19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 30/5/07 15:37 Page 1 CUMARTESİ EKİ 3 CMYK 2 HAZİRAN 2007 CUMARTESİ 3 Türküler nüfus Sanat mahalleye inecek Bir topluluk düşünün... Sahip olmak istedikleri yaşamın bir gün mucizevi bir şekilde ortaya çıkmasını beklemek yerine bu yaşamı yaratmak için çalışıyorlar. Türkiye’de yıllardır hiçbir kurum tarafından desteklenmeyen ve hiçbir ödenekten yararlanmayan bağımsız sanatçıların ürettiği eserleri bir arada sergiliyor. “Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi” sanatçıların bir araya gelerek düşünce ve proje ürettiği bir sivil inisiyatif. Bu girişimin ilk etkinliği ise yarın son bulacak “Sahne Sanatları Buluşması.” Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi, 2005 yılının Haziran ayında, hareketi başlatacak uygulama ve projeleri tespit etmek ve çalışmalar yapmak için kuruldu. Bu tarihten itibaren de düzenli toplantılar yaparak uzun vadede, kendisi ve izleyici için aktif, sürekliliği olan bir üretim alanı yaratmayı hedefledi. Girişimin ilk etkinliği olan Sahne Sanatları Buluşması’nın koordinatörü Şule Ateş, Avrupa’da bağımsız sanatı ve sanatçıları destekleyen bir çok kurum olduğunu söylüyor, ancak Türkiye’de az sayıdaki sanat vakıflarının artması gerektiğine dikkat çekiyor: “Aynı zamanda bu vakıflar, aktiviteler organize etmenin yanı sıra, sanatçıların üretimine de destek vermeli. Üretim yapılmazsa, sanatımız gelişemez” diyor. ? cüzdanımızdır Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi’nin düzenlediği Sahne Sanatları Buluşması, bağımsız sanatçıların üretimlerini sergileme fırsatı sunmasının yanı sıra, sanatın merkezlerden çıkıp halkla bütünleşmesine olanak sağlıyor. DESTEK GEREK Kültür Bakanlığı ve yerel yönetimlere ellerindeki bütçeleri, gelişmeye açık, yeni bir sanat anlayışı yaratmayı hedefleyerek kullanması yönünde çağrı yapıyor Ateş. Buna dair uygulamalar tasarlanarak, yeni bir dil ve yaklaşım anlayışında olan sanatçı ve grupların desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Bunu yapabilmek için uzmanlardan oluşan bağımsız kurullar oluşturmayı da ihmal etmeden tabii... Sanatın yaygınlaşabilmesi ve beslenebilmesi için de farklı çevrelerle iletişime geçmek ve sanatı elit çevreden ziyade mahalle ve ilköğretim okullarına ulaştırmak gerekiyor. Sahne Sanatları Buluşması dışında şimdilerde biri başlamış, diğeri başlamak üzere olan iki proje daha var. Semt Konakları’nda tiyatro ve hareket atölyeleri yapılıyor. Beyoğlu Belediyesi ile birlikte pilot uygulama Şule olarak başlatılan bu atölyeler, şu anda 7 Ateş ayrı sınıfta tamamen gönüllü olarak veriliyor. Bu atölyelerde amaç, sanatı merkez dışına taşıyarak, halkın sanatsal üretime katılmasını sağlamak. Semt Konakları’nda başlatılan atölyeler 2010’a kadar Beyoğlu, Tarlabaşı, Şişli, Balat ve Eyüp gibi semtlerde atölye katılımcıları ve bu semtlerde yaşayan insanların katılımıyla hazırlanacak çağdaş gösteri sanatı performans etkinliklerine sahne olacak. Temmuz ayında başlayacak olan diğer bir proje olan Direct Link, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Avrupa Birliği tarafından destekleniyor. Bu proje ile, Avrupa ve İstanbul’daki sanatçı ve kurumları bir araya getirmek ve bir iletişim ağı oluşturmak hedefleniyor. Düzenlenen bu ilk festivalde, bugün saat 14.00’te Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden Dr. Türel Ezici yönetimindeki ‘Çağdaş Gösterim Sanatlarında Anlatı ve Taklit Geleneği’ semineri ile saat 17.00’de Mahir Günşıray, Türel Ezici, Çetin Sarıkartal, Mustafa Sekmen, Nihal Koldaş ve Metin Balay’ın katılacağı ‘Anlatı Geleneği ve Çağdaş Uygulamaları’ gerçekleştirilecek. Yarın saat 20.30’da ise konsept ve dramaturjisini Hareket Atölyesi’nin, yönetmenliğini Zeynep Günsür’ün yaptığı ‘İnsan(lık) Hali’ adlı performans sergilenecek. Gülsü Aren, Meral Erdoğan, Nilgün Günsür, Sibel Günsür, Zeynep Günsür, Dizem Kaftan, Deniz Boro Polat, Ece Ulutan ve Deniz Olgay Yamanus’un gerçekleştireceği performans, her yönüyle bir insanın iç dünyasına doğru yolculuğu, doğruları ve çelişkileriyle anlatıyor. Ege, Toros, Yörük, Türkmen türkülerini biraraya getirdiği bir albüm çıkaran Sümer Ezgü aynı zamanda müzikli sohbetler yapmak amacıyla TEGV’le birlikte Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıyor ümer Ezgü, albümlerinde her zaman yer verdiği Ege, Toros, Yörük ve Türkmen türkülerini bu kez tek bir albümle müzikseverlere sunuyor. Bugüne dek hep genele hitap etme kaygısı taşıdığını, bu yüzden de gelen onca talebe rağmen böyle bir albüm çalışması ZUHAL yapamadığını AYTOLUN söyleyen Ezgü, bu çalışmasıyla doğup büyüdüğü topraklara, Toroslara bir anlamda vefa borcunu ödüyor. Ezgü’yle Karahisar Kalesi’nden Teke Zortlamaları’na, Çökertme’den Gurbet Havası’na kadar geniş bir coğrafyanın yer aldığı beş yıllık bir çalışmanın ilk ürünü ‘Ege, Toros, Yörük ve Türkmen Türküleri’ albümünü konuştuk. S HER YÖREDEN TÜRKÜ Albüm Ege, Toros, Yörük ve Türkmen türkülerinden oluşuyor. Neden özellikle bu yöreler? “Anadolu’dan Geldik”te amacım tüm bu bölgelerin ayrılıklar için değil birliktelikler için bir neden olduğunu vurgulamaktı. Biz Anadoluluyuz ve Anadolu’nun güzelliklerinin farkında olmamız gerekiyor. Ancak bu kez bazı yörelerin türküleri haksızlığa uğradı. Hatta ekranlara bakıldığında Doğu ve Güneydoğu türkülerinin ön planda olduğu görülüyor. Halk türküsü denildiği zaman akla hep buralar geliyor. O yörelerin türküleri de güzeldir ancak diğer yörelerin gözardı edilmemesi gerekir. Bu albümü özellikle bu yörelerin türkülerinin de değerli olduğunu ve bizden sonraki nesile sağlıklı olarak ulaştırılması ve yaşatılması gerektiğine inanarak yaptım. Yıllardır bu yörelerdeki insanların destekleri ve istekleri sonucunda bu albümü yaparak bir yerde vefa borcu ödedim.” Türkülerin seçiminde bilinirliğe önem verdiniz mi? “Albümün çoğu bilenen türkülerden oluşuyor. Ancak bilinmeyenleri de ön plana çıkarmak istiyorum. Yörelerde popüler olabilir ama başka yerlerde bilinmiyordur. Ege’den Toroslar’a doğru tarayıp Yörükleri, Türkmenleri, konargöçer yaşayanları, eski efsaneleri düşünerek ama herkesin dinleyebileceği tarzda bir albüm olsun istedik. Sadece o bölgenin insanı değil, herkesin okuyabileceği hatta oynayabileceği bir albüm hazırladık.” YAŞAMIN TA KENDİSİ Türküler için halk klasikleri denir... “Türküler, yaşamın ta kendisidir aslında. Herhangi bir ülke hakkında araştırma yapmak istiyorsanız, o ülkenin folkloruna bakacaksınız. Yemek, müzik, dans kültürleri, geleneksel yapıları, yaşam tarzlarını araştıracaksınız. Anadolu hakkında bilgi edinmek için de türküler çok etkili.” Türkülerin geleceğe nasıl bir katkısı var özden beslenmek açısından? “Geçmişte yaşanan halk hikâyeleri yaşam mücadeleleri duru bir dille anlatılıyor. Türküler dilin sağlıklı yaşaması ve gençlere ulaşması için de çok önemli. Yaşanan acılar, mutluluklar, savaşlar... Seyirlik oyunlara bakılırsa, geleneksel tiyatro görülür. Dilden dile bugüne dek gelen senaryoları, köylülerin son derece modern bir anlayışla bu oyunu nasıl yaşadıklarını görürsünüz. Yani şehirlerde yaşayan mutsuz ve umutsuz insanlara alternatif pencerelerdir türküler. Folklor, türküler, kültürün ta kendisidir. Türküler bizim kimliğimiz nüfus cüzdanımızdır.” Şehir insanı özünden uzaklaştıkça yabancılaşma yaşıyor mu? “Bunun üzerine çok düşündüm. Anadolu’dan şehre gelen insanlar yabancılaşma yaşamıyor, arada kalıyor ve zamanla Anadolu kültüründen uzaklaşmaya başlıyor. Ne köy saflığını yaşayabiliyor ne de şehre ayak uydurabiliyor. Bana göre önemli olan gerçek köylü ya da gerçek şehirli kalabilmek.” Fotoğraf: VEDAT ARIK Gençlerin arası iyi Gençlerin arası nasıl türkülerle? “Yeni neslin türkülerle hiçbir problemi yok. Yaptığımız üniversite konserlerinde bunu çok net bir şekilde görüyoruz. Ancak yapılan etkinliklerde gençlere kültürü tanıtmak, benimsetmek ve bu kültürü yaşatmak için mutlaka çalışmalar yapılmalı. Özünü tanımak ve geleceğe aktarmak konusundaki bu hassas noktada, okullarda gerekli birimlerin yaptığı çalışmalarla, doğru modellerin yansıtılması gerekiyor.” Yerel yönetimlerin yaklaşımı nasıl? “Yalnızca okulların yönetimleri değil, yerel yönetimlerin de bu konuya öncü olması gerekiyor. Çünkü yerel yönetimlerin görevi sadece altyapı çalışmaları yapmak değil, aynı zamanda yaşadıkları bölgeninin insanlarına doğru kültürü de ulaştırmak. Ben üzerime düşen görevi yapıyorum. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile ortak bir çalışma yürüterek, Türkiye’nin dört bir yanında eğitim gönüllüleri ile müzik sohbetleri yapıyoruz. Proje dahilinde, müzikle ilgili konuşmaların yanı sıra uygulamalı Anadolu ritimleri çalışmaları da gerçekleştiriyoruz.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle