22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 04 14/2/07 16:50 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 17 ŞUBAT 2007 CUMARTESİ Otuz yıllık dostluğun Uluslararası gitaristimiz Ahmet Kanneci uzun yıllar birlikte çalıştığı besteci Turgay Erdener’in kendisine bulenterguden?yahoo.com ithaf ettiği eserlerden oluşan ‘Ahmet Kanneci Plays Turgay Erdener’ albümünü çıkardı. Ahmet Kanneci ülkemizde oldukça ünlü, ancak kompozitör Turgay Erdener sanırım müzikseverler tarafından yeterince tanınmamakta. Erdener sahne, ses ve çalgı müziğinin çeşitli formlarında üretken olan çok önemli bir sanatçımız. Bu albümdeki klasik gitar eserleri de oldukça çeşitlilik göstermekte. Türkiye’de klasik müzik yorumcularının bir sorunu da ulusal bir müzik repertuarının yeterince oluşmaması. İlk ciddi çok sesli kompozitörlerimiz 20.yy’da çıktı. Rönesans, Barok gibi daha önceki dönemler ise bizim çok seslilik tarihimizde yok. Ancak son yıllarda kompozitör sayısı oldukça arttı ve gitar gibi orkestra dışı çalgılar için bile birçok eser bestelenmekte. Ahmet Kanneci de yıllardır aşık olduğu çalgısı için repertuar oluşturmaya katkıda bulunmakta. Turgay Erdener, Ertuğrul Bayraktar, İstemihan Taviloğlu gibi birçok kompozitörü gitar için beste yazmaya Gitarist teşvik etti ve ortak çalışmalara girdi. BÜLENT ERGÜDEN öyküsü Gel gör beni aşk neyledi lbüm 1988 yılında tamamlanan ‘5 grotesques’le açılıyor. Grotesk kelimesinin sözlükte yer alan karşılıklarından beşi göz önüne alınarak yazılmışlar: İlkel, şaşırtıcı, tuhaf, gülünç, şakacı. ‘Loneliness’ adlı parça ise İngiliz şair E. E. Cummings’in Loneliness adlı şiirinden esinlenerek bestelenmiş. ‘Tree folk tunes’, Kanneci’nin yurtdışı konserlerinde yoğun ilgi ve istek gördüğü Türk motifli müzikler bağlamında bestelenmiş. Yunus Emre’nin ‘Gel gör beni aşk neyledi’ isimli ilahisinin teması gitar için düşünülmüş. Erdener bu eserlerin temalarını alarak deforme etmeden gitar için rekompose ediyor. Klasik müzikte ulusalcılık akımı 19 yy’da gelişmişti. Sonrasında ise modern besteciler yerel motifleri daha az kullanır hale geldiler. Türkiye’de ise Cumhuriyet anlayışı doğrudan ulusalcılıkla ilgili olduğundan, bu akımı geç de olsa oldukça güçlü yaşadık. Halk müziği motiflerinin kullanılmasının bir nedeni de ilgi görüyor olması. Türkiye’deki müzik dinleyicisi kulağına tanıdık gelen melodileri dinlemek kolaylığına eğilimliyken dünyada ise her türlü müziği bir gurme gibi tatmak isteyen postmodern kültür anlayışı bu tarz eserlere oldukça açık bir yapıda. Elbette ki halk müziğimiz çok değerli ve bu tarz eserlerin de oldukça iyileri var. Ancak köy melodilerini sürekli kente taşıma eğilimi biraz da modernizasyon süreçlerindeki sorunlarla ilgili. D inleyin eğlenin Fitzgerald şarkıları eşliğinde bir gece Bu akşam Axess sponsorluğunda Nardis Jazz Club’da Sibel Köse Band ‘Tribute to Ella Fitzgerald’ gecesi düzenlenecek. Yeteneği, olağanüstü zenginlikteki sesi ve müziğe olan hakimiyetiyle bütün zamanların en ünlü caz şarkıcısı olan Ella Fitzgerald, caz vokalin en az orkestra kadar önemli olduğunu vurguladı. Gece Fitzgerald’ın en sevilen parçalarını Burak Bedikyan, Önder Focan, Erdal Akyol ve Cem Aksel yorumlayacak; Sibel Köse seslendirecek. Saat 22.30’da başlayacak konser ile cazseverler unutulmaz bir gece yaşayacak. (0212 244 63 27, biletler 20 YTL) A TEK BESTECİ Klasik müzik albümlerinin bir bestecinin eserlerinden oluşması 20 yy’ın son 10 yıllarında gelişen bir anlayış. Daha öncelerinde çıkarılan albümler genelde çok sayıda bestecinin eserlerinden oluşurdu. Postmodern dönem uzmanlaşmanın, ayrışmanın uç noktalara ulaşmasıyla yeni bir tarz büyüme anlamındadır. Konsept albümü oluşturma aslında müzik dinleyicisi açısından olumlu bir gelişme. Beethoven’ın tüm piyano sonatlarını ya da Bach’ın tüm kantatlarını dinlemek, bütünü anlamak, tek tek parçalarında daha iyi anlaşılmasını sağlar. Batı kültürü daha çok parçalara ayırarak analiz ederek anlamaya eğilimli. Ancak bu durum bütünü görmede oldukça sorunlu. Hatta bir bestecinin tüm eserlerini dinlemek bile bazen yanılmaya engel olamaz. Ahmet Kanneci Sony BMG’den çıkan ‘Ahmet Kanneci Plays Turgay Erdener’ albümünde hocası ve arkadaşı Erdener’in tüm gitar eserlerini yorumluyor Erener ve Tırpan’dan özel bir konser Sertab Erener ve Avusturya’da yaşayan genç kompozitörpiyanist Sabri Tuluğ Tırpan, 21 Şubat’ta Beyoglu Hayal Kahvesi’nde konser verecek. İkili başta caz olmak üzere farklı müzik tarzlarından özenle seçilmiş İngilizce ve Türkçe şarkılardan oluşan bir repertuar sunacak. Saat 21.30’da başlayacak konserle müzikal bir yolculuğa çıkacaksınız. (0212 244 25 58, biletler 30 YTL) TİCARİ KAYGISI YOK Albümdeki son eser olan ‘Sonata for Solo Guitar’ 4 bölümden oluşmakta. Bu sonatta belirli kalıplara uyulmak yerine serbest bir anlayış öne alınıyor. Dinlediğim gitar besteleri içerisinde en güçlüsü olduğunu düşündüğüm yapıt oldukça görkemli. Çalınması çok zor olan bu eseri Kanneci büyük bir ustalıkla seslendirmiş. 17. yy’da, batıda notanın yayılmasıyla birlikte besteci ve yorumcu ayrımı netleşti. Günümüzde yorumlanacak olan çoğunlukla eserin notası olarak düşünülür. Örneğin Bach’ın notalarının üzerinde açıklamalar yoktur ve yorumcunun ustalığı bu büyük yaratıcıyı mümkün olduğunca doğru yansıtacak çalışı gerçekleştirmektir. Bu durum çalgıcının alanını oldukça daraltır. Ancak besteci ve yorumcu besteleme süreçlerinde ortak çalışırlarsa, yorumcunun müzikal üretim süreçlerine doğrudan katılma şansı doğar. Ahmet Kanneci 30 yıllık hocası ve arkadaşı olan Turgay Erdener’in tüm gitar eserlerini çaldığı ‘Ahmet Kanneci plays Turgay Erdener’ albümü Sony BMG etiketiyle yayımlandı. Ticari hiçbir kaygısı ve şansı olmayan albümün müzik tarihi içerisinde hak ettiği yeri alacağına inanıyorum. YORUMLANABİLİR MÜZİK Bu albümde Turgay Erdener’in tüm gitar eserlerini dinlediğimde bende uyanan duygu ciddiyet, mizah, derinlik, çeşitlilik kavramlarıyla birlikte ‘iyi müzik’ oldu. İyi müzik yorumlanabilir olan müziktir. Yorum hem çalarken hem de dinlerken sözkonusu. Eleştirideki yorum ise oldukça problemli bir durum. Erdener’in gitar gibi orkestranın dışında kalmış, ancak çok da sevilen bir çalgı için bu kadar çok eser üretmesi oldukça takdir edilecek bir durum. Müzik tarihinde Villa Lobos, Manuel Ponce, Tedesco gibi daha çok gitar eserleriyle ünlü besteciler de var. Albümdeki tüm besteler kalıcı olacak nitelikte. Kanneci, Erdener’in uluslararası düzeyi fazlasıyla yakaladığını düşünmekte. Benim düşünceme göre müzikte ne ulusallık ne de uluslararasılık önemli. Müziğin önemini kendi içinde görmek, dahası müzik olabilmek gerekiyor. Albümdeki eserlerin görece olarak eski tarzlarda olması ise tutuculuktan değil gitar repertuarındaki boşlukların doldurulmasıyla ilgili. Portecho, Roxy’de dansa davet ediyor Tan Tunçağ ve Deniz Cuylan ikilisinden oluşan ‘Portecho’ 22 Şubat Perşembe akşamı Roxy’de sevenleriyle buluşacak. Elektronikayı rock ile buluşturarak dans müziğine kendi yorumlarını katan ikili, İngilizce vokaller ve sıcak gitar melodileri kullanıyor. 80’lere göndermeler yapan topluluğu dinleyeceğiniz gecenin bilet fiyatları 23 YTL. (0216 556 98 00) Sitar ve tabla electronica ile buluşursa Excalibur II The Celtic Ring “Müzisyenlerin müzisyeni” olarak Nasıl olur? “Olmaz” demeden önce iyi düşünün. Hint asıllı İngiliz DJ, prodüktör ve tabla üstadı Talvin Singh, geçtiğimiz kzulal?yahoo.com hafta sonu İstanbul’un yeni mekanlarından Garajİstanbul’daydı ve bunun çok da güzel olabileceğini bir kez daha kanıtladı. Bu yıl ikincisi düzenlenen Shaman World Music Days kapsamında ülkemize gelen Singh’in performansı, son yıllarda dinlediğim en iyi DJ setlerinden birisiydi. Çok sayıda yabancının da aralarında bulunduğu İstanbullular, o gece tam anlamıyla coştu. Talvin Singh, Doğu ve özellikle Hint müziğine özgü aletlerle yaratılan geleneksel ritimleri, elektronik müzikle öylesine başarılı bir şekilde birleştiriyor ki, o çalarken yerinizde durmanız pek olanaklı değil. 90’lı yıllarda İngiltere’de ortaya çıkan Asian Underground akımının öncülerinden olan Singh’in, dans müziğine getirdiği yenilikçi boyut ile tanınması boşuna değil. Daha önce bir DJ’in miks setinde şarkıları çalmakla meşgulken, aynı anda kendi sesiyle doğaçlama yaptığını görmemiştim. Massive Attack, Madonna, Bjork, Courtney Pine, Blondie, Siouxsie & The Banshees, Sun Ra, Indigo Girls, Morocco’s Master Musicians of Jajouka ve Dub Syndicate gibi isimlerle çalışan Talvin Singh’i bir gün bir yerlerde yakalarsanız, sakın kaçırmayın. Hatta bence, o zamana kadar beklemeyin; Talvin Singh’in albümlerini dinleyin, onun müziğine yabancı olanlar için özellikle “OK” adlı albümünü öneririm. Drum & bass sound’unun, tabla ve sitarın o sürekli değişen, kendilerine özgü rezonansıyla ve armonisiyle buluşması gerçekten ilginç ve bir o kadar da etkileyici. Gitarist Martino İstanbul’da Cazın en büyük gitaristlerinden biri olan Pat Martino 2224 Şubat tarihleri arasında Jc’s İstanbul Jazz Center’da İstanbullularla buluşacak. Gitarda Pat Martino, davulda Scot Allen Robinson, piyanoda Rick Germanson ve bas gitarda Gregory Ryan caz müziğinin en güzel örneklerini müzikseverler için seslendirecek. Gecenin birinci bölüm ve ikinci bölüm bilet fiyatları 35’er YTL. (0212 327 50 50) ZÜLAL KALKANDELEN tanınan besteci ve piyanist Alan Simon’ın bütün şarkıları yazıp prodüktörlüğünü de üstlendiği bu albüm, efsanevi müzisyenleri bir araya getiriyor. Aralarında Alan Parsons, Yes’in sesi Jon Anderson, Supertramp’den John Helliwell, King Crimson’dan John Wetton, Jethro Tull’dan Martin Barre, the Moody Blues ve Flook’un da bulunduğu 20 dünyaca ünlü sanatçı ve grup ile 120 müzisyeni buluşturan albümde, folk, rock, senfonik rock gibi birçok müzik türünden 16 adet daha önce hiç yayımlanmamış şarkı yer alıyor. İngiliz poprock grupları, folk müziğin seçkin yıldızları, Prag Senfoni Orkestrası ve 20 farklı ülkeden müzisyenlerin hepsi, Alan Simon’ın yarattığı Celtic sound’unu seslendirmek için çalmış. “Excalibur II”, kaçırılmaması gereken önemli bir arşiv malzemesi niteliğinde. Best Film Classics 100 EMI tarafından yayımlanan Best 100 serisinden muhteşem bir CD serisi daha! 2001: A Space Odyssey, Philadelphia, Amadeus, Shine, Eyes Wide Shut, The Godfather III, Harry Potter, Titanic, The Lord of the Rings, Cinema Paradiso, The Piano, American Beauty, Mission Impossible vb. gibi filmlerin unutulmaz müzikleri 6 albümde bir araya toplandı. Toplam 100 şarkı yalnızca tek CD fiyatına satılıyor. Klasik müzik sevenlerin olduğu kadar sinema tutkunlarının da kaçırmaması gereken bir toplama albüm. Ayrıca ilgilenenler için, Best 100 serisi içinde yayımlanan ve Mozart ile Bach’ın eserlerini toplayan 6 CD’lik toplama albümler de mevcut. Indigo’da ‘Girls On Top’ partileri Indigo’da her ay düzenlenen ‘Girls On Top’ partileri kapsamında bu akşam BBC Radio 1’deki ‘In New Music We Trust’ programıyla tanıdığımız Annie Mac müzikseverlerle buluşacak. BBC2’nin ‘The Cultere’ şovuna da yardım eden Annie, müzik yazıları yazmasının yanında MTV2 için ‘Gonzo’ adındaki kült program için de çalışıyor. (0216 556 98 00, biletler 28 ve 23 YTL) Jay Jay JohansonThe Long Term Physcial Effects Are Not Yet Known Ülkemizde de hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip olan İsveçli müzisyen JayJay Johanson’un yeni albümü, triphop ve modern caz’ı bir kez daha elektronik bir altyapıyla birleştiriyor. 2000 tarihli albümü “Poison”ın başarısını yakalayamasa da, kesinlikle dans müziğine yöneldiği bir önceki çalışması “Rush”tan çok daha iyi bir albüm. Yine o bildiğimiz kırılgan ses… Yine melankolik. Ve onun sesine bu melankolizm çok yakışıyor. Özellikle “Rocks In Pockets”, “JayJay Johanson Again” ve “Tell Me When The Party’s Over/Prequiem” adlı şarkılar dikkate değer. Johanson, yeni albümünün tanıtım turnesi kapsamında, 14 Nisan’da İstanbul Balans’ta bir konser verecek. Türk müzikleri Selim Sesler, 21 Şubat Çarşamba akşamı saat 21.30’da Babylon’da konser verecek. Türkiye coğrafyasındandan birçok farklı müzikal tınıyı ustalıkla işlediği ‘Oğlan Bizim Kız Bizim’ albümü ile büyük beğeni toplayan Sesler, uzak diyarlardan tanıdık duyguları birkez daha dinleyicilerle buluşturuyor. (0212 292 73 68, biletler 20 ve 12 YTL) POSTSEVGİLİLER GÜNÜ ÖNERİLERİ Geçen hafta dünyanın birçok yerinde 14 Şubat Sevgililer Günü kutlandı. Romantik yemekler yenildi, çiçekler verildi, dans edildi. Kimileri de bu özel günü yalnız başına atlatmak zorunda kaldı ya da diğerleriyle barlarda kadeh tokuşturup, “Bunlar zaten tüketim toplumunun dayatması!” şeklinde başlayan konuşmalar yaptı. Hemen hemen bütün medya organlarında armağan önerilerini içeren haberler yapıldı. Bugün ben de, bu özel gün sendromunu sağ salim aşıp kendisini bir armağanla ödüllendirmek isteyenler için birkaç yeni albüm önereceğim. Unutmayın; müzik dinlemek iyi bir terapi yoludur… Frank Sinatra Songs From The Heart Romantik şarkıların unutulmaz sesi Frank Sinatra’nın bu albümü aslında Sevgililer Günü için yayımlandı. Fakat yıl ister 1957 olsun, ister 2007, ister sevgiliniz olsun ya da olmasın, Sinatra klasiktir ve her zaman dinlenir. Albüm, 20. yüzyıla damgasını vuran müzisyenlerden biri olan Sinatra’nın, 19531961 döneminden 21 şarkıyı içeriyor. Aralarında “My Funny Valentine”, “I’ve Got You Under My Skin”, “I’ll Be Seeing You”, “All The Way”, “If You are But a Dream” gibi ünlü şarkıların yeni düzenlemeleriyle yer aldığı çalışmada, “Nice ‘N Easy”nin daha önce hiç yayımlanmamış bir versiyonu da bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle