22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 08 31/1/07 14:59 Page 1 CUMARTESİ EKİ 8 CMYK ? Uygunsuz Gerçek (An Inconvenient Truth) ? Barda Si ne ma 8 ASLI SELÇUK Geçen yılın en çok ses getiren belgeseli Uygunsuz Gerçek, ABD’nin eski Başkan Yardımcısı Al Gore’un yaşamını takip ediyor. Davis Guggenheim’in yönetmenliğini üstlendiği yapım tüm yaşamını küresel ısınma problemini çevreleyen yanlış anlamaları gözler önüne sermeye adamış bir adamın girişimlerine tutkulu bir bakış atıyor. ‘Gezginci küresel uyarı şovu’ adını verdiği multimedya gösterisiyle küresel ısınma problemini gündemde tutma çalışan Al Gore filmde, ekstrem hava koşulları, seller, kuraklıklar, salgın hastalıklar ve öldürücü hava dalgaları gibi sonuçları olan iklim değişikliklerini normale döndürmek için sadece 10 yılımız kaldığını gözler önüne seriyor. Serdar Akar’ın yeni filmi Barda, insanın doğasında var olan şiddetin sistem tarafından önüne geçilmediği halde herhangi bir yerde ortaya çıkabileceğini anlatıyor. Nejat İşler, Doğu Alpan, Melis Birkan ve Burak Altay’ın başrolleri paylaştığı filmde kan, küfür, dayak, hakaret eksik olmuyor. Hiçbir ortamda insan yerine koyulmayan alt sınıfın aldığı bir öç olarak da tanımlanabilen Barda, yaşanmış bir öyküden esinlenilmiş. Filmde kural tanımayan ve topluma saygısı olmayan cani ruhlu insanların aramızda yaşadığı hatırlatılıyor. ??????????????????????????????????? 79’uncu Oscarlara doğru Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nce verilen Akademi Ödülleri dünyanın en ünlü film ödülleri olarak biliniyor. Kazanç amacı gütmeyen bu profesyonel organizasyon, Amerikan sinema endüstrisinin merkezi California Beverly Hills’te. İlk kez 1927’de verilmeye başlanmış, 1940 ve 56’da yeni sınıflandırmalara gidilerek yabancı film ödülü de eklenmiş. Dekoratör Cedric Gibbons’ın tasarladığı, heykeltraş George Stanley’in yaptığı Akademi Ödülü heykelciğinin Oscar adını alması ise 1931’de olmuş. Sekreter Margaret Herrick heykeli gördüğünde “Bu amcam Oscar’a çok benziyor” deyince ödül böylece Oscar adıyla anılmaya başlanmış. 79. yılında Oscar adayları akademinin 5 bin 800 üyesince oylandı. 26 Aralık13 Ocak arasındaki ilk turda 14 kategoride yarışacak 5 aday belirlendi. Animasyon dalı bu oylamanın dışında çünkü sadece 3 aday (Neşeli Ayaklar, Arabalar, Canavar Ev) var. İkinci oylama 31 Ocak20 Şubat arasında yapılacak, 25 Şubat gecesi tören Los Angeles’taki Kodak Tiyatrosu’nda gerçekleştirilecek. 196070’lerdeki siyahi müziğin yükselişini anlatan Dreamgirls 8 daldaki adaylığıyla başı çekiyor ama film, yönetmen, erkekkadın oyuncu gibi ana dallarda aday değil. BABİL VE KÖSTEBEK KAPIŞACAK Dreamgirls’ü ana dallarda 7 adaylığıyla Altın Küre’li Babil izliyor. Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu, senarist Guillermo Arriaga, yardımcı kadın oyuncular Adriana Barraza, Rinko Kikuchi de adaylar. Bu adlar bu yılki Oscar’ların uluslararası çeşitliliğinin de bir göstergesi. İlk kez aday listesinde bu denli yabancı adlar var. En iyi film dalında Babil ve Köstebek’in (Martin Scorsese) dışında Pasifik Savaşı’nı Japonların gözünden anlatan Iwo Jima’dan Mektuplar (Clint Eastwood), çocuk güzellik yarışmalarını konu alan, Visconti’nin Bellissima’sını (1951) anımsatan Little Miss Sunshine (Michael Arndt), İngiliz monarşisini yeren The Queen (Stephen Frears) var. Babil ve Köstebek kapışacak gibi görünüyor, hiç belli olmaz akademi üyeleri geçen yılki yaklaşımlarıyla Çarpışma gibi küçük bütçeli bağımsız bir yapımı Little Miss Sunshine’ı da seçebilir. Film, Yapımcılar Sendikası’nın ödülünü aldı bile. Eastwood’un Atalarımızın Bayrakları’yla değil de Iwo Jima’dan Mektuplar’la aday olması da düşündürücü. Amerikan askerlerinin propaganda amacıyla kullanıldığını gösteren film ABD’de büyük bir kesimce sevilmedi. Yönetmen dalında bu kez iki Amerikalı (Scorsese, Eastwood) var, Amerikalı olmayanlarsa İngiliz Stephen Frears, Paul Greengrass (United 93) ve Meksikalı Inarritu. Film ve yönetmen ödülleri geçen yılki gibi (Çarpışma, Ang Lee) ayrı adlara gidebilir. 