22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 07 21/3/07 16:48 Page 1 CUMARTESİ EKİ 7 CMYK 24 MART 2007 CUMARTESİ 7 Politika ve moda birlikte yürüyor Vural Gökçaylı, Avrupa Birliği’ne girmekten bahsedilen Türkiye’de Batılı giyimin ön plana çıkması gerektiğini söylüyor V ural Gökçaylı tarihin farklı dönemlerindeki motifleri günümüzde çağdaş bir şekilde yorumlayan bir moda tasarımcısı. Sanatçı şimdiye kadar pek çok dönemin desenlerinden yola çıkarak koleksiyonlar hazırladı. Osmanlı’dan, Bizans’a ve hatta 68 olaylarına kadar... Gökçaylı’nın ‘Avon’la Sağlığa Yolculuk’ projesi kapsamında yaptığı son defilesi ‘Vural GökçaylıPerspective’de 1970’lerden günümüze özel tasarımlar sunuldu. Defileden elde edilen gelir meme kanseri konusunda kadınları ŞİRİN bilinçlendirmek, teşhis ve tedavi aşamalarında GÜVEN onlara destek olmak için ‘Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’na aktarıldı. Modanın ekonomi ve politika ile birlikte ilerlediğinin altını çizen Gökçaylı buna tarihten örnekler veriyor. Fransa’da 1968 yılında hazırladıkları koleksiyon 68 olayları nedeniyle kimseye gösterilemiyor ve politikayla ‘haute couture’ karşılaşıyor. Vural Gökçaylı ile koleksiyonları ve moda hakkında söyleştik. Farklı dönemlerdeki motiflerle koleksiyorlar oluşturdunuz. Böyle bir şeye nasıl başladınız? “Paris’te ben moda okumaya gittiğim zaman, sanat tarihi hocamız ilk derste ‘Rüstem Paşa Camii’nin fayanslarının fotoğraflarını göstermişti. 17. yy Osmanlı çinilerinin güzelliğinin bir tasarımcıya ne kadar ilham verebileceğini anlatmıştı. Ve tekstille uğraşan birinin Türkiye’yedeki camilerin içindeki zarafeti ve güzelliği elbiselere aktarabileceğini söylemişti. O zamanlar ben 20’li yaşlardaydım. İtalyan Lisesi’nde okuduğum için daha çok Rönesans dönemiyle ilgiliydim. Ancak o ders sayesinde Rüstem Paşa Camii’nin çinilerine aşık oldum. İkinci derste de ‘İshak Paşa Camii’ külliyesinin bütün mermerlerini, geometrik desenli duvar kabartmalarının çok hoş bir şekilde bir kumaşa aktarılabileceğini anlatmıştı. Ufkumu açtı ve ben ilk defa Paris’te Türk desenlerini keşfettim. 1999 yılında OsmanlıBizans İmparatorlukları üzerine bir defile hazırladım. 2006’da 68 olaylarıyla ilgili.” ‘ Ya Batılısınız, ya Doğulu... 68 olayları ve haute couture Nasıl hazırladınız o koleksiyonunuzu? “68’de Paris’teydim ben. Jean Patou’da pırıl pırıl bir asistandım. ‘Haute couture’ altın dönemini yaşıyordu. Biz de 68 yaz koleksiyonunu hazırlıyoruz. Amerikalılar da en iyi müşterilerimiz. Degol, ‘NATO’yu istemiyorum, çıksın! Bir tane bile Amerikan askeri kalmasın. Kaç senedir bu adamlar burada başımızda’ diyor bir yandan. Zaten o olay ilk kez bir Fransızın Amerikalılara karşı çıkmasıdır. 68 olayları da başlıyordu, Paris o zamanlar yanıyor gibiydi. Koleksiyonumuzu yapmışız ve bütün Amerikalıları da davet etmişiz. Koleksiyonu gösterdiğimiz günü hiç unutmuyorum. Tek biri bile gelmedi. Satmayı bırakın, koleksiyonumuzu gösteremedik bile. ‘Haute couture’ün en büyük darbesidir. Politikayla ‘haute couture’ün karşılaşmasıdır. Ve 68’de böylece ‘haute couture’ ilk kez sokağa indi. Önceleri ‘haute couture’ bir saraydaydı. İçeri girmek için bile randevu alınırdı. Geçmişinizi anlatırdınız, sizi karşılarlardı falan. Bu olaydan sonra Christian Dior caddede ilk butiğini açtı. Kimse inanamıyordu, kapıyı açıp istediğiniz zaman Dior’a girebiliyordunuz ve istediğinizi alıp çıkabiliyordunuz. Sonra Dior lacivert bir ‘blazer’ ceket yaptı ve üzerindeki altın düğmelere Dior diye yazdı. Eski Fransız aileler ‘Bir marka nasıl üzerinde taşınır, ne kadar görgüsüzlük’ diye hayret ediyordu.” ’ ‘ Moda bugün nasıl sizce? “2 tür moda var bugün batıda. Modanın Salvador Dali’si, Christian Dior’un moda tasarımcısı Galiano. Galiano’nun yaptığı şeyler çok ilginç, bir operada ya da tiyatroda kullanılabilir ama modern bir kadın o giysileri giyemez çünkü hepsi sürrealist giysiler. Christian Dior onu promosyon için yapıyor zaten. Renkli basında en çok çıkan moda haberleridir o kıyafetler. Onun dışında dükkanında normal giyilebilecek kıyafetler satıyor. Galiano’nun yaptığı o kıyafetler tamamen basında çıkan ve reklamı yapılan bir hadise.” Peki seri üretimle üretilen hazır giyimler? Feminen “Hazır giyim hiç bir zaman modaya bir yaz yön veremez. Zaten malımı sevkettim 2007 yazında neler diyorlar. Hangi mal? Malını var? sevkedince sanat yaptım “Üretken ve çalışkan bir diyemezsin ki. Bir moda kadın için dinamik giysi türleri tasarımcısı yaptığı giysiye değeri var bu yaz. Dar pantalonlar, kısa olan bir sanat eseri gibi bakar. ceketler... Küçük elbiseler tekrar Ancak tek tek yaptığı zaman değerlidir. Bugüne kadar ‘haute revaçta. Sabah iş yerinde, akşam couture’ yön vermiştir modaya.” da dışarıda giyebiliyorsunuz. Türkiye’de modacıların Günümüz çalışan kadınları için çok durumu nasıl? pratik yani, artık hızlı yaşıyoruz. “El işçiliği o kadar pahalı ki, Pastel tonlar, desenli yazlık çok az şey dikiliyor tüm kumaşlar var... Geceleyin uzun dünyada. Chanel bile artık tuvaletler de var elbette ama Afrika’da ve Hindistan’da modern kadını yansıtacak sade diktiriyor daha ucuz olsun diye. giysiler. Eskiden hep pantalon, Her türlü zorluğa rağmen bizler Don Kişot gömlek giyiliyordu, şimdi gibi ayakta durmaya elbisenin uyanmasıyla çalışıyoruz. Son kalan feminizm daha belli dinazorlarız aslında.” bu yaz.” boyunca kendimi hiç bir zaman güvende hissetmedim. Bu o kadar yıpratıcıydı ki tüm enerjimi yok ediyordu. Yunanistan’a o golü attıktan sonra, bütün spor yazarları ayağa kalkıp beni alkışladılar. En sert eleştirmenlerden bile alkış almak benim için büyük birşeydi. Zor dönemlerden geçebilirsiniz, asıl olan üstesinden gelebilmektir.” Gilbert Arenas Moda tek başına mı ilerliyor yoksa koşullardan etkileniyor mu? “Moda, her zaman ekonomi ve politika ile beraber yürür. Asırlardan beri... Fransız Devrimi döneminde de, Degol’ün zamanında da... Mesela Fransız İhtilâli olduğu zaman, Napolyon kendini imparator ilan etmeden hemen evvel, ressam David’i çağırıp ‘Sen bundan sonra saray ressamısın ve aynı zamanda da moda tasarımcısısın’ der. David o zamanlar şaşalı, fiyonklu, peruklu kıyafetleri tamamen silip Fransız halkını bambaşka bir şekle sokmuştur. “ Bugünkü durum nasıl peki? “Bugün de ekonomi, politika ve moda birlikte yürüyor tabii. Şu anda bizde iki tür moda var. Doğulu ve Batılı moda... Oysa bir ülkenin tek bir vizyonu vardır. Ya Batılısınızdır, ya da Doğulu. Şu anda ikili bir durum var. Bugüne kadar bu kadar ortaya çıkmamıştı bu gerçek. Hep Batılı gibi zannederdik kendimizi ama son on yıldır giyim olayında bir değişiklik var. Politik nedenlerden dolayı tabii... Şimdi çağdaş bir dönemde yaşıyoruz. Madem Avrupa Birliği’ne girmekten bahsediyoruz, Türkiye Batılı gibi giyinmek mecburiyetinde. 70 milyonun bir kısmının Batılı, geri kalanın Doğulu gibi giyinmesi olmaz. Hepimizin vazifesi bu, hep beraber düzelmeliyiz. Başka bir kimlikle çıktığımız zaman barbarsınız diyorlar bize. Barbar Fransızca’da ‘hudut dışı’ demek. Türkiye’yi o gözle görüyorlar. Medeni bir Türk gördükleri zaman hala ‘Siz Türk müsünüz?’ diye soruyorlar. Onlar da hâlâ bilmek istemiyor aslında. “ Batılı giyim diyorsunuz ama Kadınlar Günü’nde Meclis’e şapkalı kadınlar alınmadı... “Bunların olmaması gerekiyor. Çünkü çok kritik anlar yaşıyoruz aslında. Her şeyimiz tüm dünya tarafından izleniyor. Türkiye’nin beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu dönemlerden birindeyiz. O türban takmış, öbürü şapka... Bunları mevzu etmemeliyiz. Gerçi bir farklılığımız var bizim. Dünyanın başka hiç bir yerinde iki tür eğitim gören gençler yoktur. Biz bir yandan Batılı gibi, diğer yandan da Doğulu gibi eğitiliyoruz. Sonra iki ayrı türde eğitilen bu gençlere ‘Siz bu ülkenin vatandaşlarınısınız. İleride siz bu ülkeyi götüreceksiniz’ diyoruz. Oysa biri Suudi Arabistanlı gibi, diğeri ise Batılı gibi yetiştiriliyor. Siz kardeş kardeş bu ülkeyi birlikte yöneteceksiniz diyoruz ama nasıl yönetecekler ki? Bir ülkede tek bir düşünce olur. Biz öğrenciyken sınıfımızda Ermeni de vardı, Yahudi de, Rum da.. Bir gün bile onun Ermeni, diğerinin Rum olduğunu farketmedik. Hepimiz Türktük. Bugünkü gibi mevzular yoktu.” Chanel ucuz diye Afrika’da diktiriyor Fotoğraf: UĞUR DEMİR İmkânsızı kabul etmediler İmkansız diye bir şey var mıdır? Evet vardır ama belki de yoktur. Varsa bile, korkup sinmektense imkânsızı da başarmayı deneyebilir insan... Bu anlamda çevrede duyulan, rastlanan başarı hikayeleri de motivasyonu arttırıcı önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Spor giyim firması Adidas’ın ‘İmkânsız yoktur’ sloganıyla başlattığı kampanya, tam da bu noktada insanların kendi imkânsızlıklarının üzerine gitmesi için tetikleyici bir özelliğe sahip. Adidas’ın tüm dünyada başlattığı kampanya ile ‘İmkânsız gerçek değildir, sadece bir düşüncedir’ fikriyle yola çıktığı felsefesini, zamanında olanaksız olarak gördükleri hedeflere erişmeye çalışan ve bunu başaran gerçek insanların hikayeleriyle birleştiriyor. Bu kampanyada, sporcuların spora duydukları tutku, kendilerini yetiştirme azmi ile sınırları ve kalıpları aşma hırsları işleniyor. 2004 yılında Muhammed Ali’nin başarı hikâyesi ile başlattığı uluslararası marka kampanyasıyla, geçmişte imkânsız gibi görünen zorlukları aşarak, rekorlara imza atan profesyonel sporcuların dışında da insanların başarı hikâyeleriyle daha geniş kitlelelere ulaşmak hedefleniyor. Ancak bu hedefin yanısıra asıl amaç herkesi kendi imkânsızına erişmeye yönelik ilk adımı atmaya teşvik etmek... Sporcular, kendi imkânsız hikayelerindeki en önemli anı, kendi çizim ve sözleriyle anlatıyor. Adidas Global Marka Pazarlama’dan sorumlu başkan yardımcısı Eric Liedtke, kampanya ile sporcuları bitiş çizgisinde değil, yolculuklarının kilit noktasında yakalayacaklarını söylüyor. Sporcuların başarı hikayelerine tanıklık ettikçe, nasıl bir mücadele verdiklerini ve başarıya nasıl ulaştıklarını göstererek, hikayelerin insanlara kendi yolculuklarına çıkmaları konusunda teşvik edici bir etken olacağını vurguluyor. KENDİ KALEMLERİNDEN BAŞARI ÖYKÜLERİ NBA’a girdiğinde ilk 40 maçta kenarda oturan NBA All Star oyuncusu Gilbert Arenas, 11 yaşındayken doktorların kendisine gelişim hormonu yetersizliği teşhisi konulan ancak rahatsızlığının onu çelimsiz değil çevik kıldığını söyleyen FIFA 20 yaş altı Dünya Kupası şampiyonu Lionel Messi, çocukluğundan beri hep jimnastik şampiyonu olmak isteyen ancak antrenörünün sırıkla atlamayı denemesini istemesi üzerine çalışmaları sonucu 20 dünya rekoruna imza atan Yelena Isinbayeva, 30 sporcusundan sadece birkaçı... İşte birçok farklı spor dalında birbirinden farklı başarı hikayeleri yaratan sporcuların kendi sözleriyle hikayeleri... Gilbert ArenasBasketbolNBA All Star Oyuncusu “NBA’a girdiğimde, kariyerimin ilk 40 maçında kenarda oturdum. Bana “0” dakika oynayabileceğimi söylediler. Bilirsiniz, bendeki yeteneği görmediklerini düşünüyordum. Sıfır olduğumu düşünüyorlardı. Mutsuz bir halde kenarda oturmak yerine çalıştım, çalıştım... Kimse size inanmıyorsa, yaptığınız herşey size değer kazandırır. Bu artık basketbolla ilgili değildi. Bu onlara, hatalı olduklarını göstermekle ilgiliydi. Şimdi “0” numara giyiyorum çünkü bu bana her gün çıkıp onlarla savaşmam gerektiğini hatırlatıyor.” Lionel MessiFutbol oyuncusuFIFA 20 yaş altı Dünya Kupası şampiyonu “11 yaşındayken, bana gelişim hormonu yetersizliği teşhisi koyuldu. Ama diğerlerinden çelimsiz olmak, daha çevik olmamı sağladı. Böylece topu yere yakın tutarak nasıl futbol oynanacağını öğrendim. Çünkü yerde kendimi daha rahat hissediyordum. Şimdi anlıyorum ki bazen kötü şeyler çok iyi sonuçlar doğurabilir.” Yelena IsinbayevaSırıkla Atlama20 Dünya rekoru “Çocukluğumdan beri hep jimnastikte dünya şampiyonu olmayı hayal ettim... Ancak bu benim için çok zordu çünkü çok uzundum. Artık benim için jimnastık bitmişti. Bir gün antrenörüm sordu: ‘Sırıkla atlamayı denemek ister misin?’, ‘Ne? O ne demek?’ dedim. Sırıkla atlamaya başladığımda, gelecekte 5 metreyi atlayabileceğimi söylüyorlardı. Önce, ‘Siz çıldırdınız mı?’ dedim. Her gün daha iyiye gidiyorum. Şimdi 20 dünya rekorum var. Başladığın yer, bitirdiğin yer olmak zorunda değildir.” David BechkamFutbol Oyuncusu İngiltere Milli Takımı kaptanı “98 yılını hala unutamıyorum. Tabi ki hiç yaşanmamış olmasını dilerdim. Tıpkı küçük bir çocuk gibi davrandım. Sanırım 510 dakika boyunca ağlamıştım. Ölüm tehditleri alıyordum, 3,5 yıl ’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle