18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 02 31/1/07 15:03 Page 1 CUMARTESİ EKİ 2 CMYK 2 3 ŞUBAT 2007 CUMARTESİ Merhaba Dile kolay tam 7 yıl sürdü ölüm orucu... Dünyada ilk kez tutuklu ve hükümlü yakınları da ölüme yattı. Analar, babalar, kardeşler, çocuklar... Türkiye’nin dört bir yanında ‘seni seviyorum’ demenin bile yasak olduğu tecride karşı tek bir yürek oldu... Sağır kulaklara ve görmeyen gözlere ulaşmanın bedeli açlığın girdabında eriyerek yiten 122 hayat idi. Cumhuriyet Haftasonu’nun sinema yazarı, arkadaşımız Alper Turgut, kanayan ruhların sessiz çığlığını duyurmak için yazdı “Sessizliğe Karşı” kitabını... 19962000 yılları arasında görevi gereği yakından takip ettiği ölüm orucu eylemlerini kitap haline getirmek için tam iki yıl boyunca bilgi ve belge topladı Alper. ‘Modern tarihin en uzun eylemi’ni yaşanmışlıkların yanında ‘Ramon ile Dolores’in kurgusal öyküsüyle birlikte anlattı. Alper, 448 sayfalık kitabında vicdan borcunu ödediğini söylüyor, ölümlere ve acılara sırtını dönenlere inat: “Avukat Behiç Aşçı, ‘İnsanlık asla kaybetmez’ diyerek hayatını ortaya koydu. Onun bu yürekli tavrı, sansür duvarını yıktı ve suskunlar cephesinde ses getirdi. Eyleme ara verildi. Şimdi yaraları sarma zamanı... ” Alper’in Ant Yayınları’ndan çıkan kitabı ‘Sessizliğe Karşı’ bugün kitapçılarda... ??? Mozart, Mondessohn ve SaintSaens... Çocuk yaşta müzik dehası kabul edilen üç isim... 1991 doğumlu Amerikalı Jay Greenberg’in yeteneği de onlara benzetiliyor. Müziğe ilgisi 2 yaşında başlayan Greenberg, üç yaşında çello çalmayı öğrendi. İlk müzik teorisi derslerini yedi yaşında aldı, on yaşında da New York’taki Julliard Müzik Okulu’na kabul edildi. Kısa zamanda beş senfoni, bir düzine piyano sonatı, yaylı dörtlüsü ve oda orkestrası için parçalar, piyano, keman ve viyola için konçertolar besteledi. Beşinci senfonisini 12 yaşında yazan ve geçen Ağustos ayında ilk albümü piyasaya çıkan 15 yaşındaki Jay Greenberg ile Erdem Koca, internet üzerinden söyleşti. İyi hafta sonları... Güzel atlar ülkesinde peri kızının izinde... OZAN YAYMAN Herkesin kuytusu başka başka. Alıp başını gidenin yolları, kimine anılar. Zuladaki şarap, günlüğe not düşme anı. Musevi’ye ağlama duvarı, kilisenin günah çıkarma hücresi, Müslüman’ın çilehanesi. Her bir kuytu başka başka mekanlarda da olsa içe dönmek isteyene yer, yurt çok. Anadolu’nun ortasında tanış olduk kuytu mekânlardan birisine daha... Onarılmaz kuytuları onarma yeri dedik adına. Kapadokya’nın mistik kenti Ürgüp’te çektik kendimizi kuytumuza. En son söyleyeceğimizi peşinen yazalım ki, adına neden “onarılmazı onarma yeri” dediğimiz belli olsun. Anadolu’nun binlerce yıllık tarihi ve kültürünü miras saydığımızdan ilkin. Sonra mitolojik motiflerin en çok da bu coğrafyaya yakışacağına inanmışlığımızdan. Zenginliklerimize karşı olan hoyratlıkların hüznü bir de... restore edilen haliyle 2009’da tamamlanıyor. Proje bittiğinde değil Kapadokya dünya genelinde örneğine az Sesimizin eşleşmesini bulduğumuz yerde, atlar geçti gözümüzün önünden, özgürlük ülkesi saydık yurdumuzu. rastların butik otel hizmete girecek. Romalıların gazabından kaçan Hıristiyanlar’a mekan Geçmiş zamanlarda, “Kaptatuka” yani Güzel Atlar Ülkesi anlamına gelen “Kapadokya”da başka neyin hayalini olmuş Kayakapı Mahallesi’ndeki evler bundan 2 bin yıl önce. Kudüs’ten çıktıkları yolculuklarında Kapadokya’da kurabilirdik ki? almışlar soluğu ve kendilerini saklayacak dağın koynuna Uçsuz bucaksız bozkırın ortasında, peri bacalarının girivermişler. gölgesinde, “peri kızı”nın izini sürük. 1700’lü yılların sonlarında Osmanlılar’ın seçkinlerinin Bulduk mu? Yok canım daha neler... kaldığı söyleniyor evlerde. Zamanla el ayak kesiliyor mahalleden ve 1969 yılında, Zaten saklandığı söyleniyor kendisinin. Biz de, güzel olan afet bölgesi ilân ediliyor. Çok değil birkaç yıl sonra da aramak dedik, avunduk. tümden yalnızlığa bırakılıyor. Derken, Ankara’dan, “afet “Çıplak heykeller yapmalıyım. Nefis rüyalarımız için bölgesi” yıkılsın talimatı geliyor. “Olacak iş mi şimdi bu” çırılçıplak heykeller” diyen dizelerle mırıldanırsak, belki çıkar peri kızı demedik de değil. Bu halde arandık, çünkü diyenlerin başında da Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş geliyor. doğa burayı boydan boya heykellerle donatmış zaten. Peri Yöre turizmini çeşitlendirme, kültürel motifleri kızımız da beğenmiş olmalı ki doğanın bu lütfunu, yurt zenginleştirme isteminin Kapadokya’da edinmiş Kapadokya’yı. Hal böyle olunca, lütfa yeni bir hakim kanı olduğu bir anlam katalım istedik. Çırılçıplak heykeller arasında dönemde, “Ne demek gezinirken rüyalara daldık. binlerce yıllık tarih Kapadokya’nın ilk harcı bundan 60 milyon yıl önce yıkılsın” karılmış aslında. 60 milyon yıl önce bölgedeki üç azgın yaklaşımı? heybetli; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ ayaklanırlar. Bu Ürgüp’ün volkanik dağların püskürttüğü lav ve küller Kapadokya’nın “başkanı” tabanını kaplar. Taban, yumuşak bir tüf haline gelir ve yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtülür. ilk Bazaltlar zamanla çatlayıp parçalara ayrılmaya ve yağmur olarak suları da çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başlar. Isınan, soğuyan havaya sert rüzgârlar da eşlik eder. Sonuçta sert bazalt Ürgüp, Avanos, Görekayasının üzerinde şapkalar me, Uçhisar, Ortahibulunan koniler oluşmaya başlar. sar, Derinkuyu ekseBu değişik kayaların halk ninin, Kapadokya’nın arasındaki adı da, “peri kalbi olduğu söylebacası” olur. niyor. İçlerinden Ürİşte budur Kapadokya’yı güp’ün hareketliliği mistik hallere bürüyen doğa oyununun öyküsü. bir başka. Orası Ürgüp, Avanos, Göreme, UNESCO’nun ilgisiyUçhisar, Ortahisar, le taçlanmış durumDerinkuyu ekseninin, da. İlçeye yüzünü döKapadokya’nın kalbi olduğu nen dağ yamacındasöyleniyor. İçlerinden Ürgüp’ün hareketliliği bir ki “Kayakapı Mahallebaşka. Orası UNESCO’nun si”nin, “karınca yuvailgisiyle taçlanmış durumda. sı” evleri ayağa kaldırıİlçeye yüzünü dönen dağ larak, turizme kazandırılyamacındaki “Kayakapı Mahallesi”nin, “karınca mak üzere. yuvası” evleri ayağa kaldırılarak, turizme kazandırılmak üzere. Üstünde yaşayanlar kanıksasalar da, dışarıdan gelenlerin ilk tepkisi hayret üzerine oluyor, Kayakapı mahallede kamulaştırmaya gidiyor. Mahallesi karşısında. “Nasıl yani, nasıl şimdi bu evleri, dağı oymuşlar da içine Tarihi doku bozulmadan nasıl turizme kazandırılır diye çıkış yolları öylece mi yapmışlar. Neredeyse düz duvarın içine ev aranıyor. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, kondurmuşlar. Benim çağımda daha düz ovaya konut yapmayı öğrenemeyenler var. Bir sarsıntıda yerle bir Kayakapı Mahallesi’ne de koruma şemsiyesini açıyor. UNESCO ilgisi belirli oranda maddi kaynağı da oluyor. Karınca yuvası gibi dedim ama kuş tüneği beraberinde getiriyor. Meşakkatli bir süreç gerektiren olmasın?” diye diye vardık mahalleye. Evlerin bazısının kapıları o kadar küçük ki. Şimdi restorasyon çalışmalarını üstlenecek yatırımcı aranırken “Magic Life” devreye giriyor ve tamamı 2011 yılında soruyor insan ister istemez, o devirde yaşayanlar sonuçlanacak projenin ilk adımı 2 yıl önce atılıyor. Şehir küçümencik miydi diye? Değil, değil... Savunma stratejisi plancısı, arkeolog, jeolog, tarih araştırmacısı ve daha nice hepsi. Kendilerine saldıranları daha kolay yakalamak için uzmana bir de orman mühendisi ekleniyor. Orman özellikle küçük yapılmış ev girişleri. Ev sahibi nasıl olsa bir mühendisi niye? Diye soracak olanlara, “Evlerdeki ahşap yolunu bulup girer. yapıyı inceliyor. Tarihin nerelere kadar uzandığını tespit Bir de ferah evler, sorma gitsin. İki oda bir salon da var, etmek için” yanıtını verelim. üç artı biri de. Mutfak, kiler cabası. Ses geçirmez duvar Bununla da yetinilmiyor. Yöre insanının, diyeceğim, dağın içi burası daha ne olsun, yalıtım müthiş. Kapadokya’nın çehresini değiştirecek gözüyle baktığı Girişin hemen önünde bir de teras var. Dağ başı burası atılıma ortak olması istemiyle, “Kayakapı İzleme ama öyle bildik dağ başlarından değil. Komitesi” kuruluyor. Halk gelişmelerden bir bir UNESCO’nun da elinin değdiği proje kapsamında haberdar ediliyor, yeni fikirler değerlendirmeye alınıyor. binlerce yıl öncesinin dağa oyulmuş evlerinin ilk aşaması Ç ıplak heykeller yapmalıyım. Nefis rüyalarımız için çırılçıplak heykeller’ diyen dizelerle mırıldanırsak, belki çıkar peri kızı dedik. Bu halde arandık, çünkü doğa burayı boydan boya heykellerle donatmış zaten. Peri kızımız da beğenmiş olmalı ki doğanın bu lütfunu, yurt edinmiş Kapadokya’yı. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: İpek Aksoy Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu, Mustafa Doğan Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ hafta?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle