19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 02 4/4/07 16:53 Page 1 CUMARTESİ EKİ 2 CMYK 2 7 NİSAN 2007 CUMARTESİ Somalili her yerde aç EMRE DÖKER 17 yıldır hükümet kurulamayan ve iç savaşın ardından Amerika ve Etiyopya’nın saldırılarına uğrayan Somalililerin bir bölümü mülteci olarak farklı ülkelere kaçıyor. İzmir’de 150 yakın Somalili bulunuyor. Zengin petrol ve doğalgaz kaynakları bulunan Somali’de Amerika’nın Etiyopya’yı destekleyerek ülkeyi güçsüz kıldığını belirten Somalili mülteciler, aynı tehlikenin Türkiye için de geçerli olduğunu kaydediyor Amerika’nın iç savaşa süreklediği ve kabilelere bölünen Somali’de, Etiyopya’nın da saldırısının ardından dünyanın dört bir yanına dağılan Somaliler ülkelerine dönmek istemiyor. Kabileler arası savaş nedeniyle bir türlü gelişemeyen ülkeye, geçtiğimiz günlerde Amerika “El Kaide militanlarını vurmak!” amacıyla hava saldırısı düzenlemişti. olmadığını için iş bulamıyor. Somalili mülteciler ülkelerine dönmek istemediklerini her fırsatta dile getiriyor. Amerika’nın ülkeleri üzerinde “petrol oyunu” oynadığını ve iç savaş çıkartarak ülkede istikrar sağlanmasını engellediğini belirtiyor. Müslüman olan Somali’ye saldıran hıristiyan Etiyopya’nın arkasında Amerika’nın olduğunu vurgulayan Somalili mültecilerden Muhammed Etunne şunları belirtiyor: “Amerika bizim ülkemizin kaynaklarını kullanabilmek için 17 yıldır iç savaş çıkartıyor. Ülkemizde resmi 5, resmi olmayan 12 kabile bulunuyor. Bu kabileler her gün birbiriyle savaşırken bir de dışardan Etiyopya’nın saldırısıyla karşılık vermeye çalışıyorlar. Ülkede zaten büyük sorun olan açlık, savaşla daha artacak. Biz ülkemizden daha güzel bir dünya görmek için kaçtık. Şimdi oraya dönersek mutlaka öleceğiz. Bu nedenle Türkiye’yi tercih ettik. Burada insanlar bize rengimizden ötürü kötü davranmıyor ancak iş de vermiyor. Somalili olmak aç olmakla neredeyse aynı anlama geliyor.” Türkiye ve Irak’ta da Amerika’nın bölme oyunları oynadığını bunun için TürkKürt ve Alevi Sunni Şii gibi kavramları çatıştırdıklarını söyleyen diğer bir mülteci Adam Absher de, “Gelecek yıllarda Türkiye’nin de bu tür dış savaşlara maruz kalmaması için ülkedeki kamplaşmaların engellemesi gerektiğini” vurguluyor. Hepsi Türkiye’de bir futbol takımını tutan gençlerin çoğu Beşiktaş’ı tercih etmiş durumda. Bunun nedenini ise renklerine bağlıyorlar. Fenerbahçeli ve Galatasaraylı olanların giydiği atkı ve formaların kendilerine yakışmadığını düşünüyorlar. Merhaba “Bana göre olay bir köprüdür... Geçmişin ve geleceğin git gelleri arasında kurulan bir köprü.. Ben insanlarımı başka başka yüzlerle dünyaya bu köprüden baktırırım... Bir çöp teknesinde bile kendimi görürüm ben. Resmin ışığı değil uşağıyım, çömeziyim, hamalıyım. ” Resmin şairi, yaptığı işi böyle özetlemiş. Kurallardan hoşlanmayan, kalıbına sığmayan ama iş disiplininden taviz vermeyen özgür ruhlu bir ressamdı. Hayatına giren herkesi resimle buluşturup resme alıştıran bir sanatçıydı Uygur. Taslak çalışmayan, yanında hep defterle gezen bir ressam. Nerede olursa olsun, bir meyhanede içki içerken ya da deniz kenarında otururken çıkarıp defterini resim yapan adam. Sarhoş olup Fikret Mualla’nın mezarına gidip onunla sohbet eden bir resim sevdalısı... 1992’de henüz 52 yaşındayken yitirdiğimiz Burhan Uygur’un yaşamı ‘Sanatçının Tutkusu’ adıyla sinemaya aktarıldı.. İki deneyimli yönetmen Sibel Bilgin ve Floor Kooij, İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilecek belgeseli tam bir yılda tamamlamış. Başta eşi ve oğlu olmak üzere çok yakın dostları anlatmış Uygur’u. Kimler yok ki... Muzaffer Akyol, Mustafa Plevneli, Yusuf Katiboğlu, Süleyman Saim Tekcan, Türkan Slay Rador, Gürseren Südor, Yahşi Baraz, erdal Mesci, Rüştü Sungur... Gamze Akdemir’in iki yönetmenle yaptığı söyleşiden bu büyük sanatçının izini sürüyoruz bu hafta... ??? Onları ‘Kardelenler’ olarak tanıdık. Tıpkı adını aldıkları çiçek gibi, narin ama inatçı... Türkiye’nin dört bir yanındaydılar. Parasızlık, önyargılar ya da töre, önlerindeki engeller çeşit çeşitti... Küçük bir ışık peşindeydiler, umutlarının, hayallerinin peşinden gitmek istiyorlardı. ÇYDD ve Turkcell’in projesi yedi yıldır bir çoğuna ışık oldu. Aldıkları bursla yeni bir gelecek yarattılar kendilerine... Proje bursla da kalmadı onları hayata hazırlamak, meslek edindirmek için için bu kez de yabancı dil, bilgisayar, imaj yaratma, empati, stres yönetimi ya da müzik eğitimleri verilmeye başlandı. Zuhal Aytolun, üç kardelenle yaptığı söyleşide hem onların hikayesini hem de ‘Gelişim Projesi’ni anlatıyor... İyi hafta sonları... PETROL... Canan Dağdelen Galeri Apel’de iki sergi kbank, Garanti, Yapı Kredi gibi kurum galerileri ile kuşatılmış İstiklal Caddesi’nde özel galerilerle karşılaşmak artık neredeyse imkansız gibi. Bu aks, zaten uzun yıllardır özel galerilerin konumlandığı Nişantaşı’ndan ayrılmış durumda. Karşı Sanat, Galeri Apel ve geçen yıllarda Nişantaşı’ndan Mısır Apartmanı’na taşınan Galerist’in dışında, bu bölgede, özel galerilerin kurumlarla rekabet içine girmesi zor görünüyor. Kendine özgü mimarisi ve gerçekleştirdiği nitelikli sergilerle 1990’lı yılların sonundan itibaren hizmet veren Galeri Apel kurum galerileri ile çevrilmiş Beyoğlu’nda bu rekabet içinde yer almaya çalışan özel galerilerden biri. Galeri Apel şu günlerde iki sanatçının sergisini [email protected] ağırlıyor mekanında. Ama önce bir hatırlatma yapmakta fayda var: Geçtiğimiz haftalarda, yine bu sayfalarda, Aksanat’taki Canan Dağdelen sergisinden söz etmiştik. Sanat yaşamını Viyana’da sürdüren Dağdelen, İstanbul’da bulunduğu süre içinde Aksanat’taki “Kitabesi dot” isimli sergisinin yanı sıra Galeri Apel’de de “elde” başlıklı bir sergi hazırladı. Galeri Apel’in ikinci sergisi ise Sakine Çil’in “Duvar”ları... A ESRA ALİÇAVUŞOĞLU Uzmanlara göre stratejik öneme sahip Somali’de, zengin doğalgaz ve petrol rezervleri saldırılanın ana nedenini oluşturuyor. 1991 yılından bu yana krizlerle süreklenen ülkede, açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle her gün yüzlerce kişi yaşamını yitiriyor. Ülkede yaşanan bu sıkıntalardan kurtulmak için bir çok Somalili canlarını hiçe sayarak kaçak yollardan batı ülkelere gidiyor. Türkiye’ye komisyoncular tarafından sokulan 2 bini aşkın Somalili bulunuyor. Bunlardan 150’ye yakını İzmir’de yaşıyor. Somalililer, kendi ülkelerinde düşman olarak gördüğü diğer kabile üyeleriyle dünyanın başka bir köşesinde “dostça” yaşıyor. Konak’taki Oteller Sokağı’nda geceliği 3 ile 5 YTL’ye kalan ve her gün makarna ve pirinç yiyerek yaşamlarını sürdüren Somaliler, çalışma izinleri ATÖLYEDEN.. Galeri Apel’in ana mekanlarından birini ve balkonu kaplayan Canan Dağdelen’in çalışmaları Aksanat’taki sergiyle hem bütünleşen hem de bağımsız özelliklere sahip. Yazı, fotoğraf ve nesne üçgeninde hazırlanan bu serginin bazı parçaları, Dağdelen’in Aksanatta’taki kitabeleriyle bütünlük taşıyor. “Atölyeden ÇOCUKKEN”, “Atölyeden CANAN” gibi yapıtlar otobiyografik özellikleri nedeniyle ilgi çekici ve sanatçının çalışma anlarını ölümsüzleştirmesi bağlamında vurgulanmaya değer. Dağdelen’in dil ve yazı ile olan ilişkisini ise, yine, “Atölyeden KARALARKEN” başlıklı işlerinde görmek mümkün. Sanatçı, yapıtlarında sık sık karşımıza çıkan seramik ve yazı birlikteliğini bu çalışmalarında da ortaya koyuyor. Galeri Apel’in camekanlı balkonundaki “Atölyeden PENCEREDEN I, II” adlı işleri ise seramikte şiirselliğin ön plana çıktığı, ama en önemlisi, yerleştirildiği alan itibariyle bu şiirselliğin daha vurgulandığı bir özelliğe sahip. Canan Dağdelen’in siyahbeyaz fotoğraflarını sunduğu şeffaf taşıyıcılarlarla gerçekleşen bir diğer çalışması ise yukarıda değindiğimiz otobiyografik özelliklerin ağırlık kazandığı bir nitelikte. Aslında kısaca özetlemek gerekirse Dağdelen, Aksanat’taki sergide kimi ipuçlarını verdiği , sanat tarihinde sıkça karşılaştığımız “atölyesinde sanatçı” temasını “elde” sergisinde ana eksen olarak belirliyor. Ancak, sanatçının bunu gerçekleştirirken yapıt üretme sürecini görünür kıldığını ve öne aldığını unutmamak gerek. GERÇEKLİĞİN YANSIMASI Galeri Apel’in orta ve giriş mekanını kaplayan “Duvar” sergisi ile Sakine Çil ise, bir çok farklı okumaya olanak sağlayan ve içinde metaforlar barındıran bir düzenleme gerçekleştiriyor. Bireyin ana rahminden itibaren karşılaştığı engellerin, sığınma alanlarının, iktidar merkezlerinin, suç mekanlarının ve daha bir çok gerçekliğin yansıması olarak ortaya konulan “duvar” ve uyandırdığı anlamlar izleyicinin düşünsel katılımıyla çeşitleniyor. Orta mekanı ikiye bölen duvar yerleştirmesi, galerinin iskeletini oluşturan duvar örgüsüyle de ilginç bir birliktelik kurulmasına olanak sağlıyor. Aslında bir bakıma, işlevsel ile düşünsel olanın zıtlığı, farklılığı ve bazen de benzerlikleri karşılıklı olarak gösterilmiş oluyor böylelikle. Sakine Çil bu sergisinde ayrıca, duvarlar üzerine çöken ya da yerleşen gölgeleri de ele almış... Seramik plakalar üzerine yerleştirdiği çeşitli figüratif gölgelerle duvarlara düşen yansımalarınızı görünür kılıyor sanatçı... Canan Dağdelen’in ve Sakine Çil’in yeni çalışmalarını izlemek için ya da bu galerinin mekanın daha önce görmediyseniz yolunuzu mutlaka Galatasaray’a çevirin, pişman olmayacaksınız. Galeri Apel, “Sakine Çil “Duvar”, Canan Dağdelen “Elde”, 22 Mart21 Nisan 2007 Hayriye Caddesi, No. 7, Galatasaray, 80060 İSTANBUL Türkiye Tel : 0212 292 72 36 İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: İpek Aksoy Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu, Mustafa Doğan Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ hafta?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle