19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sinema ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? Lorna’nın Sessizliği (Le Silence De Lorna) JeanPierre Dardenne ile Luc Dardenne’nin yönettiği filmin başrollerini Arta Dobroshi, Jeremie Renier, Fabrizio Rongione ile Alban Ukaj paylaşıyor. Bir eroinmanla anlaşmalı evlilik yaparak Belçika vatandaşlığına da geçen Lorna, yaptığı anlaşma gereği bu evliliği sona erdirip Belçika vatandaşlığına geçmek isteyen bir Rus ile evlenecektir. İlk bakışta plan Lorna için kabul edilebilir görünse de, iş Lorna’nın ilk kocasını öldürerek ortadan kaldırmaya gelince Lorna’nın dünyası alt üst olur. Dardenne kardeşler, Lorna’nın Sessizliği’nde oyunculuğundan, dramatik yapısına kadar son derece özgün ve tutarlı bir başyapıta imza atıyorlar. ? Sınıf (Entre Les Murs) Yönetmenliğini Laurent Cantet’in yaptığı filmde François Begaudeau rol alıyor. François ve öğretmen arkadaşları, sorunlu bir mahallede eğitim veren bir lisede yeni öğretim yılına hazırlanmaktadır. Öğrencilere karşı son derece iyi niyetlidirler ve onlara en iyi eğitimi sağlamak konusunda hiçbir engel tanımazlar. Günümüz Fransa’sının küçük bir modeli olan sınıfta sık sık kültür ve fikir çatışmaları yaşanır. Genç öğrenciler çoğu zaman eğlenceli ve yaratıcıdır ancak zaman zaman takındıkları anlaşılmaz tavırlar düşük ücretle çalışan öğretmenlerinin hevesini kırmaktadır. François, öğrencilerinin gayretli ve birbirine karşı saygılı olması konusunda ısrarcıdır. Resmiyetten uzak tutumu ve sınırsız açık yürekliliği öğrencileri tarafından şaşkınlıkla karşılanır. Yöntemlerine karşı çıkan öğrencilerin meydan okumasıyla, koyduğu kuralları tekrar gözden geçirmek zorunda kalacaktır. Türk sineması Talin’de SONHABAR Türk sineması son yıllarda altın çağını yaşıyor diyebiliriz. 2009’da da bu olgu sürecek gibi görünüyor. Başarılı yaratıcı yönetmenlerimiz katıldıkları her uluslararası festivalden değerli ödüllerle dönüyorlar. Bu yıl Moskova, Selanik, Taormina, Telaviv ASLI gibi Türk sinemasını odaklayan, Türk Sineması Başlığı altında SELÇUK Çağdaş özel bölümler düzenleyen çok sayıda etkinlik yapıldı. Bu önemli gösterimlerin en sonuncusu ise 12th Tallinn Black Nights Film Festival’inde (12. ci Tallinn Siyah Geceler Film Festivali) gerçekleştiriliyor. Estonya’nın başkenti Tallinn’de 13 Kasım’da başlayan 4 Aralık’a dek sürecek etkinlik, ana program, dört alt festival (canlandırma, öğrenci ve kısa filmler, çocuk ve gençlik filmleri, Nokia cep telefonu) ve bir ortak yapım pazarından oluşuyor. 28 Kasım7 Aralık’taki Uluslararası Yarışma’da Avrasya ve Baltık filmleri yarışıyor. Avrasya’nın yarışma bölümünde Türkiye’den Özcan Alper’in Sonbahar’ı var. Eğitici bölümdeyse son iki yılın konulu ve belgesel filmleri gösteriliyor, bir yönetmenin, bir film türünün ya da bir film stüdyosunun toplu gösterimi yapılıyor, bir ülke sineması odağa alınıyor. Siyah Geceler, onikinci yılında bu kez odak ülke olarak Türkiye’yi seçti. Türk sineması, özgün, yaratıcı bir seçkiyle Tallinnli sinemaseverlerle buluşuyor. Festival yönetmeni Tiina Lokk, Odakta Türkiye bölümünü TC Tallinn büyükelçisi Şule Soysal’ın, idari ataşe Emrah Özen’in değerli katkılarıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle gerçekleştiriyor. TATİL KİTABI Tam tekmil saçmalık Orta yaş krizindeki mutsuz ve sıradan Amerikalılar, bir ahmaklık yapıp ajanlığa soyunursa ne olur? İşte, “Aramızda Casus Var” (Burn After Reading), bu tehlikeli ve ütopik soruya yanıt arıyor. Üstelik türlü saçmalıklarla örülü, kâh güldüren kâh hicveden güzel ALPER bir kara komediden yola TURGUT çıkarak... “İhtiyarlara Yer Yok” ile alperturgut.blogcu.com Oscar’ı kapan yapımcısenaristyönetmen Joel ve Ethan Coen kardeşler (yetenek abideleri), yine ve yeniden zırvalama ihtiyacıyla geri dönüyorlar. Aramızda Casus Var, dünyanın nefretini kazanmış ajan fabrikası CIA ile dalgasını geçen ve hemen herkesin aptalları oynadığı saçma sapan bir kara komedi. Amerikan bağımsız sinemasına 24 yıl önce “Kansız” ile sıkı bir giriş yapan Coen kardeşler, kendi tarzlarına asla ihanet etmeden yedinci sanat adına yürüyüşlerini sürdürüyorlar. “Raising Arizona”, “Miller Kavşağı”, “Barton Fink”, “Bir Şirket Komedisi”, “Fargo”, “Büyük Lebowski”, “Orada Olmayan Adam”, “Neredesin be Birader?”, “Dayanılmaz Zulüm”, “Kadın Avcıları”... Sinemaseverlerin, bu saydığımız yapımlar –bir ikisi çıtanın altına düşse de arasında, “işte benim filmim” diyecekleri mutlaka vardır. Coen biraderler, tamı tamına 18 yıldır birlikte çalıştıkları meşhur görüntü yönetmeni Roger Deakins’in işlerinin yoğunluğu nedeniyle kamerayı “Son Umut” filminde de görev alan Emmanuel Lubezki’ye emanet etmek zorunda kalmışlar. ORTA YAŞ KRİZİ BAŞA BELA GETİRİR CIA’nin üçüncü seviyeden küfürbaz ajanı namı diğer “bay alkolik” Ozzie Cox, artık gına getirtip illallah dedirtince örgütten atılır. Bir anda nefretini kazanan CIA’den ve onun üst düzey yöneticilerinden intikam almak isteyen Cox, ucundan kıyısından şahit olduğu olayları ve bazı gizli bilgileri CD’ye kaydeder. Amacı teşkilata ait tüm kirli çamaşırları ortaya döken bir kitap yazmaktır. Ozzie’yi evinde de başka bir şok daha beklemektedir. Her hali ve hareketi gıcık bir kadına tekabül eden eşi Katie, kendisini eski FBI ajanı yeni Hazine Bakanlığı çalışanı olan takıntılı, paranoyak ve hızlı çapkın Harry Pfarrer ile aldatmaktadır. Harry’in yazdığı çocuk öyküleri sayesinde ünlenen karısı Sandy Pfarrer de aldatanlar kervanındadır. Zaten filmde herkes bunalımdadır ve aldatmayı çözüm olarak görmektedir Günlerden bir gün Katie, iş bilir boşanma avukatının da özendirmesiyle, sır ve mahrem dinlemeden Ozzie’nin bilgisayarındaki “örtülü belgeleri” kopyalar. Ve ardından bombanın fitilini ateşleyen olay gerçekleşir. Katie, malum CD’yi gittiği spor salonunda unutmuştur. ÖDÜLLER CAZİP Bu özel bölümde yer alan filmler Gitmek (Hüseyin Karabey), Hamam (Ferzan Özpetek), Masumiyet (Zeki Demirkubuz), Mutluluk (Abdullah Oğuz), Pandora’nın Kutusu (Yeşim Ustaoğlu), Tabutta Rövaşata (Derviş Zaim), Tatil Kitabı (Seyfi Teoman), Üç Maymun (Nuri Bilge Ceylan) ve Yol (Yılmaz GüneyŞerif Gören). Sonbahar’ın yarışacağı Avrasya bölümünde en iyi film (10 bin Avro), yönetmen, kadın oyuncu, erkek oyuncu, jüri özel ödülleri ve özel mansiyonlar veriliyor. Üç Maymun, Screen International Eleştirmenleri Seçimi’nde The Class (Sınıf), Gomorrah (Gomorra), Waltz with Bashir (Beşir’le Vals), The Wrestler (Güreşçi) filmleriyle birlikte yer alıyor. Uluslararası Film Dernekleri Federasyonu en iyi filme Don Kişot ödülü, Estonya Görüntü Yönetmenleri Derneği’de en iyi görüntü ödülü veriyor. On birinci Tallinn Siyah Geceler Film Festivali’nde en iyi Avrasya film ödülünü Takva (Özer Kızıltan/TürkiyeAlmanya) kazanmıştı. En iyi yönetmen olarak Aleksandr Sokurov’u (Aleksandra/Rusya) seçen jüri, özel ödülünü de Autumn Ball’a (Veiko Ounpuu/Estonya) vermişti. Baltık Filmleri Yarışması’nda en iyi filme verilen Tridens Baltık Film ödülü 5 bin Avro. GİTMEK ÜÇ MAYMUN ANLAMSIZLIK ÇOĞALINCA KARGAŞA DA BÜYÜR Ameliyatla eski formuna tekrar kavuşup, genç ve güzel bir kadına dönüşebilmeyi yaşamının gayesi yapan spor salonu çalışanı Linda Litzke ve ziyadesiyle şapşal iş arkadaşı Chad Feldheimer (Brad Pitt burada kendini aşıyor), CD’yi bulunca Ozzie Cox’dan para koparmaya karar verirler. Ancak Ozzie’nin şantajcılara karşı tepkisi büyük olur. İyice zıvanadan çıkan Linda ve Chad, estetik ameliyatın parasını karşılarlar umuduyla Rus Konsolosluğu’na başvururlar. Rusların işe karıştığını gören CIA’de harekete geçer ve ortalık iyice şenlenir. Millet delirip anlamsızlık da çoğalınca, kargaşa da otomatikman büyür. Bu arada Linda internet sayesinde uslanmaz hovarda ve gereksiz işler mucidi (karısı için yaptığı mekanik düzeneği burada anlatmamın imkânı yok) Harry ile tanışır ve kuduruk ikili vakit kaybetmeden kendilerini yatakta bulurlar. Garibim Ozzie ise hükümran karakterli eşi Katie tarafından sokağa atılmıştır ve devamında küçük bir tekneye sığınmak zorunda kalmıştır. Açgözlü Rusların “bu yetmez, başka belgeler de getirin” demesiyle öykünün en sersem tipi Chad, hem mazlum hem de öfkeli Ozzie’nin kapı önüne konulduğu eve girer. Uzun bir süredir takip edilmekte olan (nedeni aslında çok basittir) Harry de Katie’nin de sevgilisi olması sebebiyle Cox’ların evindedir. Harry, Chad’ı dolapta saklanır bulunca korkudan paniğe kapılır ve “20 yıldır silahımı bir kez olsun ateşlemedim” diye övündüğü günleri sona erdirir. Harry, kim olduğunu dahi bilmediği Chad’ı istemeden öldürmüştür. Bu beladan geri dönebilmenin yolu akan kanla kaplandığı için artık herkes kendi başının çaresine bakacaktır. APTAL İNSANLARIN APTALCA İŞLERİ Gelelim, abuk sabuk koyu bir mizahtan demlenen Aramızda Casus Var’ın “süper” oyuncu kadrosuna... Coenler’in yönetiminde, en gerzek hallere bürünmeyi peşinen kabul eden anlı şanlı yıldızlar, beyazperdede resmen bir geçit töreni düzenliyorlar. Yönetmenlikte de rüştünü ispatlayan kadınların sevgilisi George Clooney, Hollywood’un en ünlülerinden kabiliyet timsali Brad Pitt, büyük oyuncu, eşsiz ses John Malkovich... Durun, henüz bitmedi. Joel Coen’in Oscar sahibesi eşi Frances McDormand, yine Akademi heykelciğine sahip Tilda Swinton, üstat aktör Richard Jenkins ile her rolün adamı J.K. Simmons da filme renk katanlar arasında... Baştan söyleyelim, bu yapıt, hepimize gülüp eğlenmeyi vaat etmiyor. Çünkü absürtlük gizliden gizliye değil göstere göstere sızmış tüm karelerine... George Clooney’in filme ilgili söyledikleri kayda değer; “Konu Washington’da geçse de, bu film gerçekten de şok edici derecede aptal insanların, seks ve diğer konularda yaptıkları aptalca şeylerle ilgili. Durumu daha ilginç kılan şeyse hiçbirinin politikacı olmaması!” Lafın kısası, silme küfürle donatılan aptallıklar komedyası Aramızda Casus Var, dün Tiglon Film dağıtımıyla gösterime girdi. KAPANIŞ ‘PANDORA’YLA Scottish Leader Estonya film ödülü ise 50 bin kron. Ayrıca Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Birliği Fipresci en iyi film, Estonya Görüntü Yönetmenleri Derneği’de en iyi görüntü yönetmenini seçiyor. Bu ödüllerin yanısıra Netpac (Asya Sineması Promosyon Ağı) jürisi en iyi Asya yapımını, Estonya Film Eleştirmenleri Derneği en iyi filmini saptıyor. Tallinn kentinin verdiği İzleyici (2 bin Avro) ve yaşam boyu ödülleri de var. Öğrencilere, gençlere ve çocuklara da önem veren Siyah Geceler, 1329 Kasım arasında öğrencilerin, gençlerin ve çocukların son iki yılda çektiği uluslararası filmleri de değerlendiriyor. Sleepwalkers adlı konulu, belgesel, canlandırma dalındaki uluslararası öğrenci filmleri yarışmasında en iyi filme 1 km 16 mm Kodak film baskısıyla 1 saatlik film banyosu armağan ediliyor. Çocuklardan oluşan jüri en iyi çocuk, gençlerden kurulu jüri de en iyi gençlik filmini seçiyor. 1923 Kasım’da gerçekleştirilen Canlandırma Film Festivali’nde en iyi film Tahta Kurt ödülü Life PANDORANIN KUTUSU Without Gabriella Ferri’nin (Print ParnOlga Marchenko/Estonya) oldu. 30 Kasım3 Aralık arasındaki Baltık Ortak Yapım Pazarı’nda en yeni Baltık yapımları gösteriliyor, Baltık Ülkeleri, Orta ve Doğu Avrupa, Rusya ve İskandinavya’dan katılan yeni projelerin tanıtımı yapılıyor. Pazar, yapımcıların ortak üretim olanaklarını geliştirerek uluslararası alana çıkmalarını sağlıyor. 12. Tallinn Siyah Geceler Film Festivali, 6 Aralık gecesi Yeşim Ustaoğlu’nun 56. cı San Sebastian Altın İstridye ve kadın oyuncu (Tsilla Chelton) ödüllerini alan Pandora’nın Kutusu ile kapanacak. Etkinliğe Türkiye’den Özcan Alper (Sonbahar) katılıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle