20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 28/2/07 15:55 Page 1 CUMARTESİ EKİ 3 CMYK 3 MART 2007 CUMARTESİ 3 Teknoloji İki farklı hattın aynı anda kullanılabildiği dünyanın ilk çift SIM kartlı cep telefonu General Mobile DST01 satışa çıktı. Birden fazla servis sağlayıcıdan hizmet alıp iki telefonla dolaşmak zorunda kalanlar için büyük kolaylık sağlayan DST01, çift anteni sayesinde iki farklı operatörün kartlarının aynı anda çalışmasına imkan veriyor. GM DST01, 256 MB mikro SD kart, 1.3 megapiksel kamera, 262 bin renk, USB şarj, MP3 çalar, MPEG4 oynatıcı, video kaydedicisi, el yazısı girişi, 2 inç TFT dokunmatik ekran ve email alıp gönderme özelliklerine sahip. Telefonun satış fiyatı 800 YTL. Canon, yeni dijital kamerası Digital IXUS 75’i duyurdu. 3.0 inçlik LCD ekranıyla dikkat çeken model, DIGIC III görüntü işlemcisi ile ‘insan yüzü tanıma’ ve gren azaltma gibi özelliklere sahip. 7.1 megapiksellik IXUS 75’te portre, iç mekan ve gece çekimleri gibi 17 hazır çekim modu bulunuyor. Video çekiminin de mümkün olduğu model, 35105 mm’ye eş değer 3x optik zum sunuyor. 1600’a kadar çıkan ISO değerleri sayesinde az ışıklı mekanlarda çekim yapmayı kolaylaştıran IXUS 75, kırmızı göz etkisini de ortadan kaldırıyor. Arçelik’in geliştirdiği ‘Mavi Işık’ (Active Fresh Blue) teknolojine sahip yeni buzdolabı, sebze ve meyvelerin doğa koşullarında olduğu gibi uzun süre taze kalmasını sağlıyor. SBS 8810, SBS 8820 ve SBS 8830 adlarıyla satışa çıkan gardrop tipi modeller, homojen olarak soğutma sağlayan gizlenmiş üfleme sistemi, taze dondurma sistemi, besinlerin daha uzun süre saklanabilmesini sağlayan aktif iyonize sistemi, besinler üzerinde oluşabilecek bakteri ve kötü kokuları ortadan kaldıran aktif hijyen filtresi gibi özelliklere sahip. Modeller 2.652 YTL’den başlayan fiyatlara satılıyor. Japon elektronik devi Toshiba, Windows Mobile donanımlı akıllı cep telefonları Portege G500 ve Portege G900’u satışa sunuyor. Parmak iziyle tanıma yapan geliştirilmiş güvenlik özelliğiyle öne çıkan modeller, masaüstü bilgisayarlar, laptop ve telefon arasındaki bağlantıyı kuruyor. HSDPA ve WiFi bağlantılarıyla hızlı ve kolay internet ve eposta ulaşım sunan G500, 2.3 inçlik QVGA ekran ve uzun ömürlü pil desteğine sahip. G900 ise 3 inçlik ekranıyla Outlook, Word, Excel ve Power Point gibi uygulamalara imkan sağlıyor. Portege G500 2007’nin ilkbaharında, Portege G900 ise 2007 yazının başında satışa sunulacak. [email protected] ? Çift SIM kartlı telefon 270 kişilik koroya ne denir? an yakan bir çarpışmadaki bütün metal, cam, et, kemik karmaşasından bir süre sonra, hastanenin acil servisinde bilinci açılan genç kız, her yanını kavuran ateşin acısını azıcık kenara itip kendini yokladı. Sol kolu HALİL yoktu... Sol olduğu NEBİLER kolunun yerde bir boşluk, her tarafında acı, beyninde büyük bir uyuşma vardı. Hiç bir şey düşünemiyor, hiç bir şey anlayamıyor, hiç bir şey yapamıyordu. Beyninde sürekli dönen acı ebrulinin beyaza aktığı kısa bir süre içinde bir şey yapabilme gücü buldu ve acil serviste ses çıkarmaya başladı: Vardım Hint eline, kumaş getirdim/ Açtım bedesteni sattım oturdum/ Sen benim başıma neler getirdin... Aylar sonra “benim kurtuluşum türkü oldu” diyor. Bu genç kızın adı Filiz Reçber. Geçirdiği trafik kazasından sonra bir süre psikolojik çöküntü geçirdi. Yaklaşık üç ay önce Çağdaş Halk Müziği Korosu çalışmalarına katıldı. Doktorları, yapılabilecek en büyük terapiyi kendi kendine bulduğu için Filiz’i kutladılar. Suzan Meydancı 76 yaşında ve daha önce klasik Türk sanat musikisi çalışmış. Koroya “Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin kadınlarının neler yapabileceğini göstermek, kanıtlamak için geldim” diyor. ? Canon’dan IXUS 75 C Yalnızca söylemiyor, öğreniyorlar da D ev koroda kime sorsanız “Ekrem Hoca” diyor. Ekrem Ataer bildiğiniz Ekrem Ataer. Türk Halk Müziği’nin “Keloğlan”ı. TRT’deki Türkü Şöleni programını sunuyor. Yedi albümü var ve sadece icracı değil teorisyen. Türkünün siyaset felsefesini yapıyor. Koro üzerinden de bunu hayata geçiriyor. Dev koronun harcı, betonu. Ekrem Ataer’in öğrettikleri sayesinde korodakiler türkü söylemiyor sadece, türkü öğreniyorlar. Bir örnek verelim. Türkü diyor ki; “Ağ elime mor kınalar yaktılar/ Oniki yaşımda gelin ettiler/Kaderim yok gurbet ele sattılar/ Ağlar ağlar gözyaşımı silerim, of of” Ekrem Ataer koroya anlatıyor: “Birinci mısradaki ağ elime mor kınalar bölümünü bir kenara ayırın, yaktılar bölümünü bir kenara. İkinci mısradaki ilk bölümü ayırın, ettiler bölümünü bir kenara ayırın. Üçüncü mısradaki ilk bölümü ayırın, sattılar bölümünü bir kenara. Son mısrada da silerim sözcüğünü ayrı tutun. Anadolu’nun Ege taraflarındaki bu genç kadın yakınlarından yakınıyor. Yaktılar diyor, ettiler diyor, attılar diyor ve diyor ki; silerim... Silerim diyor. Sonra siz diyorsunuz ki kadınımız sessizdir, baş eğer, kaderine razı olur... Bugünkü feministlerin çok ötesinde, kim bilir kaç yüz yıl önce Anadolu kadını bu türküyü yakarak en büyük kadın hakları pankartını yazmış oluyor böylece. Haberiniz var mı?” E, türküyü böyle okuyunca haberiniz oluyor elbette. Koro elemanları türküyü, neyi okuduğunu bilerek okuyunca, dinleyenler de neyi dinlediğini bilerek seviyor. Yunus Emre Kültür Merkezi, konseri izlemeye gelenleri ağırlayamıyor. Kapıları kırıyorlar neredeyse. TRT İstanbul Radyo Müdürü kuliste bir bidonun üzerinde, Belediye Başkan Yardımcısı rejide yer buluyor izleyebilmek için. Koro söylemeye devam ediyor: “Yine dertli dertli iniliyorsun/ Sarı turnam sinen yaralandı mı?” Ekrem Hoca derste anlatmış. Ozan sazıyla dertleşiyor. Sazını kucağına almış, bakmış ki biri ya da birileri saza kötü davranmış. Karnını çizmiş, tellerini koparmış. Sarı turna sazıdır ozanın. Koro artık turnanın ne olduğunu, saza Anadolu’da neden “Telli Kuran” dendiğini, bir ozanla sazının nasıl dertleştiğini bilerek söylüyor. Örneğin “Çanakkale içinde vurdular beni/ Ölmeden mezara koydular beni of gençliğim eyvah” diye türkü söylerken, türküyü savaşa gidenlerin mi yoksa geride kalanların mı yaktığını tartışıyorlar. Mustafa Sevinç Özyeğin 69 yaşında. Koro üyesi. Tüccar. Türk sanat müziğine aşık biri olduğunu, eşinin zoruyla koroya geldiğini söylüyor. Ekrem Hoca’nın tarzından çok etkilendiğini, halk müziğine bağlandığını anlatıyor. Acılar Aşklar İsyanlar DOĞRU OKUMAK Ahmet Tokmak 64 yaşında ve uçak teknisyenliğinden emekli olmuş. Türkü barlardaki uyduruk müziğe karşı ecdadımızın söylediği türküleri doğru söylemek, doğru okumak adına çalıştığını anlatıyor. Esma Çınar 20 yaşında ve tezgahtarlık yapıyor. İki yıl önce evde, üç yaşındaki kardeşine bakıyordu. Çalışmıyordu, okumuyordu. Annesine yardım ediyordu. Kardeşiyle oyalanırken radyodan dinlediği bir çağrıya kulak kabarttı. Radyo Barış bir halk müziği korosu kuracaktı, isteyen herkes başvurabilirdi. Hemen aradı, kayıt yaptırdı. Ancak kabul edileceğinden hiç umudu yoktu. Hiç müzikle uğraşmamıştı. Hiç bir müzik bilgisi yoktu. Anlatırken, “6 Kasım’da aradılar, dünyalar benim oldu” diyor. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde 13 Ocak’ta koronun verdiği konserde solo okudu. Bir müzik yazısının tek kişi ya da tek enstrüman tarafından seslendirilmesine, müzik dilinde “solo” deniyor. İki kişi ya da iki enstrüman için “düo””düet”, üç kişi veya üç enstrüman için “trio”, bu sayı dört olursa “kuartet” deyimleri kullanılıyor. Peki, bir müzik yazısının 270 (yazıyla ikiyüz yetmiş) kişi tarafından seslendirilmesine ne denir? Şef Ekrem Ataer yönetiminde Bakırköy Belediyesi Çağdaş Halk Müziği Korosu denir. Koro ilk kez Ekrem Ataer’in önerisiyle Radyo Barış tarafından “TRT Halk Müziği Korosu”na alternatif olarak başlatılan bir proje. Ancak zaman içinde çeşitli nedenlerle Radyo Barış yerine Bakırköy Belediyesi geçiyor. Çalışmalar iki yıldır İspirtohane’de devam ediyor. Çalışmaya 4x4 dedikleri lüks araçla gelen de var, Gazi mahallesinden gelebilmek için üç otobüs değiştiren de. Mikrobiyoloji uzmanı da var, tezgahtarı da. Daha önce Türk sanat musikisi korosunda çalışmışı da var, müziğe hiç bulaşmamışı da. Türbanlısı da var, mini eteklisi de. Daha önce birbirini hiç tanımayan, belki hiç tanımayacak olan bu insanlar şimdi aynı türküleri birlikte söylüyorlar. Ekrem Ataer derste koroya anlatıyor: “Hanımlar beyler. Şarkı şarkidir. Doğuya ilişkindir. Türkü Türki’dir. Türk’e ilişkindir. Söylediğiniz türküler sizin halkınızın yüzlerce yıllık acıları, sevinçleri, aşkları, hasretleri, isyanlarıdır. Kendi halkınızı tanımadan türkü söyleyemezsiniz. Türkü söylediğinizde kendi halkınızı tanırsınız.” Korodan biri aldığı eğitimi değerlendiriyor: “Hocam, birkaç ay öncesinde müziğe ilişkin hiç bir şey bilmiyordum. Şimdi ne kadar türkü söyleyebiliyorum hala bilemem. Ancak, Beyaz’ın programında D.G’yi dinledim. Bizim koroda söylediğimiz bir türküyü okudu. Şimdi, kimlerin türkü söylemeyi bilmediğini biliyorum en azından.” Ekrem Ataer, korodaki türbanlı bir hanıma, “Konserde sizi göremedim, neden gelmediniz?” diye soruyor. Hanımefendi kalkıyor yerinden, “Hocam ben korodaydım okudum, türbanımı çıkarıp okuduğum için tanımadınız her halde” diye yanıtlıyor. Ataer korodakilere dönüyor ve “Türbanını çıkart demekle olmaz, olmuyor. Çıkartmayı kendisinin isteyeceği bir ortam yaratmak gerekiyor” diye veriyor günün son dersini. Özet olarak ortaya çıkan durum şu: Şef Ekrem Ataer yönetiminde Bakırköy Belediyesi Çağdaş Halk Müziği Korosu, türküler adına inanılmaz işler yapıyor. Türküler canı yanmış, kolu kopmuş insanlara yaşam sunuyor. Türküler çelebileri kostak kostak yürütüyor. Türküler 70 küsur yaşındaki insanlara yaşama sevinci veriyor... Türküler insanın aklına Fransız filozof Sartre’ı getiriyor. Zamanında Cezayir Üniversitesi Futbol takımının kaleciliğini de yapan Sartre der ki: Ahlak adına ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Türküler herkese ahlak öğretiyor. ? Arçelik’ten ‘Mavi Işık’ ? Akıllı Cep Telefonu Portege Büyülü Patenler İstanbul’da Buz pateni son zamanlarda ülkemizde oldukça rağbet görmeye başladı. Dünyada beğeni toplayan ‘Buzda Dans’ isimli programın Türkiye’de de yapılmasının buna katkısı su götürmez bir gerçek. Öyle ki yarışma başladığından beri Parkorman’ın buz pisti dolup dolup taşıyor ve pek çok yerde yeni buz pateni sahalarının yapılması için projeler geliştiriliyor. Hatta Diyarbakır’da bile bir buz pisti açılması gündemde. Buz patenine böyle yoğun bir ilginin olduğu bugünlerde BKM organizasyonuyla müthiş bir gösteri İstanbul’a geliyor. Şimdiye kadar 49 ülkede, 1 milyon 500 bin kişi tarafından izlenen buz pateni şovu ‘Holiday On Ice/Büyülü Patenler’ 818 Mart tarihleri arasında Maslak Parkorman’da olacak. 1943 yılında kurulan ‘Holiday On Ice’da 50 profesyonel buz patenci buzun üstünde tiyatro, dans, opera ve akrobasiyi harmanlayarak harikalar yaratıyor. İzleyicilere rengarek kostümler, akrobatik danslar, ışık oyunları ve büyüleyici müzik kullanımı ile keyifli zamanlar yaşatan topluluk Hollanda çıkışlı ancak uluslararası bir yapıya sahip. İngiltere, Amerika, Kanada, Rusya, Polonya, Almanya, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Hollanda, Mısır, Slovakya, Fransa, Arjantin, Türkiye ve Ukrayna olmak üzere toplam 15 farklı ülkeden patenciler benzersiz şovlar sunuyor. Gösteri ŞİRİN GÜVEN boyunca 350 farklı kostümle sahneye çıkan patenciler, buzun üstüne kimi zaman görkemli bir Hint sarayını ya da hayvanat bahçesini, kimi zamansa bir sınıfı ya da romantik bir Paris kahvesini taşıyorlar. Şovda sahne arkasıyla birlikte toplam 400 kişi çalışıyor. ‘Dünyanın en eğlenceli buz şovu’ adıyla yola çıkan ‘Holiday On Ice’da birbirinden ünlü isimler var. Şovun yönetmenliğini Anthony van Laast MBE, ışık efektlerini ise ödüllü ışık yönetmeni Patrick Woodroffe yapıyor. Önceleri buz pateni yapan ve 1980 Olimpiyat oyunlarında altın madalya kazanan Robin Cousins MBE de gösterinin koreografı. ‘Holiday On Ice’ın en çarpıcı unsunlarından biri şüphesiz köstümleri. Kariyerine dansçı olarak başlamış olmasının avantajı sayesinde tasarladığı kostümlerde işlevselliği ve zarifliği bir arada bulundurabilen Edwin Piekny imzalı kostümler şova görsellik katıyor. Piekny aynı zamanda Paris’in ünlü gece kulübü Lido’nun da tasarımcısı. Şovda patencilere Michael Reed’in müzik direktörlüğünü yaptığı şarkılar eşlik ediyor. 1999 yılında ‘Yılın En İyi Bestecisi’ seçilen Reed, ‘The Phantom of the Opera’, ‘Barnum’ ve ‘Singin’ in the Rain’ gibi gösterilerde müzik direktörlüğü yaptı. ‘Holiday On Ice’ İstanbul’daki gösterilerinde Türkçe bir şarkı ile süpriz yapmayı da planlıyor. Patenciler; Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Tarkan ya da Kenan Doğulu’nun parçalarından birinin eşliğinde dans edecek. Bu büyük şov için Maslak Parkorman’ın içindeki havuzlu bölümün üzeri kapatılarak dev bir çadır kuruldu. RİFAT MUTLU rifatmutlu?hotmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle