Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 02 20/6/07 15:18 Page 1 CUMARTESİ EKİ 2 CMYK 2 23 HAZİRAN 2007 CUMARTESİ Güneş tanrısının adasında dost yüzler T anrılar tanrısı Zeus, yeryüzünü paylaştırırken ortalıkta görünmeyen güneş tanrısı Helios’u unutur. Bu duruma içerleyen Helios’un gönlünü almak için o zamanlar sular altındaki Rodos Adası deniz yüzeyine çıkarılır ve kendisine verilir. Helios da adaya çok sevdiği su perisinin adını AYŞE verir... Mitolojide güneş YILDIRIM tanrısının adası olarak geçen Rodos’a MÖ 282’de Yunan kabilesi Dorlar tarafından Helios’un 33 metre boyunda bir heykeli dikilir. Rodoslular, ‘herşeyi gören tanrının’ adayı koruduğuna inanırlar. Her yıl düzenlenen ‘helicia’ şenliklerinde, heykelin dibinden dört atlı arabayı denize bırakırlar ki Helios, dünyayı dolaşıp gözlesin... Ama 56 yıl sonra heykel bir depremde yıkılır. Heykelin dağılan parçalarını MS 653’te adaya gelen Araplar toplar... Rivayete göre tam 900 deve yükü tutan heykele ait kalıp ve parçaları Araplardan bir Yahudi satın alır ve onları Suriye’ye götürür. Antik Çağın Yedi Harikası’ndan biri olan Rodos Heykeli hakkında çok az şey bilinir. Heykelin adanın neresine dikildiği konusunda bile tam bir bilgi yoktur. Merhaba Ülke genelinde 70 üniversitede 14 bine yakın genç, köylere gidip okul onarıyor, huzur evlerinde yaşlılarla sohbet ediyor, sokak çocuklarına meslek kazandırmaya çalışıyor, önce kendileri eğitim alıp sonra yurttaşlara üreme sağlığı dersleri veriyor... Onlar dur, durak bilmiyor... Projeyi de kaynağı da kendileri buluyor, uygulamayı da kendileri yapıyor. Yardımlaşma duygusu, emek, alınteri ve azim... Dört yıl içinde ülke genelinde 387 sosyal hizmet projesine imza attılar. Onlar, toplumsal barışın, dayanışmanın ve değişimin gençlerin öncülüğünde gerçekleşeceğine inanan Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın genç üyeleri... Ve onlar, bu yaz yine Edirne, Sivas, Mersin, Malatya, Van, Mardin, İstanbul, Samsun’da sosyal sorumluluk projelerini yaşama geçirmeye hazırlar. Her yıl farklı bir tema ile Yaz Projesi yapan gençlerin çalışmaları arasında neler yok ki; yoksullukla mücadele amaçlı Mikro Kredi projesini yaygınlaştırmak ve bu uygulamalar hakkında bilgilendirmek, şehirde yaşayan insanları köy hayatıyla tanıştırıp, kaynaştırmak, kültürel mirasın değerlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik halkı bilinçlendirmek, lise öğrencileri için ücretsiz yaz okulları, ‘demokrasi ve haklarımız’, ‘üreme sağlığı’, ‘kadın ve girişimcilik’ konularında eğitimler vermek, masa tenisi, yüzme gibi spor aktiviteleriyle tiyatro, ebru kursu, hak oyunları benzeri sanatsal etkinliklerle çocukların sağlıklı büyüme ve gelişimlerine katkı sağlamak... Farklı çevreler ve farklı kültürlere ait bu gençler toplumsal fayda, insanı insan kılan tüm güzel kavramlar ve herşeyden önemlisi paylaşım için biraraya geliyorlar, birbirlerini tanıma ve anlama fırsatını yakalıyorlar. Toplum Gönülleri’ni Vakfın Başkanı İbrahim Betil, Özlem Yüzak’a anlattı... Türkiye’de kuşatılmış, önlerinde doğru dürüst bir hedef olmayan gençlere bir dal uzatıyor Toplum Gönüllüleri. Yardımlaşma, bölüşme ve uzlaşmayı da barındıran bir dal... İyi hafta sonları... AKRABALIK VAR ARADA... Defne Türk Yunan Dostluk Derneği’nin Multi Turkmall’un ana sponsorluğunda bu yıl 6.’sını düzenlediği festival nedeniyle güneş tanrısının adasındayız... Festivalin iki ayağı Antalya’dan Rodos’a uzanan dostluk rüzgarının teması ‘yüzler’di. İnsandan, hayattan, kentten yüzlerini birbirine gösterdi Ege’nin iki yakası. Ortaya çıkan manzara dostluk sınırlarını da aşıp akrabalık sınırlarına doğru ilerledi. Rodos Belediye Başkanı Hacis Hacieftimiadis’in “Yunanlıların yarısı karşı tarafla akrabalık bağıyla bağlı. Sanırım karşı taraf da öyle” sözleri doğrulandı. Festivalin ilk durağı olan Antalya’nın Belediye Başkanı Menderes Türel, anne tarafından Rodos’luydu. Rodos’tan akrabaları da festivali izlemeye Antalya’ya gelmişti. 12 Adalar’ın seçilmiş Valisi Yannis Maheridis’in kökeni Karadeniz’e uzanıyordu. Çocuk doktoru eşi Dina da 12 yaşına kadar Gökçeada’da büyümüş. Rodos Belediye Başkanı Hacis Hacieftimiadis’in aile bağları da Antalya’ya uzanıyordu... Antalya’da Arif Sağ ile birlikte dostluk konseri veren Yunanlı şarkıcı Aliki Kayaloglou’nun kökeni Karadeniz’di. Festivalin ilk iki günü Antalya’da sanatı, kültürü, tarihi paylaşan iki yakanın gazetecileri, akademisyenleri, sanatçıları, politikacıları daha sonra Rodos’ta ‘ortak yaşamlar’ın izini sürdü... Helenistik zamanın deniz gücü, fethedenlerin hedefi, Aziz Yiannis’in askerlerinin yani Haçlı şövalyelerinin mekanı, Rodos, kozmopolit bir tatil beldesi... UNESCO’nun koruması altında olan ortaçağa ait şehir, geleneksel küçük köyleri ile Oniki adaların en büyüğü Rodos... 1520’den 1912’ye kadar Osmanlı’nın hüküm sürdüğü, daha sonra İtalyan, İngiliz ve Alman egemenliklerini yaşayan ada 1948’de Yunanistan’a geçti. Bugün 120 bin nüfusa sahip adada 3 bine yakın Türk yaşıyor. Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel, Rodos Belediye Başkanı Hacis Hacieftimiadis, 12 Adalar’ın seçilmiş Valisi Yannis Maheridis Antalya ve Rodos sokaklarını birlikte gezdi. Osmanlı’dan kalma İmarethane ve bugün sadece bir tanesi açık olan camileriyle, antik Yunanistan’da ölümsüzlüğü simgeleyen zeytin ağaçlarıyla bir turizm cenneti. ŞÖVALYELERİN SARAYI Temel geçim kaynağı turizm olan ada çakıl taşlarıyla süslenmiş avluları ve sokaklarıyla, şövalyelerin şatosunun yer aldığı eski kentle Avrupa’nın en büyük ve hala insanların yaşadığı ortaçağa ait eski şehir, gündelik hayatın da vazgeçilmez bir parçası olmuş. Şövalyelerin sarayı ve hastanesi, götik tapınaklar, kemerler ve fasıllar, bizans kiliseleri, hala açık olan Osmanlı’dan kalma hamam, şadırvanlı meydanlar, çiçeklerle bezeli bahçeli iki katlı evler, müzeler ve galeriler surların içerisinde çok uluslu kentin geçmişini canlandırıyor. Onikiadalar’da tek kumarhane Rodos’ta. Ada bir dönem şaraplarıyla da tanınmış. Yazları üzüm bağlarının bulunduğu yerlerde şarap bayramları da düzenleniyor. Ada büyük bir havaalanına da sahip, Avrupa’daki hemen bütün başkentlerden charter uçuşlar yapılıyor. Aynı zamanda deniz ulaşımı ile de bölgedeki bütün adalar ve büyük kent merkezleri ile bağlantı sağlanıyor. Antalya’da 3 bin yıllık Hadrian Kapısı’nda başlayan festival Rodos Melina Mercury Tiyatrosu’nda Arif Sağ’ın konseri, Antalya Opera ve Balesi’nin modernize ettiği halk dansları ve Rembetiko müziğiyle sona erdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Ara Güler ve Nikos Economopoulos’un dijital fotoğraf sergisi her iki yakada ‘yüzler’i birbirine daha da yakınlaştırırken Prof. Costas Sophulis, Prof. Dr. Eser Karakaş, Prof. Erol Katırcıoğlu, gazeteciyazar İpek Çalışlar ve Celal Başlangıç, Aristotelia Peloni, Prof. Raniero Spielman, J.F. Perusa, Mihail Vasiliadis söyleşileriyle dostluk köprüsünü sağlamlaştırdı. İzmir Selanik, İstanbul Aleksndrapolis, PamukkaleSamos’un ardından bu yıl da AntalyaRodos hattında şarkılar, türküler, paneller, sergiler ve fotoğraflarla sürdü dostluk yolculuğu. Önümüzdeki yıl iki yakada başka başka kentlerde yeniden bir araya gelinecek, aracısız, dini ya da siyasi amaç gütmeden daha da yakınlaşmak, ortak ‘yüzler’i anlamak ve anlatmak için... Dünyayı kurtaran adamlar Dinozorların yok olmasına küresel bir felaketin; dünyanın soğumasının, sonrasında da buzul çağının yol açtığı söylenir. Kimilerine göre insanlık da böyle bir felaketin eşiğinde. Aslında hep bir felaket senaryosu dinlemişizdir. Önceleri sakallı bebekler vardı, onlardı dünyanın sonunun geleceğine delalet. Sonraları rakamlar telaffuz edilir oldu. “2012’de dünyanın sonu gelecek” gibi. Hala böyle rakamlar telaffuz edenler var. Küresel ısınmaya bağlı olarak önümüzdeki 10 yıl içinde büyük felaketler yaşayacağımızı söylüyor bazı bilim adamları. Yani insanlığa rahat yok, her teknolojik gelişme insanlığın yaşamını kolaylaştırırken aynı anda onun sonunu da getirebiliyor. Her ne kadar kimileri küresel ısınmanın bir palavradan ibaret olduğunu düşünse de, dünyamızın her geçen gün kirlendiği, dünya kirlenirken de pek çok canlı türünün yok olduğu bir gerçek. İşte bu gerçeğe vurgu yapmak üzere ABD başkanı olamayınca, kendisini dünya işlerine AYÇA AKPEK adayan ve de “yıldızlaşan” Al Gore ülkemize geldi. Geliş amacı İstanbul’da düzenlenecek konserin öncesinde dünyayı bir kez de İstanbul’dan uyarmaktı. Al Gore bir yandan çevre duyarlılığını arttırmaya çalışırken bir yandan da Kyoto Anlaşmasının yaygınlaşmasına çalışıyor. Hemen belirtelim Türkiye Kyoto’yu imzalamayan ülkeler arasında, tabi ABD ve Avustralya ile birlikte. Kyoto, sera etkisi yaratan gazların (karbondioksit gibi) salınımının belli oranlarda düşürülmesini öngörüyor. Ancak anlaşma çevrenin korunması adına bir ilk adım olsa da, gelişmiş ülkeler açısından birtakım kolaylıklar tanımıyor değil. Örneğin para karşılığında, gelişmemiş bir ülkeden gaz salınım hakkı satın alınabiliyor. Yani paranız olduğu müddetçe dünyaya istediğiniz kadar gaz salabilme yolunuz açık! Ülkemiz henüz kalkınmakta olan bir ülke olma gerekçesi ile Kyoto’ya karşı. Ama örneğin, Rusya küresel ısınmanın Rusya açısından olumlu etkileri olacağını, çünkü ısınma sayesinde soğuk steplerde tarım yapabileceğine inanıyor. Bu nedenle de anlaşmaya karşı çıkıyor. Yani henüz küresel ısınma ve de Kyoto konusunda bir mutabakata varılabilmiş değil. Varılacak gibi de görünmüyor, çünkü dünyanın gelişmemişleri gelişmiş dünyanın bir tuzağı olduğunu düşünüyor tüm bu küresel ısınma iddialarının. Haksız da değiller sınırlı kaynaklarımız hızla tüketiliyor gelişmişler tarafından, bir yandan da “siz tüketmeyin” deniliyor. “Dünyayı birlikte kurtaralım” şarkıları söyleniyor ama “birlikte paylaşmak” söz konusu edilmiyor. Ayrıca ironik biçimde yeni bir tüketim çılgınlığının da önü açılıyor organik domates, çevre dostu benzin, az enerji harcayan lambalar üretiliyor, tüm bu kirliliğe sebep tüketim tutkusu değilmiş gibi. Bu arada “Dünyayı kurtaran adam Al Gore”un 20 odalı ve kapalı havuzlu malikânesinde 2006’da yaklaşık 221 bin kilovat saat elektrik tüketildiği söyleniyor! İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: İpek Aksoy Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu, Mustafa Doğan Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ hafta?cumhuriyet.com.tr