15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 10 31/10/07 16:01 Page 1 CUMARTESİ EKİ 10 CMYK 10 3 KASIM 2007 CUMARTESİ Sinemada psikolojik oyunlar Uzak Sinemanın insan psikolojisine etkilerini sorgulamak üzere oluşturulan Psisinema projesi, beyazperdede izleyiciyle buluşan filmlerin bireyler üzerinde açık ya da örtülü etkileri üzerine araştırmalar yapıyor eçen sezon sinemada birbirinden farkberaberinde getirdiğini vurgulayarak, filmin akışı lı temalar işleyen Takva’dan Kader’e, ZUHAL içinde kendini oyuncunun yerine koyan izleyicinin Barda’dan Son Osmanlı Yandım Ali ve AYTOLUN kendi içine dönerek gerçeklerle yüzleştiğini söylüMutluluk’a kadar 40’a yakın Türk filyor. Sinemanın bu tür bir serbestlik tanıdığına vurmi izledik. Toplumsal gerilimin bireyler üzeringu yapan Gençöz, film seyrederken yaşadığı duygularla indeki etkisi, töre cinayetleri, merhamet, vatanseverlik, psikosanların kendilerini bulabileceklerini ve böylece günlük yalojik bozukluklar gibi pek çok konuyu beyazperdeden takip şamda karşılaşmamak için kendilerini kontrol ettikleri durumettik. Peki sinema, izleyicisinin etkisinde kalarak olguları sorları sinemada hissetmelerinin sağlandığını, böylece gerçekguladığı, yaşama farklı bakış açıları kazandığı, soru sormaya, lerle de bilinçli ya da bilinçdışı yüzleştiklerini belirtiyor. Türk dikkatini konuya yoğunlaştırmaya, öğrenme ve araştırma süsineması deyince akla gelen sahnelerden biri, geçirilen bir travrecine girmeye başladığı filmlerde, üzema sonrasında bir anda kör olan, hafızasını yitiren, yürüyerine düşen görevi ne kadar yerine getimeyen, konuşamayan oyuncuların tipik hikaye ve tavırları. Kirebiliyor? mi zaman da popüler film yapma kaygısından dolayı psikoTürk sinemasında işlenen olguların toplum üzerinde bıraktığı etkiler konuHacivat sundaki sorularımızı ‘Psisinema’ proKaragöz jesinin yöneticisi ve ODTÜ Psikoloji BöNeden lümü öğretim üyesi Doç. Dr. Faruk Öldürüldü? Gençöz’e yönelttik. Gençöz, sinemada direk ya da dolaylı yoldan verilen mesajlarda bireylerin olumlu çıkarsamalar yapabildiği gibi, önyargılarına daha da fazla bağlanma tehlikesinin de ortaya çıktığını söylüyor. Bu toplumsal etkiler üzerine yapılan araştırmaların etkisiyle Psisinema projesine başladıklarını belirten Gençöz, psikoloji, psikiyatri ve psikoterapi gibi kelimelerin ilk hecesi ile sinema kelimesinin iç içe geçirilmesiyle ortaya çıkan bu kavramla, hem izleyicilerin hem de sinema filmi üretiminde katkısı olan sanatçı ve uzmanların faydalanabiBabam ve lecekleri, bilimsel bir platform oluşturduklarını söyOğlum lüyor. G loji ağırlıklı filmlerin çekildiğini belirten Gençöz, “Toplumda var olmayan bir düşünce veya davranış biçimini topluma empoze edebilmek oldukça zordur. Sinemanın yaptığı iş, kolay yoldan giderek toplumda zaten var olan inanışları kuvvetlendirecek konuları işlemek” diyor. Psikoloji içerikli filmler, problemin tanımlanmasına yardımcı olabildiği gibi, o problemlerin çözüm yollarını da gösterebiliyor. Böylece izleyici profesyonellerden nasıl yardım alacağını, hangi yollara başvuracağını öğrenebildiği gibi, kendi içine dönerek bir sorgulama sürecine de girebiliyor. Filmlerde gördüğü duygu karmaşasıyla izleyicinin kendi gerçekliğiyle yüzleştiğini söylüyor Gençöz. Ancak bazen de gördüğü rahatsızlığı kendi üzerinde deneyimleyebiliyor izleyici. Gençöz, “Tıpkı psikoloji öğrencilerinin her rahatsızlığı kendilerinde bulmaları gibi, izleyici de aynı yöntemi uygulayabiliyor. Bu anlamda eğitim kaynakları çok açık olmayan bir toplumda yaşayan bireyler, sinemadan aldıkları ham maddeyle yoğrulabilirler ve bu durum kimi zaman tehlikeli olabilir” diyor. MİLLİ DUYGULAR Son yıllarda yaşanan olaylardan dolayı toplumsal gerginliğin yükselişe geçtiği bu süreçte, Türkiye’nin yaşadığı kimlik sorununa etki edebilecek Kurtlar Vadisi, Son Osmanlı Yandım Ali, Deli Yürek gibi filmlerin yeni duygular aşılamasa da, mevcut beklentileri karşıladığı için çok fazla gişe hasılatı yaptığını vurguluyor Gençöz. Bu dönemde ihtiyaç duyulan kimlik arayışı, kendine güven ve vatanseverlik gibi mesajları işleyen filmlerin toplum psikolojisini etkilediğini söylüyor. Filmlerde izleyicinin duygularına dokunulduğunu belirten Gençöz, vatansever mesajlar veren filmlerin bir anlamda kimlik sorununa hitap ederek bir açık kapattığını ve izleyicide bir rahatlatma yarattığını söylüyor. Herhangi sorun çözücü bir yol göstermediği için filmlerin yarım kalan bir anlatısı olduğuna vurgu yapan Gençöz, “Arınma sürecine giren izleyici, rahatlamasını tamamlayamıyor. İçerik, çözüm yollarını göstermediği için, tıpkı gerçek yaşamdaki gibi oyalayıcı taktiğin bir parçası oluyor. Oysa arınma sürecini tamamlayarak, rahatlayan izleyici, kendi zihninde bu problemleri çözmeye çalışabilir. Asıl dikkat edilmesi gereken nokta da bu” diyor. DİNİ MESAJ VEREN FİLMLER Filmlerde, klişe anlatımlarla dini mesajların verilerek izleyicideki din algısının körüklendiğini ve bu durumun izleyicinin mevcut önyargılarına daha da bağlanmasına sebep olduğunu vurguluyor Gençöz. Bilinçaltına hatırlatma yoluyla verilen mesajlara dikkat çeken Gençöz, “Türk Sineması’nda, toplumu özgürce düşünmeye sevk edebilecek, bilinç oluşturabilecek nitelikte yapımların olduğunu söylemek pek de mümkün değil. Sinema filmlerinin halka belli adetlerin ötesine çıkarabilecek derecede bir görüş açısı aşılamakta başarılı olduklarını söylemek zor” diyor. Takva, The İmam gibi halkın dini nasıl gördüğü, toplum içinde elde edilebilecek güçle ilişkili statünün dine dayalı olduğuna inanılan bir şekilcilik içinde nasıl döndürüldüğü, diğer taraftan şeklin insan aklını içinden çıkamayacak sorunlara itebileceğinin yansıtıldığı filmlerin, fazla yorumlanmadan seyircinin önüne konmasının en sağlıklı yöntem olduğunu söylüyor Gençöz ve ekliyor: “Filmde işlenen konu, seyirciye baskı yapılmadan verilmeli. Bununla birlikte girişimlerin etkili olabilmesi için filmi seyrettirip seyirciyi arkasından kendi haline bırakmak yerine onları daha fazla düşünmeye sevk edebilecek diğer yaratıcı girişimlerin de gelmesi gerekir.” KABULLENME SÜRECİ Çalışmalara başlayan Psisinema ekibi, toplumda oluşan bazı algıların önemli oranda sinema ve televizyon filmlerine dayalı olduğu sonucuna ulaşmış. Gençöz, bu noktada sinema ile uğraşanlara büyük görevler düştüğünü, bu anlamda her birinin psikoloji alanında bilgi edinmeleri gerektiğine vurgu yapıyor: “Psikolojiye derinlemesine girmektense, ihtiyaç duyduklarında danışmanlık almaları çok daha uygun olur. Aksi halde kendilerini akademik bilgiler içinde kaybedebilirler. Çünkü böyle bir durumda artık kendi gözleri ile değil de psikolojinin bilimsel gözlüğü ile görmeye başlayabilirler.” Gençöz, filmlerin seyircide bir rahatlama ve kabullenmeyi de Sinemada direk ya da dolaylı verilen mesajlar, insanlarda önyargılara daha fazla bağlanma tehlikesi de yaratıyor. Sergi Pera Müzesi’nde dünya devleri Dün Pera Müzesi’nde açılışı gerçekleşen JP Morgan Chase ‘Collected Visions’ sergisi pek çok sanatseverde heyecan yaratacak nitelikte. Dünyanın en önemli koleksiyonlarından biri olan ‘Collected Visions’ 1959 yılında David Rockefeller tarafından oluşturulmaya başlanmış. 1950 sonrası akımlar ve çağdaş sanatın pek çok önemli temsilcisini bir araya getiren sergide 59 sanatçıdan 70 yapıt yer alıyor. ‘Collected Visions Çağdaş Ustalardan Seçmeler’ adlı sergide Jean Dubuffet, Jasper Johns, Andy Warhol, Roy Lichtenstein, JeanMichel Basquiat, Jeff Koons, Cindy Sherman, Joseph Kosuth, Gilbert and George, Christo, Nam June Paik ve Zaha Hadid gibi 1950 sonrasının pek çok akımının temsilcisi ve çağdaş sanatın usta isimleri bir araya geliyor. ‘Collected Visions’ dünyada ilk kez 6 Ocak tarihine dek Pera Müzesi’nde sergilenecek. (Tel: 0 212 334 99 00) Türk fotoğrafçıları Fransa’da Fransa Rennes Belediyesi tarafından ‘Kültürel Buluşma’ (Convergences Culturelles) adı altında birkaç yıldır düzenlenen etkinliklerde bu yıl yedi Türk fotoğrafçı Türkiye temalı fotoğraflarıyla yer alacak. Rennes Belediyesi sponsorluğunda gerçekleşen etkinliğin küratörü Timurtaş Onan. 12 15 Kasım tarihleri arasında yapılacak olan ‘The Turkey Junction’ (Türkiye Kavşağı) adlı sergide İzzet Keribar, Nadir Ede, Yusuf Tuvi, Sadık Demiröz, İbrahim Zaman, Haluk Uygur ve Timurtaş Onan’ın eserleri yer alıyor. S ahne tozu Hişt Hişt Oyuncular Tiyatro Grubu 20072008 tiyatro sezonunda perdelerini Selma Köksal’ın yönettiği Sait Faik hikayelerinden uyarlanan ‘Hişt Hişt’ adlı oyunla açıyor. Emrah Kolukısa, Fuat Onan, Ayça Öztürk, Ege Soydan’ın rol aldığı oyun bugünden itibaren her cumartesi Oyuncular Tiyatro Kahve Cem Safran Sahnesi’nde tiyatroseverlerle buluşacak. (Tel: 0 212 245 13 14) Şehir Tiyatroları Bakü’de 3 Ekim’de perdelerini açan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ‘Yıldızlar Altında Cinayet’ adlı oyunuyla Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın davetlisi olarak 31 Ekim 4 Kasım tarihleri arasında Azerbaycan’ın Bakü şehrindeydi. Elçin Efendiyev’in yazdığı, Melahat Abbasova’nın yönettiği, Elçin Altındağ, Emrah Özertem, Ezgi Sümer Yolcu, Nevzat Çankara, Radife Baltaoğlu’nun rol aldıkları oyunda 2000’li yılların başında Bakü’de bir öğretmenle, ona aşkını 19 yıl sonra itiraf eden öğrencisinin dramatik ilişkisini anlatırken, değişen insani değerlere dikkat çekiyor. Sosyalizm sonrası çok yönlü dönüşümün yaşandığı Azerbaycan’a ‘değişen dünya, değişen insan’ gözüyle bakan oyun, yaşanan ikilemlerin trajik sonuçlarını eleştirel ve sorgulayıcı bir gözle ele alıyor. 400 yılın mirası Kıbrıs Türk Tarihi ve Kültürü’ne ait yüzyıllardır saklı kalmış kayıtlar, fermanlar ve beratlar gibi pek çok belge, ‘400 Yılın Mirası/ Kıbrıs’ta Evkaf Kayıtları’ adlı sergiyle açığa çıkıyor. Kıbrıs Vakıflar İdaresi tarafından T.C. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ve Tüm Arşivciler Derneği işbirliği ile 2004 yılında başlatılan Kıbrıs’taki 400 yıllık Osmanlı Evkaf Kayıtları’nın restorasyon, tercüme ve dijital ortama geçirilme çalışmaları sonucunda 400 yıllık tarihin kanıtı niteliğindeki binlerce belge artık tarihçi ve araştırmacıların hizmetine sunulmak üzere geleceğe kazandırıldı. Bu belgeler içerisinden seçilen 100 parça eser 30 Kasım tarihine dek İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde sanat ve tarih meraklılarıyla buluşacak. (Tel: 0 212 288 48 48) Yalova kültür şehri oluyor İstanbul Devlet tiyatrosu sanatçılarının rol aldığı Yeşil Papağan Limited adlı oyun bu sezon Yalova’da sahnelenecek. Bugün seyirciyle buluşacak olan oyun, Yalova’da yürütülen kültür çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış. Mehmet Baydur’un yazıp Altan Akışık ‘ın yönettiği oyunda Cengiz Daner, Halil Doğan, Cengiz Baykal, Suna Dizdar, Arzu Oygur Doğan ve Seçkin Zenginler rol alıyor. Oyun mafya ile siyasetçi, sanatçı, iş adamı, manken, sporcu ve medya ilişkilerini mizahi bir biçimde ele alıyor. Sanat Fuarı’nda Bodrum İstanbul Beylikdüzü’nde Tüyap Fuar Alanı’nda gerçekleşen 17. İstanbul Sanat Fuarı’na Bodrumlu sanatçılar ilk kez birarada ve BodrumArt çatısı altında katıldı. Sergide, Birol Kutadgu, İlhan Berk, Mustafa Altıntaş ve Turan Erol’un birer eseri ve BodrumArt sanatçılarından Emel Altuğ, Ayşe Hinnerkoph, Birgül Baran, Deborah Semel, Gül Gökovalı, Gülsen Giz, Hakan Mandalinci, Hale Ozansoy, Mustafa Bürün, Nebahat Timur Tokgöz, Nihal Kandak, Tülin Aker Aburga ve Yüksel Güner’in eserleri sergileniyor. Fuar yarına dek devam edecek. Can Tarlası başlıyor İstanbul Halk Tiyatrosu’nun geçen yıl sahneye koyduğu oyunu Can Tarlası, yeniden başlıyor. Gazetelerin 3. sayfa haberlerinden derlenen 11 kısa öyküyle, artan şiddet olaylarına bir yorum getiriyor. Kemal Kocatürk’ün yazıp yönettiği oyunda Dolunay Soysert, Levent Üzümcü, Yıldıray Şahinler, Bahtiyar Engin, Fatih Yurdakul, Mehmet Özbek ve Nilgün Atılgan rol alıyor. Oyun, 4, 11, 18, 25 Kasım’da Beşiktaş Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. (Tel: 0 212 236 18 18)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle