik göndermelerle dolu, sabun köpüğü kıvamında absürt bir yapıt. Tatil köyünde ucuz yollu, bol getirili skeçlerle örülü adını koyamadığımız bir türe dair safsata çekmek yerine, görsel bir büyüye hizmet etmek... Cem Yılmaz, işte tam da bu noktada saygıyı ve alkışı hak ediyor. Filmin en belirgin handikabı ise uzunluğuyla paralelizleyiciyi sıkıntıya sevkeden süresi (2 saat 8 dakika). Her şeyi bir kenara bırakalım, tek dert kafayı dağıtmak ve gülüp eğlenmekse şayet, A.R.O.G size hayli hayli uyar. gerekçesiyle onları terk eder ve ilkel insanın bulma umuduyla yollara düşer. Şans meleği yanındadır, barışsever ve yenilikçi Aroglar ile karşılaşır. Ancak ne hikmetse Türkçe konuşan Arog sakinleri, şiddet düşkünü ve koyu muhafazakâr karşı kavim Aroganlar”ın boyunduruğu altındadır. Arog lideri iyi Asia Argento filmleri Modern Sinema'da İstanbul Modern Sinema, 1128 Aralık tarihleri arasında 'Asia' programını sunacak. Programda Asia Argento”nun Ölüler Ülkesi, Suspiria, Gözyaşlarının Annesi, Transylvania ve Aldatan Yürek başlıklı filmleri gösterilecek. Beyazperdenin asi kızı Asia Argento, korku sinemasının İtalyan stilisti Dario Argento'nun kızı olarak yola çıktı. Babadan yıldız olan Argento, oynadığı sayısız "kötü kadın” rolüyle boyun eğmez bir kalpli bilge Dimi, onun topuklu ayakkabı giyen süslü ve güzel kızı Mimi, yerkürenin ilk sanatçısı romantik serseri Taşo, Aroganlar”ın acımasız efendisi Kaaya, her dem sinir küpü Karga, rakip takımdan sekiz gol yiyince üzüntüden rakıyı icat eden cihanın ilk kalecisi Cuhara... Tanışmakaynaşma faslı bitince Arif kolları sıvar, çünkü Ceku”ya ulaşmak için çözümü insanoğlunun gelişimini hızlandırmakta bulmuştur. Halıcı Arif, kişiliğe büründü beyazperdede. “Asia” programında, oyuncunun HollyWood'u fethettiği Ölüler Ülkesi, TAKQİR EŞAYAN BİR EM EGIN U RUNU Afyon”daki Frig Vadisi”nde kurulan A.R.O.G köyü Ve kalesini, geçtiğimiz Haziran ayında ziyaret etmiştik. Bizleri, bozkırı kavuran güneşin 1977 yılında Suspiria ile başlayan korku üçlemesi “Üç Anne”nin son filmi olan Gözyaşlarının Annesi, Birol Ünel ile birlikte oynadığı Transylvania ve kendi yönettiği Aldatan Yürek yer alıyor. İstanbul Modern Sinema'da Türkçe altyazılı olarak sunulacak olan film gösterimleri müze ziyaretçilerine ücretsiz. insanlık tarihini sil baştan yazacaktır. CMYB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle