19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 29 KASIM 2008 CUMARTESİ sergi Gençlik Halleri Mavi Jeans, Toplum Gönüllüleri’yle işbirliği içinde son 1 yıldır gerçekleştirdiği MAVİ TOG Atak’ları, şimdi de “Gençlik Halleri” sergisine taşıyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen üniversiteli gençlerin, keşfettikleri yerel bir soruna çözüm bulmak için bir araya geldiği MAVİ TOG Atak’lar, bugüne kadar 12 şehirde 884 genci ortak bir amaç için buluşturdu. Ahmet Polat, Erzurum’dan İzmit’e, Hasankeyf’ten İzmir’e, Samsun’dan Malatya’ya uzanıp ataklara katıldı, gençleri anladı, hallerini saptadı. Biriktirdiği görüntü hazinesinden seçtiklerini ise “Gençlik Halleri” sergisinde topladı. Sergi, 5 Aralık’a dek Galatasaray’daki Cezayir binasının üst katında gezilebilecek. ‘Sayfalar Boyu Türkiye’ Yaşın ve Monceau Fransa’da Türkiye ve Türkçe kaynaklı, odaklı Fransızca yayınlar üzerine düzenlenen geleneksel tek Kitap Fuarı “Sayfalar Boyu Türkiye” 15 yaşına bastı. Fransızca başlığıyla “La Turquie au fil des pages” geçtiğimiz 2223 Kasım tarihlerinde, her UĞUR yıl olduğu gibi ELELE Derneği’nin (*) merkezinde yapıldı. Fransızların HÜKÜM Paris’teki Türkiye’ye tek kelimeyle ‘Fransız’ oldukları dönemde başlatılan bu girişim her zamankinden daha elzem. Fazla değil 5 sene öncesine kadar Türkiye’yi ve Türkleri hemen hemen hiç tanımayan Fransızlar ve hiç bilgileri olmayan Fransızlar son yıllarda yine Türkiye ve Türkleri hemen hemen hiç tanımıyorlar, ama şimdi bir ‘fikir’ sandıkları ‘zikir’leri (Uğur Mumcu) var. Eski Cumhurbaşkanlarından, Fransız ‘neoliberalizmi’nin şampiyonu Valéry Giscard d’Estaing’in 2002 Kasımı’nda (**) Türkiye’ye açtığı ‘fikir’ (!) saldırısının, ideolojik savaşın 2004 Avrupa Parlamentosu seçimleri etrafında aşırı sağcı, milliyetçi, köktenci iki lider JeanMarie Le Pen ve Philippe de Villiers ve siyasi hareketleri, sırasıyla Front Nationale (Milli Cephe), MPF (Fransa İçin Hareket) tarafından yoğun siyasi bir propagandayla sokağa indirilmesi sayesinde Fransızlar Türkiye konusunda ‘eğitildiler’(!). Bu ‘eğitim’in mahsullerini de şimdiki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy oy biçiminde toplamayı başardı. Muhafaza etmek içinde seçmen ambarına yakınlığını sezdiği her fırsatta, “Kapadokyalıların (Anadoluları kastediyor) Avrupalı olduğunu bana söylettiremezsiniz... Türkiye Avrupa’da olsa duyardık!”, gibisinden inciler sergiliyor. Hürriyet Hakkımızdır Hürriyet Gazetesi, 2008 yılında hem kuruluşunun hem de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 60. yıldönümü olmasından yola çıkarak, “Hürriyet Hakkımızdır” başlığı altında önemli bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirmişti. T.C.D.D. ile gerçekleştirilen proje kapsamında “Hürriyet HakkımızdırTren Özgürlüktür” sloganı ile 1 Temmuz’da Kars’tan yola çıkıp 41 ili ziyaret ederek yolculuğunu 14 Ağustos’ta İstanbul’da tamamlayan “Hürriyet Treni”nin yolculuğunun her anı ve trende gerçekleşen aktiviteler MSGSÜ Fotoğraf Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri tarafından belgelendi. Hürriyet Treni’nin rotasında yer alan her ilde çekim yapan Fotoğraf Bölümü’nün 22 kişilik ekibinin çalışması sonucunda derlenen, “yolculuk ve yaşamı” anlatan 100 fotoğraf 3 Aralık’a dek MSGSÜ Tophanei Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde sergilenecek. TANITMA, TANIŞMA, TARTIŞMA İşte gerçek bilgi ve haberin, yayın ve programın her zamankinden daha zorunlu olduğu böylesi bir bağlamda “Sayfalar Boyu Türkiye” buluşmaları Mehmet Yaşın önem kazandı. Avrupalıların, daha da özelde Fransızların toplumsal belleklerinde, tarihsel bilinçaltlarında yer alan “Türk ve Türkiye” imajı mevcut ideolojiksiyasiekonomik ortamla kesişince, uzun soluklu bir “anlatımtanıtım” ikilisi, Fransız kamuoyunu eğitim süreci kaçınılmaz bir aşama gelecek perspektifine yerleşti. “Sayfalar Boyu Türkiye” bu süreçte başarılması gereken iriliufaklı yüzlerce faaliyet, hedeften ‘ufak’ bir tanesi. Yılına göre iki veya üç gün süren bu buluşma, o yıl veya daha önce Türkiye, Türkler, Türkçe ve türevleri konusunda Fransa’da yayımlanmış eserleri sergiliyor, o eserlerin yaratıcılarını okurlarla, meraklılarla buluşturuyor. Her yıl titizlikle seçilen, Türkiye ve Fransa’dan en azından birer yazar, araştırmacının katılımıyla tanıtma, tanışma, tartışma oturumları düzenleniyor. Bizim bu seneki eser ve konuklardan üzerinde durmak istediğimiz ikisi Kıbrıslı Türk şair ve yazar Mehmet Yaşın ve Fransız siyasal bilimler araştırmacı Nicolas Monceau. İlki Türkiye tüm edebiyatseverlerin, aydınların yakından tanıdığı, Türkçeyi zenginleştiren, değeri ödüllerle de kanıtlanmış çağdaş sanatçılardan biri. Diğeriyse çok sınırlı bir akademik çevrenin dışında hemen hemen hiç kimsenin bilmediği eşsiz bir bilim insanı. Bugün son yıllarda çıkmış yüzlerce eseri koyacak yer bulmakta zorlanıyor. Gerek Fransız basını, gerek yayıncılığı Türkiye ve Türkler konusunda ne denli ‘bilgisizce fikir sahibi’ olduklarını fark ediyorlardı. Bilgisizlikten kaynaklanan zikirler halen egemen. Ancak Türkiye karşıtı olsun olmasın bu ülkeyi, insanını, göçmenini, dilini, kültürünü, güncelini kavramak isteyenlerin sayısı hızla yükseliyor. Genellikle edebiyatın ‘üvey evladı’ muamelesi gören şiire, son yıllarda Türkçe’den çevrilen Fazıl Hüsnü Dağlarca, Özdemir İnce’nin yanı sıra son olarak Mehmet Yaşın eklendi. Hicolas Monceau Şairin “Toplu Şiirler” ve “Turuncu Kuş” isimli şiir kitaplarıyla, “Toplu Yazıları” başlıklı deneme kitabından yapılan seçmelerle hazırlanmış “Constantinople n’attend plus personne / Konstantiniye Artık Kimseyi Beklemiyor” adı altında Bleu Autour yayınlarından basıldı. Bu Türkiye ve Türk edebiyatı aşığı yayınevinin 2007 ve 2008’de büyük bir cesaretle toplu Sait Faik’leri yayınlamakta olduğunu yeri gelmişken belirtelim. Kataloğunda Enis Batur, Nedim Gürsel, Rosie Pinhas Delpuech (Bizans Süiti YKY), vb olduğunu, önümüzdeki haftalarda da Orhan Veli çıkartacağını ekleyelim. (*) ELELE Derneği portalı http://www.elele.info/ (**) 9 Kasım 2002 tarihli Le Monde gazetesi tiyatro Şahane Düğün Robin Hawdon’ın yazdığı, Haldun Dormen’in yönettiği, evlilikte mantık ve aşkı sorgulayan Şahane Düğün’de nikah günü damat, balayını geçirecekleri otel odasında hiç tanımadığı bir kızla uyanır. Ve gelinliğini giymek için nişanlısı odaya gelmek üzeredir. Durumu kurtarması için sağdıcından kızın onunla olduğunu söylemesini ister. Fakat sağdıcın kız arkadaşı sevgilisinin en yakın arkadaşları ile tanışmak üzere nikaha katılacaktır. Onlar bu karmaşık durumu düzeltmeye çalışırken, oda hizmetçisi, gelinin annesi ve dayısının da dahil olmasıyla olaylar iyice karışır. Asuman Dabak, Ziya Kürküt, Tuna Arman, Ufuk Özkan, Bedia Ener, Mehtap Bayri ve Atila Irgılata’nın rol aldığı oyun, bugün Maltepe Kültür Merkezi’nde, yarın ve 1 Aralık’ta Profilo Kültür Merkezi’nde, 2 Aralık’ta Yunus Emre Kültür Merkezi’nde. (Tel: 0 216 489 57 53) Anlamak için bir pusula Bu 15. buluşmanın en güzel sürprizi 6 yıl Türkiye’de öğretmen ve araştırmacı olarak yaşamış Grenoble Siyasal Bilgiler Enstitüsü öğretim görevlisi Nicolas Monceau’nun “Générations démocrates – Les élites turques et le pouvoir / Demokrat Nesiller – Türk Seçkinleri ve İktidar” (Dalloz yayınevi – 58 avro) başlıklı, önsözü yazan profesör Yves Schemeil’in deyişiyle ‘anıtsal’ çalışmasıydı. Monceau’nun 612 sayfalık (karakterler o kadar küçük ki, normal basılsa 1500 sayfadan aşağı olamaz) bu benzersiz akademik eserin özgünlüğü kalınlığından ziyade 19602000 arası Türkiye’nin kaderinde rol oynayan “Aydın” nesilleri, onların siyasi, sosyal, kültürel, ideolojik evrimlerini, hem de bir Batılı gözlemci bakışıyla incelemiş olmasında yatıyor. Bildiğimiz kadarıyla ne Türkiye’de ne de Türkiye dışında böyle kapsamlı bir araştırma yapılmadı. Son dönemde peydahlanan “Organik Müslüman” seçkinler dışında, söz konusu 40 yılda bir avuç sağcı ve milliyetçi seçkin de gözönüne alınmazsa Türkiye’nin entelektüel seçkinleri büyük oranda laik, solcu, devrimci, ‘yurtsever’ aydınlardan oluşuyordu. Bunlara en genel deyimle “Demokrat nesiller” sıfatını takan yazar, siyaset sosyolojisi türünde gördüğü çalışmasının merkezine 1991’de kurulan, kısa adıyla “Tarih Vakfı”nı yerleştirmiş. Çoğu Batılı araştırmacıdan farklı olarak gayet iyi Türkçe öğrenen Monceau bu vakfın temelinde olan 27 Mayıs darbesi sonrası oluşan demokratik ortamda büyüyen ve gelişen nesil ve devri bilimsel bir titizlikle, şaşılası bir objektiflikle incelemiş, irdelemiş. Üç ana bölümlük kitabında bu neslin özellikle demokrasi, ordu, geleneksel toplum ve Avrupa’ya bakışlarını, sosyolojik bir süreç yaklaşımıyla mercek altına yatırmış. Atatürk nesilleriyle başlayan “Toplumsal Sorumluluk” bilincinin bu nesildeki evrimini, yeni nesillerdeki kayboluş veya zayıflayışına da dikkat çekerek, doğrudan siyasal çözümler, iktidarı ele geçirmek gibi hedefler koyan “60’lı Türk Seçkinleri”nin bugün öncelikle “Sivil Toplum” kavramına, yaklaşımına sahip çıktıklarının altını çizmiş. Tasviri zor, tanıtımı bir kaç satıra sığmayacak bu “referans” eser çağdaş Türkiye, Türk toplumunu anlamak, araştırmak isteyenler için bir pusula, bir rehber oluşturacaktır. Günün birinde cesur bir yayıncı bu dev kitabı Türkçe’de yayınlama gücünü bulabilir mi, bilemeyiz. Fakat Sadi’nin deyişiyle, Fransa’da “Savaş davulu benzeri gürültü çıkaran ‘Boş’ bilgisizler”e boşluklarını azıcık doldurmaları için enfes bir olanak sunulmuştur. Kaç kişi yararlanabilirse, kaç kişiyi yararlandırabilirsek kârdır. Bravo Nicolas Monceau, bravo 15 yıldır Fransızlara doğru, derin ve bilge “Sayfalar Boyu Türkiye” tanıtmak sebatını gösterenlere... Tahterevallide Aşk www.hayatimiyazsamoyunolur.com adlı internet sitesini açan Tiyatro Boyalı Kuş, bu siteye eklenen hikayelerden 13’ünü seçerek, kendi yorumuyla sahnelemeye başladı. Tahterevallide Aşk adını verdikleri oyunun her gösterisinde farklı hikayeler sahneye taşınacak ve her oyun için seçilen hikayeler internet sitesinden duyurulacak. Birbirinden farklı aşk hikayelerinden oluşan Tahterevallide Aşk, gerçek insanların gerçek aşk hikayelerini oyunlaştırıyor, kadın ve erkek arasındaki çatışmalı ilişkiyi sorguluyor. Deniz Bolışık, Şerif Bozkurt’un rol aldığı oyunun rejisi Jale Karabekir’e ait. Tahterevalli’de Aşk, bugün ve yarın Oyuncular Tiyatro Kahve Cem Safran Sahnesi’nde tiyatroseverlerle buluşacak. (Tel: 0 212 245 13 14) FRANSIZLAR TÜRKLERİ TANIYOR Fransa’da 30’lu, 40’lı yıllarda genç Türkiye Cumhuriyeti ve kurucusu, lideri Mustafa Kemal Atatürk çevresinde çok sayıda araştırma, deneme, tanıklık tarzı kitap yayınlanırken, Türk edebiyat ve sanatı üzerine eser yok denecek kadar azdı desek yeridir. Savaş sonrası toplam yayınlar yarım yüzyıl süreyle önce Nazım Hikmet, sonra da Yaşar Kemal dışında, bir kaç arkeolojik, mimari, dilbilimci, fotoğraf ve de çok sınırlı akademik çalışma haricinde iki elin parmak sayısını geçmiyordu. 90’ların sonu, egemen siyasiideolojik çevrelerin Türkiye ve Türk karşıtı tavırlarına, AB sürecine paralel olarak hızla gelişti. ELELE Derneği 15 yıl önce “Sayfalar Boyu Türkiye”yi başlattığında 45 standa koyacak eser bulamıyordu. snmdnmz?gmail.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle