Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 07 19/9/07 17:22 Page 1 CUMARTESİ EKİ 7 CMYK 22 EYLÜL 2007 CUMARTESİ 7 Bir örnek kadınlardan olmayın! Modacı Bahar Korçan: Artık herkes daha az tüketmeli Moda biraz da daha önce okuduğumuz bir kitabı yeniden gözden geçirmek demek... Eski alışkanlıklar yeniden yorumlanıyor, detaylar yineleniyor, SİNEM anneannelerimizin elden DÖNMEZ gardropları geçiriliyor... Hatta artık insanlar modayı kendilerine göre yorumluyorlar. Modacı Bahar Korçan da “vitrinde her gördüğünü alan prototip kadınlara” karşı olduğunu söylüyor: “Tokyo Londra, New York, Paris gibi gelişmiş ülkelerde insanlar modayı hep kendilerince yorumluyorlar, yeni fikirler var ama önemli olan size göre ne olduğu. Kişisel katkı olunca ortaya daha keyifli, daha tasarım kokan, daha özgün bir görüntü çıkıyor. Modada da bu rüzgâr var. Tüketiciler bilinçlendikçe modaya kendilerinden birşeyler katıyor” diyor. olan ülkelerden sağlıyor” diyor ve ekliyor: “Bir şeyi sadece etiketi için almak çok yanlış. Kadınlar artık kendilerini tanıyıp kendine göre seçim yapmalı. Bizde hâlâ kimlik bunalımı problemi var. Lüks kavramı değişiyor. Belki birkaç yıl sonra bir şişe temiz suya lüks diyeceğiz, marka çantaya değil. Dünya buna doğru gidiyor, biz biraz geriden gidiyoruz ama olacak ben inanıyorum. Türk tasarımcılarının ürünlerini daha geleceği yakalayacak potansiyelde görüyorum çünkü özgünler, başkası gibi değiller, farklı dokularla kumaşlar ve duygulara dokunabiliyorsunuz” diyor. İster el yapımı olanlardan satın alın, ister hayallerinizdeki ayakkabıyı yaptırın... ZITLIKLAR BİR ARADA KULLANILMIŞ MALZEMELER Modayı etkileyen bir başka unsur da çevre bilinci. Bir yandan organik kumaşlardan yapılan giysiler pek çok markanın çizgisine eklenirken bir yandan da yurtdışında hızla artan bir eğilim var. Kullanılmış malzemelerden üretilen giysiler hem bu sezon hem de gelecek sezonlarda sıkça görülecek. Kullanılmış malzemeler, toplandıktan sonra dezenfekte ediliyor ve yeniden kumaş haline geliyor. Örneğin yün kazaklar toplanıp yeniden örülüyor, tişörtler kesilip kumaş olup yeniden üretiliyor. Bu aslında biraz da küresel ısınmayla ortaya çıkan bir şey. Korçan’ın iki yıl önceki “Atıklar” adlı koleksiyonu da kullanılmış malzemelerden üretilen giysilerden oluşuyordu. Korçan bu akımların arttığını ve Türk markalarının da hızla buna dönmesi gerektiğini vurguluyor. Modaya karşı protest bir duruşu olduğunu söyleyen Korçan, “İnsanlara bunu giyin şunu giymeyin demek bana biraz bencilce geliyor çünkü çok ve anlamsızca tüketiyoruz ve insanın bu açlığı bitecek gibi değil” diyor. LÜKS, MARKA DEMEK DEĞİL Korçan, “Paris’te elinde 6000 euroluk çantayla dolaşan insan çok az görülür. Büyük markalar zaten kazançlarını bizim gibi gelişmekte 20072008 kış modası için de geriye dönüş furyasının hâlâ sürdüğünü söylüyor Korçan. Bununla birlikte modern çizgilerle eski detaylar birleştirilerek yeniden yorumlanacak. “Bu yıl modada 1800’lü yılların detayları var. Erkeksi görünüş, maskülen ceketler, etekler ve takımlar, militarist ceketler, oturan kuplar, arkası kuyruklu ceketler, kabarık gömlekler etekler var. Bunlar likralı denim pantolonların üstüne giyiliyor” diyor Korçan. Çok değişik kumaşların bir arada kullanıldığı tasarımları da önümüzdeki sezonlarda sıkça göreceğiz. Revaçta olan kumaşlar ise denim, kadife, dantel, file... Bu kış daha çok siyah ve grinin kışı. Ama bu soğuk renklerin arasında patlayan bir renk var: Sarı. Özellikle aksesuarlarda renklilik öne çıkıyor. Örneğin simsiyah giyinip altına sarı bir çorap ya da ayakkabı giymek. Ayrıca Fransızların kankan dansçılarını çağrıştıran kırmızı siyah uyumu da bu sezon pek çok koleksiyonda var. Kırmızı ya da siyah seksi üstleri bol pantolonlarla kombinleyerek de zıtlığı yakalamak mümkün. Erkeksiliğin içinde seksilik olacak. Redingotlar yani yere kadar uzun ceketler, elbise gibi de kullanılıyor. Kolluk, tozluk ve özellikle eldivenler bu sezonun en çok öne çıkan aksesuarları. Tabii bunların arasından tarzınıza uygun olanını zevkinize göre kullanmak size kalmış... Nişantaşı’nda bir ayakkabı cenneti Alışveriş merkezlerindeki hepsi birbirine benzeyen ayakkabılardan sıkıldınız mı? Tam birini beğendiniz “Ah o toka orada olmasa daha iyiydi!” dediğiniz oldu mu? “Acaba bu gerçek deriden mi yapılmış” diye kafanızda soru işareti mi kaldı? O zaman siz ayakkabı konusunda çok hassassınız ve Nişantaşı’ndaki “Nr. 39” tam size göre... İpek Yılmaz’ın ağabeyi Atakan Yılmaz’la birlikte çalıştığı Nr. 39 bir ayakkabı tasarım merkezi desek yanlış olmaz. İki kardeş ayakkabı tasarlıyor, yapıyor ve satıyor. İpek Yılmaz’la deri kokuları arasında ayakkabıları ve marka olma yolunda attıkları adımları konuştuk... Sizin için büyük bir tutku olan ayakkabı tasarımı yapmaya nasıl başladınız? Şu an bu işi yapıyor olmam hiç de tesadüf değil. Bundan yaklaşık 4 yıl önce içimdeki tutkuyu söndüremeyip tekstil alanındaki kariyerimi bir kenara bıraktım ve öğrencilik yıllarıma geri döndüm. Zaten Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi’nde de sanat eğitimi almıştım. KOSGEB ve Avrupa Birliğinin ortak girişimi olan Ayakkabıcılık Enstitüsünde 1 yıl teknik ayakkabı yapımı, 3 ay da ayakkabı tasarımı eğitimi aldım. Okulu bitirmeme yakın ‘İnci’den teklif geldi ve bir yıla yakın burada tasarım bölümünde çalıştım. Hocamdan, 7 yıldır kafamda olan projemi hayata geçirmeden önce yanında çıraklık yaparak çok şey öğrendim. 6 aylık bu eğitimden sonra da Ekim 2006’da abimle birlikte projeyi hayata geçirebildik. Yoğun bir hazırlık döneminden sonrada 1 aydır da dükkanımız açık. YILDIZ ÇELİK AKLIM MARKA OLMAKTA Ayakkabı sektöründe hedefleriniz neler? Günde 10 çift ayakkabı yapabiliyoruz. Hedefimiz, bu konsept ve tavrımızla dünyada iyi yerlerde satılıyor olmak. Bunun içinse belki öncelikle Türkiye’de biraz gelişmeliyiz. Bu gelişim sırasında asla taviz vermeyeceğimiz tek şey, bütün tasarımların bize ait olması ve kendi markamızla satılmak. Ailemizde bu işi yapan kimse yok. Babamız değerli bir girişimci idi. Eminiz ki, bizim de kanımızda ondan bize geçmiş bir cesaret ve girişimcilik ruhu var. Benim aklım tamamen marka olmakta. Bunun içinde çok ürün yapmanın gerekliliğine inanmıyorum. Onun yerine çok bilinir olması daha mutlu eder beni. Umarım önümüzdeki 12 yıl içinde, tarzımızdan ödün vermeden başka dükkânlar da açarız. Bütün bunları sunabileceğimiz, Türkiye’de ses getirecek bir ayakkabı defilesi yapmak da istiyoruz. Bu alışılmamış performans da bir gün yaşama geçiverir kimbilir... İnanıyorum ki, gelecekte bu ülkeden de ayakkabı markaları çıkacak. Dünya nasıl Camper’i tanıyorsa bir Türk markasını da tanıyacaktır. Kendi tarzınızı yaratın ? Silk&Cashmere Silk&Cashmere’in bu yılın moda akımına uyum sağlayan yeni sezon kreasyonu, 19.yüzyılın romantik çizgileriyle geleceğin renklerini bir araya getirerek, zıtların çarpıcı birlikteliğini yaşatıyor. Yeni sezon kış koleksiyonunda sezonun rengi grinin yanı sıra siyah ve kırmızının seksapelini dore ve lamenin göz alıcı parlaklığıyla birleştiriyor. Drapeler ve degaje yakalar, elbiseler, tek parça ceketimsi bluzlar, taytlar, ipek gömlek ve pelerinler, aksesuarda ise kol düğmeleri ile swarovski taşlarla bezeli saf kaşmir kazaklarla sezon akımlarını yansıtıyor. ? L.C. Waikiki’yle 60’lardan 90’lara LC Waikiki’nin yeni koleksiyonunun başlıca ilham kaynağı 90’ların minimalizm ve grunge akımının yanı sıra, 60’lar ve 70’lere uzanan formlar. Koleksiyonun genel havasında geriye dönüş akımının hakimiyeti görülüyor. Sezonun favori renk grupları, kahverengi, hardal sarısı ve turuncu, mor, kobalt ve mürekkep mavisi, gri, pembe ve siyah, beyaz. Üstlerde fırfır ve dantelin öne çıktığı koleksiyonda altlarda dar paça denim ve taytlardan, bol paça dokuma pantolonlara rastlanıyor. ? Fabrika’da 1800 yılı dantelleri Fabrika Sonbahar Kış Kadın Koleksiyonu’nda danteller, kürkler ve deriler; ceket içlerinde, bluz ve trikolarda kendini gösteriyor. Gri, metal ve gümüşün öne çıktığı sonbahar kış sezonunda, altın aksesuarlar, siyah ve gri denimler ağırlıklı olarak kullanılıyor. Uzun tuniklerin altına giyilen taytlar, daracık jeanler ve bel hizasında duran kemerler trençkot ve uzun paltolarla kombinleniyor. Koleksiyonun olmazsa olmazlarının başında bermudalar, yüksek bel pantolon ve etekler geliyor. İri kollar, iri yakalar, sigara pantolonlar ve pileler Fabrika sonbahar kış kadın koleksiyonunun vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. ? Koton sade ve minimalist Koton’un 200708 SonbaharKış koleksiyonunda, birkaç sezondur popüler olan siluetler yeniden yapılandırılıyor. 40 ve 50’lerden bu yana kullanılan klasik stiller, 80’lerden etkilenen ve vücudu ön plana çıkaran tasarımlarla birleşerek çağdaş bir görünüm kazanıyor. Koton’un ana eğilimi ise siluet ve kumaşlara odaklanan yalın tasarımlar. Koleksiyonda erkeksi görünüm ve dikişler, kadınsı paltolar ve elbiseler, modern spor stiller, sokak tarzının kıyafetleri ile karışıyor. Çanta ve ayakkabılarda metalik kumaşın kullanıldığı sezonda dikkat çeken bir başka ayrıntı ise bolca kullanılan kürk. ? Mudo’da kadınlar erkeksi Mudo Collection koleksiyonunda kadınlar feminenliği maskülenliğin içinde keşfedecek. Mudo Collection kadını, ceket pantolon takımları, çok bol ve pileli pantolonları, binici ceketleri, apoletleri ve erkeksi aksesuarları ile farklı ve iddialı tavrıyla dikkatleri üzerinde topluyor. Ayrıca her türlü ekosenin, yün karışımlı kumaşların, jarse ipek ve pamuklular, satenler ve parlak kumaşlar roba elbiselerde kendini gösteriyor. ? Sumak Giyim’de kırmızının kışı Sumak Giyim büyük beden koleksiyonunda sezonun modasını yakından takip ediyor. Özellikle gri siyah ve kırmızının dikkat çektiği koleksiyonda binici pantolonları, midi etekler, elbiseler ve kemerli paltolar öne çıkıyor. ? Sarar Sarar’ın yeni kadın koleksiyonuna hakim renkler siyah, beyaz ve gri. Birbirlerine uyumlarıyla kusursuz bir asaleti çağrıştıran bu renkler geometrik formlarda kullanılırken kırmızı ve morla harmanlanmış. Kumaş, deri, saten ve kürk kombinli trikolar ve elbiselerde geçen sezonlarda kendini göstermeye başlayan roba altında büzgüler ve pileler, tayt ve tunikler Sarar’ın SonbaharKış koleksiyonunun göze çarpan parçaları. EN SEVDİĞİM ŞEY YUMUŞAK DERİ Dükkanınızda el emeği göz nuru çok hoş ayakkabılar var. Nedir onların geçirdiği aşamalar? Tabii ki işe önce tasarlamakla başlıyoruz. Bu eskize yansıyor ve bu düşünceyi kalıbın üstüne çiziyorum. Yani ayakkabının modelini kalıba çiziyorum. Sonra deriyi kesiyorum, bir usta bunu dikiyor. Diğer bir usta da dikileni kalıba çekiyor. Ayakkabıyı kalıplarda 1 gün bekletiyoruz. Ertesi gün taban ve ökçesini üstüne koyuyoruz, son rötuşları da yapılınca kabaca ayakkabı bitmiş oluyor. Tamamen tek tek elde yaptığımız ayakkabılarımızda, kesinlikle suni deri kullanmayı reddediyoruz. Aslında suni deri piyasası çok başarılı bir noktaya geldi, gerçeğinden ayrılmasın diye, derinin içine gerçek deri kokusu bile katabiliyorlar. En sevdiğim şey yumuşak deridir. Yumuşak deriyi, astarsız ve geniş biçimde kullanmak biraz bonkor kaçsa da, beni ayakkabı tasarlarken tatmin ediyor, deri kullanmaya devam edeceğiz. Bütün bu aşamaların tasarım kısmını ben, teknik destek kısmnı ise ağabeyim Atakan, tarafından hayata geçirildiğini düşünürsek, Nr.39’un yarısını ben tasarlayarak oluşturuyorum, diğer yarısını da o... Bu yılın ayakkabı modasından söz eder misiniz? Bu yılın ayakkabı modasında çok sık ruganla karşılacağız. Kırmızı çok önde, arkasından sarı geliyor. Ama mutlaka bir parlaklık ve saydamlık söz konusu. Topuklar ise muz veya konik biçimde; formlarsa, sandaletlerde çok düz, bol püskül var. Topuklularda ise yuvarlak burun... Yakında Nr.39’da gelin ayakkabıları koleksiyonunu da sunacak olan İpek Yılmaz’ın tasarladığı el yapımı ayakkabıların fiyatları, 69YTL ile 99 YTL arasında değişiyor. ? U.S. Polo U.S. Polo’nun yeni koleksiyondaki kısa sigara pantolonlar, oturan kuplu ceketler göze çarpıyor. Detaylarla süslenmiş normal ve dar kesim özel yıkamalı jeanler, dar kesim kadife pantolonlar koleksiyonun rahat parçaları arasında yer alıyor. Elbiseler, pantolon ve etek alternatifleri ise iki düğme ve tek düğme vücuda oturan ceketlerle kombinleniyor. Koleksiyonun ana renkleri olan lacivert ve kırmızıya bu sezon kahverengi ve pembe tonları eklenmiş.