22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 26/12/07 14:50 Page 1 CUMARTESİ EKİ 3 CMYK 29 ARALIK 2007 CUMARTESİ 3 Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi yüzyılın ilk çeyreğinde Walter Gropius’un önderliğinde sanat, tasarım, mimarlık ve endüstri arasındaki kopuk ilişkiyi yeniden yapılandıran Bauhaus, hâlâ bu yüzyılın en devrimci girişimlerinden biri olarak nitelendiriliyor. Bauhaus okulu ülkemizde de kimi sanat eğitimi veren kurumların örnek aldığı bir ekol olması ile ayrıca ESRA önemli. 1882’de ALİÇAVUŞOĞLU İstanbul’da kurulan Sanayii Nefise Mektebi’nin esraali@yahoo.com (Güzel Sanatlar Akademisi/ Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) ardından 1957’de açılan Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu, Bauhaus ekolünün izinden giden eğitim kurumlarının başında geliyor. Hâlâ sanat eğitimi denildiğinde akademi ve tatbiki olmak üzere iki farklı eğilimi de akla getiren bu sistemin temsilcilerinden biri olan Tatbiki bugünkü adıyla Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 50. yaşını kutluyor. Fotoğraflarla Sabahattin Ali Sergi 20. 50 Yaşında MÜGSF geride bıraktığı 50 yılı, AIAS ve Trienallerle kurduğu ilişkiyi de arkasına alarak, 20072008 öğretim yılının bütününe yayılan sempozyum, sergi ve uluslararası etkinliklerle karşılamayı seçiyor. Dekan Prof. Nazan Erkmen’in yoğun çabaları ile kurum 50 yılı sadece bir kutlamaya indirgemiyor; özellikle düzenlediği sempozyumlar ile bilim alanına katkı yapmayı ana ilke olarak benimsiyor. Mimar Sinan yapısı olan Validei Atik Külliyesi’nde gerçekleştirilen ve ilk kez düzenlenen Uluslararası Yaz Akademisi; ülke genelindeki tüm güzel sanatlar fakültelerinin katıldığı “50. Yılda Büyük Buluşma”, “Öğretim Üyeleri DTGSYO ve MÜGSF Mezunları 50 yılın Sanatçı ve Tasarımcıları” sergisi ve ASYA’DA SANAT Kurumun tarihi 1956 yılında, programları yapmak ve öğretim elemanlarını seçmek üzere görevlendirilen Prof. Dr. Adolf Schneck’in çalışmalarıyla başlıyor. Bauhaus ekolü ışığında, deneyci, uygulamacı ve araştırmacı yöntemleri temel alan bir eğitim modeli üzerine şekillenen okul, sanat ve tasarım alanında gelişen yeniliklerle birlikte öğretim programlarını da yeniliyor ve çeşitlendiriyor. 1982’de Marmara Üniversitesi’ne bağlanan ve 1986’da Beşiktaş’tan Acıbadem kampusuna taşınan kurumun sadece sanat ve tasarım eğitimi ile değil, fakülte içindeki galerilerde açtığı sergilerle de Asya yakasının sanat ortamına büyük bir katkı sağladığını unutmamak gerek. MÜGSF’nin geçen 50 yıla sığdırdığı pek çok önemli yenilik ve ilk var. Örneğin yazının girişinde de sözünü ettiğimiz Bauhaus ekolü çerçevesinde, bu felsefe ile kurulan ve Avrupa Birliği’nin en önemli kurumlarının yer aldığı AIAS (Uluslararası Bağımsız Sanat ve Tasarım Kurumları) birliğine kabul edilmiş olması gibi. MÜGSF’nin hem Türk sanat ortamına hem de sanat eğitim alan öğrencilere yönelik bir diğer katkısı ise 1997’den itibaren düzenlediği Uluslararası Öğrenci Trienali... Trienal, güzel sanatlar fakültelerinde öğrenim gören genç sanatçı adayları ile yurt dışında sanat eğitimi veren kurumların öğrencileri arasında iletişimi geliştiriyor ve farklı eğitim modellerinin yakından tanınmasına olanak sağlıyor. ikincisi Mart ayında gerçekleştirilecek olan kurum tarihini deneyimler ve tanıklıklar üzerinden irdeleyen panel de fakültenin gerçekleştirdiği dikkat çekici etkinliklerden. Şu günlerde iki sergiye daha ev sahipliği yapıyor kurum. Bunlardan “Anılarına Sanat ve Tasarım Sergisi” fakültenin sergi salonunda. 28 Şubat tarihine dek sürecek olan sergide, kurumda eğitmenlik yapmış, şu an aramızda olmayan isimlerin yapıtlarına yer veriliyor. Haluk Tezonar, Hakkı Karayiğitoğlu, Boris Nieman, Sinan Baykurt, Necati Abacı, Harald Schmidt, Atilla Ergür, Ertuğrul Ergin, Şahin Kaygun, Muzaffer Berkay, Cevdet Koçak, Cafer Tanyeli, Lemi Merey, Hakkı İzzet, Jan Grove, Fahrettin Baykal gibi isimlerin yer aldığı sergi, kurumun çatısı altında eğitim vermiş sanatçılara saygı niteliği taşıyor. Geçen günlerde bir trafik kazasında aramızdan ayrılan, genellikle Atatürk ve anıt heykelleri ile tanınan Tankut Öktem ise fakültenin giriş koridoruna yayılan sergi ile anılıyor. Diğer sergi ise fakültenin salonlarında değil Caddebostan Kültür Merkezi’nde. Kurumun Erasmus ve Sokrates programı çerçevesinde eğitim partneri olan okullardan öğretim üyelerinin yapıtlarına yer veren sergi, Japonya, Hindistan, İtalya, Belçika, Kore gibi ülkeleri bir araya getiriyor. Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu, Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Sabahattin Ali’yi farklı bir yönünü gündeme getiriyor. ‘Bir Fotoğraf Camı / Çektiği ve Çekemediği Fotoğraflarıyla Sabahattin Ali’ adlı sergi, hem yazarın kendi çektiği fotoğraflara hem de dostlarının çektiği fotoğraflarına yer veriyor. Sabahattin Ali, fotoğrafa tutkuyla bağlı bir yazar olarak uzun yıllar ailesini, dostlarını, yaşadığı yerleri ve kendisini objektifiyle ölümsüzleştirdi. Bu fotoğraflar, yazarın kısa hayat hikayesine tanıklık eden ve başkalarının çektiği fotoğraflarla harmanlanarak sergileniyor. Sabahattin Ali’nin çektiği fotoğraflar kendi metinleriyle, başkalarının onu çektiği fotoğraflarsa anılar ve mektuplarla birleştirilerek izleyiciye yeni bir okuma alanı oluşturuyor. Sabahattin Ali’nin yaşamını izlemek isteyenler için sergi 10 Ocak tarihine dek sürecek. (0 212 252 47 00) Çizinti Turgay Karadağ, ‘çizinti’ adını verdiği karikatür sergisinde, işlerini herkesin canı sıkıldığında, dolaşmak istediğinde yapmak istediği gezintilere benzetiyor. Pek çok sergiye katılan Karadağ, karikatürün evrensel bir dili olduğuna inanıyor. Kendi iç enerjisiyle oluşturduğu karikatürlerinin uyandırdığı tebessümü ödülü olarak gören Karadağ’ın sergisi, 3 Ocak tarihinden 20 Ocak tarihine dek Schneidertempel Sanat Merkezi’nde görülebilecek. (0 212 249 01 50) PROGRAM YOĞUN MÜGSF’nin önümüzdeki günlerdeki programı da hayli yoğun. Ocak ayında “50 Yılda 50 Film”, Mart’ta Mustafa Aslıer retrospektifi, Nisan’da Hakkı Karayiğitoğlu heykel sergisi, Mayıs’ta Sofya Akademisi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyeleri sergisi bunlardan sadece birkaçı. Mayıs ayında gerçekleştirilecek olan “Türkiye’de Mimarlık, Sanat, Tasarım Eğitimi ve Bauhaus” sempozyumu ise ulusal alanda Bauhaus etkisinin ayrıntılı olarak tartışılacağı ilk etkinliklerden... Atölyeleri eski mezunların katkılarıyla yenilenen fakülte ayrıca, Resim, Heykel, Sinema TV, Endüstri Ürünleri Tasarımı gibi 10 bölümün yanı sıra bünyesine katılan Müzik ve Canlandırma bölümü ile karşılıyor 50. yılını. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Küçük Çamlıca Acıbadem Caddesi Kadıköy Tel: 0216 326 26 67 Kamyoncular Belgesel fotografçı Altan Bal, zamanının usta kamyonculardan babası Fethi Bal’ın hikayesinden yola çıkarak, yedi bölgede, yedi iklimde ‘yük sarıp’ ‘direksiyon sallayan’ ve bekleyenlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayan kamyoncuların hikayesini siyah beyaz fotograflarıyla görünür hale getirdi. Altan Bal çocukken, ne zaman döneceği belli olmayan kamyoncu babası tarafından anlatılan hikayelerinin izini, fotograf makinesiyle sürmek için 3 yıl önce yollara düştü. Otostopla bindiği kamyonlarla tüm Türkiye’yi defalarca gezerek fotograf çekti. Sergi, 5 Ocak’tan 1 Şubat’a kadar Fototrek Fotoğraf merkezinde gezilebilecek. (Tel: 0 212 251 90 14) Eren Eyüboğlu Sergisi 1988 yılında aramızdan ayrılan Çağdaş Türk Resminin önemli sanatçılarından Eren Eyüboğlu’nun esin kaynağı Anadolu coğrafyası, kültür zenginlikleri ve Anadolu insanı oldu. Sanatçının 40’a yakın eserinin yer alacağı sergi, tuval üzerine yağlı boya, akrilik, suluboya gibi çeşitli tekniklerde yapılmış resimlerden oluşuyor. Ardında binlerce resim, desen, seramik bırakan sanatçının eserleri, 13 Ocak tarihine dek Palet Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor. (Tel: 0 216 302 78 50) Fotoğraf şöleninde 11 bin Çinli fotoğrafçı Gökşin Sipahioğlu, şaşkın şaşkın anlatıyor: topu topu iki otel vardı. Taşıt araçları hakkında rehberimiz “Çoğu kadın olmak üzere, 11 bin fotoğrafçı, binlerce şöyle demişti: “Dünyanın her yanında yayalar arabalardan ziyaretçi sergiyi gezdi! Bu kadar kadın fotoğrafçıyı hiçbir korkar, burada araç sürücüleri yayalardan korkar!” yerde görmedim. Fotoğrafçıların tümü artık ‘dijital Çünkü, taşıt araçları parmakla sayılacak kadar azdı. Buna (sayısal)’ makine kullanıyor...” karşılık caddelere bisikletliler ordusu ile yayalar egemendi. Dünyanın 3 numaralı fotoğraf ajansı Gökşin, bugünü şöyle anlatıyor: ÖZGEN SIPA’nın kurucusu Gökşin Sipahioğlu, Çin “Bugün, Beijing’te bazıları sekiz şeritli caddelerde 2 Halk Cumhuriyetinin Pingyao kentinde milyon araç dolaşıyor. Kimilerine göre bu rakam 3 milyon. ACAR düzenlenen “Uluslararası Fotoğraf Yalnız Çin değil, Avrupa ve Amerikan arabaları da Şöleni”nde bir sergi ile 1.90’lık boyunu bolca...” gösterdi. 80 yılı aşan yaşamı boyunca dünyanın dört bir Gökşin, gözlemlerini anlatmayı şöyle sürdürüyor: köşesinde çektiği “Ülkede köktenci, çarpıcı fotoğrafları boyunu aşmıştı. bir değişiklik var. Sanki bir Sergideki fotoğrafları, başka ülkedeymişim gibi... Çin’de çektiği 42 yıl Çinliler, artık canlı, iş güç öncesinin “siyah beyaz” ve sahibi, çalışkan, zengin, 37 yıl öncesininkiler ise güçlü, çağdaş... İnsanların “renkli” fotoğrafları ile yüzü artık gülüyor. sınırlıydı. Gökşin, Eğlenmesini öğrenmişler. fotoğraflari ile genç Sokakta özgürce Çinlilere Mao Zedung’un konuşabiliyorlar. Tepeden “Kültür Devrimi” öncesi ve tırnağa batılı giyiniyorlar. sırasındaki günlük yaşamı Mini etekli kızlar, punk saçlı yansıttı. delikanlılara sıkça Gökşin’i; o zamanın rastlanıyor. Sokaklarda Pekin’inde, günümüzün Amerikan blujean’lerini Beijing’inde; 42 yıl önce satan seyyar satıcılar var. tanıdım. Benden bir gün 1965’lerin tek tip üniforma önce Çin’e gelmişti. Üç giysileri benim siyahbeyaz hafta boyunca çeşitli fotoğraflarımda kalmış! İşin Gökşin, at üzerinde çektiğim fotoğrafının önünde... kentleri gezmiş, güzel matrağı, eşim Paris’te aldığı söyleşiler arasında, geleneksel Çin elbisesi giyen dönemin ünlü başbakanı Çu En Lai ile de, yabancı tek insan konumundaydı!” gazetecilerin kıskançlık ve imrenme duygularına yansıyan, 1 Ekim’de Çin Ulusal Günü yıldönümünün kutlanması ayrıcalıklı bir konuşma yapmıştık. nedeniyle caddelerin 130 çeşit çiçekle süslendiğini söyleyen Onca yıl aradan sonra Gökşin ve Amerikalı gazeteci eşi Gökşin, Çinlilerin 2008 Olimpiyat Oyunları’na çok etkin Phyllis ile, sergi açması için aldığı davet üzerine, yeniden bir biçimde, sürprizlerle hazırlandığını da sözlerine ekliyor. Çin’e gitti. O zaman film kullandığı makinesinin yerine, bu Gökşin’in dikkatini çeken bir başka değişiklik ise kez sayısal makinesi ile pek çok fotoğraf çekti. İki kamera caddelerde gezici kan bankalarında, hemşirelerin arasındaki yapısal değişikliğin büyüklüğü gibi, aradan gönüllülerden kan bağışını sağlamaları. geçen yıllarda Çin’deki değişiklikler de Gökşin için Hoşuma giden bir nokta ise Gökşin’in sergisinde benim çarpıcıydı. çektiğim bir fotoğrafın da yer alması! Beijing yakınında Çin, 1965 Nisan’ında 700 milyon olan nüfusunu, bugün kutsal bir alanda gezerken yol boyunda anıtsal hayvan ikiye katlamıştı. O zamanki yönetim, “hiçbir bireyin aç ve heykellerinin bulunduğu bir yerden geçmiştik. Ulusal çıplak kalmamasını öngören bir ekonomi siyasa” basketçi Gökşin, bir sıçrayışta mermerden yapılmış bir atın izliyordu. Gökşin ile ortak görüşümüz “uyanan devin bir üzerine çıktığında fotoğrafını çekmiştim. O resim de dünya gücü olacağı” idi. Pekin’de yabancıların kalabileceği sergide... SİPA’nın kurucusu ünlü fotoğrafçı, çenç Çinlilere Çin’i tanıttı Dilek Ağacı Prof. Tülin Onat’ın uzun bir süreden beri üzerinde çalıştığı ‘Dilek Ağacı’ projesi, 2007 yılının son proje sergisi olarak 13 Ocak tarihine dek The Marmara Pera Gallery Art and Life’da sanatseverler ile buluşacak. Dilek ağacı projesi zamanlama itibari ile Noel ve yılbaşı kutlamaları ile de örtüşürken bir yandan da gerek yerleştirme gerek tuval resimleriyle ağaç sembolüne farklı bir bakış açısı getiriyor. (Tel: 0 212 293 91 50) İstanbulPanorama Eczacıbaşı Sanal Müzesi, bu yılın son sergisinde dünyanın çeşitli yerlerine uzun yıllar seyahat eden ve hatta 18 ay boyunca bir deve kervanıyla Çin’den Türkiye’ye kadar yürüyen fotoğrafçı Arif Aşçı’yı konuk ediyor. ‘İstanbulPanorama’ adlı sergide, sanatçının siyahbeyaz 6x17 panoramik kamerasıyla şehirde yakaladığı 90 imge yer alıyor. Sergiyi www.sanalmuze.org internet adresinde, “Fotoğraf” bölümünde gezebilirsiniz. Koza Garage of Art, çağdaş Türk resminin önde gelen isimlerinden Erkan Özdilek’in tuval üzerine farklı teknikleri ve doğal malzemeleri kullanarak oluşturduğu son dönem çalışmalarını içeren ‘Koza’ kişisel resim sergisine ev sahipliği yapıyor. Erkan Özdilek bugünün sanatının disiplinlerarası yapısı içerisinde birçok farklı tekniği birarada kullanarak sanatın yaşamla ilişkisini irdeliyor. 1990’lardan itibaren gerçekleştirdiği resimleri ve yerleştirmelerle kendi üretim süreci içerisinde ipekböceği kozaları ve elyapımı kağıt gibi doğal malzemeleri kullanarak özgün dilini oluşturmuş. Sergi, 4 Ocak tarihinden 28 Ocak tarihine dek görülebilecek. Mao’nun Kültür Devrimi’nde kırmızı kitabıyla Çinli kız, 1970.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle