Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 07 20/6/07 15:19 Page 1 CUMARTESİ EKİ 7 CMYK 23 HAZİRAN 2007 CUMARTESİ 7 Kabadayı Şener Şen, üç yıl sonra yeniden kamera karşısına geçti. Yavuz Turgul, Ömer Vargı ile Eşkıya ve Gönül Yarası filmlerinden sonra tekrar bir araya gelen Şener Şen, bu kez kabadayı rolünde... Uzun süredir film çevirmeyişini içinde olmak istemediği senaryolara bağlayan Şen, “Gerçi buna benim kadar özen gösteren var mı bilmiyorum. Sanırım kimse buna benim kadar özen göstermiyor. Çünkü bunun bedeli ağır” diyor. avuz Turgul, Ömer Vargı ve Şener Şen üçlüsü, Eşkıya ve Gönül Yarası filmlerinden sonra 3. kez yeni bir film için bir araya geliyor. Yönetmensenarist Yavuz Turgul, bir hikayesini Ömer Vargı’nın çok beğenmesi üzerine senaryo haline ŞİRİN getirmiş ve ortaya GÜVEN Kabadayı çıkmış. Yönetmen koltuğundaki Ömer Vargı, filmin çekimleri için geçtiğimiz çarşamba günü motor dedi. Filmin başrollerindeki usta oyuncu Şener Şen ve Kenan İmirzalıoğlu’na; İsmail Hacıoğlu, Rasim Öztekin ve Aslı Tandoğan eşlik ediyor. Filmde Şener Şen, günümüzde artık pek rastlayamadığımız eski usül bir kabadayı olan Ali Osman’ı canlandırıyor. Yani illegal işlere, çeşitli belalara bulaşsa da kendi ilkeleri olan ve asla bu ilkelerin dışına çıkmayan, babacan, etrafındakiler tarafından fazlasıyla sevgi ve saygı gören bir kabadayıya hayat veriyor. Öbür taraftaki Kenan İmirzalıoğlu ise, son zamanlarda görmeye ve duymaya alışık olduğumuz türden bir mafya. Organize, her yerle bağlantısı olan ve para için her türden pis işe bulaşabilecek bir karakter. Turgul, bu birbirinden oldukça farklı olan iki tip kabadayının yollarını kesiştiriyor. Filmde Ali Osman (Şener Şen), beklenmedik bir şekilde karşılaştığı eski aşkından bir oğlu olduğunu öğreniyor. Oğlu Murat’ın (İsmail Hacıoğlu) sevgilisi Karaca’ya (Aslı Tandoğan) yıllardır aşık olan mafya üyesi Devran (Kenan İmirzalıoğlu), aşık olduğu kızı alabilmek için her şeyi göze alıyor. Ali Osman da oğlu ile sevgilisini korumak ve kurtarmak adına belaya gözü kapalı atlıyor. Organize çeteye karşı insancıl bir savaş veriyor. mafyaya karşı Fotoğraf: KAAN SAĞANAK Metropollerdeki mağara adamı Tayyar Özkan, şiddet ve vahşet içeren günümüz yaşantısını ironik bir tarzda çizgileriyle anlatıyor Y ZUHAL AYTOLUN İnsana dair incelikler Film izleyiciye ne anlatacak, nelerden bahsedecek? “Sinema öyle ilginç ve çeşitli bir şey ki... Hakikaten bir şey anlatan, siyasal mesaj veren, bir derdi olan filmler var. Ama bir derdi olmayan ve bir şey anlatmayanlar da var. Bu senaryo Yavuz Turgul’un. Yavuz Turgul’un filmlerinde bağırarak bir mesaja pek rastlayamazsınız. Ama insana ait derinlikler, incelikler ve herkesin göremediği farklılıklar vardır onun filmlerinde. Aslında bu farklılıklar, hepimizde de vardır zaten ve bizi büyüleyen tarafı da budur. Sanırım bu filmde de böyle bir şeyler çıkacak ortaya.” Filmde bir tarafta eski usül bir kabadayı, diğer taraftaysa yeni, mafyavari ve organize kabadayı karakteri var. Aralarındaki farklılıklar nasıl yansıtılacak? “Şimdi benim oynadığım Ali Osman karakteri günümüzdeki artık biten türden bir kabadayı. Eskiden daha çok rastladığımız, sözününü eri, ilkeleri olan, etrafının sevgisini ve güvenini kazanmış bir adam. Belalardan geçmiş, hapislerde yatmış, çileler çekmiş, adam vurmuş ve vurulmuş... Ama hiç bir zaman kendi ilkelerinin dışına çıkacak işler yapmamış. Bu tarz adamların beğenmediği şeyler vardır. Mesela uyuşturucu satmazlar, kadın tüccarlığı yapmazlar. Kendine ait özellikleri, doğruları vardır bu adamların. Ali Osman da onlardan biri. Günümüzde pek rastlanmayan tipte biri yani. Oysa şimdi paranın olduğu her yere, hiç ayırım yapmadan giriyorlar. İşte diğer tarafta da yeni tip, organize olmuş ve her yerle bağlantısı olan çeteler var. Ali Osman filmde onlarla çatışıyor. Ama o savaşını çok daha insani duygularla veriyor. Çünkü kendi oğlu için savaşıyor, oğlunu korumak adına belaya atlıyor. Ama öbürlerinin çıkarları tabii ki başka yerlerde.” Savaşta galip olabiliyor mu Ali Osman? “Bu bir nevi filmin sonunu söylemek gibi olur. O yüzden o artık filme kalsın.” İnsanlık gelişiminin ilkel döneminden bu yana neler değişmedi ki? Teknoloji ilerledi, bilgi hızla yayılmaya başladı, sınırlar yok oldu, modernizasyon yaşandı... Bir yandan da savaşlar, ölümler, doğanın isyanı, yoksulluk, fakirlik ve daha bir çok sorun... İnsanlık ilerleyen bir çizgide mi gidiyor, yoksa mağara dönemine geri mi dönüyor tartışılır... Gün geçtikçe metropol yaşamının ve küreselleşmenin getirdiği sorunlarla beraber şiddet başta olmak üzere birçok duygu da yer değiştirmiş durumda. 1990’lı yıllardan bu yana Caveman (Mağara Adamı) ile mağara döneminden bugüne, günümüzün eleştirisini yapan Tayyar Özkan, bu kez bir sergiyle karşımızda. Ortaköy Sanat Galeri’sinde 30 Haziran’a dek sürecek sergi, genelde ikişer sayfalık öykülerden oluşan, modern! insanla mağara adamını kıyaslayan, mizahi ve kimi hafif kimi keskin mesajları olan çizgi öykülerden oluşuyor. Temelde şiddet ve vahşet içeren günümüz yaşantısını ironik bir tarzda ama yorumsuz aktaran Özkan, bu yolla tiyatronun pandomimini yaptığını söylüyor. söylüyor Özkan ve ekliyor: “Mağara dönemini yaşıyor insanoğlu. İhtiyaç ötesi yapılan vahşette bunun bir göstergesi.” Caveman’in herhangi bir prototipi yok. Her insan bir mağara adamı aslında Özkan’ın çizgilerinde. Bu bazen beyaz, bazen bir Asyalı, bazen de bir zenci olabiliyor. Fotoğraf: VEDAT ARIK METROPOL KARMAŞASI Tayyar Özkan YAVUZ TURGUL HİKÂYESİ Yaklaşık 30 farklı mekanda çekilecek filmin 7 haftada tamamlanması planlanıyor. FilmaCass ve Fida Film ortaklığıyla yapılacak film, Aralık ayında vizyona girecek. Filmin müziklerini ‘Tutku: Hz. İsa’nın Çilesi’, ‘Ada/The Island’ ve ‘Çaylak/The Recruit’ gibi filmlerin müziklerine imza atmış olan Benjamin WalkenBeladi yapacak. Afişini ise, ‘Kill Bill’, ‘Kingdom of Heaven’ ve ‘Cold Mountain’ gibi önemli prodüksiyonların tasarımlarını yapmış olan ödüllü tasarımcımız Emrah Yücel yaptı. Yurtiçinde ve yurtdışında yaklaşık 400 kopya ile vizyona girecek filmin çekimleri başlamadan önce ünlü oyuncu Şener Şen ile kısa bir söyleşi yaptık. Senaryoyu okuduğunuzda ne hissettiniz? “Bir matematik formülüyle bunu ifade edemem. Bu anca hissedilebilecek bir şey. Senaryoyu okurken öykü sizi ya içine çekiyor, ya da kendinizi hikayenin içinde görmüyorsunuz. Ama Yavuz Turgul’un bana ‘Şunu bir oku bakalım’ dediği hikayelerinin hiçbiri için ‘Ben bunda olmayayım’ demedim. Bu senaryo da Yavuz Turgul’un hikayelerinden biri.” İyi senaryo bulmak zor Özkan, her ne kadar teknoloji harikası metropollerde yaşasak da davranış, düşünce ve duygularda hala mağara adamı olduğumuzu anlatıyor çizgileriyle... Özkan, “New York’u metropol tarzı yaşantının en üst noktası olarak görüyorum. Zaten Caveman’in düşünce Üç yıldır film çekmiyordunuz... Senaryo bulmak zor mu oluyor? olarak oturması da New “Öneriler geliyor ama içinde olmak istediğim öyküler olmuyorlar. Gerçi buna benim York’la birlikte oldu. Orada kadar özen gösteren var mı bilmiyorum. 3 kuruş için adam öldürülür, Sanırım kimse buna benim kadar her eve girilir, geceleri özen göstermiyor. Çünkü bunun bedeli ağır, senaryoyu sokaklarda gezilemezdi. Artık sevmediyseniz oturuyorsunuz ve yıllarınız boşa geçiyor. bu manzarayı Türkiye’de de Ama doğrusu ben beğenmediğim bir öyküde görebiliyoruz. Beyoğlu oynamaktansa, oturmayı tercih ediyorum. İyi mi sokaklarında gezerken insanlar yapıyorum bilmiyorum ama böyle tedirgin. Bu yalnızca Türkiye’de sonuçta...” değil, dünyanın dört bir yanında Eşkıya ile ortak yönleri var mı yaşanıyor. Hırsızlık, adam öldürme, filmin? Oynadığınız karakter yine biraz babacan sanki. doğaya saygısızlık, teknolojiyi “Bir baba motifi var evet. kötücül amaçlar için kullanma Film keşke böyle bir durumu hakim. Bazen mağara babam ya da yakınım adamından bile daha geride olsa duygusunu olduğumuzu düşünüyorum” diyor. uyandırabilir. Ama Günümüz modern insanında mağara onun dışında adamında bile olmayan özelliklerin oldukça olduğunu vurguluyor Özkan farklılar.” çizgilerinde. Modern çağda teknolojik pek çok imkana sahip olsa da insanların düşünce ve duygu dünyasına bakıldığında hala hayvansı özellikler taşıdığını, evrimin sadece dış görünüşte gerçekleştiğini Tişörtlerde ve bardaklarda Çizgi roman öykülerinin bir sergide sanatseverlerle buluşması Türkiye’de çok fazla uygulanan bir yöntem değil. Özkan, çizerin ulaşım aracının sergi değil basın organları olduğunu söylüyor. Ancak bu sergiyi açmasının bir amacı var. Aslında bu sergi, Özkan’ın yapacağı pekçok yeni projeden biri. Ardarda yapacağı projelerin ilk ayağı olan Caveman sergisinin ardından mağara adamı tişörtlerde, oyuncak ve bardaklarda görülebilecek. Son olarak Özkan, 5 yıldır üzerinde çalıştığı Caveman animasyonunun çalışmalarına hız veriyor. Tüm bunların yanı sıra yakında kendisinin de ortak olduğu Cartoon Animasyon’da çizim dersleri verecek. Bu atölyede karakter yaratmaktan, desen ve karikatüre, storyboard çalışmasına dek kapsamlı bir çizgi roman eğitimi verilecek. Caveman sergisi, 30 Haziran’a dek pazar hariç hergün 12.0019.30 saatleri arası görülebilir. (Tel: 0 212 236 58 01)