Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 04 17/1/08 16:26 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 19 OCAK 2008 CUMARTESİ Konser Shantel’le dans gecesi Shantel bir kez daha dinleyicileriyle buluşmak için İstanbul’da... 25 Ocak Cuma akşamı Babylon’da konser verecek Shantel, yine enerjik performansıyla sevenlerini coşturacak. Goran Bregoviç, Boban Markoviç, The Rootsman ve Fanfare Ciocarlia gibi isimleri bir araya getirdiği setleriyle, İstanbullu müzikseverleri sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendirecek. Saat 22.00’de başlayacak gecede dans etmeden duramayacaksınız. (0216 556 98 00, biletler 39 YTL) Sarp Maden Quartet Gitar tekniği ve armoni bilgisiyle, genç yaşına rağmen Türkiye’nin önemli gitaristlerinden biri olarak kabul edilen Sarp Maden, 21 Ocak Pazartesi akşamı grubuyla beraber Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde konser verecek. Sarp Maden Quartet, saat 22.00’den itibaren sahnede olacak. Kaydettiği latin caz ağırlıklı yeni albümünü dinleyiciye sunmaya hazırlanan Maden, aynı zamanda Quartet Muartet’in albümü ‘Dokuz Parça Daha’yı da yayınlayacak. Volkan Öktem, Eylem Pelit ve Genco Arı’dan oluşan Sarp Maden Quartet, huzur ve yaratıcılıkla beslenmiş bir müzik yapıyor. (0216 556 98 00, biletler 17 YTL) Efsane tromboncu Cazın ustalarından efsane tromboncu Curtis Fuller, davulda Winard Harper, basta Ameen Saleem, saksafonda Javon Jackson ve piyanoda Ronald Mathews’den oluşan beşlisiyle 22 Ocak Salı akşamı İş Sanat Kültür Merkezi’nde olacak. İş Sanat’ın ‘Cazın Ustaları’ serisi kapsamında İstanbul’a gelecek birbirinden yetenekli müzisyenler, cazseverleri mest edecek unutulmaz bir konsere imza atacak. (0212 316 10 83, biletler 40, 35, 30 ve 25 YTL) Latin rüzgarı Salsanın dünyaca ünlü ismi Alfredo Torres ve partneri Petya Mukova, bu akşam yapılacak olan Latin Wave Vol I kapsamında İstanbul’da olacak. İkili, Hyatt Regency Hotel Gossip Bar’da düzenlenecek olan gecede eşsiz müzikler eşliğinde Latin dansları yapacaklar. Ayrıca Torres ve partneri, bugün ve yarın Mundo Latino Dans Stüdyosu’nda Latin dansı meraklıları için workshop verecekler. (0212 244 63 596061, biletler 25 YTL) Andante 5 yaşında ndante müzik dergisi 31.sayısıyla birlikte 5. yaşına girdi. Türkiye’nin ilk ve tek popüler, klasik müzik dergisi olması bakımından, Andante’nin yayınını sürdürüyor olması oldukça önemli. Dergi beşinci yaşında tasarım ve içerik olarak yenilenmiş. Andante’nin yöneticisi olan Serhan Bali bu değişimin okurun eleştirileriyle biçimlendiğini belirtmekte. Ülkemizde Andante, İngiliz BBC Müzik, Fransız Diapason, Alman Fonoforum dergilerine denk düşmekte. Bu tarz dergilerde birincil amaç dünyadaki BÜLENT klasik müzik gündemini okura Ancak, Serhan Bali bu ERGÜDEN sunmaktır. ülkelerde müzik kültürünün yerleştiği, bulenterguden@yahoo.com ülkemiz şartlarının ise oldukça farklı olduğu düşüncesinde. Bu bağlamda Andante’nin eğitici, bilgilendirici yönüne ağırlık verilmiş. Besteciler, besteler, çalgılar, hatta neler dinlememiz konusunda görüşler bulunmakta. İlke Boran, Buğra Gültek gibi yazarların eğitim amacıyla yazdıkları yazılar oldukça doyurucu. İnternetin bilgiye, malumata ulaşmayı oldukça kolaylaştırdığı bir dönemde yaşıyor olsak da, Andante’nin görselleri de kullanarak sunduğu bu tarz yazılar oldukça hoş. Ancak bu ülkede asıl sorun insanlara bilgiyi sunmak değil, araştırma yöntemlerini ve elde edilen bilgilerin değerlendirilmesini, yorumlanmasını sağlayabilmek. Sözgelimi dergide klasik müzik dinlemeye nereden başlamamız konusunda görüşler belirtilmiş. Chopin, Beethoven, Mozart ve Çaykovski eserlerinin öne çıktığı bu önerilerin yorumları, hatta kayıt şirketleri numaraları verilmekte. Bu öneriler içerisinde Rönesans, Barok, Çağdaş dönemlerin hiç bulunmaması rastlantı olabilir. Ayrıca bu önerilerin içtenlikle yapıldıklarına da eminim. Ancak önerilen klasik müziğin sadece yüzeyidir. Müzik sanatının ulaştığı boyutlar son derece ciddi düzeylerde. Müziğin felsefeyle, mistisizmle, bilimle, diğer sanatlarla eklemleşmesinin ötesinde, müziğin kendisi uçsuz bucaksız derinliklere ulaştı. Ayrıca klasik müzik dediğimiz çok seslilik alanı, tek seslilik denilen müziklerden (bu alan da bir şekilde seslerin doğası gereği çok seslidir) tamamıyla koparmak mümkün mü? İyi Flamenkonun ateşi ‘Bach por Flamenco’ albümü ile tüm dikkatleri üzerinde toplayan Miriam Mendez, bu akşam saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sevenleriyle buluşacak. Klasik müzikle flamenkoyu sentezleyen Mendez, İstanbullu sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak. Saat 20.00’de başlayacak konserde Mendez’in piyanosuna, flamenko gitarı, keman, çello, cajon ve flamenko şarkıcıları eşlik edecek. (0 216 556 98 00, biletler 27 ve 17 YTL) A klasik müzik dinleyicisi değil, iyi müzik dinleyicisi olunur diye düşünüyorum. Müzik dinlemeye nereden başlayacağımızdan çok müziğin yaşamımızdaki yeri önemli. Çalmak ve söylemek, dinlemek kadar önemli olabilmeli. MÜZİK YAZARLARI.. İnsanların müzik performansıyla ilgili becerilerini dört grupta düşünebiliriz. Bunların en alt düzeyini çok bilinen Samanyolu, Happy Birthday to You gibi şarkıları söyleyebilen kişiler oluşturur. Bu grup toplumun büyük bölümünü kapsar. İkinci grup amatörce müzik dersi almış bir çalgıyı az da olsa çalabilen kişilerdir. Üçüncü grupta ise daha profesyonelce eğitim almış bir ölçüde müzisyen de denilebilecek kişiler bulunur. Konservatuarlardaki son sınıf müzik öğrencilerini örnek olarak gösterebiliriz. Sonuncu gruptakiler ise üst düzey müzisyenlerdir. Bunlar besteci, konsertist, akademisyen gibi konumlardadır. Müzik üzerine yazı yazacak kişilerin üçüncü ve dördüncü gruplardan olmaları çok önemli. Ancak Türk basınında birinci grup, yani müzik üretiminden hiçbir şey anlamayan kişiler çoğunlukla müzik yazarlığı yapmakta. Bu durumda müzik üzerine yazmak bir çeşit gurmeliğe dönüşüyor. Beğenilerinize uyan müzikleri okura önermek ve uymayanları da eleştirmenin şarap gurmeliğinden pek fazla farkı yok. Bu bağlamda klasik müzikte yorumcu ya da yorum şarap markalarına denk düşüyor. Müzik eleştirmeni size hangi yorumun iyi, hangisinin kötü olduğunu söylüyor. Okur ise sadece müzik tüketicisi olarak görülmekte. Müzik yazarlığıyla ilgili çok önemli diğer bir sorun ise müzik yazılarının edit edilmesindeki güçlüktür. Olgusal olarak birçok yanlış bilgi okura kolaylıkla ulaşabilmekte. Bütün bu sorunlar içerisinde Andante yöneticisi Serhan Bali dergiyi bütün gücüyle çalışarak nitelik olarak da geliştirerek sürdürmekte. Umarım yukarıda anlattıklarımdan müzikseverliğe karşı bir anlayışta olduğum sonucu çıkmamıştır. Tersine müzikseverlerle ortak noktam çok fazla. Gerçek müzikseverlik bir şekilde müzik üretiminin içine girmek, müziğin yapılarını dehlizlerini fark etmekten geçer. Andante’deki “Notada Yazmayanlar” köşesindeki yazılarla büyük bir zevkle okuduğum Mehmet Ali Alabora ve Emir Gamsızoğlu’nun gerçek birer müziksever olduğu kesin. Mehmet Ali Alabora bir tiyatro oyuncusu olmasının yanı sıra amatör olarak müzikle de ilgileniyor. Emir Gamsızoğlu ise profesyonel bir piyanist. Tuluat geleneğini kullanarak müzikle ilgili çeşitli konuları konuştukları yazılarında olumsuz anlamıyla bir eleştirelliğe, ahkâm kesmeye rastlanmamakta. Karaibrahimgil Ghetto’da Yazdığı şarkılar, çektiği klipler ve giydiği kıyafetlerle pop müzik dünyasının çizgi dışı kadın şarkıcılarından biri olan Nil Karaibrahimgil, 25 Ocak Cuma gecesi Ghetto’ya konuk olacak. Karaibrahimgil, renkli ve enerjik sahne performansıyla sevenlerini yerlerinde oturtmayacak. Karaibrahimgil, saat 22.00’de başlayacak gece boyunca çeşitli sürprizlerle müzikseverleri şaşırtacak. (0216 556 98 00, biletler 39 ve 29 YTL) Rusya şarkıları ‘Rusya Tanıtım Yılı’ çerçevesinde ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar’ın yorumuyla düzenlenen ‘Yanımızda Getirdiğimiz Şarkılar’ konseri bu akşam saat 19.30’da Enka Oditoryum’da gerçekleşecek. Saat 19.30’da başlayacak konserde, Rus klasik müziklerinin yanı sıra, popüler filmlerin müzikleri ve beğenilen Rus şarkıları seslendirilecek. Gece Anjelika Akbar’a balalayka, akordeon, keman eşlik edecek. (0216 556 98 00, biletler 34 YTL) HEDİYE CD’LER Günümüzde müzik şirketleri ve birlikte çalıştıkları yazarlar klasik müzikte de modalar, yıldızlar yaratıyor. Mozart, Beethoven, Chopin gibi Klasik ve Romantik bestecilerin ön planda olmasının birçok nedeni var. Ayrıca bu besteciler çok önemli, çalınması ve dinlenilmesi elbetteki iyi. Ancak bu durum bir şekilde diğer dönemler ve besteciler üzerinde hegemonya oluşturuyorsa bu önemli bir sorundur. Andante dergisi başından beri çağdaş müziğe az yer verdi. Bu sayıda her ne kadar Cengiz Tanç’ın tanıtılması, eserlerinin gündeme getirilmesi çok önemliyse de, bu sanki Türkiye’de çağdaş müziğin öncülerinden olmasından çok Türk olmasıyla ilgili gibi. Ayrıca Erken dönem müzikler (Ortaçağ ve Rönesans) oldukça geri planda. Andante’nin beşinci sayısındaki en önemli yenilik batıdaki benzerleri gibi CD hediye edilmesi. Bu sayıda besteci babaoğul Cenan Akın ve Can Aksel Akın’ın daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış yapıtlarından oluşan “Elden Ele” adıyla okura sunuluyor. Andante’nin albümün prodüksiyonunu da üstlenmiş olması takdire değer bir durum. Umarım kayıtları bulunmayan Türk kompozitörlerin eserlerini kaydetmeye devam ederler. Son olarak derginin dağıtım şirketleriyle yaşadığı sorunlardan dolayı bulunmasında zorluklar olabileceği kötü haberini de verelim. Doğan Hızlan Hürriyet gazetesinde klasik müzik severleri Andante almaya ve abone olmaya çağırmıştı. Benzer bir çağrıyı Cumhuriyet okurlarına da yapmış olalım. Buyrun piste Albümün çıkış parçası ‘My Woman’la müzik kanallarında, radyolarda ve Avrupa Mtv’de büyük bir ilgiyle karşılanan Bedük, bu akşam Bronx’un sahnesinde olacak. Müziğinde elektronikayı, funk ve disko ile buluşturan Bedük, sahnede bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle beğeni topluyor. Bedük, saat 22.00’de başlayacak gece boyunca sevenlerini dans pistinden indirmeyecek. (0216 556 98 00, biletler 25 YTL) Gorillaz’ın veda albümü(mü?) Gorillaz cephesinde neler oluyor diye merak ederken “DSides” adlı iki CD’lik yeni albümleri ile karşılaştık. Gorillaz’ı tanıyan tanıyor ama hiç duymamış olanlar için anlatmak istersek, müzik tarihinin ilk sanal elektronik rock grubu diyebiliriz. Geçtiğimiz yıl bu ilginç gruptan üzücü bir haber aldık. DSides’dan sonra kzulal?yahoo.com yeni bir stüdyo albümü yayımlamayacaklarını, sadece grubun yaratım sürecini anlatan “Bananaz” adlı bir belgesel film yaparak Gorillaz macerasına son noktayı koyacaklarını duyurdular. sirin.guven@gmail.com ZÜLAL KALKANDELEN Sides ile ilgili ayrıntılara… İlk CD, grubun daha önce “Demon Days” adlı albümünden çıkan single’larda yer alan BSide kayıtları ile şarkıların daha önce yayımlanmamış demo kayıtlarından oluşuyor. İkinci CD’de ise, yine bu albümdeki şarkıların DFA, Junior Sanchez ve Hot Chip gibi günümüz EN BAŞARILI SANAL MÜZİK GRUBU Guinness Rekorlar Kitabı’na göre “En Başarılı Sanal Müzik Grubu” unvanını hâlâ elinde bulunduran grubun, 2001 yılında çıkan ilk albümü “Gorillaz”, tüm dünyada 7 milyondan fazla satarak büyük ilgi gördü. Britpop’un ünlü grubu Blur’un vokalisti Damon Albarn ve Tank Girl adlı komedi kitabının yaratıcısı Jamie Hewlett’in birlikte kurdukları grup, alternatif rock, hiphop, elektronika ve triphop türlerini karıştırarak kendilerine özgü bir sound oluşturdu. Grubun temelde iki yaratıcısı var, ama aslında Gorillaz projesinde 50’den fazla müzisyen ve prodüktörün görev aldığı biliniyor. Medyada yer alan haberlerde ise, grubun 2D, Noodle, Russel ve Murdoc adlı 4 üyesi olduğu belirtiliyor, fakat bunların hepsini de birer animasyon karakter olarak görüyoruz. Gerçekten müzik dünyasının en yaratıcı projelerinden biriydi Gorillaz. 2001 yılında New York’taki konserlerini izleme olanağı bulmuştum. Yaklaşık iki saat boyunca sahneye indirilen elektronik perde üzerinde bu üç boyutlu animasyon karakterlerin verdiği konseri izlemiş ve sahne gerisindeki gerçek müzisyenleri görmemiştik. Konserin sonunda Damon Albarn, perde arkasından çıkıp selam verdiğinde herkes gibi ben de şaşkınlık içindeydim. Gorillaz hakkındaki bu kısa bilgiden sonra gelelim D elektronik müzik dünyasının başarılı isimleri tarafından yapılan çeşitli remiksleri var. Grup, daha önce ilk albümleri “Gorillaz”ın ardından 2002 yılında aynı türde “GSides” adlı bir toplama albüm yayımlamıştı; DSides’ı da yine bu türde bir çalışma olarak değerlendirmek gerekiyor. Gorillaz’ın bu albümü, oldukça eklektik bir tarzda başlayıp sona eriyor. “Demon Days” gibi listeleri alt üst edecek bir albüm değil ama dikkat çekici çalışmalar da yok değil. Örneğin “People” adlı şarkı, Gorillaz’ın birkaç yıl önceki hit şarkısı “Dare”in bir tür funk versiyonu. Sitar sesleriyle bizi Uzakdoğu’ya doğru seyahate çıkaran “Hong Kong”, albümün en keyifli şarkılarından birisi. Bu şarkı, daha önce savaş kurbanı çocuklara yardım amacıyla kurulan War Child (Savaş Çocuğu) adlı uluslararası kuruluşa destek için yapılan ortak albümde yer almıştı. Sugarcubes’dan Einar Örn ile birlikte kaydedilen “Stop the Dams” ise, İzlanda müziğinden esintiler taşıyor. Bunların dışında anılmaya değer bir diğer şarkı, daha önce internet üzerinden yayımlanan “We Are Happy Landfill.” Adına uygun olarak neşeli bir müziği olsa da, aslında şarkı, silahlardan, gözleri kör eden yalanlardan söz ediyor. Albümdeki remiks CD’si ise, daha çok Gorillaz’ın sıkı hayranlarına ve elektronik müzikle ilgilenenlere yönelik. Bu gruplardan birisine dahilseniz, özellikle “Feel Good Inc.” adlı şarkının Stanton Warrior Remiksi’ni özellikle dinlemenizi öneririm. Gorillaz’ın New York’lu hiphop grubu De La Soul ile işbirliği yaptığı bu şarkı, 2006 yılı Grammy ödüllerinde “En İyi Pop Vokal İşbirliği” dalında ödül kazanmıştı. Çin enstrümanlarıyla renklendirilen, Mandarin dilinde rap dinlemek ister misiniz? Evet diyorsanız, “Dirty Harry”nin Chinese New York Remiksi’ni kaçırmayın. Keşke Gorillaz’dan bugünlerde bir açıklama daha gelse ve deseler ki, “Biz başka albüm yapmayacağız derken şaka yapmıştık. Yeni albüm için stüdyoya girdik bile!” Grubun müziğini DSides albümü ile ilk kez dinleyenler, belki buna katılmayabilirler ama Gorillaz’ı 1998 yılından bu yana izleyenlerin benimle aynı görüşte olduklarını biliyorum. Kim bilir, belki de yakında ikinci sanal müzik grubumuz kurulur… Bu da tesellimiz. RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com