2003’te Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü’ne 11 Oscar veren akademi, büyük yapımlar olmadıkça ödülleri paylaştırmayı yeğliyor. Iraq in Fragments CIA’nın kanlı serüveni ALPER TURGUT Kirli Sırlar (The Good Shepherd), efsane oyuncu Robert De Niro’nun yönettiği yaklaşık üç saatlik bir CIA öyküsü... İstihbarat, ince zeka, casusluk ve karşı casusluk hamleleri, kirli oyunlar, yakın tarihin önemli olayları... İşte kan, gözyaşı, işkence ve ölüm üreten ünlü haber alma örgütünün usta işi analizi... Kirli Sırlar, Robert De Niro’nun, 1993 tarihli Günaha Davet’ten (A Bronx Tale) sonraki ikinci filmi... Orjinal isminin karşılığı İyi Çoban’a denk gelen filmin senaryosunu Eric Roth yazdı. Yapımın kadrosu ise dudak uçuklatacak cinsten... Yetenekli Matt Damon, güzel anne Angelina Jolie, uzun bir süredir sinemadan uzak duran ‘bay mafya’ Joe Pesci, iyi oyuncu John Turturro, hepsi birbirinden meşhur Alec Baldwin, William Hurt, Billy Crudup, Michael Gambon ve tabiî ki Robert De Niro... BUZDAN ADAM EDWARD Karşı casusluk bölümünün kurucusu ajan Edward Bell Wilson (Matt Damon), aynı zamanda kültürlü, güçlü ve sadece beyaz Amerikalılar’ın seçilerek alındığı “Kurukafa ve Kemik” adlı Masonik örgütlenmenin üyesidir. Yale Üniversitesi’nde kürsü sahibi olan eşcinsel edebiyat profesörü Fredericks STREEP REKOR KIRDI Erkek oyuncuda 4 Amerikalı’nın (Leonardo Di Caprio/Kanlı Elmas, Ryan Gosling/Half Nelson, Will Smith/The Pursuit of Happyness, Forest Whitaker/Son İskoç Kralı) İrlandalı Peter O’Toole (Venus) var. Marlon Brando, Al Pacino gibi O’Toole’un bu sekizinci adaylığı. Akademi, aktörün adaylık sayısıyla yaşını da (75) gözeterek Oscar’ı ona verebilir. Kadın oyuncudaysa üç İngiliz (Helen Mirren, Judi Dench 6, Kate Winslet 5 kez aday), bir İspanyola (Penelope Cruz) Meryl Streep Amerikalı tek ad. Oscar’lı Streep (Sophie’nin Seçimi/1982) Şeytan Marka Giyer’le on dördüncü kez aday gösterilerek kendi rekorunu böylece kırdı. İngiliz köklü oyunculuk geleneğinin karşısında hiç şansının olmadığını iyi bilen Cruz (Volver) İspanya’dan aday olan ilk oyuncu olmanın onurunu taşıyor. Kraliçe 2. Elizabeth’teki olağanüstü yorumuyla Helen Mirren’ının (The Queen) ödülü kesinlikle alacağı söyleniyor. 1992’de Emma Thompson’ın (Howards End) Oscar’ından sonra on beş yıldır İngiliz aktrisler aday gösterilselerde elleri boş döndüler. Erkeklerinse şansları daha çoktu: Daniel Day Lewis (Sol Ayağım/1989), Jeremy Irons (Reversal of Fortune/1990), Anthony Hopkins (Kuzuların Sessizliği/1991) üstüste Oscar’ları aldılar. BUSH’UN GÜNAHLARINI AKADEMİ ÇIKARACAK Yardımcı erkek oyuncuda 1966 ve 68’de aday gösterilen 72’sindeki Alan Arkin’in (Little Miss Sunshine) şansı O’Toole gibi yüksek. Komedyenliğiyle bilinen Eddie Murphy’ye Dreamgirls’de ciddi bir oyunculuk sergilediği içinde Oscar verilebilir. Akademi’nin siyahi oyuncuları 2001 (Denzel Washington, Halle Berry) ve 2004’te (Jamie Foxx) ödüllendirdiğini düşünürsek Forest Whitaker’ın, Will Smith’in, yardımcı erkekte Djimoun Hounsou’nun (Kanlı Elmas) şansları var denilebilir. Yabancı filmde başı 6 adaylıkla Meksikalı Guillermo Del Toro’nun Pan’ın Labirenti çekiyor. Danimarka’dan After the Wedding, Cezayir’den Indigenes, Almanya’dan Mart’ta gösterime girecek Başkalarının Hayatı, Kanada’dan Water var. Dreamgirls’ün 3 şarkıyla aday olduğu özgün şarkıda ödül alacağı kesin. Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı, Superman Dönüyor, Poseidon gibi dev yapımlarsa sanat yönetimi, ses miksajı, ses kurgusu, özel efekt gibi dallarda aday olabildiler. Bu yıl Meksika’ya (Babil, Pan’ın Labirenti) önemli ölçüde yer veren akademi, Meksikalı Alfonso Cuaron’un başarılı bilimkurgusu Children of Men’ini (Son Umut) sadece uyarlama senaryo, görüntü, kurgu dallarında aday yaptı. Mel Gibson’ın Apocalypto’su ise ses miksajı, ses kurgusu, makyaj dalında aday olabildi. Belgeselde Irak’la ilgili iki yapımın (Iraq in Fragments, My Country My Country) yer alması bir rastlantı değil. Bush yönetiminin günahlarını çıkartmaya akademi çoktan hazır, 79. yılındaki göz kamaştıran çeşitliliğin bir tür göstergesi bu. (Blood Diamond) Sierra Leone’de yaşanan iç savaşın hüküm sürdüğü 1990’larda geçen Kanlı Elmas, Zimbabweli eski bir kiralık askerle Mendeli bir balıkçının pembe bir elması geri almak için verdikleri mücadeleyi anlatıyor. İkisi de Afrikalı olan ama ten renkleri ile geçmişleri birbirinden farklı olan iki karakteri Djimon Hounsou ve Leonardo DiCaprio canlandırıyor. Elması tüccarların elinden kurtarmak için ikiliye yardım eden Amerikalı idealist gazeteci rolünü Jennifer Connelly’nin oynadığı filmin yönetmeni ise Zafer ve Son Samuray’dan anımsadığımız Edward Zwick. (Michael Gambon) de deneyimli bir ajandır ve öğrencisi Edward tarafından ekarte edilir. Buzdan bir adam olan Edward, insana dair her türlü duygudan yoksundur. CIA’yi kuran General William Donovan (Robert De Niro), ondaki ışığı görmekte gecikmez. En yakın arkadaşının kız kardeşi Clover (Angelina Jolie) tarafından baştan çıkarılan Edward, aşık olduğu kadından ayrılmak zorunda kalır. Çünkü Clover, hamile kalmıştır. Ve arkasından mutsuz bir evlilik gelir. Ajan Edward, 2. Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından önce Londra’ya ardından da Berlin’e gönderilir. Diğer ülkelerin casuslarını tanıma fırsatını bulan Edward, Avrupa’da tam altı yıl kalır. Clover hamileyken ABD’yi terkeden Edward, daha da soğuk bir adam olarak eve döner. Edward, oğlu ve eşiyle ilgilenmek yerine tekrar büyük bir inanç ile bağlandığı casusluk işine devam eder. Sadık yardımcısı Ray Brocco (John Turturro), paragöz şefi Philip Allen (William Hurt), yakın dostu FBI yöneticisi Sam Murach (Alec Baldwin), taraf değiştiren yetenekli ajan Arch Cummings (Billy Crudup) filme renk verirler. Sonra kötü günler gelir. Küba’daki sosyalist rejimi değiştirmek için yapılan Domuzlar Körfezi çıkartması başarısız olmuştur. CIA içindeki ilk sızma olayı, ortalığı karıştırır. Herkes şüpheli durumdadır. Soğuk savaş yılları, sovyet ajanlarının burunlarının dibine kadar sokulmasına yol açmıştır. Edward’ın etrafındaki çember daralmaktadır. Düşmanları, artık bir yetişkin olan oğlunun üzerinden Edward’ı safdışı bırakmak istemektedir. Hayatı boyunca kimseye önem vermeyen Edward, en yakınlarını üzmek pahasına da olsa harekete geçmekte gecikmez. ? Kanlı Elmas Yönetmenliğini Paul Mayeda Berges’in üstlendiği Aşk İksiri, anavatanı Hindistan’ın sihir ve geleneklerini göç ettiği batıda sürdürmeye çalışan insanlarının hikayesini anlatıyor. Filmin başrollerinde Aishwarya Rai, Dylan McDermott, Nitin Ganatra ve Anupam Kher bulunuyor. Tilo, San Francisco’da ‘Baharat Çarşısı’ adında küçük bir mağazada çalışan, kapısını çalan kimseyi geri çevirmeden, baharatlarıyla onlara yardım eden güzel bir kadındır. Fakat güçlerinin işe yaraması için başkasının tenine değmemek gibi uyması gereken kuralları vardır, ta ki Doug’la tanışana dek. ? Aşk İksiri (The Mistress Of Spices)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle