18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 04 31/1/07 15:01 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 3 ŞUBAT 2007 CUMARTESİ Bir zamanlar ‘RA’ vardı! Hani o muhteşem temcit pilavı imkânını yitirmişti. var ya: “Batı’lının malını Batı’ya Böyle olunca da 80’lerdeki ikinci dönem satmaya uğraşacağınıza Barış rock gruplarımızın çalışmaları sadece Manço’lar, Cem Karaca’lar gibi konserlerle sınırlı kalacaktı. Bunun buralı rock yapsanız ya” diye devam eden. Hiç kimse bu dışında da İzzet Öz gibi TRT teraneyi sorgusuz kabullenmesin, çünkü o 60’lardaki programcılarının yaptığı kayıtlarda ustalarımızın da ilk deneyimleri böyleydi. Onlar da ilk önce arşivler arasında yokolup gideceklerdi. İngilizce okudular ve çocukça yurtdışı hayalleri kurdular. 80’ler içindeki Egzotik Band, Devil, Ra, Ancak geçen süreç içinde kendilerini bulup buralı bir şeyler Ambulans gibi nice rock topluluğu hatırı yaptılar. Buna da pişme noktası diyebiliriz. Bir yandan sayılır işler ve konserler yaptıktan sonra ayaklar bu toprağa basar, diğer yandan da hayallerindeki hayat gailesinin vesairenin zorunlu müziği yakalamaya uğraşırlar. Kabul gördükten sonra da tahakkümü sonunda dağılıp gidecekti. evrensel normlarda işlere imza atmaya sıra gelir. İşte bu Onlardan Whisky, Kramp gibi iki örnek 90’larda noktaya gelindiğinde ne hikmetse bizim ülkede ani bir da devam edecekti, etmesine ama yepyeni bir rock değişim olur ve serüven biter. Türkiye’de rock müzik 10 ya kuşağı onların işlerini bilemeden Amerika’yı tekrar da 20 yıl aralıklarla aynı serüveni yaşamıştır. keşfe koyulacaklardı. 60’lardan 70 sonlarına kadar oluşan ilk rock süreci, tam ideal noktaya erişecekken müzik RONİK, ELEŞTİREL alemimize musallat olan arabesk ile VE ENERJİK toplumsal ortamımıza duhul eden darbe İşte Sabih Cangil, “İçimizdeki Pervaneler” son noktayı koyacaktı. Şimdi hatırlıyorum 70’li ve 80’li albümünde o yitik dönemin izlerini bize da o ara dönem toslaması olmasaydı Cem rd ha rın lla getiriyor. Cangil, o günlerin en önemli yı Karaca, “Safinaz” albümünden sonra topluluklarından biri olan Ra’nın elemanı. y av he ve kimbilir nelere imza atacaktı. Ya da Barış rock 1979 ile 1984 arası Ra ile birlikte yaptıkları Manço “2023” isimli enstrümantal yapıtı ve şarkı 43 besteden şeçtikleri ve sonraki dönemde ın rın la up gr “Yeni Bir Gün Doğdu” albümünden yaptıklarını da ekleyerek bu albümü sonra... Erkin Koray için de farklı değil. sözlerindeki çıkarmış. Daha böyle bir çok isim sayabiliriz. Gitar ve vokalleri üstlenen Sabih Cangil espri ve ironi yanına davulda Erhan Akkan, klavyelerde ki de iz ‘İçim GZOTIC BAND, Levent Cangil, bas gitar İsmail Baltalı’yı RA, E5 VE 80’LER alarak bu albümü oluşturmuş. 10 parçanın Pervaneler’le yeraldığı albümde 80’lerin konserlerini 60 ve 70’li yıllardaki ustalarımızın ortaya ne zü yü gün hatırlarken bir yandan da aradaki kopuşlar çıkardıkları sonuç bir anda hafızalardan çıkıyor. olmasaydı Türkiye’de müziğin nerelere kopartılacak ve 80’lerde gelen yeni kuşak gelebileceğine dair iç geçirmeden de rockçılar tekrar aynı yerden koşuya başlamak edemiyoruz hani. durumunda kalacaktı. Hardal’ın ilk kez rock Ra, 80’li yılların rock grupları arasında tabirini açıkca sunup plak kaydı bıraktığı ve müzikaliteye en çok önem verenlerindendi de etrafta uzaylı muamelesi gördüğü ve yeraldığı her etkinlik kaliteyi belirlerdi. tarihlerde 80’li yıllara doğru fena halde Onlar için dönemin gençlik ve müzik gidiyorduk. 80’lerde ilk kez sert tınılı dergileri; “Geleceğin Pink Floyd’u” başlığını bile atmaktan Senfonik Rock, Hard Rock ve Heavy Metal çekinmeyeceklerdi. Sabih Cangil’in bu albümün dinlerken o tarzlarındaki Türk grupları şekillenecekti. Böylece Egzotic yılların izlerini daha sağlam bir müzikal birikimle buluyoruz. Band’lar, Ra’lar, Ambulans’lar, Whisky’ler sıfırdan başlayarak Dikkat çekmek istediğim bir nokta da o zamanlardaki tekrar yola koyuldu. Hani bazı aklı evvellerin dediği gibi hard rock ve heavy gruplarının (yerli ve yabancı) şarkı onlar reddi miras falan yapmadılar... Çünkü ülke içinde sözlerindeki espiri, ironi ve toplumsal eleştirinin bu albümle bulabilecekleri miras ortadan kaldırılmış gibiydi. gün yüzüne çıkması. Bugün hasret kaldığımız sadece onlar Plak devreden çıkmıştı, dönem kaset devriydi. Arabesk mı? 80’lerin gitar sololarının tadını bulurken Cangil’in dışında kimseye albüm yaptırılmıyordu... Ki onların hafiften Lemmy Kilmister (Motorhead)’vari dinginlikteki farkedilmesine imkân ihtimal yoktu. Köprülerin yıkıldığı bu vokaliyle de keyifleniyoruz. Hani bugünkü öcülü, böcülü ve ortamda (eski ustalarının da ilk başlarda başına geldiği gibi) bir o kadar da gotik yapılı sert rock ortamına bu albümü bir ucube gibi algılanacaklardı. Kendi olanaklarıyla kendi sunup “Bakın çocuklar gibilere konserler vereceklerdi. Ya bir sinema salonu ya da bizim dönemdeki hard’n bir okul salonu onların nefes alıp verdiği yerler olacaktı. heavy böyle esprili, Onların kaset falan yapma olasılığı da yoktu, çünkü o böyle cıvıl cıvıl, böyle dönem İMÇ denilen müzik sanayimizi arabesk modası fena enerjik bir şeydi” halde esir almıştı. Dolayısıyla değil rock, vakti zamanın demek isterim. tabiriyle Türkçe sözlü hafif batı müziği bile albüm yapma D inleyin eğlenin Dans müziği vokalisti İndigo’da APTÜLKADİR ELÇİOĞLU Robert Owens bu akşam İndigo’ya konuk olacak. 80’lerde Larry Heard a.k.a. Mr. Fingers’la olan çalışmaları sayesinde tanınan ‘R&B’, ‘urban’ ve ‘house’ müzik vokalisti Owens, ‘I’ll Be Your Friend’ ve Photek’le beraber yaptığı ‘Mine To Give’ parçaları dans müziği listelerinin en üst sıralarına yerleşti. 1961 yılında Ohio’da doğan vokalist, kilise korolarında şarkı söyleyerek büyüdü. Larry Heard ile tanıştıktan sonda dj olarak çalışmaya başladı. Owens Türk müzikseverlerle ilk kez bu akşam buluşacak. (0216 556 98 00, biletler 28 ve 23 YTL) İ Hiperaktif çocuklar ile müzik keyfi ‘Hyperactive Kid’ 8 Şubat Perşembe akşamı Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde müzikseverlerle buluşacak. Kendilerini hiperaktif olarak tanımlayan topluluk, çok yoğun ve karmaşık bir tını ve armoni bütünlüğü içinde müzik yapıyor. Saksafonda Philipp Gropper, davulda Christian Lillinger ve 7 telli gitarda Ronny Graupe, cazın en değişik halini sunacak. Fazlasıyla enerjik topluluk, 70’lerdeki ‘Frankfurt Jazz Günleri’ni günümüze taşıyor. (0212 244 25 58, biletler 15 YTL) E Vadim Repin’den keman resitali Sabih Cangil, 1979 ile 1984 arası Ra ile birlikte yaptıkları 43 besteden şeçtikleri ve sonraki dönemde yaptıklarını da ekleyerek ‘İçimizdeki Pervaneler’ albümünü çıkarmış. Keman virtüözü Vadim Repin 5 Şubat Pazertesi akşamı saat 20.30’da Cemal Reşit Rey’e konuk olacak. Gece Repin’e kendisi kadar ünlü müzisyen Itamar Golan eşlik edecek. Tutkuyu, tekniği, şiirselliği ve duyarlılığı bünyesinde birleştiren ender müzisyenlerden biri olan Vadim Repin, uluslararası kariyerine henüz 17 yaşındayken kazandığı ‘Kraliçe Elisabeth Yarışması’ ile başladı. Orkestra eşliğindeki ilk konserini 7 yaşındayken veren Repin, programın ilk yarısında Rus besteci Prokofiev’den ‘Beş Melodi’ ve ‘1 no.lu Sonat’ı, konserin ikinci yarısında ise, Fransız besteciler Ravel ve Chausson’un eserlerini 300 yıllık kemanı ve Itamar Golan’ın piyanosu eşliğinde seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 25.75 ve 16 YTL) Çağrı, ilk oyuncağının kitabını yazdı K ‘Sibel Köse Quartet’ ‘Sibel Köse Quartet’, 78 Şubat akşamları saat 21.00’de JC’s İstanbul Jazz Center’da konser verecek. Vokalde Sibel Köse, piyanoda Serkan Özyılmaz, bas gitarda Caner Kaptan ve davulda Cengiz Baysal cazseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak. Gecenin bilet fiyatları 25 YTL. (0212 327 50 50) Müzik eğitimine Ege Üniversitesi konservatuarından, İTÜ Devlet konservatuarına geçiş yapıp bitiren Çağrı halen mezun olduğu okulda klarnet eğitmeni. larnetin Avrupa ve Türkiye’deki tarihsel gelişimi konusunda araştırmalar yapan Serkan Çağrı bu kez de ‘Sol Klarnet Eğitimi1’ adlı kitabıyla sahneye çıktı. Stüdyo müzisyenliği, film ve dizi film müzikleri de yapan Serkan Çağrı, klarnetin atası olarak bilinen ‘şalümo’ adlı barok dönemi klarnetini ülkemizde icra eden ilk ve tek müzisyen. Avrupa’da 17. yüzyılın başlarında Nürnberg’de keşfedilen klarnet Türkiye’ye ilk kez 1826 yılında Donizetti Paşa tarafından getirilerek Mızıkaı Humayun’da (Saray Bandosu) kullanılır. Daha sonra bu şekliyle Türk müziği icrasında teknik zorluklar yaşadıklarından, klarnetin Türk müziğine uyarlanması arayışı içine girmişler ve Türk müziğinin seslendirilmesinde, esas alınan ‘bol ahenk’ akorda göre tasarlanmış ‘sol klarnet’ doğar ve kısa zamanda Türk Müziğinin geleneksel çalgıları arasında yerini alıp, özellikle köçekçeler, sirtolar, oyun havaları ve fasıllarda kullanılan en etkin enstrümanlardan olur. Sol klarnetin, Türkiye’de değil pek çok ülkede de tanınıp sevilmesine rağmen, Türk Müziğinde nasıl seslendirileceğini öğretecek çalışma metodu bugüne kadar yazılmamıştı. İTÜ Türk Müsikisi Devlet Konservatuarı ve Haliç Üniversitesi Konservatuarı Türk Musikisi Bölümünde öğretim görevlisi olan ve klarnetiyle ülkemizi yurt dışında da başarıyla temsil eden klarnet sanatçısı Serkan Çağrı ‘Sol Klarnet Eğitimi1 isimli kitap ve DVD’yi Bemol Müzik Yayınları desteğiyle yayınladı. Ülkemizde ve dünyada bir ilke imza atan, gelecekte bu alanda yapılacak daha kapsamlı çalışmalar için bir başlangıç olarak gördüğü çalışmasının, kendi teknik ve yöntemlerini kullanarak bilgi ve deneyimlerini paylaşan Çağrı “Klarnetle Türk Müsiğini seslendirmek isteyenler artık klarnetçileri dinleyip gözleyerek değil kitabından okuyarak, DVD den izleyerek öğrenebilecekler” diyor. Selanikli bir ailenin torunu olarak 1976 yılında Keşan’da doğan Çağrı, çalgı yapımcılığı ile uğraşan ailesinin yanında yedi yaşında klarnet ile tanıştı. ‘Benim ilk oyuncağım’ dediği klarnetten bir daha ayrılmadı. “Herkesin bir yalnızlığı, bir hayali vardır. Ben bu hayallerimi, bu yalnızlığımı, içe dönük duygularımı klarnetimle aktardığıma inanıyorum” diyor. Çağrı; “Dünya da ‘sol klarnet’in icra tarzı pek çok müzik adamı tarafından hayranlıkla dinleniyor. Klarneti klasik müzik içinde, caz motifleri içinde duyduğumuz da bir tınısı var batılı zihinlerde kazınmış. Bunun için klarnetin Türk Müziğindeki yorumunu öğrenmek istiyorlar” diye konuşuyor. Özellikle yurt dışı konserlerine 1995’ten beri devam eden Çağrı; Montreux Caz Festivali, Jazz a Vienne, Moers Festivali, Üsküp Festivali gibi önemli caz festivallerine katıldı ve konserler verdi. Hazırlamış olduğu ‘İki Yaka Tek Nefes’ yakın kültürleri buluşturma konseri projesinde Yunanistan’ın dünyaca tanınmış klarnet virtüözü Vassilis Saleus ile birlikte sahne aldı. Kırmızıya çalan gece Ercüment Vural ve Önder Focan ‘Kırmızıya Çalıyor’ projeleriyle bu gece saat 22.30’da Nardis Jazz Club’de olacak. Proje latin, funk ve biraz da swing müzik türünde dolaşan parçalardan oluşuyor. Projenin adında kırmızı renk bulunsa da, Focan ve Vural’a göre yaptıkları müziğin rengi mavi. Hatta açık ve uçuk mavi… Konserde Ercüment Vural, Önder Focan, Alp Ersönmez, Erhan Seçkin ve Onur Naz’ın melodileri ve rahatlatıcı ritmleri dinleyicileri uzak diyarlara götürecek. (0212 244 63 27, biletler 20 YTL) YILDIZ ÇELİK Işın Karaca Balans’ta Türkiye’nin en önemli ve özel bayan vokallerinden Işın Karaca, bu akşam Beyoğlu Balans Music Hall’de konser verecek. Şarkıcının bugüne kadar piyasaya çıkardığı ‘Anadilim Aşk’, ‘İçinde Aşk Var’ ve ‘33/3 Başka’ albümleri çok beğenildi. Karaca; caz, funk, soul ve yabancı pop parçalarından oluşan özel bir repertuarla sevenleri ile buluşacak. (0216 556 98 00, biletler 30 YTL)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle