Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Adım adım felsefe Doğumu ve ölümü anlamak ister çocuklar. Yaşama dair pek çok soruları vardır. Büyüklerinden aldıkları yanıtlarla bakarlar dünyaya. Çünkü onlar için sorularına yanıt verecek felsefi bir yayın yoktur. Metin Hakyeri bu açığı farkedince çocuklar için “Adım Adım Felsefe” dizisini hazırlamaya karar vermiş. Hakyeri’nin hazırladığı 10 kitaplık dizinin ilk iki kitabı çıktı. Bulut Yayınları tarafından yayınlanan “Yaşam ve Ölüm” adlı ilk kitapta çocuklara “Dünyaya nasıl geliyoruz?”, “Yaşam nasıl başladı?”, “Canlılar neden farklı yapıda?”, “Yaşamın bir amacı var mı?”, “Ölümsüz canlı var mı?” gibi sorular sorularak yanıt aranıyor. “Kim Haklı Kim Haksız” adlı ikinci kitapta da “Nedir haksızlık dediğimiz şey?”, “Haksızlıklara karşı ne yapmalı?”, “Yasalar her zaman adaleti sağlar mı?” sorularına verilen yanıtlarla çocuklara adalet ve paylaşma kavramları anlatılıyor. GazeteciYazar Metin Hakyeri, kitapları nasıl hazırladığını şöyle anlatıyor: “Kitapları çocukların dünyasını anlayarak, felsefeyle bağdaştırarak hazırladım. Bir takım felsefecilerden de fikirler aldım. Ama benim çalışmamı yönlendiren kesinlikle çocuklar oldu” . Çocukların gereği kadar ciddiye alınmadığını düşünen Hakyeri “Çocuk yaşta doğru düşünce biçimini öğrenmek, sorgulamak, düşüncenin bilimle ilişkisini kurmak, düşüncenin inançla ilişkisini kurmak çok önemli” diyor. Kitaplarında günlük yaşamdan öyküler olduğunu, o öykülürden yola çıkarak felsefe kavramlarını, felsefi düşünce biçimlerini çocuklarla paylaşmayı amaçladığını söylüyor Hakyeri: “Kitapları hazırlarken çocuklarla konuştum. Kitapları çocukların dünyasını anlayarak, felsefeyle bağdaştırarak hazırladım. Bir takım felsefecilerden de fikirler aldım. Ama benim çalışmamı yönlendiren kesinlikle çocuklar oldu. Aslında çocuklar felsefeye, felsefi düşünceye çok yatkın... Çünkü bizim felsefecilerin tabula rasa yani boş levha dediğimiz bir zihne sahipler. O zihne, düşünmenin her türlü kavramı, biçimi girebilir, algılanabilir. Biz de hep felsefeden korkulur, ürkülür. Aslında felsefeden korkulmaması gerektiği, bir çocuk için bile felsefenin ilgi alanı olabileceğini kanıtlamak gerekiyor. Bu kitaplarda bu amaçlandı ve bu hedef güdüldü. Çocuklar dünyayı kavramaya, yaşamı anlamaya çok meraklı.” 6 ARALIK 2008 CUMARTESİ 5 Minik kalplerini yaralamayın Kurban Bayramı’nda çocuklar, ruh sağlıkları için kurban kesimini izlemeye ve kurban eti yemeye zorlanmamalı. Bazı yazıları zaman zaman yinelemek gerekiyor. Çocukların “kurban”dan zarar görmemesine ilişkin bu yazı da onlardan biri! Psikolog Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu FİGEN ile Psikolog Can Gezgör, 2005 ATALAY yılından bu yana her Kurban Bayramı’nda “Kurban Bayramı ve Çocuk” araştırması yapıyorlar ve çocukların kurban bayramında psikolojik olarak olumsuz etkilenmemesi için önerilerde bulunuyorlar. Bu yıl “Kurban ve Çocuk Araştırma Ekibi” olarak çocukların kurban kesiminden uzak tutulması için e kartlar da hazırladılar. Okul stresi hastalığa davetiye çıkarıyor Okul çocuklarında dersler nedeniyle oluşan okul stresi birçok hastalığa karşı vücut direncini zayıflatabiliyor. Saatler boyunca kapalı ortamlarda kalmaları ve enfeksiyonlara açık olmaları da eklendiğinde bulaşıcı hastalıklar en çok çocuklarda görülüyor. Vücudun gelişimi ve dengesini etkileyen sistemlerin çocuklarda yetişkinlere oranla daha savunmasız olduğunu vurgulayan çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Mehmet Akdeniz, “Bu sebeple çocuklar hastalıklara daha açıktır hatta bu geçirilen hastalıklar çocuğun ileriki yaştaki sağlık konforunu da etkiler” diyor. Akdeniz, çocukların korunması için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: “Korunmada beslenme ve hijyen çok önemli. Çocukları hijyen konusunda velilerin mutlaka bilinçlendirmeleri gerekiyor. Ayrıca beslenmede vitamin takviyesi çocuğun kendini zinde hissetmesi için şart. Özellikle uzmanlar tarafından beta glukan, c vitamini gibi doğal destekleyicilerle çocuğun enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemi güçlendirilmeli. Günümüz yaşam şartlarında özellikle çalışan anne babaların çocuklarının beslenme düzenine dikkat etmeleri gerekiyor. Sınıflarda havalandırma sağlanması en azından teneffüs saatlerinde çok önemli. Çünkü tüm enfeksiyonlar en kolay solunum ve temas yoluyla bulaşıyor.” Halsizlik ve hastalıkların çocuğun gelişimini de tehdit ettiğini vurguluyan Dr. Akdeniz, savunmasız bir bağışıklığa sahip olduğu için çocukların bu dönemleri mutlaka dinlenerek ve doktor kontrolünde tedavi süreci ile geçirmesi gerektiğini söylüyor. Kelimeleri özenle seçin Ekibin önerilerini, bu bayram öncesinde de yineleyelim: ? Çocuklar kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdır. Özellikle okul öncesi dönemdeki (6 yaş öncesi) çocukların kurban kesimini görmemesi gerekir. Çocuklar 8 yaşından başlayarak kurban kesilmesinin anlamını kavrayabilirler ama 10 yaş öncesinde ölüme ilişkin kavrayışları yetersiz olduğu için yine de rahatsız olabilirler. Bir dini görev olarak kurban kesilmesi kavramı özellikle 11 yaştan sonra daha iyi anlaşılabilir. ? Çocuklar hangi yaşta olursa olsunlar, istemiyorlarsa kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdırlar. ? Çocukların yanında kurban kesiminin konuşulması ve ayrıntılı olarak anlatılmasından kaçınılmalıdır. ? Çocukların bir süredir baktıkları ve bir ilişki kurdukları hayvanların kesilmesi, 10 yaşından küçük çocuklar için özellikle rahatsız edicidir. Bu nedenle kurbanlık (!) hayvan ya evde beslenmemeli, ya da kesileceği çocuğa dürüstçe anlatılmalıdır. Bu aşamada çocuğun yaşına göre açıklama yapılması ve kullanılan kelimelerin özenle seçilmesi önemlidir. “Uykuya daldı”, “Zaten ölecekti” “Kaza oldu” gibi açıklamalar kullanılmamalıdır. Özellikle çocuğa haber verilmeden kesilen bir hayvanın daha sonra çocuğa yine haber verilmeden, “Kestik ve bak ne güzel yedik” gibi açıklamalarla yedirilmesi çocuklar açısından çok rahatsız edicidir. ? Çocuklar hangi yaşta olursa olsunlar, istemiyorlarsa kurban eti yemeye zorlanmamalıdırlar. ? Çocukların ölümle ilgili ya da ölümün ardından yaşadıklarına ilişkin sorularına açık ve net cevap verilmelidir. ? Çocukların duygularını anlatmalarına izin verilmelidir. “Erkekler ağlamaz” gibi ifadeler kullanılmamalı ve çocukların anlattıkları dikkatle dinlenmelidir. Çocuğun üzüntüsüne ve yasına anne baba ve diğer aile üyeleri ilgi göstermeli ve değer vermelidir. Üzüntüsünü paylaşırken “Boş ver”, “Seneye yenisini alırız” gibi geçiştirici cümleler sarf edilmemelidir. ? Televizyon kanalları kurban kesimlerine ilişkin görüntülerini, kan ya da parçalanmış hayvan görüntülerini vermekten kaçınmalıdır. Anne ve babalar çocuklarını bu görüntülerden uzak tutmalıdırlar. ? Kurban Bayramı sırasında yaşananların, çocuğu çok etkilediği ve davranışlarında önemli değişikliklere neden olduğu (örn., uyuyamama, yemek yememe gibi) görülürse bir uzmana danışılmasında yarar vardır.. Yeni Tiyatro dergisi 2 yaşında 1 Eylül 2007’de ilk sayısıyla yayın hayatına merhaba diyen Yeni Tiyatro dergisi, iki ayık olduğu için 7. sayısıyla 2. yaşına girdi. Genel yayın yönetmenliğini Erbil Göktaş’ın yaptığı, yayın yaşamının başından bu yana sadece dergi olarak değil her sayıda bir oyun ekini de kitap şeklinde veren ‘Yeni Tiyatro Dergisi’nin 7. sayısı çıktı ve okurla buluşmak için kitapçılara ve belli başlı bayilere dağıtıldı. Dergi ‘12 Eylül’le ilgili dolu dolu bir sayı sunuyor. Tiyatronun çeşitli alanlarından kişilerin “12 Eylül Soruşturması”na yanıtlarının da yer aldığı, dergide ayrıca yine 12 Eylül’le ilgili araştırma, inceleme yazılarının yanı sıra, Coşkun Irmak’la bir söyleşi yer alıyor. Yine Irmak’ın 12 Eylül oyunlarının değerlendirildiği dergide, Brecht’in “Sansür” konusundaki çok çarpıcı bir anısı da Yılmaz Onay’ın çevirisiyle yer buluyor. Ayrıca, Yılmaz Onay, Kadir Yüksel, Uğur Akıncı, Hilmi Bulunmaz, Sadık Aslankara, Tuncer Cücenoğlu, Ahmet Erinanç, Metin Boran Coşkun Irmak, Ersin Çakmak ve Cenk Gündoğdu derginin 7. sayısında yer alan yazarlardan bazıları. İlkyardıma ilk adım Milli Eğitim Bakanlığı, TOÇEV ve AstraZeneca,ilköğretim çocuklarında ilk yardım bilinci yaratmak amacıyla “İlkyardıma ilk adım” projesi yürütüyor. Çocuklar bu eğitimlerde, kanamalar veya yaralanmalar, yanık, donma veya sıcak çarpması, kırık veya burkulma, darbe sonucu bilinç bozukluğu, zehirlenme, hayvan ısırmaları, solunum yolu tıkanması gibi en temel kazalarla her an her yerde karşılaşabileceklerini öğreniyorlar. Ülke çapında her ay iki ilde düzenlenen programlarda, eğitmen, tiyatro oyuncu kadrosu ve proje destek kadrosundan oluşan ekip, il il dolaşarak projenin öğrenci ve öğretmenlerle buluşmasını sağlıyor. “İlkyardıma İlk Adım” ekibi, gittikleri her okulda 2 saat ilk yardım bilinçlendirme eğitimi verdikten sonra, TOÇEV Çocuk Tiyatrosu tarafından hazırlanan “Çantamdaki İlkyardım” adlı tiyatro oyunu sahneleniyor. Engelli çocuklara özel tedavi merkezi AÇIK KAPI Sosyal Sorumluluk Derneği’nce Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesinde yaptırılan “06 yaş Engelli Çocuklar Rehabilitasyon ve Tedavi Merkezi’’ açıldı. Merkezde, 06 yaş grubunda down sendromlu, zihinsel engelli, spastik, otistik, görme engelli 60 çocuğa bakım ve tedavi olanağı sağlanacak. Doktor, hemşire, fizik tedavi uzmanı, psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimi uzmanı, bakım elemanı, teknisyen, aşçı ve çocuk eğitim uzmanından oluşan personelin görev yapacağı Merkezde, ikisi ağır engelli odası olmak üzere toplam 10 adet yatak odası bulunuyor. 1850 metrekarelik kapalı alandan oluşan Merkez’de 2 adet yaşam odası, 2 eğitim odası ve 2 bireysel eğitim odası yer alıyor. Aile görüşme odası ve gönüllü anneler için de birer odanın yer aldığı binada, hidroterapi havuzu, fizik tedavi odası, duyu odası gibi çok özel bölümler de bulunuyor. Merkez, kamera sisteminin yanı sıra, çocukların özel durumları göz önünde bulundurularak acil hemşire çağrı sistemi ile donatıldı. Beni nasıl anlar? Atacan Eğitim Kurumları‘nca düzenlenen eğitim seminerinde, Yard. Doç. Dr. Psikolog Halis Özerk, “Çocuğum Beni Nasıl Anlar?” konulu bir sunum yaptı. Seminerde, “Çocuğunuz hangi konularda sizi anlamıyor?’’, “Sizce çocuğunuz sizi, bunca çabanıza rağmen niçin anlamıyor?’’ gibi sorulara annebabaların da katılımıyla yanıtlar arandı. figenatalay?yahoo.com Faks: 0 212 343 72 64 C MY B C MY B